Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1021 E. 2019/1122 K. 23.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1021 Esas
KARAR NO : 2019/1122

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 05/09/2018
KARAR TARİHİ : 23/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin dava dışı sigortalı çalışanının geçirdiği iş kazası sonucu malul kalması nedeniyle oluşan kurum zararının tazmini için dava açıldığını, alacağın kesinleştiğini, şirket aleyhine icra takibi yapıldığını ancak şirketin hukuka aykırı şekilde tasfiye edildiğini ve ticaret sicilden de terkin olduğu için alacağın tahsil edilemediğini, İstanbul Anadolu —. İş Mahkemesinin 2009/689 E, 2011/546 K sayılı dosyasından da alacaklı olduğunu, ayrıca yine İstanbul Anadolu —- İş mahkemesinda alacak davası açıldığını ve mahkemece davalı şirketin ihyası için müvekkiline süre verildiğini, bunun üzerine huzurdaki bu davanın açıldığını belirterek İstanbul Anadolu —. İş Mahkemesinin —— İstanbul Anadolu —-. İş Mahkemesinin —- İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —. Sayılı dosyalarında yargılama ve infaz işlemleri ile sınırlı olmak üzere 09/10/2014 tarihinde resen terkin olunan ——-.– ihyasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin TK m. 32 ve Ticaret Sicil Yönetmeliğinin m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tesis edilen işlemde hukuka aykırılığın bulunmadığını, şirketin TTK’nun 7. maddesi uyarınca terkin edildiğini, şirkette son beş yıla ait genel kurul toplantılarının yapılmadığını, müvekkilinn davanın açılmasına sebep olmadığı için yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olmadığını belirterek, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğü’nün —-. Sayılı dosyası ve ——-Müdürlüğüne yazılan müzekkerenin cevabi yazısı dosya içine alınmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava; ticaret sicilinden resen silinen şirketin yeniden ihyası istemine ilişkindir.
6102 Sayılı TTK. Geçici 7. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 01.07.2015 tarihine kadar kanunda sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre anonim şirketler 559 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 Sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Kanunda yapılan düzenleme uyarınca Ticaret sicil müdürlüklerince kapsam dahilindeki şirketlere bir ihtar gönderilir. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise ticaret sicilinden re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı açıkca kabul edilmiştir. Kanun koyucu aynı maddenin 15. fıkrasında yapılan düzenleme ile ticaret sicilinden bu kanun hükümlerine göre kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler. Yüksek Yargıtay yerleşik uygulaması da bu yöndedir. ———–HD. 04.12.2014, 2014/12860 E. 2014/19016 K.) 6102 sayılı TTK. Geçici 7. madde uyarınca açılacak ihya davalarında davanın sadece ilgili ticaret sicil müdürlüğüne yöneltilmesi zorunlu ve yeterlidir. İhyası istenen şirket TTK. da öngörülen olağan tasfiye usulüne göre tasfiye edilmemiş olduğundan ve tasfiye memuru bulunmadığından ayrıca başkaca herhangi bir kişiye yönelik dava açılması mümkün değildir.
Somut uyuşmazlıkta, İstanbul Ticaret Siciline —– sicil numaralı ——’nin 09/10/2014 tarihinde TTK.nun geçici 7. maddesine göre resen ticaret sicilinden terkin edildiği anlaşılmaktadır. Resen terkin edilen şirketin ihyası talep edilirken davanın sadece sicil müdürlüğüne yöneltilmiş olması yeterlidir.
Dava dosyaları olduğunu, ihyası istenen şirkete karşı devam eden dava ve takip dosyaları olduğunu ileri sürüldüğüne göre, bu iddianın doğru olması halinde TTK. Geçici madde 7 nedeniyle terkin olan şirketin ihya olunmasını talep etmekte davacının hukuki yararının olduğu açıktır.
Dayanak gösterilen İst. Anadolu —–. İş Mahkemesinin —— sayılı dosya celp edilerek incelendiğinde, davacı — tarafından, dava dışı sigortalı —– yapılan ödemenin davalı şirkete rücu edilmesi için rücuan tazminat davasının açıldığı, davalı şirketin terkin edildiğinin farkedilerek davacı——- ihyası için dava açmak üzere yetki ve süre verildiği, davanın derdest olduğu anlaşılmıştır. Yine, İstanbul Anadolu —–. İş Mahkemesinin ——- İcra Müdürlüğü’nün 2016/6121 E. sayılı dosyaları celp edilmiş, davacının ihyası istenen şirkete karşı dava açtığı, takip yaptığı görülmüştür.
Özetle,TTK’ nin Geçici 7. maddesine göre münfesih sayıldığından resen sicilden terk olunduğu, davalı — Sicil Müdürlüğü tarafından yapılan işlemlerde usul ve yasaya aykırılığın söz konusu olmadığı, derdest olan davada yargılamaya devam edilebilmesi için taraf teşkilinin sağlanması bakımından söz konusu şirketin ihyasının gerektiği, TTK’ nın Geçici 7. maddesi hükmü doğrultusunda davacının şirketin ihyasını talep edebilmesi için haklı sebebinin ve hukuki yararının mevcut olduğu, davalı ticaret sicil memurluğunun davanın niteliği gereği yasal hasım konumunda olduğu, bu sebeple ticaret sicil memurluğu aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri yükletilemeyeceği, Yargıtay uygulamalarında da kabul edildiği üzere belirtilen şekilde terkin olan şirketin ihya olunması durumunda tasfiye memuru atanmasına da gerek olmadığı incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış, aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Y,—–. Hukuk Dairesinin 2019/1992 E,4024 K sayılı kararında belirtildiği üzere TTK.nun geçici 7/15 maddesine aykırı şekilde devam eden davası olan şirketin, bu husus göz ardı edilerek resen terkin edildiği nazara alınarak, dava ile sınırlı olarak ihyasına karar verilmekle yetinilmiş, tasfiye memuru atanmasına gerek görülmemiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile,
1-İstanbul Ticaret Siciline —–sicil numaralı ————— TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca, İst. Anadolu —–. İş Mahkemesinin —-; İst. Anadolu—-. İş Mahkemesinin —–, İst. Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün—-. Sayılı dosyalarında yargılama ve infaz işlemleri ile sınırlı olmak üzere İHYASINA,
2-İhyaya ilişkin bu kararın ticaret sicil müdürlüğü tarafından tescil ve ilanına,
3-Kanun gereği harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davanın mahiyeti itibariyle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.