Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1114 E. 2022/78 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1114 Esas

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/09/2018
KARAR TARİHİ : 01/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin murisi —– tarihinde sürücüsü olduğu —— plakal—- gerçekleşen tek taraflı trafik kazasında olay yerinde vefat ettiğini,—- geriye davacılar —- ———– davaya konu trafik kazası sebebiyle müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını, davanın, trafik kazası sonucu —- eşi ve çocukları olan davacıların destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olduğunu,—- olması nedeniyle davacı ve çocuklarına destek tazminatına hükmedilmesinin hukuka uygun olduğunu, söz konusu trafik kazası ile ilgili —– numaralı ——–hükümleri gereğince sorumlu olduğunu, belirsiz alacak davası çerçevesinde zarar belirli hale geldikten sonra dava değerini artırmak kaydıyla şimdilik, her bir davacı bakımından 2500 TL olmak üzere kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile beraber toplam 5.000 TL destekten yoksunluk tazminatının davalıdan , yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile beraber davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu—– aracın, —— sigortalı olduğu, müvekkili şirketin sorumluluğunun——- ve poliçe teminatları ile sınırlı olduğunu, müteveffanın desteğinden yoksun kalan başvuru sahiplerinin, davacıların, müvekkili şirkete sigortalı aracın sürücüsü/işleteninin ölümü sebebiyle talepte bulunmasının mümkün olmadığını, davalı tarafından tanzim edilen — kapsamına, üçüncü kişinin ölümü halinin girmekte olduğunu, sigorta sözleşmenin tarafı olan ancak üçüncü kişi olmayan,—- bakımından sigorta ——- poliçesinin hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat taleplerini teminat altına almadığını, bu yönüyle, müteveffa —– müvekkili şirkete —- sürücücüsü/işleteni olduğu dikkate alındığında müteveffanın tek taraflı olarak % 100 kusuruyla sebebiyet verdiği kazaya ilişkin destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin — poliçesi kapsamında olmadığını, yansıma yoluyla zarar görmüş olan destekten yoksun kalma tazminatı talep edenlerin, kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olmalarının mümkün olmadığını, Borçlar Kanunu’nun 44. maddesi uyarınca, hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanmasının söz konusu olamayacağını, zararın artmasına veya doğmasına sebep olan kişinin sonuçlarına kendisinin katlanması gerektiğini, dolayısıyla desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yoluyla destek görenleri etkilediği durumda, desteğin kusurlu davranışlarının da aynı şekilde destek görenlere yansıyacağının kabul edilmesi gerektiğini, bu hususun aksinin TMK’nun 2.maddesinde düzenlenen dürüstlük ilkesine aykırılık teşkil edileceğini, Yargıtay’ın konuya ilişkin yerleşik içtihadının da bu yönde olduğunu, davaya konu vaki talebin —- teminatının kapsamı dışından kaldığından haksız açılan davanın reddini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, davacılardan —– imam nikahlı—– olması nedeniyle destekleri olduğunu iddia ettikleri——meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonucu vefatı nedeniyle davacıların davalıdan destekten yoksun kalma tazminatı talep etme şartlarının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Davacılar tanıklarının dinlenmesine karar verilmiş, tanık——— nikahlı olarak evliydi,— kaçarak — gittiler, —-eşinden boşanmadı, iki tane de resmi nikahlı eşinden çocuğu olduğunu biliyorum”, şeklinde beyanda bulunmuş, tanık —- — aynı köylü olduğumuz için tanıyorum, aynı zamanda onun öğretmeniydim, ——evlendiler, tam olarak emin olmamakla beraber—– gittiklerini duydum,—– o sırada başka biriyle resmi nikahlı evli olduğu için — imam nikahı yaparak beraber yaşamaya başladılar, bu imam nikahlı beraberliklerinden ——– isminde bir kız çocukları oldu, bütün bildiklerim bundan ibarettir,” şekilinde beyanda bulunmuştur.
Dosya trafik kazalarında uzmanlığı bulunan makine mühendisi ve aktüer bilirkişiden oluşan heyete verilerek 12.12.2019 tarihli — alınmıştır. Birikişi raporunda özetle; Kazanın oluşumunda müteveffa ——%100 oranında kusurlu olduğu, davacı imam nikahlı eş —–destekten yoksun kalma tazminatı tutarının 134.349,42-TL olduğu, davacı —- destekten yoksun kalma tazminatı tutarının —— olduğu,—- tarihi itibariyle kişi —-olduğunu, tazminat tutarlarının poliçe teminatı nezdinde garame edilmesi halinde davacı —- 27.494,07-TL, davacı —- talep edebileceği, şeklinde görüş bildirmiştir.
Mahkemece her iki tarafın bilirkişi raporuna yönelik itirazı da değerlendirilerek dosyanın aktüer bilirkişiye verilerek ek rapor alınmasına karar verilmiştir. —- Bilirkişi— özetle; Müteveffanın davacı imam nikahlı eşi — için hesaplanan destekten yoksun kalma tazminat tutarının 245,501.09 TL ve müteveffanın kızı — hesaplanan destekten yoksun kalma tazminat tutarının — olduğu, müteveffanın dava dışı hak—- poliçesinden kaza tarihi itibariyle geçerli —- sakatlık —- limiti dahilinde tazminatta paylarının gözetilmesine karar verilmesi durumunda, tazminat tutarlarının poliçe limiti nezdinde—- durumunda davacı imam nikahlı eşi——— talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminat tutarının — davacı kızı—edebileceği destekten yoksun kalma tazminat tutarının—– şeklinde mütalaada bulunulmuştur.
Davacılar —- Dilekçesi ile; dava değerini — çıkardığını beyan ederek aynı tarihte harcını tamamlamıştır.
Tüm dosya kapsamı toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, Dosya kapsamında alınan kök raporadaki kusur tespiti ve ——– yerinde tespitler içermekle Mahkememizce de hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık—– tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacılar destekliği —– hayatını kaybetmesine bağlı olarak destek şahsının yitirilmesi dolayısıyla oluşan maddi zararlarının kaza dönemini kapsayan — davalı sigortadan tazmin edilmesine ilişkin bulunmaktadır. Davalı tarafça düzenlenen —bulunmaktadır. Alınan kusur raporunda davacılar destekliğinin kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu bulunduğu değerlendirilmiştir.
—- kararı ve — mahiyetteki emsal kararlarında, kendi kusuru ile ölen araç sürücüsünün yakınlarının —– sıfatıyla değil destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları ölüm nedeniyle davacı ya da davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararlarının karşılanması gerektiği ve ölenin kusurunun davacılara yansıtılamayacağı yönünde kararları bulunmaktadır.
—- Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
2918 sayılı Kanunun 90 maddesi ve 92.maddesinin birinci fıkrasının (g), (h) ve (i) bentlerinde — değişikliğe gidilmiştir.
Kanun 90.maddesinde yapılan değişiklik ile Genel şartlara atıf yapılmış, 6704 sayılı Yasa ile değişik 2918 sayılı KTK’nun 92.maddesine eklenen (g) bendinde “Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri” ve (h) bendinde de “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan— olduğunu bildirmiştir.
Anayasa Mahkemesinin — sayılı kararıyla KTK’nın genel şartlara atıf yapan ilgili ibareleri ve aynı Kanunun 92.maddesinin (i) bendi Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
Yukarıda değinilen yasa hükümlerindeki değişiklikler kaza tarihinden sonraya ilişkin bulunduğundan ve kanun hükümleri geriye yürütülemeyeceğinden kaza tarihindeki mevcut yasal düzenlemeler, Yargıtay içtihatları ve ilmi uygulamalara göre değerlendirme yapmak gerektiğinden davacılar destekliğinin kusurunun destek gören üçüncü kişi konumundaki davacılara yansıtılmayacağı ve sigortalı araç işleteninin sorumluluğunu üstlenen davalı sigortanın araç sürücüsünün kusuru oranında davacılar zararından sorumlu olduğu ve davacılar zararını poliçe teminat limiti oranında tazmin etmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nin Belirsiz Alacak ve Tespit davası başlığı altındaki 107/1.maddesinde “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” hükmüne, aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Davacılar vekilinin arttırım dilekçesi usulüne uygun bulunmaktadır.
Davacı— mütaveffa —— kızı olduğu, nüfus kayıtları ile belirli olup diğer davacı —— müteveffanın imam nikahlı eşi olduğu, —– her ikisinin kızı olduğu, dinlenen tanık anlatımlarından mütaveffanın kaza öncesinde davacılara destek olduğu anlaşılmaktadır.
Belirtilen sebeplerle davalı vekilinin itirazları yerinde bulunmayarak davacıların davasının kabulüne, sigorta poliçe teminatının tek olduğu anlaşılmakla oranlama yapılmak suretiyle davacı—- ve diğer davacı —için 7.027,11-TL olmak üzere toplam 38.850,34-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı temerrütünün oluştuğu — tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, dava konusu araç ticari şekilde işletildiğinden davacılar alacağına temerrüt tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davacı —için 31.823,23-TL ve diğer davacı —- için 7.027,11-TL olmak üzere toplam 38.850,34-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı temerrütünün oluştuğu 27/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
2- Alınması gerekli 2.653,87- TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 132,70- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.521,17‬-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90-TL. başvurma harcı, 132,70-TL peşin harcın toplamı olan 168,60-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.844,70-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılması,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- –tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 5.827,55-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne ve Davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.