Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1144 E. 2020/64 K. 21.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1144 Esas
KARAR NO : 2020/64

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/09/2017
KARAR TARİHİ : 21/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı müvekkili ile davalı şirketin uzun yıllar birlikte çalıştıklarını, tarafların beraber çalıştığı dönem boyunca davacı müvekkili şirketin davalı tarafa sunmuş olduğu hizmeti eksiksiz ve kusursuz şekilde yerine getirdiğini, davacı müvekkili şirketin vermiş olduğu ürün ve hizmetler karşılığında davalı tarafa faturalar kestiğini ve bu faturaların davalı tarafça işlendiğini, faturaların büyük bir kısmının da müvekkili şirkete ödendiğini, aralarındaki ticari ilişki neticesinde davacı müvekkilinin bakiye alacağını tahsil edemeyince alacağın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —-. sayılı dosyası ile icra takibine başvurduklarını, davalının haksız şekilde icra takibine itiraz ettiğini, açıklanan nedenlerle davalının haksız ve kötüniyetli itirazının iptali ile İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün —-Esas sayılı icra takibinin devamına, davalının haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli itirazı sebebi ile alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar ve kötü niyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacı müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, cari hesaptan kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacıyla, davalı müvekkili şirket aleyhinde başlatılan ilamsız icra takibi mucibince gönderilen ödeme emrine, yasal süresi içerisinde itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, akabinde de davacı şirket tarafından işbu takibin devamı için 27.09.2017 tarihinde iki ayrı itirazın iptali davası ikame edildiğini, bunlardan ilkinin ——– Asliye Ticaret Mahkemesinin —–Esas sayılı dosyasında, ikincisinin ise aynı gün saat— İstanbul Anadolu—-. Asliye Ticaret Mahkemesinin — Esas sayılı dosyasında açıldığını, davacı şirketin talebi üzerine Bakırköy — Asliye Ticaret Mahkemesince dava dosyasının HMK’nın 166. maddesi gereğince İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesinin — Esas Sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiğini, huzurdaki davanın derdestlik nedeniyle reddine, aksi halde karşı birleştirme kararı verilerek esasın kapatılmasına ve dosyanın Bakırköy——Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini, davacı şirket ile davalı müvekkili şirket arasında yazılı şekilde yapılmış herhangi bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, bu nedenle davacı şirket tarafından davalı müvekkili şirket aleyhine, cari hesaba dayalı icra takibi başlatılmasının hukuken mümkün olmadığını, davacı şirket tarafından davalı müvekkili şirket aleyhine İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğünün ——Esas sayılı dosyasında, cari hesaptan kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine karşı itirazın kabulü ile davanın reddine karar verilmesini, taraflar arasında yapılan anlaşma uyarınca, davacı şirketin davalı müvekkili şirkete yazılım tedariki ve söz konusu yazılımların bilgisayarlara kurulumu ile kurulan bu yazılımlar üzerinden teknik danışmanlık hizmeti vermeyi üstlendiğini verilen bu hizmetlerin bedelinin ise fatura karşılığında davalı müvekkili şirket tarafından davacı şirkete ödendiğini, 2017 yılında kesilen faturaların davacı şirketten satın alınan teknik danışmanlık hizmetleri için olmasına rağmen, davacı şirketin bakiye alacağın ödenmemesini gerekçe göstererek, 2017 yılı Mart ayından sonra talebe rağmen teknik destek vermekten imtina ettiğini, verilen hizmetlerin eksik ve kusurlu olması nedeniyle söz konusu işlere ilişkin davacı şirket tarafından davalı müvekkili şirkete kesilen faturaların davacı şirkete iade edildiğini, davalı müvekkili şirket tarafından, iade edilen faturalara konu hizmetlere ilişkin eksiklerin tamamlanması halinde gerekli ödemenin yapılacağının davacı şirkete bildirilmesine rağmen, davacı şirketin eksiklerinin tamamlamak yerine doğrudan dava açtığını, verilen bu hizmetlere ilişkin eksiklik ve kusurların davacı şirket tarafından giderilmediğini, davacı şirketin davalı müvekkili şirketten herhangi bir alacağının bulunmadığını, huzurdaki davanın tamamen kötü niyetle ve haksız çıkar elde etmek amacıyla ikame edildiğini açıklanan nedenlerle haksız davanın reddine, davacı şirketin, takip talebinde belirtilen asıl alacak miktarının % 20′ sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkumiyetine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın, davacı tarafından davalı aleyhine cari hesaba dayalı olarak İstanbul Anadolu—. İcra Müdürlüğü’nün —- sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu, dava konusu icra dosyasının incelemesinde takip alacaklısının mahkememiz dosyasının davacısı, takip borçlusunun mahkememiz dosyasının davalısı olduğu, toplam— ilamsız icra takibine davalı borçlunun süresinde itirazı doğrultusunda takibin durduğu, davanın itirazın iptali ve takibin devamı istemi ile açıldığı görülmüştür.
Dosyanın incelenmesinde aynı davanın Bakırköy — Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——– açılmış olduğu, mahkememizde —-sayılı dosya ile açılan davanın, 27/09/2017 günü — açılmış olduğu, Bakırköy —. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen birleştirme kararı ile dosyanın mahkememize gönderildiği görülmüş, Bakırköy —. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —-. Sayılı dosyası ile açılan davada verilen birleştirme kararının taraflara tebliğ edildiği ve istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği görülmüş, mahkememizdeki davanın daha sonra açılmış olması nedeniyle birleştirme kararı her ne kadar HMK. m. 166’ya aykırı olsa da, kesinleşmiş bir mahkeme kararı söz konusu olduğundan ve mahkememiz kesinleşmiş birleştirme kararı ile bağlı olduğundan yargılamaya devam edilmiştir.
Yapılan duruşmada, Bakırköy —. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin — Sayılı dosyasından birleştirme kararı verilerek mahkememize gönderilen dosyanın tefrik edilerek başka bir esas kaydedilmesine, mahkememizin —– Sayılı dosyası ile açılan davanın derdestlik nedeniyle reddine karar verilmiş, tefrik edilen iş bu dava dosyası—sırasına kaydedilerek yargılama yapılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, tarafların defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılması için inceleme günü tayin edilmiş, mahkememizce oluşturulan ara karar doğrultusunda görevlendirilen bilirkişi tarafından tarafların defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu tanzim edilen rapor dosyaya sunulmuştur. Bilirkişi raporunda, tarafların defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı tarafın defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 7.549,40-TL alacaklı olduğu, tarafların defterleri arasındaki farklılığın davalı tarafından davacıya tanzim edilen — tutarlı iade faturasından kaynaklandığı, davalı tarafından tanzim edilen bu iade faturasına süresi içinde davacı tarafından itiraz edildiği, faturanın ihtarname ile davalıya gönderilmiş olduğu, davacı şirketin dosyaya ibraz ettiği email yazışmalarında, davalı şirketin mali işler yöneticisinin ——adresinden göndermiş olduğu email ile borç bakiyesinde mutabık olunduğunu ve——mail—-düşündüklerini yazdığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan —- alacaklı olduğunun tespit edildiği, yönünde görüş beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davalı tarafından rapora itiraz edilerek yeni bilirkişi heyeti oluşturularak rapor alınması talep edilmiş, ancak alınan raporlun dosya kapsamı ile uyumlu ve yeterli olduğu anlaşıldığından davalı tarafın yeni rapor ya da ek rapor alınması yönündeki taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, taraflar arasında ticari ilişki olduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu uyuşmazlık, davacı tarafın cari hesaba dayalı olarak davalıdan alacak talep edip edemeyeceği hususundadır. Davalı taraf, fatura konusu hizmetin eksik ve ayıplı olduğunu, tanzim etmiş oldukları ide faturasının davacı tarafından defterlerine kötüniyetli olarak işlenmediğini beyan etmiştir. Bu durumda ispat yükü davacı tarafından tanzim edilen dava konusu faturaları kendi defterlerine işlediği anlaşılan ancak fatura konusu hizmetin ayıplı ve eksik olduğunu iddia eden davalı taraftadır. Davalı tarafından davacıya TTK.’da belirtilen sürelerde ayıp ihbarı yapıldığına dair bir delil dosya kapsamında bulunmamakla birlikte, davalı tarafın cari hesap hareketlerinin incelenmesinde, davalı tarafından her ne kadar verilen hizmetin eksik ve ayıplı olduğu iddia edilmiş olsa da, davacı tarafından tanzim edilen son iki fatura olan, 10/05/2017 tarihli 1.475,00-TL bedelli faturaya istinaden —- tarihinde 1.475,00-TL ödeme yapılmış olduğu anlaşılmıştır. Davalı şirketin mali işler yönetici tarafından davacı tarafa 7.579,00-TL borç hususunda mutabık olduklarına dair gönderilen email, davalı tarafından ayıplı ve eksik hizmet verildiği iddia edilmiş olsa da TTK. ve TBK.’da belirtilen süreler içinde ayıp ihbarı yapıldığına dair bir delil sunulmamış olması birlikte değerlendirildiğinde, davalı tarafın defterlerine kaydetmiş olduğu faturalara istinaden haklı nedenle iade faturası tanzim etmiş olduğu hususu mevcut dosya kapsamı ile ispat edilmemiş, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 7.549,40-TL alacaklı olduğu sonucuna varılmış, davanın kabulüne, davacı taraf takip talebinde kendisini işleyecek yıllık %10,50 faiz oranı ile bağlı tuttuğundan taleple bağlı kalınarak asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun m. 2/2 uyarınca yıllık %10,50 değişen-azalan oranlarda ticari avans faizi yürütülmek sureti ile takibin devamına, davalının takibe yapmış olduğu itirazın haksız olduğu anlaşıldığından ve alacak likit olduğundan, kabul edilen 7.549,40-TL üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜNE, İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün —. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun m. 2/2 uyarınca %10,50 değişen-azalan oranlarda ticari avans faizi yürütülmek sureti ile takibin devamına,
2-Kabul edilen 7.579,40-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli —– harçtan mahsubu ile bakiye 388,31-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 129,44-TL peşin harcın toplamından oluşan 160,84-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 690,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6——– esaslara göre —-avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.