Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1165 E. 2023/126 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1165 Esas
KARAR NO: 2023/126
ASIL DAVA DOSYASINDA:
DAVA: Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 08/10/2018
BİRLEŞEN———-SAYILI DAVA DOSYASINDA :
BİRLEŞEN———SAYILI DAVA DOSYASINDA :
DAVA: Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 22/03/2019
BİRLEŞEN ——–SAYILI DAVA DOSYASINDA :
DAVA: Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 22/03/2019
KARAR TARİHİ: 16/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Asıl davada Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firma davalı——- tarihi sözleşmeyle ön ödemeli olarak —-satın aldığını ve davaya konu——bedelli çekle birlikte ödemesini yaptığını, davalı firmanın——- esas sayılı dosyasıyla konkordato başvurusu yaptığını ve bu başvuru neticesinde davalı şirket hakkında 3 ay süre ile tedbir kararı verildiğini, açıklanan nedenlerle dava konusu çek üzerine öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yapılacak yargılama sonucunda davacı firmanın davalı firmaya davaya konu çek nedeniyle 85.000,00 TL borcunun olmadığının tespitini, dava konusu çekin davacıya iadesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı ——— dava dilekçesi ile duruşma davetiyesi tebliğ olmasına rağmen dosyaya beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.
Birleşen —–sayılı dosyasında ve bu dosya ile bileşen ———dosyasında;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalıdan 2.000 m3 beton almak için anlaştığını, karşılığında toplam bedeli 257.000,00 TL olan 3 adet çek verdiğini ancak betonların kendilerine teslim edilmediğini belirterek 3 adet çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini ve çeklerin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş; bilahare daha sonra açılan ve dosyamızla birleştirilen —– sayılı dosyasında ise, söz konusu çeklerin tahsil için ——- verildiğini, bankanın davalı şirket adına bu çekleri tahsil etmeye çalıştığını, çekler üzerinde mahkememizce konulmuş ihtiyati tedbir kararını gördükten sonra çeklerin bankaya ciro edildiğini; davalı bankanında el ve iş birliği ile kötü niyetli hareket ettiğini belirterek, banka aleyhine de bu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini ve çeklerin iadesine hükmedilmesini dava etmiştir. Davalı —– dava dilekçesi ile duruşma davetiyesi tebliğ olmasına rağmen dosyaya beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.
Birleşen——–sayılı dosyanın banka vekili vermiş bulunduğu cevabında ise, müvekkilinin taraflar arasındaki ilişkiyi bilmesinin mümkün olmadığını; müvekkilinin kötü niyetli olmadığını belirterek kendileri yönünden davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Birleşen ——– Dava Dosyasında;Davacı vekilinin 22/03/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil firma ile ——arasında görülmekte olan ——- Menfi Tespit davasında davaya konu çekin tahsil için —–verildiğini, davalı —- çek tahsil gününde çeki —- tahsil etmeye çalıştığını, çek üzerinde ——konulmuş olan ihtiyati tedbir kararını gördükten sonra ise çeki kendisi cirolayarak kendi adına tahsil etmeye çalıştığını ve çeki yazdırdığını, davalının kötü niyetli olduğunu, dolayısıyla —— karşı ileri sürülen her durumun davalıya da sürülebileceğini, —– görülmekte olan ——-esas dosya ile bu dava dosyasının birleşmesi gerektiğini, davaya konu——- ait çek üzerine ödeme yasağı ve çekin icraya konulmamasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı firmaya davaya konu çek nedeniyle 85.000,00 TL borcunun olmadığının tespitine, çekin müvekkiline iadesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı——vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki dava davacı tarafça keşide edildiği ve diğer davalı———– tarafından ciro edilmek suretiyle müvekkili bankaya verildiğini, müvekkili banka tarafından tahsil cirosu ile ilgili bankalara süresi içerisinde ibraz edilen çeklerin karşılığının bulunmaması sebebiyle işlem yapıldığını, anılan çeke ilişkin davacı huzurdaki dava ile çeki keşide ederek teslim ettiği——–aralarında imzalamış oldukları mal teminine ilişkin sözleşmenin ifa edilmemesinden bahisle borcunun bulunmadığını ileri sürdüğünü, iyi niyetli hamil durumundaki müvekkili bankaya karşı ciranta ile keşideci arasındaki olaylar sebep gösterilerek dava açılamayacağını, bu durumda kambiyo senedi kurumunun ruhuna ve amacına aykırı olduğunu, müvekkili banka iyi niyetli 3.kişi hamil olduğundan kıymetli evrakın keşideci elinden ne şekilde çıktığını ve keşidecinin hangi amaçla verdiğini bilebilmesinin mümkün olmadığını, açıklanan nedenlerden dolayı her ne kadar huzurdaki menfi tespit davası müvekkili bankaya da yöneltilmiş ise de iyi niyetli üçüncü kişi konumundaki müvekkili bankanın dava konusu kıymetli evrakı takibini alacak tutarını talep hakkını ortadan kaldıran hiçbir hukuki müessesenin mevcut olmadığını, açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibari ile menfi tespit davasıdır.
Taralar arasındaki uyuşmazlık ise; davacı —– davalı—— aralarındaki —-alım sözleşmesi kapsamında avans olarak verdiğini iddia ettiği ve davalıdan —- alamadığından dolayı dava konusu çekler nedeni ile borçlu olup olmadığının ve birleşen ——— sayılı dosyalarda davalı olan —– çekleri iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket edip etmediği, davalı ——- yönünden de davacının borçlu olup olmadığının tespitine ilişkin uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Davalı —– sayılı dosyasında iflas kararı verildiği, verilen kararının——— Karar sayılı kararı ile kararın kaldırıldığı, dosyanın yeniden —— sırasına kaydedildiği, yapılan yargılama sonucunda konkordato talebinin reddine karar verildiği ancak iflas kararı verilmediği, davalı —- tarafından ——- Esas sayılı dosyasında yeniden konkordato müracaatında bulunduğu, konkordato yargılamasının henüz sonuçlanmadığı, davanın derdest olduğu, davalının karar tarihinde iflas halinde olmadığı, taraf sıfatının var olduğu anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, mahkememiz —— tarihli —- nolu ara kararı gereği, davalı —– ticari defterlerinin incelenmesi için ——- talimat yazılmış, talimat uyarınca alınan 21/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davalının yasal defterlerinde, davalı ile davacının devam edegelen ticari ilişkisinde —- tarihinde taraflar arasında —- konusunda —– birim fiyatla anlaşmaya vardıkları, anlaşma sonrası davacının —— beton bedelinin tamamı için —— tutarında davalıya 4 adet çek verdiği, çeklerin davalının yasal defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının, aralarındaki sözleşme nedeniyle davacıdan aldığı çeklerin ——- tanesini davalı ——–teminat amaçlı verdiği, 1 tanesini kendi satıcısına borcuna karşılık ciro ederek verdiği, sözleşmedeki anlaşma gereği betonun tamamını teslim edemediğinden, —— yılında 3 adet çeki davacıya “ fiziken geri iade edilmiş” gibi cari hesap kayıtlarından çıkardığı, bu nedenle —– yılı sonunda davacıya 61.593,54 TL borçlandığı, Davalının, —–yılındaki defter kayıtlarında, davacıdan aldığı 87.200,00 TL’lik çeki de 30.01.2019 tarihinde “fiziken geri iade edilmiş” gibi cari hesap kayıtlarından çıkardığı, —– tarihi itibarıyla davalının davacıdan yeniden alacaklı hale geldiği ——– olarak tespit edildiği, Taraflar arasındaki—- sözleşmesinden sonra davalının, davacıya 171,50 m3 betonu teslim ettiği, buna karşılık 29.022,69 TL lik 3 adet fatura düzenlediği, bu faturalar öncesinde davacının yaptığı ödemelerden 3.416,23 TL alacağı kaldığından 8.041,70 TL’lik fatura borcundan düşüldüğünde, bu faturadan geriye davacıdan 4.625,47 TL alacağı kaldığı, böylece davalının davacıdan 3 adet fatura bedelinden (4.625,4719.667,154111.313,84) 25.606,46 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, Taraflar arasındaki 2000 m3 beton alım/satım sözleşmesinden sonra davalının davacıya 171, 50 m3 betonu teslim ettiği, 1828,50 m3 betonu teslim edemediği, dolayısı ile davalının yasal defterlerine göre davaya konu 85.000,00 TL’lik çekin, davacının yasal defterlerinde de 25.606,46 TL lik borcun tespit ve teyit edilmesi halinde, 59.393,54 TL sinin karşılıksız kalacağı, 25.606,46 TL borcun tespit edilememesi veya davalının bu alacağını belgeleriyle ispat edememesi halinde davacının davaya konu çekin tamamından borcunun olmayacağı..” şeklinde rapor sunulmuştur.
Mahkememiz —— nolu ara kararı uyarınca dosyanın 1 mali müşavir ile 1 ticaret hukuku alanında nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişiye tevdine karar verilmiş, — tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı ———- ait ticari defterlerinin zamanında ve usulüne uygun şekilde açılış ve kapanış noter tasdiklerinin yapıldığı, davacının sunduğu cari hesap dökümlerinin ve dava konusu faturanın ticari defter kayıtlarıyla uyumlu olduğu tespit edilmiş, buna göre söz konusu ticari defterlerin işbu davada lehine delil niteliğine sahip olduğu, işbu davaya ve birleşen davalara konu olan, davacı şirketçe davalı şirkete verilen: ——– tutarındaki çeklerin toplam tutarının —-olduğu, davacının davalı ——- alacağının 316.593,54TL olduğu; menfi tespit yönünden değerlendirildiğinde davacı şirketin davalı şirkete verdiği dava konusu —— tutarındaki çeklerin ——-kısmı kadarıyla borçlu olmadığı, aradaki farkın —– olduğu, —- tutarındaki çekin halihazırda ödenmiş olması sebebiyle bu çekin —-yönünden davacının davalıya borçlu olmadığı ——– tutarındaki diğer çeklerin (3 çek) tamamı yönünden davacının davalıya borçlu olmadığı, hazır beton sözleşmesi kapsamında davalı şirket tarafından davacı şirkete kesilen faturaların toplam tutarının 29.022,69TL olduğu tespit edildiğini, bu faturaların hem davalı hem de davacı şirket defterlerinde kayıtlı olduğu görüldüğü, davacı şirket yetkililerince bu faturalara konu hazır beton teslimlerinin davacı şirkete yapılmadığı ileri sürüldüğü, her ne kadar davacı şirketin ticari defterlerinde bu faturaların kayıtlarının olmasına ve davalıya herhangi bir iade faturası düzenlenmemiş olmasına rağmen, Sayın Mahkemenizce bu faturalara konu malların davacıya teslim edilmediği yönünde karar kılınması durumunda, davacı şirketin 4 adet çekin tamamı yönünden davalıya borçlu olmadığı sonucuna ulaşılacağı, (Hazır beton faturalarına konu malların davacıya teslim edilmediği koşulunda, bu fatura bedelleri davacı şirketin davalıdan olan alacağına eklendiğinde; ——-etmektedir. Bu da 4 çekin toplam tutarı olan 342.200,00TL’yi aştığı için 4 çek yönünden davacının davalıya borçlu olmadığı sonucu doğmaktadır.) Davada, çekin cirosunun, davalı bankaya temlik cirosu ile yapıldığı, tahsil cirosuyla yapılmadığı, dolayısıyla bu anlamda davalı bankaya temel ilişkiden doğan def’ilerin ileri sürülemeyeceği, davalının iyiniyetli olup olmadığı hususunun Sayın Mahkemenin takdiri içerisinde davacı tarafından ayrıca ispat edilmesi gerektiği, bu bağlamda davacı tarafından davalı bankanın tedbir kararı alındıktan sonra çeklerin temlik ettiği iddiasının geçerli kabul edilmesi halinde davalı bankanın iyiniyetli sayılamayacağı..” şeklinde rapor sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava kambiyo senedinden dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır. Kural olarak kambiyo senetleri sebepten soyut bir borç ilişkisi doğurduğundan senet hamilinin alacaklı olduğunu ispat etmesi gerekmez. Kambiyo senedinden dolayı borçlu olmadığını iddia eden taraf bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Somut olayda davacı ——–ile davalı ——- arasında 2.00 m3 beton alımı hususunda nalaşma sağlandığı ve dava konusu çeklerin bu anlaşma doğrultusunda avans çeki olarak davacı —– tarafından davalı ——- verildiği tarafların ticari defterlerindeki kayıtlar ve dosyaya sunulan sözleşme ile ispat edilmiştir. Davacı tarafından çeklerin avans olarak verildiği ispat edildiğine göre davalı ——- bu çekler karşılığında mal teslimini ispat etmesi gerekir. Yapılan bilirkişi incelemelerinde belirlendiği üzere davalı 2.000 m3 beton teslim etmesi gerekirken yalnızca 171,50 m3 betonu teslim ettiğini ispat edebilmiştir. Davacı davalı ——— beton teslimini ispat ettiği kısım yönünden menfi tespit talebinde haksız olduğu, teslimi ispat edemediği kısım yönünden ise davacının borçlu olmadığının tespitini istemekte haklı olduğu anlaşılmış, teslim edilen betonun bedeli —- Şubesi’ne ait, keşidecisi———- bedelli çekten mahsup edilerek, bu çekin 61.596,54 TL’si yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, dava konusu diğer çekler yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı taraf, takibe konu edilen çeklerin tahsil cirosu ile davalı —– verildiğini, çekler üzerinde davalı —-yönünden tedbir olmasından dolayı tahsil edilemediğini, daha sonra davalı—– tarafından çeklerin ibraz edilmesinin kötüniyet teşkil ettiğini, davalı —- yönünden de borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiştir. Davacı her ne kadar bu şekilde iddialarda bulunmuş ise de, çeklerin —- temlik cirosu ile devredildiği, ——nedenle davacının iddialarının davalı ——— karşı ileri süremeyeceğinden bu iddialarına itibar edilmemiştir. Ayrıca 6102 Sayılı TTK’nın 818. maddesinin göndermesiyle, aynı TTK’nın 687. maddesi gereğince, senetten dolayı kendisine müracaat edilen kimse keşideci veya önceki hamillerden biri ile kendisi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan şahsi def’ilerini yetkili hamile karşı ileri süremez. Borçlunun açıklanan nitelikteki def’inin geçerli olabilmesi için hamilin senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğinin takip hukuku açısından geçerli yazılı bir belge ile kanıtlanması zorunludur. Davalı ——–yönünden bu mahiyette hamilin senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiği ispat edilemediğinden bu davalı yönünden birleşen dosyalarda davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl dosyada davanın KABULÜ ile; ———– bedelli çek yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Birleşen ——- sayılı dosyasında davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
a———bedelli çek yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
b——–bedelli çek yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
c- ——– yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Birleşen —— sayılı dosyasında davanın REDDİNE,
4-Birleşen ——- sayılı dosyasında davanın REDDİNE,
Asıl dava yönünden;
5-Alınması gerekli 5.806,35 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.451,59 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.354,76 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 1.451,59 TL peşin harcın toplamı olan 1.487,49 TL’nin davalıdan tahsili alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından sarfedilen toplam 3.593,65 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8- Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
10- Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 13.600,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Birleşen——– sayılı dosyası yönünden;
11-Alınması gerekli 15.820,35 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 4.392,34 TL harcın mahsubu ile kalan11.428,01 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
12-Davacı tarafından yatırılan 4.392,34 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı toplam 4.428,30 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
13-Davacı tarafından yapılan 200,00 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 180,09 TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
14-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
15-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
16-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 35.423,52 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
17-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Birleşen ———- sayılı dosyası yönünden;
18-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 145,16 TL harçtan mahsubu ile kalan 34,74 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
19-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
20-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
21-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
22-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 13.600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
23-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca—–tarafından karşılanan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Birleşen —– sayılı dosyası yönünden;
24-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 290,32 TL harçtan mahsubu ile kalan 110,42 TL’nin karar kesinleştikten sonra talep halinde iadesine,
25-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
26-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
27-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
28-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 26.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı ve davalı ——– vekilinin yüzüne karşı, vakıfbank vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2023