Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1190 E. 2022/139 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1190 Esas
KARAR NO : 2022/139

DAVA : Maddi ve manevi tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2018
KARAR TARİHİ : 16/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin —- kapsamında ihracat taahhütlü olarak satın aldığını, ancak–sayılı dosyalarına istinaden –” firmasının borçlarından dolayı müvekkil firmanın satın aldığı mallara haciz işlemi gerçekleştirildiği diğer davalı ———-.” firmasının da malın müvekkil firmaya ait olduğunu bilmesine, — esnasında hiçbir şekilde bir rehin veya hapis hakkı bulunduğunu — ve müvekkil firmaya bildirmeden diğer davalı firma ile ederek olmayan bir rehin ve hapis hakkı bulunduğunu iddia ederek müvekkile ait malı süresinde teslim etmeyerek müvekkilin zarara uğramasına yol açtığı, müvekkilin — miktarlı —– daha fazla bedel ödeyerek teslim edilmeyen mal yerine başka firmadan ikame mal almak zorunda kalarak — mal alımı için ödenen bedelin bankadan kullanılan kredi ile karşılandığı ve ortalama kaynak maliyeti dikkate alındığında — mal alımı için ödeme yapıldığı dönemde– –firmanın ayrıca— kaynaklı zarar ettiği, ayrıca müvekkil firmanın söz konusu malı üretimde kullanamaması nedeni ile de kar kaybına uğradığını belirterek uğranılan kar kaybının davalıdan tahsiline yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın hak iddia ettiği mala ilişkin farklı taraflarca gelen hak iddiaları üzerine ivedi suretle dört farklı mahkemeden tevdi mahalli tayini talebinde bulunulduğu, ancak buna ilişkin sonuç alınamadığı, davacı tarafın da bir çok mahkemede söz konusu mallara ilişkin istihkak taleplerine dair sonuç alamadığı en son davacı tarafın —kaldırılarak davaya konu malların davacı firmaya teslimine karar vermesi üzerine kime ait olduğu belirsiz olan yargıya intikal eden malla ilgili yargı merciinin karar vermesi üzerine gecikmeden davaya konu malın tamamının 15.11.2016 tarihi itibari ile yargı kararı gereğince davacıya teslim edildiği, müvekkilin kendisine teslim edilen malla ilgili —–dikkati gösterdiği, kimsenin zarar uğramaması için müvekkilin tüm yükümlülükleri yerine getirdiği, davaya konu mallarda herhangi bir bozulma ve eksilme olmadan malın davacıya tesliminin gerçekleştiği, belirsizliği giderilmesini beklemek zorunda olunması nedeni ile müvekkilip malları teslim edemediği, burada müyekkilin davacı şirketi zarara uğratma kastının olmadığı, malın teslim edilmemesinden kaynaklı müvekkil firmanın bir menfaatinin de olmadığını, aksine davaya konu malların depoda bulunduğu sürece oluşan depolama ücretlerini bile tahsil edemediğini, bu şekilde müvekkil firmanın da ağır zarara uğradığını, ayrıca tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını, zamanaşımından dolayı talebin reddinin gerektiğini belirterek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, haksız haciz sebebiyle davacının malları teslim alamamasından kaynaklanan tazminat davasıdır.
Davacı ile dava dışı — konusunda bir— kurulmuş olup; davacının satım bedeli olarak —- firmasının gönderdiği — sayılı takipleri başlattığı; alacaklının talebi üzerine icra müdürlüklerince —., sayılı dosyalarında davacıya— uygulanmıştır. Emtianın bu sırada davalıya ait—- olduğu, haczin burada uygulandığı anlaşılmaktadır.
Davacı, bankaya —–keşide ederek malların kendisine ati olduğunu, derhal iadesini talep ettiği; davacı ile banka arasında — bankanın hacizleri kaldıracağı, davacının da tazminat davası açmayacağı taahhüdünde bulunarak– — davalıya ihtarname keşide ederek malları davacıya iade etmemesini ihtar etmiştir. Böylece mallar davalının —kalmış, ibra sözleşmesi hayata geçmemiştir.
— sayılı dosyasında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatmıştır. Davacı bu takibe itiraz etmiş; banka itirazın iptali davası açmıştır. İtirazın iptali davası mahkememizin— görülmüş; yargılama sonunda bankanın rehin hakkı olmadığı, malların dosyamız davacısına ait olduğu — tarihli kararla davanın reddine karar verilmiştir. Bu karar, — kesinleşmiştir.
Bu karardan sonra davacı malları teslim almak için ———-kararın kesinleşmediğini belirterek malları teslimden kaçınmış; davacı bu kez şikayet yoluyla — tarihli kararla, kararın kesinleşmesine gerek olmadığına, malların davacıya teslim edilmesi gerektiğine karar verilmiştir. Bu karar üzerine icra müdürlüğü, — malların davacıya teslim edilmesi için talimat yazmıştır. Davacı malları teslim almak için —– ise de, bu kez de davalı şirket yetkilisi mallar üzerinde iflas şerhi olduğunu,— etmiş olması sebebiyle kendilerinde bulunan malları teslim edemeyeceklerini beyan etmiş, davacı malları teslim alamamıştır. Bu kez davacı,– davacıya teslimine, mallar üzerindeki iflas şerhinin kaldırılmasına karar vermiştir.– tarihinde teslim almıştır.
Davacı iş bu davada mallarının haksız hacizlerle kendisine teslim edilmemesi sebebiyle — kazanç kaybı olduğunu, maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürmüştür.
Davacı davasını–göstermiş ise de, — merkezli bankaya —- tarihli celse de bu davalı yönünden dava tefrik edilmiş, mahkememizin — sırasına kaydedilmiştir.
Davalı — yönünden ise, yargılamaya —müşavir bilirkişi, davacının toplamda— zarara uğradığını mütalaa etmiştir. Miktar itibariyle dosyanın heyetlik olması sebebiyle, harç tamamlatılmış ve dosya heyete tevdi edilmiştir.
Heyete tevdi edilen dosya incelenmiş; mahkememizin—-sayılı dosyasında davacının HMK nun 124. Maddesi uyarınca faal olmadığı anlaşılan —olarak değiştirilmesini, zira 09/12/2015 tarihli temlikname ile — devrededilmiş olduğunu belirttiği görülmüş; mahkemenin bu talebi usule uygun görmediği ve– tarihli kararla davanın, davalının taraf ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Eldeki davada davalı — fiil sorumluluğuna dayandırılan davada bu davalı yönünden değerlendirme yapmak gerekecektir.
Davalı — yargılama boyunca yaptığı savunmalarda, TBK.nun 72. Maddesine göre zamanaşımının dolduğunu, dava dışı bankanın rehin hakkı olduğunu ileri süremsi üzerine malları sakladıklarını, mallar üzerindeki haciz kaldırıldığında da — olması sebebiyle—– kendilerine gönderilen —- sebebiyle malları davacıya teslim edemediklerini; pek çok mahkeme ve icra müdürlüğünün uyuşmazlığı çözemediği, malın kime ait olacağı ve kime teslim edilmesi gerektiği hususunda tereddüt olduğu ve—kazandığını, bu sebeple kendilerinden, malın mülkiyetinin davacıya ati olduğunu bilmesinin beklenemeyeceğini, kaldı ki 4 kez tevdi mahali talebinde bulunduklarını ancak malların kendilerinde tutulmasına karar verildiğini, haksız ve kusurlu bir davranışlarının olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 74. maddesi gereği, haksız fiil nedeniyle tazminat talebiyle açılacak davada zamanaşımı, zarara ve — itibaren 2 yıl ve her halde fiilin vukuundan itibaren 10 yıllık süreye tabidir. Eylemin aynı zamanda suç oluşturması durumunda uzamış (ceza) zamanaşımı uygulanacaktır. Somut olayda davacı malları ancak — tarihinde teslim almış olup, davalı yönünden — tarihli bu davada zaman aşımının dolmadığını kabul etmek gerekir.
Haksız fiil sorumluluğunun söz konusu olması için fiil, hukuka aykırılık,kusur, zarar ve fiil ile zarar arasında illiyet bağı olmalıdır. Davalı şirketin üzerinde ihtilaf olan malları kendi deposunda saklamasında, davalıya atfedilebilecek bir kusur bulunmamaktadır. Gerek — sonrasında tevdi mahalli talebine bulunduğunda verilen karar gereği, gerekse– malların saklanması için yazılan talimat doğrultusunda davalının malları saklaması ve davacıya teslim etmemesi işlemin yapıldığı zaman ve şartlar itibariyle hukuka uygundur. Bu sebeple davalıdan istenen maddi manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir. — 13/4 maddeleri gereği de maktu vekalet ücretine hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
2- Alınması gerekli 80,70-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 49.285,78-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 49.205,08-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 200,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- —- göre maddi tazminat yönünden davalı vekili için takdir olunan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7— göre manevi tazminat yönünden davalı vekili için takdir olunan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili, davalı — vekili ve müdahil — vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.