Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1101 E. 2021/308 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1101 Esas
KARAR NO : 2021/308
DAVA : Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 24/09/2018
KARAR TARİHİ : 23/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketine—– plakalı aracın — tarihinde davalı—- diğer davalı —- —- plakalı araçla çarpışması neticesinde hasara uğradığını, kaza sonrasında —- müracaatı üzerine açılan hasar dosyası kapsamında yapılan ekspertiz ile tespit olunan — hasar bedeli müvekkili şirketçe sigortalısına —– tarihinde ödendiğini, dava konusu kazaya ilişkin olarak tanzim olunan trafik kaza zaptında kazanın oluşumunda– plakalı aracın asli ve tam kusurlu olduğunun belirlendiğini, bu hususta — plakalı aracın sahibi olan —– müvekkili şirketin hasar servisine sunmuş olduğu kazada kusurlu olduklarına ilişkin beyanını dilekçe ekinde sunduklarını, müvekkili şirketin T.T.K. 1472 maddesi gereğince sigorta tazminatını ödediğinde hukuken sigortalının yerine geçtiğini, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava ve talep hakkının kendisine intikal ettiğini, sigortalıya ödenen tazminatın kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olan — plakalı aracın ——- temin eden davalı şirketlerden poliçe limitleri dahilinde tahsilini teminen gerekli başvurular yapılmasına rağmen olumsuz cevap verildiğinden ve mesele sulhen halledilemediğini bu nedenlerle müvekkili şirketçe ödenen— tazminatın ödeme tarihi olan—– tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile birlikte davalılardan poliçe limitleri dahilinde müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; Kaza tespit tutanağında aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, dava konusu kazaya karıştığı bildirilen —- plakalı aracın plakalı aracın müvekkili şirket tarafından ——-olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğu bulunduğuna kanaat getirilmesi halinde teminat limiti dahilinde sorumlu tutulabileceğini, dava konusu alacağın zaman aşımına uğradığını, dava konusu olayın gerçekleşme tarihinden itibaren 2 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğundan reddinin gerektiğini, kaza tespit tutanağında yapılmış olan kusur dağılımını kabul etmediklerini, müvekkili şirket nezdinde sigortalı araç sürücüsünün bu kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacı şirket nezdinde —— plakalı araç sürücüsünün ekte sunulan yazılı beyanında kazanın meydana gelmesinde kendisinin kusurlu olduğunu fakat müvekkili şirket nezdinde sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmiş olması nedeniyle kusurun dağılımının hatalı yapıldığını belirttiğini, söz konusu beyanlarında dikkate alınarak uzman bilirkişi tarafından kusur tespiti yapılmasının gerektiğini, bu nedenlerle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı — vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından —- plakalı araç —tarihleri arasını teminat altına alan ———- tarihinde gerçekleşen kaza sebebiyle — olduğu —– plakalı aracın hasarlanması sebebiyle ödediği —– rücuen tahsilini talep ettiğini, müvekkili sigorta şirketi tarafından ilgili poliçe ile verilmekte olan teminatın poliçeye ilişkin özel şartlar çerçevesinde değerlendirilmesi ile mümkün olacağını, diğer —-ödeme yapmadan müvekkili şirketin sorumluluğunun doğmayacağını, müvekkili şirketin bu hususu davacı tarafa bildirmiş ise de davacı tarafça ——- yapıp yapılmadığı belirtilmeden direkt olarak dava yoluna başvurulduğunu, bu sebeple davanın açılmasında müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, dava konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunup bulunmadığının ve kusur oranının belirlenmesi önem taşıdığını, herhangi bir bilirkişi incelenmesine dayanmadan sürücüye atfedilmiş olan kusur oranına itiraz ettiklerini, bu nedenlerle haksız davanın reddine vekalet ücreti ve yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı — bulunan — plakalı aracın davalıların ——– plakalı araçla —- tarihinde karıştığı kazada davacıya —– hasarının davacı tarafça ödenmesi neticesinde karşı aracın kusurlu olduğundan bahisle açılan rücuen tazminat davasıdır.
Mahkememizce—– hasar dosyaları celp edilmiş,dava konusu kazaya ilişkin davalıların sigortalısı —- plakalı aracın sürücüsünün yaralanması sebebiyle açılan ceza davası olan ——- dosyası derç edilmiştir. İncelenen ceza dosyasında; davacıya sigortalı araç sürücüsünün davalıya sigortalı araç sürücüsünü taksirle yaraladığı gerekçesi ile cezalandırıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu kazada tarafların kusur durumları ve sigorta şirketlerinin sorumluluğunun tespiti için bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin —– raporunda özetle: — plakalı araç sürücüsünün yola gerekli dikkat ve özeni göstermediği, seyrini kendi yol bölümünü takiben sürdürmediği, gece bahse konu alanda sol şerit trafiğini dikkate almadan sol şeride kontrolsüz girmek sureti ile şerit ihlali sonucu solundaki şeritte seyreden araca yandan çarpmış, sonra savrularak sollamaya çalıştığı —- plakalı araca sol yanından çarpmış olup, asli ve %100 oranında kusurlu olduğunu,—- plakalı araç sürücüsünün kazaya karışmasında atfı kabil kusurunun olmadığını,—- plakalı araç sürücüsünün kazaya karışmasında atfı kabil kusurunun olmadığını, davacı —–dava dışı —- plakalı araç için — tarihleri arasını teminat altına almış olan — akdedilmiş olduğunu, araç hasar değerinin —- olduğunu, davacı—–araç için araç hasar bedeli olarak sigortalısı —- ödemiş olduğunu, davacı ——- %100 oranında kusurlu bulunması nedeniyle rücu hakkından bahsedilemeyeceği görüş ve kanaatine varılmıştır.” içeriğindedir. Davacı taraf kusur raporuna itiraz etmiş ise de; aşağıda belirtilen gerekçelerle kusur oranı Mahkememizce uygun bulunmuştur.
Her ne kadar dosya kapsamında bulunan, davalılara sigortalı araç sahibinin davacı tarafa vermiş olduğu dilekçe içeriğinden kendisinin kusurlu olduğunu kabul ettiği anlaşılmakta ve kaza tespit tutanağında da kusurun davalıya verildiği anlaşılmakta ise de; tutanağın —– plakalı araç sürücüsü olmadan kazaya karışan diğer iki araç sürücüsünün beyanı ile düzenlendiği tutanağa açıkça yazılmıştır. Yine davacıya sigortalı aracın sürücüsünün sigorta şirketine sunmuş olduğu —- dilekçede de kusurun kendisinde olduğunu kabul ettiği, — plakalı aracı —— şoförünün yaralanması sebebiyle olay yerinden ayrıldığı, trafik ekiplerinin araç sürücüsü firar olduğu için hatayı bu araca verdiğini beyan ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı araç sürücüsü kendi kusurunu kabul etmiştir. Mahkememizce celp edilen ceza dosyası incelendiğinde davacıya sigortalı aracın sürücüsü —— “Olay günü kazadan hemen sonra müşteki araçta hasta olduğunu söyleyerek olay yerinden hemen ayrıldı. Trafik polisi de kendisini alkollü olabileceğini düşündü ve tutanağı tuttu. Kazadaki kusurumu kabul ediyorum. Müştekinin kazadaki yaralanmasını kabul etmiyorum dedi. ” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür. Yine savcılık aşamasında vermiş olduğu ifadesinde —— plakalı aracın yavaşlaması ile aracı bir anda sola kırdığını beyan etmiştir. Bu durumda da önündeki araç ile takip mesafesini korumadığından ve şerit ihlali yaptığından kusurlu olduğu açıktır. Savcılık aşamasında alınan kusur raporunda da davacıya sigortalı aracın %100 kusurlu olduğu tespit edilmiş, Mahkememizce alınan rapor olaya ve dosya kapsamına uygun bulunduğundan, yine ceza dosyasındaki ifadeler, alınan bilirkişi raporu, Mahkememizce alınan kusur raporu arasında herhangi bir çelişki de bulunmadığından raporu hükme esas almak gerekmiştir. Alınan rapor doğrultusunda davalıların sigortalısı aracın kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 59,30-TL harçtan peşin alınan 748,00-TL harcın mahsubu ile artan 688,70-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
6-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/4 maddesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 23/02/2021