Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1100 E. 2021/513 K. 05.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1166 Esas
KARAR NO : 2021/175

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2018
KARAR TARİHİ : 02/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin —- tarihli iki adet fatura alacağına ilişkin borçlu —- aleyhine İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğü’nün —- sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafından takibe itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğunu açıklanan nedenlerle davalının itirazının iptaline, takibin devamına, borçlu davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :Davalı taraf davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın, davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün —. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu, dava konusu icra dosyasının incelemesinde, takip alacaklısının mahkememiz dosyasının davacısı, takip borçlusunun mahkememiz dosyasının davalısı olduğu,— faturaya dayalı olarak başlatılan toplam 8.372,53-TL’lik ilamsız icra takibine davalı borçlunun süresinde itirazı doğrultusunda takibin durduğu, davanın itirazın iptali ve takibin devamı istemi ile açıldığı görülmüştür.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, tarafların defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılması için inceleme günü tayin edilmiş ve mahkememizce oluşturulan ara karar doğrultusunda görevlendirilen mali müşavir bilirkişi tarafından tarafların defterlerinin incelenmesine karar verilmiştir. Belirlenen inceleme gününde davacı taraf defter ve kayıtlarını hazır etmiş, davalı taraf muhtıra tebliğine rağmen defter ve kayıtlarını hazır bulundurmamıştır. Bilirkişi tarafından davacı tarafın defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu tanzim edilen 19/02/2020 tarihli rapor dosyaya sunulmuştur. Bilirkişi, davacı tarafın defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davacının defterlerine göre davacı tarafın takip tarihi itibariyle davalıdan 8.260,00-TL alacaklı göründüğü, taraflar arasındaki e-posta yazışmaları ve davacı çalışanının beyanı dikkate alındığında davacı tarafın ispat yükünü yerine getirdiği yönünde görüş bildirmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu,—-tarihli kararında; “Somut olayda davacı, icra takibine konu faturalarda yazılı işlerin yapıldığını ve davalıya teslim edildiğini ileri sürmüş, davalı ise akdi ilişkiyi ve borcu inkâr etmiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ispat yükü davacı tarafta olup, dosya içeriğinde davacı tarafından davalıya taşıma hizmeti verildiğine ilişkin bir delil bulunmamaktadır. Öte yandan ticari defterlerle ispat ise 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun özellikle 79 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan yasanın 83. maddesi uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlıdır. Davacı, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmış değildir; defterler dışında da deliller bildirmiş ve bunları mahkeme huzuruna getirmiştir. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir.” şeklinde gerekçeyle, davacının münhasıran davalı tarafın ticari defterlerine delil olarak dayanması halinde davalı tarafın defterlerini sunmamış olmasının davacının davasını ispat ettiği anlamına geleceği, aksi durumda ispat yükü kendisinde olan davacının davasını ispat etmiş sayılmayacağını belirtmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu bir bütünlük içerisinde değerlendirildiğinde, yerleşik Yargıtay İçtihatlarında da işaret edildiği üzere, davacı tarafından fatura düzenlenmiş olması, davacının defterlerine göre davacının davalıdan alacaklı görünmesi, ticari ilişkinin varlığının ve davacının davalıdan alacaklı olduğunun ispatı için yeterli değildir. Alacağın varlığının ispatı için faturaya konu mal ya da hizmetin karşı tarafa teslim edildiğinin ispat edilmesi gerekmekte veya davacı tarafından münhasıran davalı tarafın ticari defterlerine delil olarak dayanılmış olması ve davalı tarafın defterlerini ibrazdan kaçınmış olması gerekmektedir.
Dava konusu somut olayda, fatura konusu malların davalı tarafa teslim edildiğine dair delil sunulmamış olmakla birlikte, delil olarak münhasıran davalı tarafın defterlerine dayanılmamıştır. Davalının bağlı bulunduğu vergi dairesine müzekkere yazılarak davalının ilgili dönemde davacıdan yapmış olduğu alımlara ilişkin —- formları istenmiş, ancak gelen kayıtlarda dava konusu faturaların yer almadığı görülmüştür. Her ne kadar bilirkişi tarafından davacının ispat yükünü yerine getirdiği yönünde görüş bildirilmiş olsa da, defter ve kayıtları incelemekle görevlendirilen bilirkişinin bu husustaki görüşü yerinde değildir. Çıktısı sunulan e-posta yazışmalarının davanın tarafları arasındaki yazışmalar olmadığı, teklifin ———- gönderildiği, ayrıca davacı çalışanının yazılı beyanının davanın ispatı için yeterli olmadığı, mevcut dosya kapsamıyla ispat yükü kendisinde olan davacının icra takibine ve davaya konu ettiği faturalara konu hizmeti davalı tarafa verdiğini ispat edemediği, davacının yemin deliline de dayanmadığı, davalı tarafın davaya cevap vermeyerek HMK. m. 128 gereği davacı tarafından ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayıldığı birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafından tanzim edilen fatura konusu hizmetin davalıya teslim edildiği ve bu kapsamda dava konusu faturalar nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olduğu hususu ispatlanamadığından, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL harcın peşin alınan 142,99-TL harçtan mahsubu ile bakiye 83,69-TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.