Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/108 E. 2021/323 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/108 Esas
KARAR NO : 2021/323 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/01/2018
KARAR TARİHİ : 02/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin—– faaliyet gösterdiğini, taraflar arasında—– düzenlendiğini, işbu sözleşme gereği müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini ve ödemelerini müvekkili —— adına olan kredi kartı aracılığıyla yaptığını, sonrasında davalı tarafla yapılan görüşmeler sonucu ekonomik sorunlar ve ürün kaynaklı pazarlama sorunları sebebiyle taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin feshine karar verildiğini ve bu duruma istinaden davalı tarafa iade faturası düzenlenerek gönderildiğini, ayrıca müvekkilinde bulunan ürünlerin —– vasıtası ile davalı adresine gönderildiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki ile ilgili olarak —– yevmiye no’lu İhtarnamesi ile taraflar arasında yapılan sözleşmenin feshi ve davalı tarafa ödenmiş olan bedellerin iadesinin talep edilmiş olmasına rağmen davalı tarafın ödemede bulunmadığı gibi herhangi bir itirazda da bulunmadığını, müvekkilinin sözleşme gereği iyi niyetli olarak üzerine düşen hak ve yükümlülükleri yerine getirdiğini ancak karşı tarafın devamlı olarak problemler çıkardığını, davaya konu iade faturasının icra takibi yapılmadan önce davalı tarafa tebliğ edildiğini ve davalı tarafça teslim alındığını, davalı hakkında—— sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını ancak davalının tamamen kötü niyetli olarak yaptığı itirazla takibin durduğunu beyanla davanın kabulüyle itirazın iptaline karar verilmesini, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılması talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında —– düzenlendiğini, müvekkilince sözleşme gereğince — bedelli fatura tanzim edildiğini ve faturada özelliği ve miktarı belirtilen cihazların davacıya teslim edildiğini, söz konusu fatura bedeline istinaden davacının— tarih ve— bedelli çek düzenlediğini, kalan—– bakiyeyi de alış faturası ile kapattığını, dava sonra davacı tarafın bahsi geçen çekin kendisine iade edilmesini talep ettiğini ve—- bedelli çeki düzenleyerek teslim ettiğini, davacı tarafın söz konusu çeki de iade etmek ve ödemeyi kredi kartıyla yapmak isteğini ifade ettiğini, müvekkili şirketin de talebi kabul ederek çeki iade ettiğini ve davacı tarafın da —- ödeme yaptığını, kalan ödemeleri de cari ekstreden görüleceği üzere muhtelif alış faturaları ile gerçekleştirdiğini, davacı tarafın müvekkiline —- borcunun kaldığını, sözleşme düzenlendikten sonra davacı tarafın ticari ahlaka ve teamüllere aykırı olarak hiçbir somut gerekçe göstermeden öncelikle— söz konusu ödemenin iptalini talep ettiğini, bankaca talebin reddedildiğini, bunun üzerine davacının —– iade faturası tanzim ederek müvekkili şirkete gönderdiğini, müvekkilinin de —- no’lu İhtarnamesi ile faturaya itiraz ederek davacıya iade ettiğini, davacı tarafın da karşı ihtarname göndererek sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini ancak ihtarnamede belirtilen taleplerin taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, nitekim sözleşmenin 13.maddesinde sözleşmenin fesih şartlarının açıkça düzenlendiğini ve davacı tarafın fesih sebeplerinin bu duruma aykırı olduğunu, davacı tarafın hiçbir somut gerekçe göstermeden fesih yoluna gittiğini beyanla davanın reddini, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle—– Esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Dava dosyasının içinde bulunan—- tarihli dosyası incelendiğinde—– işlemiş Faiz olmak üzere toplam: — Tutarındaki toplam alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren işleyecek—–tahsili talebidir, —— açıklaması ile borçluya tebliğe gönderildiği, Ödeme emrinin borçluya—-tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından—- tarihli Dilekçe ile “alacaklı görünen tarafından müvekkil aleyhine açılan —— borca, faizine ve tüm fertlerine itiraz ediyoruz, müvekkil şirketin alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcu bulunmamaktadrr, takibin durdurulmasını talep ederiz,” açıklaması ile yapılan itiraz neticesinde duran takibin devamını sağlamak için itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların her ikisinin de tacir olması ve TTK.nun 64 vd maddeleri kapsamında defter tutma yükümlülüklerinin bulunması karşısında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiştir. Öncelikle davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi için talimat yazılmış ve —- sayılı dosyasından mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen —- tarihli Bilirkişi Raporu alınmıştır. Bilirkişi raporunda; davacı ile davalı arasındaki ticari iş sözleşmesinin düzenlendiği, tarafların tacir olduğu, davacının dava ve icra takibine konu ettiği cari hesap ekstresinin bakiyesini oluşturan faturaların davacı kayıtlarına veresiye alacak olarak intikal ettirildiği ve —— alacaklı olarak şüpheli alacaklar hesabında devir ettiği, Davacının —– ait yevmiye defterinin TTK’nın 64 ve 65 maddesine uygun olarak tutulduğu, noterden açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, bütün defterlerin kapsamının birbirini doğruladığı, sahibi lehine delil olduğu, şeklinde kanaat belirtilmiştir.
Dosya konusunda Mali Müşavir ve sektör uzmanı bilirkişiden oluşturulan heyete verilerek—–tarihli Bilirkişi Raporu alınmıştır. Bilirkişi raporunda; Dava konusu sözleşmenin davacı tarafça haksız yere feshedildiği, sözleşme konusu stokların davalıya iade edildiği, davalının stokları teslim aldığı ve fakat iade alınan stoklar için bedel iadesini kabul etmediği, stokların durumuna ilişkin sözleşmede herhangi bir hüküm bulunmadığı, davalının iade aldığı stoklar için hakkaniyete uygun bir bedel ödemesi gerektiği, bu bedel belirlenirken de sözleşmenin davacı tarafça haksız yere feshedildiğinin mutlaka göz önünde tutulması gerektiği, bu çerçevede iade alınan stoklara ve bedele ilişkin tüm risk, gider ve kayıplara davacı tarafın katlanması gerektiği, bu bağlamda iadenin, davalı tarafın maliyet fiyatı üzerinden ya da liste fiyatından yapılacak hakkaniyete uygun bir indirim ile gerçekleşebileceği ve zaman içinde malların değerindeki azalmaya ve nakliye giderlerine sözleşmeyi haksız yere fesheden davacı tarafın katlanması gerektiği, davalı tarafın maliyet fiyatının ya da iade edilen malların değerinde bir azalma olup olmadığının dosya içeriğinden anlaşılamadığt, bu sebeple bir hesaplama yapılamadığı, Davacı tarafa ilişkin —– senesi ticari defterleri, talimat yolu ile incelettirilmiş olup, tasdik yükümlülükleri süresinde yerine getirildiği, davalı tarafa ilişkin—— senesi ticari defterlerinin tasdik yükümlülüğünün süresinde yerine getirildiği, mali yönden taraf lehine delil niteliğine haiz olduğu, davacının davalıya kesmiş olduğu — tarihli faturadaki malların,— davacı tarafından davalıya gönderildiği, gönderi evrakında—- mevcut olduğu, ancak davacının davalıya göndermiş olduğu mallara ilişkin listeye, ne —- tarihli faturadan ne de —– çıktısından ulaşılamadığı, şeklinde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasında —– bulunmaktadır. Sözleşme kapsamında davacı davalıdan araç takip cihazı almış ve buna istinaden—- tarihli faturayı düzenlenmiştir. Fatura tutarının davacı tarafça ödendiği, davalı vekili beyanları ve tarafların incelenen ticari defterleri ile belirli bulunmaktadır. Bununla birlikte davacı tarafça ekonomik sorunlar ve ürün kaynaklı pazarlama sorunları sebebiyle taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiği belirtilerek—– tarihli İade Faturası kesilmiş ve elde kalan ürünler davalıya iade edilmiştir.
Dava konusu ihtilaf, davacı yetkili satıcı tarafından alınan, bedeli ödenen ve fakat daha sonradan davalı üreticiye geri gönderilen ürünlerin bedelinin iadesine ilişkindir. Bu husus davalı tarafça kabul görmemiştir. Taraflar arasında akdedilen Sözleşmenin m. 12 hükmü mücbir sebebi ve m. 13 hükmü de fesih şartlarını düzenlemiştir. Davacı taraf —- tarihli İhtarname ile dava konusu sözleşmeyi feshetmiştir. Fesih sebebi olarak da ekonomik koşullar ve ürün kaynaklı pazarlama sorunları ileri sürülmüştür. Taraflar arasındaki sözleşmede satılamayan ürünlerin iade edileceğine ve bedelinin iadesinin yapılacağına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Davanın her iki tarafı da tacir olup TTK m. 18/2 uyarınca basiretli davranma yükümlülüğü altındadırlar. Bu sebeple faaliyetlerinde öngörülü ve tedbirli olmaları gerekir. Sözleşmenin ekonomik koşullar gerekçesi ile feshedildiği dönmede, taraflardan kaynaklanmayan, öngörülmeyen, giderilemeyen ve bu sözleşmeyi devam ettirmeyi objektif olarak imkansız kılan genel bir ekonomik çöküş yaşanmamıştır. Davacı tarafın kendi özelindeki ekonomik sorunlar ise zaten sözleşmenin feshi için haklı bir sebep teşkil etmemektedir. Davacı tarafça ürün kaynaklı pazarlama sorunları da feshe bir gerekçe olarak gösterilmiş ise de üründen ya da satıcı davalıdan kaynaklanan hangi kusur, ayıp veya eksiklikten kaynaklı olarak zarara uğranıldığına yönelik bir iddia ve talepte bulunulmamıştır. Davacı yetkili satıcının dava konusu sözleşmeyi tek taraflı ve haksız olarak feshettiği, bu kapsamda elinde kalan ürünleri davalıya iade etmesi haklı gösterir gerekçesinin bulunmadığı görülmektedir. Davacı tarafça sözleşmenin feshedilmesi satılan malın davalıya iadesini için bir gerekçe oluşturmamaktadır.
Kaldı ki davalıdan satın alınan ürünlerin ayıplı olduğu iddia edilecek olsa dahi bunun için öngörülen ayıp ihbar süreleri geçirilmiş bulunmaktadır.
O halde davacının elinde kalan ve satamadığı ürünleri davalıya iade etmesinin ve iade olan ürünlerin bedelini davalıdan talep etmesinin haklı bir yanı bulunmadığı, davalının takibe yönelik itirazının yerinde olduğu, dolayısıyla davanın reddine karar verilmesi gerektiği, bununla birlikte davacının takip yapmakta kötüniyetli bulunduğu ispatlanamadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği değerlendirilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
İade faturasına konu davacı tarafça davalıya iade edilen ürünlerin hali hazırda davacı malı olduğu hususunun gözetilmesine,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 59,30-TL harçtan peşin alınan 1.138,19-TL harcın mahsubu ile artan 1.078,89-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilen 228,00-TL nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.014,36-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/03/2021