Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1081 E. 2020/79 K. 23.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1081 Esas
KARAR NO : 2020/79

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2018
KARAR TARİHİ : 23/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan şirket ile davalı arasında —- yılından bu yana ticari bir ilişki bulunduğunu, bu çerçevede davalının müvekkilinden mal ve hizmet aldığını, ancak ——-tarihinden itibaren ödeme alınamadığını,—-yapılan uyarılara rağmen ödeme konusunda herhangi bir gelişme olmadığını, bunun üzerine faturalardan kaynaklanan bakiye alacağının tahsili amacı ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak davalının borcunu ödemediğini ve başlatılan takibe de itiraz ettiğini, bu nedenle icra takibine itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak cevap vermediği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle ticari ilişkiye istinaden alacağa dayalı olarak başlatılan İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğünün ——–. sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Başlatılan icra takibinde davalı tarafa ödeme emri — tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı tarafça—- günlük itiraz süresi içerisinde —– tarihinde itiraz edildiği, davacı tarafından Mahkememize 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça —- sunulmuş, tarafların BA ve —– Mahkememizce vergi dairesinden getirtilmiştir.
Uyuşmazlığın tacirler arasında olması nedeniyle Mahkememizce ticari defterlerin incelenmesi için taraflara gün verilmiş, davacı taraf belirlenen gün ve saatte defterlerini ibraz etmiş davalı taraf ise ibraz etmemiştir. Mahkememizce re’sen seçilen mali müşavir bilirkişinin —- tarihli raporunda özetle; “Davacı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, davacı defterlerinin HMK 222’ye göre delil niteliğinde olup olmadığı hususunun Mahkemenin takdirinde bulunduğunu, davacı yanın ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda; davalı yandan takip tarihi iliban ile—- alacaklı göründüğü, davacı yanın dosyaya sunduğu formlara göre dava konusu hikmetin davalı yan tarafından —–olarak alınmış olduğu, ayrıca davalının hizmetin içeriğine ve faturaların tebellüğüne itirazının olmadığı, dolayısı ile davacının davalı yandan —- alacaklı olduğu kanaatine varılmakla, bu hususun hukuki yorumun ve takdirin mahkemeye ait olduğunu, davacı yanın, davalı yanın takiple temerrüde düşürdüğü, bu nedenle faiz yönünden inceleme yapılmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde raporunu sunmuştur.
Bilindiği üzere HMK’nın 222. Maddesi gereği davacı tarafın defterlerinin sahibi lehine delil teşkil etmesi için davalı tarafın aynı şartlarla uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter ve kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmış olması gerekir. Öte yandan fatura tek başına alacağı ispata elverişli değildir. Fatura konusu hizmetin/malın karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesi gerekir. Belirtilen belgeler imzalı sevk irsaliyesi, mutabakatname, vergi kayıtları gibi her türlü ispata yarar yasal delil olabilir. Dava konusu alacağın temelini oluşturan toplam —– 3 adet fatura ve devreden—- tutarında bakiye bulunmakta olup, davacı tarafça dava konusu faturalara ilişkin iş emirleri düzenlendiği sabittir. Öte yandan düzenlenen iş emirlerinde davalı şirket müşteri yetkililerinin imzaları bulunmakla, Mahkememizce davalı şirkete isticvap davetiyesi çıkarılmış, davetiyeye rağmen şirket yetkilileri hazır bulunmamıştır. İsticvap davetiyesi ihtarları kapsamında servis iş emirlerindeki imzaların davalı şirket çalışanlarına ait olduğu anlaşılmış, öte yandan teslim alanların davalı şirket yetkilisi ve şirket çalışanları olduğu anlaşılmış, davacı davasını ispat ettiğinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde: Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafça davalı tarafa bu ticari ilişki kapsamında faturalar düzenlendiği, ancak davalı tarafça ödeme yapılmadığından icra takibine geçildiği anlaşılmış, Mahkememizce alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli ve denetlenebilir bulunmuş, davacı tarafından ibraz edilen servis iş emirleri ve vergi kayıtları nedeniyle malın/hizmetin eksiksiz biçimde davalı tarafa teslim edildiği anlaşılmış, hizmetin teslim alınmadığına ilişkin ispat yükü kendisine ait olan davalının aksini ispata yarayan yazılı belge sunmaması ve bilirkişi raporuna itiraz etmemesi nedeniyle davacı tarafa borçlu olduğu kabul edilmiş, sunulan deliller ve servis iş emirleri kapsamında bilirkişi raporu gereğince davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen tutar üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiş, davacı taraf icra takibine işemiş faiz konu etmiş ise de davaya konu etmediğinden davanın tam kabulüne, itirazın ise kısmen iptaline karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, davacının, İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğü’nün —–. Sayılı dosyası ile başlattığı icra takibine davalı tarafça yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, takibin —-asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte aynen devamına,
2-Kabul edilen —- asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli—- harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan —- peşin harcın mahsubu ile bakiye — harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan —-başvurma harcı, —- peşin harç toplamı olan—– davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen toplam—–yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden —– göre davacı vekili için takdir olunan —-nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okundu, usulen anlatıldı.