Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/111 E. 2019/259 K. 02.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/111 Esas
KARAR NO : 2019/259
DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ: 26/01/2018
KARAR TARİHİ: 02/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin davalı ile uzun süredir cari hesap sisteminden kaynaklanan sözleşme ve ticari teamül uyarınca yürütülen bir ticari ilişki içerisinde olduğunu, bu ticari faaliyet çerçevesinde müvekkilinin davalı şirketten kontak lens ve solüsyon ürünlerini temin ettiğini ve bu ürünleri de optik mağazalara sattığını, müvekkili şirket davaya konu ürünleri davalıdan satın aldığını, davalı şirketin belli ürünleri ile ilgili %100 müşteri memnuniyeti uygulamasının bulunduğunu bu uygulama kapsamında yer alan ürünlerin iadesinin her koşulda sağlandığını, iade sürecinin optik müesseselerinden müvekkil şirkete iade edilen ve %100 müşteri memnuniyeti kapsamında yer alan ürünlerin müvekkili şirketçe davalıya bildirilmesi ile başladığını, 2017 yılı sonunda müvekkili şirketçe iade edilecek ürünlerin listelenerek davalı şirket yetkililerine söz konusu listenin iletildiğini, ardından ürünlerin gönderildiğini ancak davalı şirket tarafından, müvekkili şirket tarafından sunulan listede yer alan ürünlerden bazılarının evrak tarihinin iki yılı geçmiş olmasından bahisle iade alınamayacağı hususunun müvekkiline bildirildiğini, taraflar arasındaki ürün iadesi hususunda evrak tarihine dair herhangi bir süre kararlaştırılmadığını, iade edilecek olan ürünlerin müvekkilinin göstereceği adresten alınarak söz konusu ürünlerin bedelinin, taraflar arasında mevcut ticari ilişki mucibince davalının doğmuş olan/doğacak olan alacağından mahsup edilmesi için ihtarname keşide edildiğini ve iade faturası düzenlendiğini, davalı tarafın da ihtarname keşide ederek taleplerini reddettiğini, açıklanan nedenlerle, öncelikle taraflar arasında süren ticari ilişki sebebiyle 25.12.2017 tarihli ihtarnamenin içeriğinde belirlenen ürünlere ilişkin bedellerin mevcut cari hesap ekstresinden mahsubuna, keza 03.01.2018 tarihli ihtarname içeriğinde belirlenen ürünlere ilişkin 56,781,59.-TL’nin de mevcut cari hesap ekstresinden mahsubuna, iş bu hususun mümkün olmaması halinde ise anılan bedellerin temerrüt tarihinden itibaren uygulanacak temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, masraf ve ücreti vekaletin de karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının 2 sene önce ———– satın aldığı ürünleri son kullanma tarihleri dolduğu için iade etmek istediğini ve bu ürünleri ——’un “her koşulda” iade alması gerektiğini ileri sürdüğünü ancak müvekkili ——‘un satmış olduğu ürünleri iade alma yükümlülüğü bulunmadığı gibi, taraflar arasında bu yönde oluşan bir teamülün de bulunmadığını, davacının ürünlerin ayıplı, ambalaj hasarlı veya kullanılamaz olduğuna dair bir iddiasının olmadığını, davacının ürünleri satın almış ve elinde bulundurduğu 2 yıllık süre boyunca üçüncü kişilere satamadığını, bu süre içerisinde ürünlerin raf ömrünün dolduğunu veya dolmak üzere olduğunu açıklanan nedenlerle haksız ve mesnetsiz olarak ikame edilen davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki mahiyeti itibariyle davalıdan alacaklı olduğu iddiası ile davacı tarafından açılan alacak davasıdır.
Dava dilekçesinin ve talebin açık olmaması nedeniyle, mahkememizin 06/12/2018 tarihli duruşma ara kararı ile davacı tarafın dava dilekçesinin netice ve talep kısmında “25/12/2017 ihtarnamemizin içeriğinde belirlenen ürünlere ilişkin bedellerin mevcut hesap ekstresinden mahsubuna” ve “03/01/2018 tarihli ihtarnamemizin içeriğinde belirlenen ürünlere ilişkin 56.781,59-TL’nin de mevcut cari hesap ekstresinden mahsubuna” şeklinde talepte bulunduğu, harca esas değer olarak 60.000,00-TL gösterdiği anlaşıldığından, ihtarnameye atıf yapılarak dava açılamayacağından, davacı vekiline talep ettiği alacağın dayanaklarını ve talebini ayrı ayrı açıklaması ve meblağlarını bildirmesi için HMK m. 119/1-ğ ve 119/2 gereği 1 hafta kesin süre verilmiş, verilen kesin süre içinde beyanda bulunmaması açık bir şekilde talep sonucunun bildirilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ihtar edilmiştir.
Davacı taraf HMK. m. 119/2 gereği verilen 1 haftalık kesin süre içinde beyanda bulunmamış, sunmuş olduğu 25/12/2018 tarihli dilekçe ile davayı ıslah ettiklerini beyan ederek, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı 56.781,59-TL’nin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla temerrüt tarihi olan 25.12.2017 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, 60.000,00-TL üzerinden fazlaca ödenen harcın iadesine, masraf ve ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar ve içeriği HMK m. 119/1’de sayılmış, HMK. m. 119/2’de; “Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır.” şeklindeki düzenleme ile verilen kesin süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği emredici hüküm olarak düzenlenmiştir.
Dava konusu somut olayda, davacı taraf dava dilekçesinde alacağının dayanağını tam olarak açıklamamış, davalıya keşide ettiği ihtarnamelere atıf yaparak ihtarnamenin içeriğinde belirlenen ürünlere ilişkin bedellerin cari hesaptan mahsubuna, şeklinde talepte bulunmuş, harca esas değer olarak 60.000,00-TL beyan etmesine rağmen 56.781,59-TL’lik bir alacaktan bahsetmiştir. Talep sonucunun açık olmaması nedeniyle davacı tarafa HMK. m. 119/1-ğ ve 119/2 gereği 1 hafta kesin süre verilmiş, davacı taraf bu süre içinde beyanda bulunmamış kesin süre dolduktan bir süre sonra davayı ıslah ettiğini beyan etmiştir. HMK. m. 119/2’de düzenlenen ve kesin süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılacağı belirtilen emredici hükme göre, kesin süre içinde işlem yapılmaması halinde sürenin bitim tarihi itibariyle dava açılmamış sayılacaktır. Her ne kadar kesin süre dolduktan sonra davacı tarafından davanın ıslah edildiği beyan edilmişse de kesin sürenin dolum tarihi itibariyle usul hukuku anlamında açılmamış olan bir davanın ıslahı mümkün olmadığından davacının ıslah dilekçesi işleme alınmamış, davanın HMK. m. 119/2’de belirtilen 1 haftalık kesin sürenin bitim tarihi olan 14/12/2018 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın 14/12/2018 tarihi itibariyle AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gerekli 44,40-TL harcın 1.024,65 TL peşin harç, 1,00 TL ıslah harcı toplamından oluşan 1.025,65 TL’den mahsubu ile artan 981,25-TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3- Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden 2019 yılı AAÜT tarifesi uyarınca ön inceleme tutanağı imzalanmadan dosya işlemden kaldırılmakla 1.362,50-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Kullanılmayan gider avansı bulunması halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içinde istinaf yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/04/2019