Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1042 E. 2021/416 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1042 Esas
KARAR NO: 2021/416
DAVA:Tazminat (Ticari Nitelikteki Emanet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/09/2018
KARAR TARİHİ: 16/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Emanet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı yanın torunu——–önce —– birlikte okuduğunu, —- sonra da görüştüklerini, müvekkilinin ———-olarak işlettiklerini bildiğini, —– beri —–yürüten ——-yılında müvekkili —- geldiğini ve birlikte yapacakları ticaretin ayrıntılarını konuştuklarını, yapılan görüşme neticesinde, müvekkilinin davalı yana — vermesi halinde verdiği tarihten itibaren her ay için —- net kâr kazanacağını, tarafların mutabık olması üzerine müvekkilinin ——-davalı yana gönderildiğini, devamında —- tarihinde davalıya ait —- başında duran —- müvekkilini arayarak;——- söylediğini, bunun üzerine —- gönderildiğini, ——- tarihinde son ödemeyi yapan müvekkilinin, davalıya ait ——- giderek rizikosunun yüksek olduğunu, bu nedenle yazılı bir akit yapma talebini ilettiğini, davalının ise işlerin başında — olduğunu ve kendisi ile sözleşme imzalanabileceğini ilettiğini, ardından —— tarihinde sözleşmenin imza altına alındığını, bahse konu sözleşmenin yanında davalıya ait —- tarafından müvekkiline —- verildiğini, —– yüzünde kaşe ve paraf bulunduğunu, ayrıca müvekkilinden alınan paraların miktarı ile bu alınan paralar karşılığında müvekkiline verilecek kâr payının yazılı olduğunu, tüm bunlar yaşandıktan sonra müvekkilinin —– tarihinde davalı temsilcisi —— aradığını, kendisine ulaşılamayınca —–gittiğini ——- öğrendiğini, cenaze işleri bittikten sonra müvekkilinin bir süre daha beklediğini ve gelen bir ödeme olmadığını görünce —- giderek durumun akıbetini öğrenmek istediğini, ——– ölümünden sonra müvekkiline sürekli ödeme yapılacağının söylendiğini, ancak yalnızca — tarihinde —- başında duran ———– aracılığıyla — ödeme yapıldığını beyan ederek, müvekkilinin asıl alacağı ve sözleşmeye uyulsaydı sözleşme gereği elde etmesi gereken kâr için şimdilik —— alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının tacir olduğuna dair dosyada delil bulunmadığını, dava konusu olarak iddia edilen para verme işleminin TTK’nun 4. Maddesinde sayılan mutlak ticari dava kapsamında olmadığından, müvekkiline ilgisi dahi bulunmayan birtakım delil hazırlama icat etme çabalarına dayanılarak müvekkiliyle arasında hiçbir ticari ilişki bulunmayan davacı tarafından açılan işbu davada yargılamanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yapılması gerektiğini, talep konusu miktarı açıkça belirli olduğundan kısmi dava açılmış olması nedeniyle hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin iddia edildiği şekilde bir anlaşmaya vardığı ve müvekkiline para verdiği iddialarının kesinlikle kabul etmemekle birlikte, davacı tarafça alacak miktarının dava dilekçesinde kesin ve net bir şekilde belirtilmiş olmasına rağmen kısmi dava açılmasında hukuki yararın bulunmadığını, müvekkili — uzun bir süredir ——– yaptığını, —– işletmenin sahibi olduğunu, müvekkiline —– dükkanında bazıları aile fertlerinden kişiler olmak üzere birden fazla işçi çalıştığını, davacının arkadaşı olduğundan bahsettiği —— müvekkilinin torunu olup ölmeden önce müvekkiline —- çalışmış işçilerden biri olduğunu, davacının—– ölümünden birkaç gün sonra müvekkilinin sahibi bulunduğu kuyumcu dükkanına gelerek o sırada —- bulunan müvekkilinin oğlu —- babası olan dava dışı ——kendisine borcu olduğunu söyleyerek para istediğini, oğlunun bu kişiye borcu olup olmadığını öğrenmek için —– — çalışan elemanlara oğlunun davacıya borcu olduğunu bilip bilmediklerini sorduğu, işyerinde çalışan —— aralarında para alışverişi olduğunu, bir gün davacının —- gönderdiğini ve kendisinin de bu parayı —- verdiğini belirttiği, — bu beyanı üzerinde —– kendisinden sürekli para isteyen davacıya çeşitli tarihlerde toplam —- para ödediğini, ancak davacının oğlunun daha fazla borcunun olduğunu söyleyerek —- istediğini, —— da böyle bir borçtan haberdar olmadığı, elinde bir evrak vb. de olmadığını söyleyerek daha fazla ödeme yapmayacağını belirtiği, davacının ödeme alamayınca müvekkili aleyhinde icra girişiminde bulunduğunu, davacıyı hiçbir şekilde tanımadığı ve görmediği, müvekkilinin başlatılan takibe itiraz ederek durdurduğunu, müvekkilinin piyasada ve bulunduğu çevrede uzun yıllardır tanınan bir — işi yapan kişi olduğunu, davacının iddia ettiği şekilde kimseden kar vermek üzere para almadığını ve yasadışı hiçbir iş yapmadığını, elinde müvekkil ile anlaşma yaptığını gösterir ispata yarar tek bir belge delil olmayan davacının iddia ettiği şeyin yasal olmadığı, sunulan belgede imzanın —- olup olmadığının da şüpheli olduğu, —— diğer çalışanlar gibi —— yalnızca satış yapma konusunda görevlendirildiği, davacının bahsettiği şekilde kar payı anlaşması vb. Yapma konusunda hiç bir zaman yetkisi olmadığı, bu nedenlerle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı ile dava dışı ———- arasında davalıyı temsilen altın ticaretine ilişkin anlaşma yapıldığı iddiasıyla açılan sözleşme kapsamında ödenen bedelin ve elde edilmesi gereken karın davalıdan tahsili istemli alacak davasıdır.
Mahkememize bankalardan hesap hareketleri, —— davalıya ait iş yerinin çalışan listesi celp edilmiş, tarafların tacir olup olmadığı araştırılmış, gelen yazı cevabından tarafların bilanço esasına göre defter tuttuğu dolayısıyla tacir oldukları anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın çözümü için Mahkememizce mali müşavir bilirkişi, sözleşme uzmanı bilirkişi ve —- uzman bilirkişiden oluşan heyetten rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti —- tarihli raporun özetle: “Davalı tarafın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğunu, davalı yanın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacı yana kaydi olarak herhangi bir borcunun görünmediğini,dava dışı —- ile davalı arasında hizmet sözleşmesi olduğu, —- verildiği anlamına gelmeyeceği, dava dışı ——- sözleşmeyi kendi adına imzalamış olduğu, davalıyı temsilen imzalamamış olduğu, bu hususun sözleşmedeki irade beyanlarından ve davacının sunduğu —— anlaşıldığını, yazışmaların da sözleşmenin davacı ile davalı arasında yapıldığı anlamına gelmeyeceği, davacı tarafından davalı hesabına gönderilen paranın da davacı ile dava dışı ——–arasındaki sözleşme nedeniyle gönderilmiş olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır” içeriğiyle raporunu ibraz etmişlerdir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı taraf rapora karşı itirazda bulunmuş ise de; aşağıda belirtilen gerekçe ile rapora itiraz yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce celp edilen —- kayıtlarından dava dışı — davalı iş yerinde çalıştığı anlaşılmıştır. Davacı taraf davalıyı temsilen —– sözleşme yapıldığını iddia etmektedir. Davalının iddiası ise sözleşmeden haberdar olunmadığı,—- temsil yetkisinin olmadığı ve Davalı hesabına gönderilen paradan haberdar olmadığını, paranın hesabına geldikten birkaç dakika —– hesabına transfer edildiği yönündedir. Gerçekten de davacı tarafından davalı hesabına —- para gönderildiği anlaşılmakta ise de; —- tarihinde davacı ile dava dışı ——– arasında sözleşme akdedildiği; sözleşmenin taraflarında davalının adının bulunmadığı, şahit olarak adının yazıldığı ancak imzasının bulunmadığı, dava dışı —— davalı iş yerinde çalıştığı göz önüne alındığında kolayca ulaşılabilecek iş yeri kaşesinin sözleşmeye basılmasının da salt davalı yönünden bağlayıcılığının olmayacağı, yine davalı adına temsilen bu işlemin yapıldığı sonucuna da varılamayacağı, zira sözleşme içeriğinden —- tarafından — —- yapmak üzere toplamda —- verildiğinin açıkça yazıldığı, yapılan ödeme miktarları dikkate alındığında —– içerisinde davalı hesabına gelen paranın da olduğu, bu durumda paranın davalı ile yapılan bir sözleşmeye istinaden değil davacı ile dava dışı —– arasında akdedilen altın ticareti sözleşmesine istinaden gönderildiği ve paradan —- yararlandığı sözleşmeden, —– konuşmalarından açıkça anlaşılmaktadır.
Dava dışı —— davalı iş yerinde temsilci olduğu iddia edilmekle; dosyada mevcut olmamakla birlikte böyle bir delil olsa dahi, sözleşmede dava dışı —— iş yerini temsilen, temsilci sıfatıyla imzası bulunmamakta, bizzat kendi adına sözleşmeyi düzenleyip taahhütle bulunduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla yetkili olsaydı dahi kendi adına düzenlediği sözleşmenin davalıyı bağlamayacağı da açıktır. Dosyada bulunan—– konuşmaları da davacı ile dava dışı —– arasında geçmekte olup, ——— ifadesinin de TBK’nın 46. Maddesi göz önüne alındığında davalı adına herhangi bir sonuç doğurmayacağı açıktır. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu dosyada mübrez delillere göre tanzim edilmiş, dosya kapsamına uygun ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan hükme esas alınmış, davacının rapora itirazları ise hukuki mahiyette olduğundan ek rapor alınmaya gerek görülmemiş, davacı taraf davalı ile altın ticareti anlaşması yaptığını ispatlayamadığından Mahkememizce yemin teklifi hatırlatılmış, kesin süreye rağmen yemin teklifinde bulunulmadığından ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL harçtan peşin alınan 170,78-TL harcın mahsubu ile artan 111,48-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekilerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 16/03/2021