Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1067 E. 2019/974 K. 25.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1067 Esas
KARAR NO : 2019/974

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 17/09/2018
KARAR TARİHİ : 25/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Konkordato talebinde bulunan müvekkil şirketler, ülkemizin ve dünyanın ekonomik daralmasından kaynaklanan —– neticesinde bir konkordato projesi çerçevesinde faaliyetlerini değişen şartlara göre uyarlama ve yeni koşullara uyum sağlayarak daha sağlıklı bir şekilde faaliyetlerine devam etme kararı aldığını, buna sebep olarak Ülkemizdeki ekonomik sorunlar nedeniyle talebin daralması neticesinde satışlar düştüğünü ve elde edilmesi gereken nakitler elde edilemediğini ve bu durum borç çevrimi açısından finansal krize girilmesine neden olduğunu, kurların ve faiz oranlarının çok yüksek olması ürün maliyetlerini artırdığını, belirterek müvekkiline İİK 287. maddesi gereği 3 aylık Geçici Mühlet kararının verilmesini, İİK 287/1, 288/1, 294. maddeleri gereği borçlunun malvarlığının korunması ve alacaklıların cebri icra tehditlerinin durdurulmasına yönelik tedbir kararlarının verilmesini, İİK 287/3. maddesi gereği geçici komiser tayinini, İİK 288/1. maddesi gereği gerekli ilanların yapılmasını, Geçici Mühlet içinde yapılacak inceleme neticesi 1 yıllık Kesin Mehil verilmesini, kesin mehil içinde yapılacak konkordato anlaşmalarının akdedilmesi halinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, İİK.nun 285/1 maddesi uyarınca borçlu tarafından yapılan konkordato talebidir.
Davacının dava dilekçesi ve ekleri incelenmiş, İİK’nun 7101 sayılı kanunla değişik 286.maddesine göre istenen belgelerin dava dilekçesi ekinde mevcut olduğu anlaşılmakla davacı şirket lehine 3 aylık geçici mühlet kararı verilmiş, geçici mühlet süresi içerisinde İİK 294-295-296 ve 297.maddelerinin uygulanmasına, şirket aleyhine ihtiyati haciz ve muhafaza işlemlerinin yapılmasının tedbir yoluyla durdurulmasına, şirkete, şirketin mali yapısı göz önüne alınarak bir konkordato komiserinin atanmasına, atanan komiserlere şirketin defterlerini tutarak projenin incelenmesi, şirketin faaliyetlerine nezaret etmeleri ve kanundan kaynaklanan diğer görevleri yapmak suretiyle rapor düzenlemeleri görevi verilmiştir.
Verilen geçici mühlet kararı, tedbirler ve atanan komiserler ile ilgili gerekli ilanlar yapılmış ve ilgili kurumlara gerekli bilgiler verilmiştir.
Davacı tarafından gerekli iflas avansı ve konkordato gider avansı verilen süre içerisinde dosyaya yatırılmıştır.
Üç aylık geçici mühlet, komisre heyetinin projenin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı daha ayrıntılı incelemeler yaparak somut verilere göre bir değerlendirme yapılması için 2 ay süre uzatlımşı; nihayet 5 aylık geçici mühletin sonunda, komusre heyetinin projenin gerçekçi ve ciddi olduğunu, başarıya ulaşma ihtimalinin olduğunu belirtmişler, mahkememizce de kesin mühletin verilmesi ve şirketin izlenmesi gerektiği kanaati ile 30/01/2019 tarihinde 1 yıl kesin mühlet verilmiştir.
Komiser heyetinin 3 kişiden 1 kişiye(mali müşavir) düşürülmesine, komiserden iki ayda bir şirketin kesin mühlet züreci içindeki durumu yönünden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Kesin mühlet içinde, konkordato talebinden sonra doğan, zorunlu işletme giderlerinden olan ve ödenemeyen alacakları olduğunu ileri süren alacaklılar(——————) müdahale ve talep dilekçeleleri sunmuşlardır.
Konkordato sürecinde talepten önceki borçlar ödenmez ise de, geçici ve kesin mühlet içinde yapılan borçların ödenmesi gerekir. Tedbir kararı şirketin mali ve ticari durumunu toparlamasına imkan verilmek üzere önceki borçlar için takip yapılmamasını sağlar. Bir diğer deyişle mühlet içinde davacı borçlu şirketin, tedbir kararına güvenerek yeni borçlar yaratamaz, komsir onayı olmadan kendi durmunu ve dolayısıyla alcaklıların durumunu zora sokacak borçlanmalar yapamaz.
Son olarak davacının fabrika binasının bulunduğu taşınmazın kira ücretlerinin yatırılmadığına dair alacaklı —— vekili, talep dilekçesi sunmuş, ödenmeyen kira borçları nedeniyle taşınmazın tahliyesi için takip yapmak üzere talepte bulunmuştur.
Komiserden bu hususta, davacı şirketin cari işletme giderlerini ödeyip ödemediği hususunda inceleme yapması ve ivedi rapor sunması istenmiş,komiser kesin mühletin devamına karar verilmesini mütalaa etmiş; ne var ki komiserin mahkemenin araştırma yapılmasını istediği hususlarda inceleme yapmamış, görüş belirtmemiş olması karşısında gereken özeni göstermediğine dair şüphe oluşması nedeniyle komiser ——değiştirilmesine, yerine mali müşavir bağımsız denetçi ——atanmasına karar verilmiştir. Yeni atanan komiserden davacı şirketin süreç içindeki faaliyetleri, ödenmemiş cari işletme gideri olup olmadığı, projenin ciddiyetini, inandırıcılığını korup korumadığı hususlarında inceleme yapıması istenmiştir.
Komiser, 08/07/2019 tarihli ilk raporunda, kiralayan alacaklı ile taşınmaz için yeni bir kira sözleşmesi aktedildiğini, bu yeni kira sözleşmesine göre borcun ödendiğini, kesin mühletin kaldırılmasını gerektirir bir durum olmadığını belirtimşitir. Komiser raporunda projenin tartışılmadığı, sermaye artışı taahhüdüne uyulup uyulmadığının, faaliyet karlarının hedeflere yaklaşıp yaklaşmadığı hususnda hiç bir inceleme olmadığı görülmüş, 10/07/2019 tarihli celsede komiserden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Komiserin sunduğu 06/09/2019 tarihli nihai raporda; rayiç bilançoya göre şirketin öz varlığının -6.118.714,48 TL olduğunu, daha önceden marka değerinin bilançoda gelirler kısmında gösterildiği için şirketin borca batık görünmediğini ancak TMS 38 gereği ancak satın alınan veya devralınan markanın bilançoda gösterilebileceğini, yine devreden KDV nin bu zamana kadar bilançoda aktifte gösterildiğini ancak bunun da değerinin sıfır alınması gerektiğini, şirketin varlıkları ile borçlarını ödeyecek durumda olmadığını ve borca batık olduğunu, şirketin ön projesi incelendiğinde 2018 yılında öngörülen sermaye artışının rapor tarihi olan eylül 2019 itibariyle halen yapılmadığını, şirketin önceki yıllardaki kar oranlarına göre düşük kar hedefi öngördüğünü, ancak düşük karla borçların öngörülen vadede nasıl ödeneceğinin anlaşılamadığını, bankalara toplamda 39 milyon cvarında, diğer piyasa alacaklılarına 15 milyon civarında olmak üzere 45 milyon civarında toplam borcun olduğunu, faaliyet karına dayanılmadığı, projede kaydi alacakalrın tahsil edileceği öngörüsüne dayanıldığı ancak bilançoda 7 milyon şüpneli alacak kaydının olduğu, dayanak belgelerin eksiksiz sunulamadığını, yine bilançoda aktifte gösterilen 11 milyon alacağın da hiç tahsil edilemediğini, kesir mühlet içinde dahi 2,3,4. aylarda mal verdiğini ancak tahsilat yapılmadığını, projenin ciddi ve inandırıcı olmadığını mütalaa etmiştir.
Komiser raporunun dosyadaki evraklara, usul ve yasaya uygun olduğu görülmüştür.
Davacı şirketin yargılama boyunca anlaşıldığı üzere, projesinin inandırıcıktan uzak olduğu, alacaklarını tahsil edemediği sürece karlılık ve faaliyetin devamı ile borçların ödenmesinin mümkün olmadığı, bilançoda alacak gösterilen tutarların dayanak belgelerden yoksun olduğu, alacakların tahsili için hiç bir girişim olmadığı gibi kesin mühlet dönemi içinde (——gibi şirketlere) tahsilat yapmadan mal satışı yapıldığı, bu satışlara göre kayden alacak hesabının kabardığı, ancak şirket kasasına giren nakit bir paranın olmadığı, kesin mühlet dönemi içinde dahi 2019 yılının 2,3,4. aylarında tahsilat yapmadan mal satmış göründüğü, bu durumun şirketin mal kaçırdığına da işaret edebileceği ve ticari hayatla bağdaşmadığı, yine 2018 yılında yapılmış olması gereken sermaye artışının taahhüdünün yerine getirilmediği, mahkememizce kiralayanın başvurusu üzerine fabrika binası kirasının ödenip ödenmediği araştırılana kadar, mutlaka ödenmesi gereken cari giderlerden olan kira borcunun ödenmediği, komiserden görüş istenmesi üzerine yeni bir kira sözleşmesinin yapıldığı, davacı şirketin konkordato talebinin ciddiyetten ve inandırıcılıktan uzak olduğu, kesin mühletin uzamasının alacaklıların zararına olacağı anlaşılmış, kesin mühlet kaldırılarak, rayiç bilançosuna göre borca batık olduğu anlaşılan şirketin, alacaklıların daha fazla zarara uğramaması, mevcut mal varlığının muhafazası için iflasına karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Kesin mühletin kaldırılarak, davacının kesin mühletin devamı ve konkordatonun tasdiki taleplerinin REDDİNE;
2——- Müdürlüğünün —– sicil numarasına kayıtlı ————nin İİK’nun 287/5 maddesi yollamasıyla İİK 292/1-a,b maddeleri uyarınca, —– tarihi saat —— itibariyle İFLASINA,
3-Tüm konkordato tedbirlerinin kaldırılmasına, konkordato komiserinin görevlerine son verilmesine,
4-Tedbirlerin ve kesin mühletin kaldırılmasına ilişkin kararın ————-Gazetesinde ve Basın İlan Kurumunda resmi ilan portalında ilanına, masrafın gider avansından karşılanmasına,
5-İİK 288/3 fıkra uyarınca gerekli kurumlara bildirim yapılmasına,
6-İflas kararının İstanbul Anadolu ————— İflas Müdürlüğüne derhal bildirilmesine,
7-İflas avansının İflas Müdürlüğü’ne aktarılmasına,
8- Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
9- Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
10-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 10 gün içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve alacaklı olduğunu beyan eden vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.