Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1058 E. 2019/178 K. 13.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1058 Esas
KARAR NO : 2019/178
DAVALI : HASIMSIZ
DAVA :Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ: 14/09/2018
KARAR TARİHİ: 13/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketlerin inşaat alanında faaliyet gösteren, ihracat yapan bir firma olduğunu, son dönemlerde ülkemizde meydana gelen döviz artışı nedeniyle son zamanlarda ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum neticesinde döviz kurlarında meydana gelen olağanüstü artışı ile başlayan daha sonra tüm sektörlere yayılan ekonomik kriz sonucu nakit akışında ön görülemeyen sıkıntılar yaşanmaya başlandığını, müvekkili şirketin nakit akışındaki bozulmadan dolayı yükümlülüklerini yerine getirmekte zorlandığını, banka ve kredi borçlarını nakit akışına uygun bir şekilde uzun vadeye yayılan bir ödeme planı içinde ödeyebileceğini ve böylelikle ekonomik dar boğazdan çıkabileceğini, bundan dolayı müvekkilinin konkordato talebinde bulunduğunu, İİK 285 vd maddeleri gereğince konkordato taleplerinin kabulü ile öncelikle müvekkili şirketler lehine 3 ay geçici mühlet kararı ile birlikte İcra ve İflas Kanunu’nun 287 ve 294.maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve ihtiyati tedbir kararlarının aynen devamıyla yargılama sırasında kesin mühlet kararı verilmesi ile yargılama neticesinde de konkordato tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, İİK.nun 285/1 maddesi uyarınca borçlu tarafından yapılan konkordato talebidir.
Davacı ——– ile birleşen 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin ——- şirketlerinin konkordato talepli davalarında, her iki davacının da 14/09/2018 tarihli dava dilekçesi ile konkordato talebinde bulundukları, üç aylık geçici mühletin sonunda İstanbul Anadolu 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin——– şirketi hakkındaki davanın mahkememizin davası ile birleştirilmesine karar verdiği görülmüştür.
(Mahkememize asıl davanın ilk açılışında ——- de davacı olarak gösterilmişse de, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında da davacı olduğu ve mahkemece geçici mühlet kararı ile tedbirlerin verilmiş olduğu nazara alınarak, bu davacı yönünden derdestlik nedeniyle red kararı verilmiştir. Anadolu 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin ————– Esas sayılı dosyasında ise bu davacı yönünden tefrik kararı verilerek yetkisizlik kararı verilmiş; sadece ——— şirketi yönünden davanın mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Gerçek kişi -yönünden konkordato davası Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin —– Esas sayılı dosyası üzerinden devam etmektedir)
Birleşme kararından sonra, her iki şirket için ayrı ayrı üç komiserin uygulama ve denetim sorunu çıkarabileceği, mahkeme masraflarını artıracağı nazara alınarak, her iki şirket için de 3 kişilik tek bir komiser heyeti oluşturulmuştur.
Davacıların dava dilekçesi ve ekleri incelenmiş, İİK’nun 7101 sayılı kanunla değişik 286.maddesine göre istenen belgelerin dava dilekçesi ekinde mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Her iki şirket yönünden de 3 aylık geçici mühlet kararı verilmiş, geçici mühlet süresi içerisinde İİK 294-295-296 ve 297.maddelerinin uygulanmasına, şirket aleyhine ihtiyati haciz ve muhafaza işlemlerinin yapılmasının tedbir yoluyla durdurulmasına, şirkete, şirketin mali yapısı göz önüne alınarak bir konkordato komiserinin atanmasına, atanan komiserlere şirketin defterlerini tutarak projenin incelenmesi, şirketin faaliyetlerine nezaret etmeleri ve kanundan kaynaklanan diğer görevleri yapmak suretiyle rapor düzenlemeleri görevi verilmiştir.
Verilen geçici mühlet kararı, tedbirler ve atanan komiserler ile ilgili gerekli ilanlar yapılmış ve ilgili kurumlara gerekli bilgiler verilmiştir.
Davacıların her ikisi tarafından da gerekli iflas avansı ve konkordato gider avansı verilen süre içerisinde dosyaya yatırıldığı görülmüştür.
Davacı şirketlerden——- şirketinin 11.000.000,00 TL,——–şirketi 10.000.000,00TL sermayeli olup, her iki şirketin de sermayesinin tamamının ödenmiş olduğu, %100 hissesinin ——- adına kayıtlı olduğu görülmüştür.
Konkordato komiser heyetinin Mahkememize sunduğu —– tarihli ve son olarak 07/02/2019 tarihli raporlarında; davacı şirketlerden ——şirketinin geçici mühlet dönemi içinde öz kaynaklarında 1.340.306,59 TL azalmanın olduğunu, rayiç değerlere göre öz varlığının -14.987.812,11 TL olduğunu, rayiç değerlere göre borca batık durumda olduğunu; ———-şirketinin ise, geçici mühlet dönemi içinde öz kaynaklarında 4.777.947,98 TL azalmanın olduğu, rayiç değerlere göre öz kaynaklarının +19.685.645,03 TL olduğunu, borca batık durumda olmadığını, ancak her iki şirket yönünden de geçmiş yıllarda elde ettiği faaliyet karına göre proforma tablolarındaki hedeflenen kara ulaşmasının mümkün görünmediği, iyileşme ümidinin zayıf olduğu mütalaa edilmiştir.
Geçici komiser raporunun gelir tablosu, bilanço gibi mali verilere ilişkin tespitlerin usul ve yasaya uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılarak itibar edilmiştir.
İnandırıcı ve gerçekçi olmayan, iyi hazırlanmamış proje ve soyut çözüm önerileri ile kesin mühlete geçilemeyeceği, yapısal düzelme ve net tedbirlerin zorunlu olduğu, vadelerin öngörülebilir ve takip edilebilir olması, aksi takdirde amacın ödemelerin bir süre tatil edilmesi, alacaklıların alacağına geç kavuşması için kurumun kullanılması anlamına gelebileceği açıktır.
Davacıların konkordato teklifi vade konkordatosudur. Tenzilat talebi yoktur. Revize proje de sunulmuştur. İncelenen projede ilk 24 ay (iki yıl) geri ödemesiz 84 ayda (8 yıl) ödeme yapma, toplamda 10 yıl içinde geri ödemenin vaad edildiği görülmüştür ki bu ölçekte vadenin ciddi ve inandırıcı bir tarafı olmadığı gibi, alacaklılar tarafından iktisadi hayat içinde kabul edilmesi de mümkün görünmemektedir. Davacıların sermaye artışı gibi şirkete nakit para girişini sağlayacak bir projesi de yoktur. Sadece faaliyet karları ile borcun ödenmesi mümkün görünmemektedir. Zira geçici mühlet dönemi içindeki hedefler de tutmamıştır. Beklenen net satışların ancak yarısı sağlanabilmiş, beklenen net zararın ise 6 katı zarar meydana gelmiştir. 01/08/2018-31/12/2018 arası dönemde 1.307.050 TL beklenen faaliyet karına rağmen, hedefin tutmaması bir yana hiç faaliyet karı elde edilememiş, 2.824.397,73 TL faaliyet zararı gerçekleşmiştir. Yine her iki şirketin de geçici mühlet dönemi içinde finansal kiralama yoluyla kiralanan makine ve teçhizatlara ilişkin kira bedellerini nakit sıkışıklığı gerekçesiyle ödemediği görülmüştür ki işçilik ücretleri, her türlü işletme kirası, elektrik,su, doğalgaz türü enerji giderleri gibi rutin ticari işletme giderlerinin dahi ödenemiyor olması projenin inandırıcı olmadığını göstermektedir. Gelinen nokta itibariyle, alınan komiser görüşü ile paralel olarak, şirketin salt faaliyete devam ederek alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli mali kaynağı sağlayamayacağı, yapısal bir iyileşmenin de olmadığı, tedbir kararları ile hiç takip görmeden geçirilen 5 aylık geçici mühlet dönemi içinde dahi öz varlığın azaldığı görülerek davacı şirketlerin konkordato ve kesin mühlet talepleri kabul edilmemiştir.
İİK’nun 292.maddesinde kesin mühlet için konkordato talebinin reddi ile iflasın açılması hususu düzenlenmiş olup, İİK’nun 287/5.maddesinde aynı hükümlerin geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanabileceği düzenlemesi mevcuttur. Davacı şirketlerin iflasa tabi sermaye şirketi olduğu açıktır.
Davacı şirketlerden ———- şirketinin ayrıca rayiç değerlere göre -14.987.812,11 TL borca batık olduğu, İİK.nun 292. maddesi uyarınca borçlunun konkordato projesinin inandırıcı ve gerçekçi olmadığı, mal varlığının korunması için iflasına karar verilmesi gerektiği anlaşılan borca batık durumdaki davacı şirketin iflasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Öte yandan —– şirketinin ise borca batık durumda olmadığı, hatta diğer şirket olan ———- şirketinin borçlarına kefaleti nedeniyle dahi borca batık hale gelmediği (——– şirketinin tüm borca batıklığı (-)14 milyon civarında olup, ———-şirketinin öz varlığı (+)19 milyon civarında olduğundan kefalet durumu nedeniyle de borca batık hale gelmediği) anlaşılmış, bu şirket yönünden İİK.nun 292. maddesindeki diğer iflas koşullarının da oluşmadığı anlaşılmakla, bu davacı yönünden konkordato talebinin reddine karar vermekle yetinilmiştir.
Açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı şirketlerin her ikisinin de kesin mühlet ve konkordato taleplerinin REDDİNE;
A—– Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne —– numara ile kayıtlı ——–13/02/2019 günü saat 15:34 itibariyle İFLASINA;
1-İstanbul Anadolu 3. İcra ve İflas Müdürlüğü’ne iflas kararının derhal bildirilmesine,
2-Tüm konkordato tedbirlerinin kaldırılmasına, konkordato komiserlerinin görevlerine son verilmesine,
3——— Ticaret Sicil Gazetesi ve —- İlan Kurumunda gerekli ilanların yapılmasına,
4-Alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı tarafça yatırılan 35,90 TL harcın mahsubuyla bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsiliyle hazine adına irad kaydına,
5-Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
B—-Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne– numara ile kayıtlı——— yönünden İflas kararı verilmesine yer olmadığına;
1-Tüm konkordato tedbirlerinin kaldırılmasına, komiserlerin görevlerine son verilmesine,
2—–Ticaret Sicil Gazetesi ve— İlan Kurumunda gerekli ilanların yapılmasına,
3-Alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı tarafça yatırılan 35,90 TL harcın mahsubuyla bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsiliyle hazine adına irad kaydına,
4-Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 10 gün içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilleri ile alacaklı olduklarını beyan eden vekillerin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 13/02/2019