Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1127 E. 2018/997 K. 19.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1127 Esas
KARAR NO : 2018/997
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/06/2015
KARAR TARİHİ : 19/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA, SAVUNMA, DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ——–ı merkezinin, —— olduğu için yetkili mahkemelerin, İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, (HMK md, 6/1). Her iki tarafın da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili olması nedeniyle iş bu dava ticari bir dava olup; görevli mahkemeler de Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, Kayıp ve kaçak bedeli, kullanılmayan elektrik bedelinin abonelerden haksız olarak tahsil edildiği, Müvekkili şirketin ile davalı arasındaki sözleşme uyarınca müvekkili şirketin davalıdan ——— için elektrik enerjisi satın aldığını, Müvekkili şirkete gönderilen elektrik faturalarında “kayıp/kaçak bedeli” adı altında bedel istendiğini ve tahsil edildiğini, Müvekkili şirketin, elektriklerinin kesilmemesi ve ticari işlerinin yürümesi için bu bedelleri ödemek zorunda kaldığını belirterek,———- TL’lik Şubat —— faturası – Kayıp/kaçak bedeli ———TL, ———– TL’lik Ocak ———-faturası – Kayıp/kaçak bedeli ——–TL, ——— TL’lik Aralık ———- faturası – Kayıp/kaçak bedeli ——— TL,——- TL’lik Kasım 2013 faturası – Kayıp/kaçak bedeli —–TL,——- TL’lik Ekim 2013 faturası – Kayıp/kaçak bedeli——— TL, ————- TL’lik Eylül 2013 faturası – Kayıp/kaçak bedeli ———- TL, ————–TL’lik Ağustos 2013 faturası – Kayıp/kaçak bedeli ——— TL, ———– TL’lik Temmuz 2013 faturası – Kayıp/kaçak bedeli ————- TL, ——-TL’lik Haziran 2013 faturası – Kayıp/kaçak bedeli ———- TL,———TL’lik Mayıs 2013 faturası – Kayıp/kaçak bedeli —————TL,—– TL’lik Nisan 2013 faturası – Kayıp/kaçak bedeli ———- TL, ———– TL’lik Mart 2013 faturası – Kayıp/kaçak bedeli ——– TL, ———– TL’lik Şubat 2013 faturası – Kayıp/kaçak bedeli ——– TL, ——–TL’lik Ocak 2013 faturası – Kayıp/kaçak bedeli 26.974,27 TL olmak üzere faturalardan kaynaklanan toplam kayıp kaçak bedeli KDV hariç—— TL olduğunu, iş bu davaya konu kayıp kaçak bedellerinin KDV dahil toplam miktarı —- TL olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla işbu dilekçede belirttikleri faturalarda yazılı “kayıp kaçak bedeli” olan KDV dahil toplam —– TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı şirketin beyan ve iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, davacının serbest iradesi ile sözleşmeyi imzaladığını ve serbest iradesi ile kayıp kaçak bedellerinin faturalara yansıtılacağını kabul ettiğini, Müvekkili şirket ile davacı şirket arasında elektrik enerjisi satışı konusunda sözleşme mevcut olup davacı şirketin 01.01.2013 tarihinde başlamak üzere müvekkili şirketten enerji satın aldığını, faturaların—–kurul kararları ve mevzuat gereği düzenlendiğini ve faturalara davacı şirket tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığını, müvekkili şirketin düzenlediği faturalara kayıp kaçak bedelini dahil edip etmeme gibi bir inisiyatifi ve seçimlik bir hakkı bulunmadığını, davacı şirketten yasal mevzuat ve —– kararları gereği tahsil edilen kayıp kaçak bedellerinin müvekkili şirket uhdesinde olmadığını, müvekkili şirketin ticari kazancı olmadığını, tahsil edilen kayıp kaçak bedelerinin ——-. ye aynen ödendiğini belirterek mevzuat ve kurul kararlarını uygulamak zorunda olan müvekkili şirkete dava açılmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu bu sebeple davanın husumet nedeniyle reddine, Davacının ödediği kayıp kaçak bedellerini uhdesinde bulundurulan——-ne ve ilgili diğer şirketler ile—– ya davanın HMK 61. madde gereği İhbarına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, hukuki niteliği itibariyle; davacının davalı ile yapmış olduğu sözleşme uyarınca davalıdan, fabrikası için satın aldığı elektrik enerjisi için Ocak 2013-Şubat 2014 arası 14 aylık dönem ile ilgili davalının tahsil ettiği elektrik faturalarında, faturalara kayıp/kaçak bedeli olarak tahsil edilmiş tutarın davalıdan tahsili istemi ile açılmış alacak davasından ibarettir.
Kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21/05/2014 tarihli 2013/7- 2454 Esas – 2014/679 karar sayılı hükmü ile Anayasanın vergi ödevi başlıklı 73 maddesinde ” herkes kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler Kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık , istisnalar ve indirimleri ile oranlarına ilişkin hükümlerin de Kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar ile değişiklik yapma yetkisi bakanlar kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli uygulamasının———-kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden Kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde —– tarafından belirlenerek uygulandığından; bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin —-‘na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şefaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşısında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Davada hukuk genel kurulunun bu kararına dayalı olarak 23/06/2015 tarihinde açılmıştır.
Dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi ————– 14/01/2016 tarihli raporunda 522.205,56 TL kayıp kaçak bedeli tutarı hesaplandığını mütalaa etmiştir.
Mahkememizce yapılan—— E,—— K sayılı dosyadaki yargılamada davanın kabulüne karar verilmiş, iş bu karar 9719 sayılı yasa ile 6446 sayılı yasada yapılan değişiklik nedeniyle yerel mahkemece inceleme yapılması, tartışılması gerekçesiyle Yargıtay 3 HD.nin 2016/11672 E, 2018/5565 K sayılı kararı ile bozulmuş, dosya yukarıda yazılı esas sırasına kaydedilmiştir.
Dava tarihinden sonra —— tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasanın 21. Maddesi ile 6446 sayılı Kanunun 17. Maddesinin birinci , üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fakrasının a-ç-d ve f bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen onuncu bent ile ” kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenlediği işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca 6719 sayılı Yasa ile eklenen geçici 19. Maddede ” bu maddeyi ihdas eden kanunla ön görülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik tebliğ ve kurul kararlarının bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve geçici 20. Maddede ise ” kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi , dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyeti ve Mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri , geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım , sayaç okuma, perakende satış hizmeti , iletim ve kayıp kaçak bedellerinin kurumun bu konudaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunu denetimi ile sınırlamıştır.Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Hal böyle olunca dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ve yapılan değişikliklerin 17/06/2016 yürürlük tarihinde önceki dönemde geçerli olan ——– kararlarına dayalı olarak tahsil edilmiş ve dava konusu edilmiş olan kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedellerin ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Davacının yeniden rapor alınması talebi de yararsız kalmıştır.
Bundan başka davanın devamı sırasında dava konusu alacağın ödenmesi, menkul malın davacıya teslim edilmesi, gayrımenkulün tahliye edilmesi gibi nedenlerle veya davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun veya Anayasa mahkemesinin iptali kararı ile davanın konusuz kalması mümkün olup davanın bu şekilde konusuz kaldığının tespit edilmesi halinde ; mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair bir hüküm kurulmakta olup böyle bir karar aynı zamanda dava konusu hakkın artık mevcut kalmadığının da tespiti niteliğindedir.
Davanın konusuz kalması halinde dava tarihindeki haklılık önem kazanmış olup hangi taraf haklı ise o taraf lehine yargılama gideri ve vekalet ücretinin taktiri gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18/11/2009 tarih 2009/18-421 Esas – 2009/526 Karar sayılı ilamında ; benzer bir olayda “dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, davadan sonra yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olamayacağından, dava davadan sonra yürürlüğe giren yasal değişiklik nedeniyle konusuz kalmışsa davacı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerekir” şeklindeki kararı dikkate alınmıştır.
Belirtilen HGK kararı gereğince davasında haklı olan ve 6719 sayılı yasa kabul edilmese talep ettiği fazladan tahsilatı geri alabilecek konumda olan davacının; dava tarihi itibariyle haklı olduğu; bu nedenle yargılama harç ve giderlerinin kural olarak HMK 326/1 maddesi uyarınca haksız çıkan aleyhine yükletileceği ve yine aynı şekilde HMK 330/1 maddesi gereğince vekalet ücretinin de dava anında haksız olan tarafa yükletileceğine ilişkin usul hukuku düzenlemeleri çerçevesinde ve İstanbul BAM, 3 HD, 2017/2210E, 2018/1142 K: Ankara BAM, 24. HD.nin 2016/12 E, 2016/12 Karar sayılı hükmü de nazara alınarak aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Konusu kalmayan davada karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gerekli 35,90-TL harcın peşin alınan 8.917,97 TL harçtan mahsubu ile artan 8.882,07 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça harç dahil harcanan 637,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki esaslara göre 2.180,00-TL avukatlık ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5- Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde (Yargıtay) temyiz yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.19/12/2018