Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1028 E. 2021/240 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1028 Esas
KARAR NO : 2021/240
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/09/2018
KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketle davalı şirketin ——– konusunda ticaret yaptıklarını, davalı şirket sahiplerinin daha önce davacı firmada çalıştıklarını, dava konusu kur farkı konusuna hakim olduklarını ve şimdiye kadar kesilen kur farklarını itirazsız ödediklerini, davacı ile davalının kur farkını ödeme taahhütleri sözleşmesinin teklif formlarındaki taahhüt ve kabullerine dayandığını, davacı firmanın ithalatçı olduğundan kur farkı talep etmesinin kaçınılmaz olduğunu, aksi takdirde kısa sürede iflas edebileceğini, somut dava konusunda, davalı taraf kur farkı yansıtılmayan ticari borcunu ödemediği için davacı şirket tarafından, davalı şirkete icra takibi başlattığını, bu icra takibi için davalı şirketle sonuncu çekin karşılığının tahsil edilmesi ile borç ilişkisinin sona ereceğine dair sulh anlaşması yapıldığını, bu sulh anlaşmasında kur farkının konu edilmediğini, kur farkı faturasının kesilip davalı borçluya tebliğ edildiğini, davalı şirketin borcunu ödememesi üzerine noter ihtarnamesi ile davalı şirketin temerrüte düşürüldüğünü, buna karşılık davalı şirketin kur farkı faturalarını noter kanalı ile kabul etmediğini beyan etmesi üzerine iş bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, kesilen —- fatura tutarının —- olduğu, cari hesap mahsubundan sonra kalan kur farkı alacak tutarının dava konusu —– olduğunu beyan ederek, davacı firmanın davalı şirketten ——— alacağının dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin İcra takibiyle talep ettiği alacak bedelini o günkü kurlar da göz önüne alınarak tüm borcu kapsayacak şekilde davacı şirketle sulh anlaşması yapıldığını, anlaşma gereği çekler keşide edilerek ödemelerin yapıldığını ve borçlarının kalmadığını, davacı şirketle yapılan sulh anlaşmasında son çek ödendiği zaman borç ilişkisinin tamamen sona ereceğinin belirtildiğini, bu alacağa ilişkin tüm fer’ileri kapsadığını, —- göre kur farkı alacağının talep edilmesi için bu konuda yazılı bir anlaşmanın olması gerektiği fakat davacı şirketle böyle yazılı bir anlaşmanın olmadığını, sulh anlaşmasının yapıldığı tarihteki kura göre çek bedellerinin düzenlendiğini, sulh sözleşmesi ifa edildikten sonra kur farkı faturalarının düzenlenmesi davacı yanın kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, kur farkı içeren faturalara yasal süresi içerisinde itiraz edildiğini ve bu faturaların noter aracılığı ile davacı şirkete iade edildiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle; taraflar arasındaki ticari satım ve teklif formları çerçevesinde, davacının davalıdan kur farkına dayalı alacağı bulunup bulunmadığı, sulh anlaşmasının kur farkını kapsayıp kapsamadığı, taraflar arasında kur farkının ödeneceğine ilişkin bir anlaşma olup olmadığına ilişkin olduğu belirlenmiştir.
Tarafların bildirilen tüm delilleri dosya içerisine alınmış, dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir. —— tarihli kök rapor ve ——- tarihli ek raporda özetle; davalı tarafın ticari defterlerini sunmadığı, davacı tarafın ticari defterleri üzerinde inceleme yapıldığı, kur farkına ilişkin sözlemede hüküm bulunduğunu, taraflar arsında yapılan sulh sözleşmesinde kur farkınında sulh sözleşmesinin kapsamında olduğuna dair herhangi bir bilginin olmadığı, davacının ——- farkı talep edebileceği rapor edilmiştir.
Davanın kur farkından kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı tarafından tahakkuk ettirilen —– farkının davalıdan talep edilip edilemeyeceği noktasında toplandığı, ——– gereğince yabancı para alacağının fiili ödeme tarihindeki —– talep edilebilir. Davalının aynı ilişkiden doğan bir kısım ——— ödediği ve dava konusu —- faturalarını da kabul ederek ticari defterlerine kaydettiği çekişmesizdir. Mahkemece, açıklanan yönler gözetilerek davacının ——oluşan alacağının tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddinde isabet görülmemiştir…” şeklindeki özel daire kararı gerekçe gösterilerek direnme kararının bozulmasına karar verildiği, davalının, davacının daha önce düzenlediği —- ilişkin faturaları ödediği, ancak dava konusu ——- hususunda, sözleşme, uygulama olmadığı ve sulh sözleşmesi kapsamında kaldığı gerekçesiyle itirazda bulunduğu; bu hususta taraflar arasında kur farkı ile ilgili sözleşmenin bulunduğu, sözleşmenin incelenmesinde —– faturasının düzenleneceğinin belirlendiği, kaldı ki sözleşmede bu hususta hüküm bulunmasa dahi, davacının tahakkuk ettirdiği bir kısım—– ödemekle, yanlar arasında —— hususunda teamül hale gelmiş bir uygulama oluştuğu, dolayısıyla kur farkı ödeneceği hususunda taraflar arasında örtülü bir anlaşmanın meydana geldiği, yine taraflar arasında —– tarihli sulh anlaşmasında —— alacağına ilişkin herhangi bir hüküm olmadığı anlaşıldığından——alacağının sulh sözleşmesi kapsamı dışında olduğu ve davacı tarafından talep edilebileceği anlaşılmış olup, bu nedenle davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
—– dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 4.801,86-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.200,47-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.601,39-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90-TL başvurma harcı, 1.200,47-TL peşin harç toplamı olan 1.236,37-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.146,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan davacı vekili için takdir olunan 9.938,37-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ——— Adliye Mahkemesi’ne İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 11/02/2021