Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1189 E. 2019/1075 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1189 Esas
KARAR NO : 2019/1075 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/05/2016
KARAR TARİHİ: 17/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin isim ve logosu ile bir çok ürününün —- nezdinde marka olarak tescilli olduğunu, bu kapsamda müvekkili şirketin markası ———- tanınmış marka statüsünde olup —- nezdinde ——— tescil numarası ile koruma altında olduğunu, kurulduğu günden bu yana toplumsal sorumluluk bilinci ile kültür, sanat, spor ve farklı alanlarda birçok projeye destek veren müvekkili şirketin, çocukların eğitimini desteklemek amacıyla bugüne kadar pek çok projenin önemli destekçilerinden biri olduğunu, ne var ki müvekkilinin gençlere ve eğitime verdiği desteğin son zamanlarda gündemde yer alan ——— ‘na ait olduğu söylenen yurtlarda vuku bulan tecavüz skandalı nedeniyle ciddi biçimde çarpıtılarak sosyal medyada adeta müvekkili hakkında karalama kampanyasına dönüştürüldüğünü, bu kapsamda davalı .——- adlı kişisel —- hesabından müvekkili hakkında —————- şeklinde paylaşımda bulunduğunu, bu itibarla TMK 25, BK 49. ve 58. maddeleri ile TTK 55-56. maddeleri uyarınca müvekkiline karşı haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı olgu isnat eden ve bu şekilde müvekkili şirketin kişilik haklarını açıkça ihlal eden, bunun yanı sıra müvekkili şirket hakkında incitici beyanlarla müvekkilini mali olarak zarara uğratıp müvekkilinin rakiplerini rekabette öne çıkarma amacıyla hareket ederek haksız rekabete sebebiyet veren davalının açıklamaları nedeniyle ———— manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya konu edilen yazının kendisi tarafından, hakaret kastı olmaksızın, eleştirmek amacıyla ——— yöneltildiğini, tweetin davalı şirketin kişilik haklarını ciddi şekilde zedelediği iddiasının gerçek dışı olduğunu, Yargıtay içtihatlarına göre bir kimsenin manevi tazminat talep edebilmesi için kişilik haklarına hukuka aykırı bir tecavüz yapılması ve manevi zararın oluşması gerektiğini, kişilik hakkı ihlal ile manevi zarar arasında illiyet bağı bulunması gerektiğini, tüzel kişilerin manevi tazminat istemesinin mümkün olmadığını, hukuka aykırı beyanda bulunmadığı gibi——— zararı ile beyanları arasında bir illiyet bağı bulunmadığını, paylaşmış olduğu ——— ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin aşikar olduğunu, açıklanan nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle; davalı tarafça —- tarihinde paylaşılan ———- şeklindeki paylaşımın ağır hakaret içerip içermediği, davacı şirket yönünden haksız rekabete yol açıp açmadığı, davacının ticari itibarını zedeler nitelikte bulunup bulunmadığı ve manevi tazminat talebine ilişkin şartların bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Dosya konusunda haksız rekabet alanında uzman bilirkişiye verilerek rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda, davacının dava dışı ——- sponsoru olduğu ve dava dışı ————- nitelemesini yaptığı, davalının bu nitelenmesi ile davacıyı değil dava dışı —– hedef aldığının belirlendiği, adı geçen vakıf huzurdaki davaya taraf olmadığından bu açıklamanın onun aleyhine haksız rekabet teşkil edip etmediği incelemesinin yapılmadığı, davalının dava konusu açıklamasından ——– edilmesi ile davacıyı ilişkilendirmediği, davacıya yönelik küçültücü , incitici bir ithamının olmadığı, davalının davacıdan sadece adı geçen vakıf ile sponsorluk ilişkisinin sonlandırmasını istediği, davalının bu talebini dile getirmesinin anayasal ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı, davalının dava konusu olayda davacı aleyhine hukuka aykırı bir eylemine rastlanmadığı, açıklamasının haksız rekabet teşkil etmediği, mütalaa edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Davacı taraf, dava konusu ifadenin, ağır hakaret içerdiği ve aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğu gerekçelerine dayanmak suretiyle dava açmıştır.
İfade özgürlüğü hakkı Anayasal haklardandır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi —– tarihli ——- başvuru no lu kararında da “İfade özgürlüğünün, demokratik bir toplumun vazgeçilmez esasını ve bu toplumun gelişiminin ve her bireyin kendini gerçekleştirmesinin temel koşulunu oluşturduğunu, 10. maddenin 2. fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla ifade özgürlüğünün sadece kabul edilen, zararsız ya da farklı olan «bilgi» ya da «düşünceler» için değil ama ayrıca hoşa gitmeyen, sarsıcı ya da rahatsız edici olanlar için de geçerli olduğunu, bunların, «demokratik toplumun» onlarsız olamayacağı çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gereği olduğunu, 10. maddede açıklandığı gibi bu özgürlüğe yapılan sınırlamaların her halde dar yorumlanması gerektiğini ve herhangi bir sınırlama gereksiniminin ikna edici bir biçimde ortaya koyulması gerektiğini,…” ifade etmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar başlıklı 55. maddesi “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle; 1. Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek,” düzenlemesini içermektedir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere, bu tür haksız rekabetin oluşabilmesi için başkalarının faaliyetini gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek gerekmektedir.
TBK 58. maddesinde; Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar görenin, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar paranın ödenmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Ancak bu kapsamda bir tazminata hükmedilebilmesi için fiilin hukuka aykırı nitelik taşıması gereklidir. Bu kapsamda TTK 55 v, 56/1-e ve 58/3 madde hükümleri ve TBK 49 vd maddeleri hükümleri uyarıca haksız rekabet taşıdığı iddia edilen fiilin aynı zamanda hukuka aykırı olması, bu kapsamda yanlış yanıltıcı veya gereksiz yere incitici nitelik taşıması gerekmektedir.
Dava konusu paylaşımın yapıldığı dönem itibariyle gerçek olaylara dayandığı ve en azından toplum algısının bu yönde olduğu, —– gerçekleşen olayın —– genelinde yayın yapan gazete ve televizyon kanallarında yer aldığı, toplumun ilgi ve tepkisini çeker nitelikte bulunduğu bilinmektedir. Davacının bu olayın gerçekleştiği —— sponsor olduğu iddiası toplumun belli bir kesimi tarafından bilinmekle ya da toplum tarafından bu şekilde algılanmakla beraber söz konusu olay üzerine daha da dikkat çeker ve bilinir hale gelmiştir.
Dava konusu paylaşımın söz konusu olayın etkisiyle ve tepkisel olarak paylaşıldığı değerlendirilmekle birlikte, paylaşımın içeriğinin incelenmesinde; söz konusu olay kullanılmak suretiyle davacı müşterilerini hatlarını iptal etmeye teşvik eder nitelikte olduğu, kişileri, davacı şirketin sunduğu hizmetin alınmaması yönünde teşvik ettiği, davacının sunduğu hizmeti kötüler nitelikte bulunduğu, karşı tarafa maddi olarak zarar verilmesi amacını taşıyan ve davacının ticari itibarını hedef alan ifadenin, haksız rekabet oluşturduğu, ifade özgürlüğü sınırları içerisinde değerlendirilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Yukarıda sıralanan gerekçelerle; bilirkişi raporundaki tespitler yerinde bulunmamakla, paylaşımın içeriği, eylemin oluş biçimi, tarafların konumu, olay tarihi ve yukarıda belirtilen hususlar çerçevesinde, davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen kabulü ile ——–TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin istemin reddine,
2- Alınması gerekli 68,31- TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 170,78- TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 102,47- TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
3- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 29,20- TL. başvurma harcı, 68,31-TL peşin harcın toplamı olan 97,51-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 920,20- TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre tespit edilen 92,02-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
5- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 1.000,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 1.000,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne ,Davalı Vekilinin yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/10/2019