Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1185 E. 2019/1294 K. 03.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1185 Esas
KARAR NO : 2019/1294

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/09/2017
KARAR TARİHİ : 03/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalının İstanbul Anadolu—-. İcra Müdürlüğü’nün —- sayılı dosyası ile davacının aleyhine ilamsız icra takibi başlattığını, davacının icra takibine itiraz süresini geçirdiği için icra takibinin kesinleştiğini, ilamsız takip ekinde borcun dayanağının bulunmadığını davacının, davalı ile imzalamış olduğu bir sözleşmenin de mevcut olmadığını, aylık %6 yani yıllık %96 faiz istemli icra takibi başlatıldığını, bu faiz isteminin Borçlar Kanunu, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanuna aykırı ve fahiş olduğunu, İcra Memurluğunun bu fahiş miktardaki faize göre halihazırda dosyada kapak hesabı yaptığını ve davaının fazladan para ödemesine neden olduğunu, temerrüde takip sonrası faizin de %9 yasal faiz olarak işletilmesi gerektiğini, davalının tüketici aleyhine olan ve tüketiciyi tazminat ve fahiş faiz borcu külfeti altına sokan fahiş faizin tüketici ile ayrıca müzakere edilerek kararlaştırıldığını iddia ve ispat edecek bir evrakı da icra takibi evrakının ekine koymadığını, davalı alacaklının davacıdan alacağı kadar faiz istediğini, bunun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, iş bu nedenle davacının mağduriyetinin artmaması ve icra dosyasına fazla yatırdığı parayı geri almak için uğraşmaması için tedbir talebinde bulunduklarını, tedbiren öncelikle dava sonuna kadar fazla yürütülen faizle ilgili takibin durdurulmasına, dava sonuna kadar icra dosyasına yatırılan bedelin borçluya ödenmemesine, icra takibine uygulanan fazla faiz oranı ve istenilen fazla faiz miktarının iptali ile davacının alacaklıya—borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :Davalı davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE : İncelenen tüm dosya kapsamına göre davanın, davalı tarafından davacı aleyhine İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün 2016/20674 E. sayılı dosyası ile yapılan icra takibinde aralarında sözleşme olmamasına rağmen yıllık %96 oranında faiz işletilmesi nedeniyle — işlemiş faiz yönünden davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespiti hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Dosyanın İstanbul Anadolu —-. Tüketici Mahkemesi’nin —-. Sayılı dosyasından verilen görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edildiği görülmüştür.
Tarafların tacir olarak vergi kayıtlarının bulunup bulunmadığı, taraflar tacir ise kaçıncı sınıf tacir oldukları, bilanço usulüne göre mi işletme defteri esasına göre mi defter tuttukları hususları, müzekkere yazılarak ilgili vergi dairesinden sorulmuş, müzekkereye verilen cevapta, davacı …’nın şahıs olarak ticari faaliyet kaydı olmayan potansiyel vergi numaralı mükellef olduğu ve lmited şirket ortağı olduğu, davalı …’un ise 1. sınıf tacir olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır.
Diğer yandan 28/11/2013 Tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 2. Maddesinde; ”Bu kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” hükmü yer almakta, aynı kanunun 3. Maddesinde ise tüketici işlemi tanımlayan ”mal ve hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” hükmü yer almaktadır. Ayrıca aynı kanunun 83.maddesinde de ”taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilerek 6502 Sayılı Kanunun tüketici işlemlerinde mutlak uygulama alanı bulacağı ayrıca vurgulanmıştır.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73 .maddesinde de, ”Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” hükmü yer almaktadır.
Davacı tarafa davaya konu olan malların neler olduğu hususunda açıklama yapması için süre verilmiş, davacı taraf 2 adet elektrikli ısıtıcı, 1 adet buzdolabı ve 1 adet televizyon satın alındığını beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, savunmaları ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu somut olayda, davacı şahsın davalı tacirden satın almış olduğu buzdolabı ve televizyonun bedelinin ödenmesi amacıyla ödeme planı düzenlendiği, ödeme planının altında davacının adının, soyadının ve imzasının bulunduğu, davacının işletilen faizin fahiş olduğu iddiası ve borçlu olmadığının tespiti talebiyle menfi tespit davası açtığı, davacının tacir olmadığı ve dava konusu uyuşmazlığın ticari işletme ile ilgili olmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda yer verilen düzenlemeler ve dava konusu somut olay birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ilişki 6502 Sayılı Kanun kapsamında tüketici işlemi olup uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkeme Tüketici Mahkemesidir. Mahkemelerin görevi kamu düzenindendir ve dava şartları arasındadır. Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Mahkememizin görevsizliği ve dava konusu uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olması nedeniyle, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu —. Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, karar istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde her iki mahkeme arasında görev uyuşmazlığı oluştuğundan dosyanın merci tayini için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —-. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1- Mahkememizin görevsizliği nedeni ile 6100 sayılı HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usul yönünden REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu— Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-İstanbul Anadolu —-. Tüketici Mahkemesi’nin — Karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilmiş olmakla, taraflarca mahkememiz kararına karşı İstinaf yoluna başvurulmadığı takdirde dosyanın mercii tayini için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi — Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
4- 6100 Sayılı HMK’nun 331/2. maddesi gereği yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya görevli mahkemede devam edilmemesi durumunda, tarafların talebi üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.