Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1090 E. 2022/211 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1090 Esas
KARAR NO: 2022/211
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/09/2018
KARAR TARİHİ: 09/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı elinde bulundurduğu —–bedelli senede binaen icra takibinde bulunduğunu, müvekkillerinin davalı ile arasında ticari hiçbir ilişkinin bulunmadığını, davalıya borcunun bulunmadığını, senetteki imzanın müvekkillerine ait olmadığını, bununla ilgili —-Kişilerdeki hak ve alacaklarına haciz konulduğunu, bu haciz neticesinde —-ödeme yapıldığını, müvekkilinin mağduriyetinin büyüdüğünü belirterek, fazlaya dair hakkı saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin —– borçlu olunmadığının tespitine, davalı aleyhine %40’tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı borçlu yanın sahibi olduğu firma ile müvekkilin ortağı olduğu firma arasında ticari ilişkiler gerçekleştiğini, söz konusu ticari ilişkiler kapsamında davacı şirket ile müvekkilin ortağı olduğu şirket arasında ticari uyuşmazlıklar olduğunu, söz konusu ticari ilişkiler dışında davacı şahsın müvekkilinden kısım kısım borç para istediğini, söz konusu almış olduğu borçlara karşılık da dava konusu senedi müvekkile teslim ettiğini, hatta sahibi olduğu şirketi ——- senette avalist ettiğini, davacının müvekkiline olan borcu ödememek için icraya kötü niyet ile itiraz ettiğini, müvekkilinin davacıdan hakkı olan borcunu alamadığını, açılan başka davalarda da imzanın davacıya ait olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, belirterek, hukuka ve hakkaniyete aykırı davanın reddi ile, davacı-borçluların asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar-kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Davacı —-bedelli bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını, bu bonoya dayalı olarak başlatılan icra takibi sebebiyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı hiç borcu olmadığını, hiç bir ticari ilişkisi olmadığını, —- üzerine haciz konduğunu, toplamda —– tarihinde icra dosyasına gönderildiğini beyan etmiştir.
Davalı ise davacının zaman zaman borç para aldığını, bu senedi bu sebeple verdiğini, davacının ayrı şekilde imzaya itirazda bulunduğunu ve——–dosyasında da imzanın davacıya ait olduğunun ortaya çıktığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Dava, icra takibinden sonra açılan —- menfi tespit davasıdır.
Davaya konu —- alacak talep edildiği, ödeme emrinin borçlu —– tebliğ edildiği,görülmüştür. Dava şartlarının tamam olduğu, davanın takip tutarı üzerinden usulünce harçlandırıldığı anlaşılarak esasa geçilmiştir.
Borçlunun imzaya itirazda bulunduğu, — görülen imzaya itiraz davasında bilirkişi incelemesi yaptırıldığı,—tarihli raporda imzanın borçluya ait olduğunun tespit edildiği, anılan mahkemenin —- kararıyla davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Bu kararın —- incelemesinden geçerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın —- tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce tensiple —-oranında teminat karşılığında İİK nun 72/3 maddesine göre tedbir kararı verildiği ancak davacının teminatı yatırmaması sebebiyle tedbirin uygulanmadığı anlaşılmıştır.
Davacının bildirdiği emsal imzalardan çok sayıda imza örneği celp edilmiş, davacının imza örnekleri ve senet aslı ile birlikte adli bilimler ve adli belge inceleme uzmanı —- marifetiyle senet üzerinde inceleme yaptırılmıştır. Bilirkişi—- tarihli raporunda senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğunu mütalaa etmiştir.
Davacı rapora itiraz etmişse de, yeter sayıda emsal imzanın toplanmış olduğu, raporun hükme ve denetime elverişli olduğu, tekrar rapor alınmasını gerektirir bir durum olmadığı görülmüştür.
Davacının davalı hakkında savcılıkta resmi belgede sahtecilik suçundan şikayeti olduğu,—- sayılı dosyada takipsizlik kararı verildiği; bu kez davalının davacı hakkında iftira suçundan şikayetçi olduğu, iftira suçu sebebiyle davacı hakkında—kamu davası açıldığı, bu davanın derdest olduğu, duruşmasının —– tarihine bırakıldığı anlaşılmıştır. İftira suçuna ilişkin yapılan bu ceza davasının mahkememizin esasını etkiler bir yönü bulunmamaktadır.
Davacının imzasını inkar ettiği senetteki imzanın davacıya ait olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir. Tedbir kararı uygulanmamış olduğundan davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
2-Alacaklı lehine, kötü niyet tazminatı verilmesine YER OLMADIĞINA;
3- Alınması gerekli 80,70-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 9.461,42 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 9.380,72-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 44.751,39-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacılar vekili ile davalı vekilinin vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 09/03/2022