Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1110 E. 2022/177 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1110 Esas
KARAR NO : 2022/177

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/10/2017
KARAR TARİHİ : 01/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin — halindeyken, trafik kaydında davalı –kayıtlı olan ve olay tarihinde — plakalı aracın dikkatsiz, tedbirsiz ve aşırı süratli bir şekilde yola çıkarak müvekkilin aracının sol ön çamurluk kısmına çarpması sonucu müvekkilinin sağ el başparmağının kırıldığını, müvekkilinin kendi imkanlarıyla hastaneye gittiğini, müvekkilinin kırılan parmağı işlev kaybı ve kaynamama riski oluştuğunu bu nedenle operasyonlar geçirdiğini, müvekkilinin parmağında–, parmağında iz kaldığını, müvekkilinin — edemediğini, çok ihtiyaç olmasına rağmen araç kullanmadığını ciddi anlamda iş kaybı yaşadığını, müvekkilinin aracında kaza sonucu 64.000,00-TL lik hasar meydana geldiğini bu miktarın bir kısmının —– ödenmesine rağmen hasarın giderilemediğini, iş kaybı ve hastane masrafları nedeniyle müvekkilin aracını hala yaptıramadığını açıklanan nedenlerle 50.000,00-TL manevi ve iş gücü kaybından kaynaklı ileride kazanması muhtemel iken yoksun kaldığı kazanımlara dair fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı–cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava dilekçesi ekler kısmında kusur oranını belirleyen herhangi bir belge sunmadığını, Kaza Tespit Tutanağında sürücü adlarının üzerinde karalamalar ve değişiklikler yapıldığının aşikar olduğu, davacı yanın parmağında oluşan geçici zararın beden bütünlüğünü olumsuz etkileyecek nitelikte olmadığını, talep edilen 50.000,00-TL manevi tazminatın fahiş bir miktar olduğunu, kaza sonucu oluşan maddi zararların karşı tarafa yöneltilebilmesi için kusur tespitinin yapılması gerektiğini, ayrıca meydana —Sigortası tarafından karşılanabilmesi için trafik kazasının — — sayılan yerlerde meydana gelmesi gerektiğini, söz konusu trafik kazası neticesinde ölüm yaralanma ve maddi hasar meydana gelmeli ve meydana gelen zarar ile hukuka aykırı fiil arasında illiyet bağı bulunması gerektiğini ve bu tür kazalar sonucu tüm zararların — karşılanması gerektiğini açıklanan nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı — vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karıştığı iddia edilen— tarihleri arasında müvekkili şirket tarafından sigortalı olduğunu, davacının dava öncesinde müvekkiline usulüne uygun başvuruda bulunmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, kazaya ilişkin belgelerin tebliğ edilmediğini, bu nedenle araç sürücüsünün kusurlu olduğu iddiasını kabul etmediklerini, davacının emniyet kemeri takıp takmadığı,— kusur durumunun varlığının araştırılması gerektiği, yasa gereği tedavi giderlerinden — olduğundan müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, herhangi bir ödeme yapıldı ise bu ödemenin tazminat hesabından düşülmesi gerektiğini, müvekkilinin manevi tazminat talebinden sorumlu tutulamayacağını, dava tarihinden önce müvekkili şirkete herhangi bir başvuru bulunmadığından müvekkilinin temerrüde düşmediğini, müvekkilinden ancak yasal faiz talep edilebileceğini açıklanan nedenlerle dava açılmadan önce usulüne uygun başvuru yapılmaması nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, aksi kanaat halinde haksız, mesnetsiz usul, yasa ve içtihatlara aykırı davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle, — plakalı aracın davacı sevk ve idaresindeki — araca çarpması sonucu davacının yaralanarak malul kaldığı iddiasıyla açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Eldeki dava ilk olarak– —-dosyası ile görülmeye başlanmış, mahkemece — celp edilmiş, — hasar dosyası temin edilmiş ve sosyal ekonomik durum araştırmaları yapılmış akabinde mahkemece görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
Davacı vekilinin dava açmadan evvel — bulunmadığı ancak bu hususun tamamlanabilir bir dava şartı olduğu tespit edilmekle, Mahkememizce KTK 97. Uyarınca davalı sigorta şirketine başvurması için davacı vekiline kesin süre verilmiş, davacı vekilince sigorta şirketine başvuruda bulunulduğundan dava şartlarının tamam olduğu anlaşılmıştır. Davacının dava dilekçesinde maddi tazminat taleplerini —anlaşıldığından—- — açıklaması için kesin süre verilmiş, davacı vekili –maddi tazminat talebinin —- ise tedavi gideri olduğunu bildirmiştir.
—müzekkere yazılarak davacıya kaza nedeniyle ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmuş, maluliyetin tespiti için eksiklikler tamamlanarak dosya —-trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, —– ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmelik dikkate alındığında;— sorunlar, hareket kısıtlılığı değerlendirmesi, — olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği” yönünde görüş bildirilmiştir. Mahkememizce alınan rapor taraflara tebliğ edilmiş, davalı rapora itiraz etmiş ise de; alınan raporun kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmeliğe uygun ve davacının yaralanmasına ilişkin güncel hastane kayıtları değerlendirilerek tanzim edildiği anlaşıldığından rapora itirazlar yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce ceza dosyası celp edilmiş olunup, incelenen dosyada davalının adli para cezasına çarptırıldığı ve istinaf kararı ile cezasının kesinleştiği, Mahkemece alınan raporda davacı yana tali kusur, davalı yana ise asli kusur verildiği tespit edilmiştir. Mahkememizce kusur oranının tespiti için dosya —– raporunda kaza yerine ilişkin bir kısım tespitler yapılması gerektiğini bildirmesi üzerine Mahkememizce ön raporda belirlenen eksikliklerin giderilmesi gerekmiştir. Dosyanın yerinde inceleme yapmak üzere trafik bilirkişisi — tevdiine karar verilmiş, alınan — tarihli raporda özetle: “Davalı sürücü– ve idaresinde bulunan — plaka sayılı otosuyla 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu Madde 47/d, Madde 52/a-b, Madde 53/b-4 Madde 57/a, c, Madde 73, Madde 84/h vc bağlı Yönetmeliğin Madde 95/d, Madde 101/a-b, Madde 102/b-5, Madde109/a,c Madde145, Madde, 157/a-8, açıklanan “kavşaklarda geçiş önceliğine uymama”. madde 157/b bentlerinde açıklanan hükümler gereği yukarıda açıklanan trafik kurallarını ihlal ettiğinden kazanın oluşumunda etkenlik arz ettiği için, birinci derecede 6/8 oranında % 75 kusurlu olduğu, davacı sürücü — idaresinde bulunan– plaka sayılı otosuyla 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu Madde 47/d Madde 52/a,b Madde 72 Madde 84 son paragrafı 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa Bağlı Yönetmeliğin Madde 95/d Madde 101/a,b, Madde 144/b,1 Madde 157/b son paragrafında açıklanan hükümler gereği yukarıda açıklanan trafik kurallarını ihlal ettiğinden kazanın meydana gelişinde etkenlik arz etmediği, kazanın oluşumuna katkıda bulunduğu için ikinci derecede 2/8 oranında % 25 kusurlu olduğu, davadışı sürücü — sevk ve idaresinde bulunan– sayılı otosuyla 2918 sayılı Karayolları Tratik Kanunu ve Kanunu bağlı yönetmelikte belirtilen sürücülerin uyması zorunlu kurallara riayet ettiği, kazanın oluşumunda alabileceği herhangi bir tedbirinin bulunmadığı, kendisine kusur izafe edinilmesinin uygun görülmediği, ” içeriğiyle kusur oranı mütalaa edilmiştir.– tamamlandığından dosyanın yeniden— karar verilmiş, — tarihli kusur raporunda özetle:”Davalı sürücü — %75 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü — %25 oranında kusurlu olduğu” yönünde görüş bildirilmiştir. Kusur raporuna davalı taraflarca itiraz edilmiş ise de; alınan raporun ceza dosyasında alınan rapor ile ve Mahkememizce alınan 19/10/2020 tarihli kusur raporu ile uyumlu olduğu, herhangi bir çelişki olmadığı, kaza tespit tutanağında tespit edilen olaya uygun olduğu anlaşılmış, rapora itirazlar yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce tazminat hesabı yapılması amacıyla dosya tedavi gideri hesaplama konusunda uzman billirkişi ile hesap uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi heyetince tanzim edilen 02/09/2021 tarihli raporda özetle: “Davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının —- tarafından yapılan ödemenin ve kusur indiriminin düşülmesi neticesinde 350,08 TL olduğu, davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının kusur indirimi yapılması neticesinde 10.030,28 TL olduğu, kazada yaralanmasından dolayı sağlık kurumlarındaki tedavi giderlerinin —-
tarafından karşılandığı, davacının—tedavi gideri talebi olmadığı, kazada yaralanmasından dolayı —— — kontrollere gidiş-geliş esnasında — tedavi gideri olduğu, kazanın meydana gelmesinde %25 kusuru olduğundan 1.250,00 TL tedavi giderinin %75’i olan –edebileceği, temerrüt başlangıcının davalı — tarihi; davalı sürücü—–kaza tarihi ve faiz nev’inin avans faizi olduğu” yönünde görüş bildirmişlerdir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davalı — şirketi rapora itiraz etmiş ise de; davacıya— ödemelerin tazminat hesabında dikkate alındığı, —- ilamı ve —bir çok kararında da belirttiği gibi— uygulanmasının —- gerçeklerine daha uygun olması ve — değil — kullanılmasının gerektiğini belirtmesi gözetilerek rapordaki hesaplama yöntemi mahkememizce güncel içtihatlara uygun olduğundan itirazlar yerinde görülmemiş, rapor benimsenmiştir. Yine faturalandırılmayan tedavi giderlerinden ———– sorumludur. Diğer davalılar vekilinin itirazları ise; yukarıda bahsedildiği gibi kusur raporu benimsendiğinden ve hesap raporunda benimsenen hesap yöntemi —- son içtihatlarına uygun olduğundan yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili 11/10/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada rapor sonucu ortaya çıkan maddi tazminat alacaklarının toplamlarının — talebi ile ilave bakiye 1.317,78-TL’lik alacağa ilişkin ilave harcın hesaplanarak ıslah dilekçesinin tebliğini talep etmiştir. Yukarıda bahsedildiği gibi davacı vekili —– tarihli—— maddi tazminat talebinin 1000,00-TL’sinin iş gücü kaybı, 9.000,00-TL’sinin ise tedavi gideri olduğunu bildirmiştir. Bilirkişi raporunda ise 937,50-TL tedavi gideri ve–zararı tespit edilmiştir. Dilekçelerde belirtilen taleple bağlı kalınarak bu durumda davacının ıslah edeceği kısım—olup, davacı ıslah dilekçesinde tüm alacağı (11.317,78-TL) kuruş farkı dışında doğru olarak belirtmiş ise de alacağını daha evvel —-bölmemiş gibi yalnızca 1.317,78-TL’lik ıslahtan bahsettiğinden ve ıslah dilekçesinde de mahkememizce bu yönde bir açıklama yaptırılmadan davasını belirsiz alacak davası olarak açtığını bildirdiğinden HMK 107/2 uyarınca talep sonucunu tam olarak belirlemesi için davacı vekiline kesin süre verilmiş, davacı vekilince ——-ve maddi tazminat talepleri olan bu bedel üzerinden hüküm kurulmasını talep ettiklerini bildirmiştir. Her iki halde de arttırılan kısım yönünden maktu harç alınması gerektiğinden ve bu harç davacı tarafça tamamlandığından eksik harcın bulunmadığı da anlaşılmıştır. Islah dilekçesi ve talep arttırım dilekçesi taraflara tebliğ edilmiş, davalıların zamanaşımı itirazları kaza tarihinden itibaren 8 yıl dolmadığından yerinde görülmemiş, hal böyle olunca hükme esas alınan rapor doğrultusunda tedavi gideri yönünden davanın kısmen, iş göremezlik yönünden ise tam kabulüne karar verilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne — tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, — karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı —- gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını—açıkça gösterilmiştir. —- hakkını kullanırken, —— tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. —- zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların — ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, —çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve — hükmedeceği öngörülmüştür. Dava konusu trafik kazasında yaralanıp %1 oranında maluliyete uğrayan ve %25 oranında kusuru bulunan davacının yaralanmasının niteliği, tarafların ekonomik durumu, kaza tarihi —, manevi tazminatın davalılar —– müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, dava dilekçesinde sigorta şirketinden manevi tazminat talep edilmediğinden bu hususta ayrıca değerlendirme yapılmamış, davalıya ait aracın kullanım amacının ticari olduğu tespit edilmekle, davacının talebi gibi araç işleteni ve sürücüsü yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş, sigorta şirketi davadan önce temerrüde düşürülmediğinden dava tarihi itibariyle faize hükmedilmiş, neticeten davanın kısmen kabul kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Dosya kapsamında
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile, 937,50-TL tedavi gideri, 10.030,28-TL sürekli iş göremezlik ve 350,08-TL geçici iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 11.317,86-TL maddi tazminatın davalılar — yönünden kaza tarihi olan 08/05/2017 tarihinden diğer davalı — yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin tedavi gideri talebinin reddine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdiren —tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Alınması gerekli —harçtan davacı tarafından yatırılan 204,93-TL peşin ve 59,30-TL ıslah harcın mahsubu ile bakiye 1.191,99-TL’nin (davalı — müştereken ve müteselsilen sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 204,93-TL peşin ve 59,30-TL ıslah harcı toplamı olan —– sorumlu olması kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen toplam 3.039,75-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan (—–yönünden %58,40 kabul, %41,60 ret, diğer davalılar yönünden %30,73 kabul, %69,27 ret oranında) 1.775,21-TL’sinin davalılardan (davalıla–yalnızca — sorumlu olmaları kaydıyla) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı—-. tarafından sarfedilen toplam 150,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%30,73 kabul, %69,27 ret oranında) 103,91-TL’sinin davacıdan alınarak davalı—– üzerinde bırakılmasına,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine,
8-Diğer davalılar tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9——— maddi tazminat yönünden davacı vekili için takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10—— reddedilen maddi tazminat yönünden davalılar vekili için takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
11—manevi tazminat yönünden davacı vekili için takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılar — müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
12-Davalılar — temsil ettirdiğinden — reddedilen manevi tazminat yönünden davalılar vekili için takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar — verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.