Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/971 E. 2020/388 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/971 Esas
KARAR NO : 2020/388
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 11/09/2017
KARAR TARİHİ: 30/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan sigorta şirketinde —— poliçesi ile sigortalı bulunan ———– plaka sayılı aracın, davalı şirkette —— plakalı araçla, —- tarihinde —- yolunda maddi hasarlı traik kazasına karıştığını ve olaydan sonra tanzim edilen trafik kazası tespit tutanağı uyarınca —- plakalı aracın kusurlu olduğu zannıyla müvekkili — tarafından trafik sigorta poliçesinden ——- tazminat ödediğini, bahse konu ödemenin davalı —– yapıldıktan sonra müvekkili şirkete intikal eden —–Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —-sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporuyla kazanın meydana gelmesinde kusurun dur levhasına, dönüş kurallarına ve emniyet hizmet aracının geçiş önceline uymayan davalı sigorta şirketine kasko ile sigortalı——— plakalı araçta olduğunu, —— plakalı aracın ise kusurunun bulunmadığının tespit edildiğini, bu rapor üzerine davalı şirkete müracaat edildiğini ve kendilerine yapılan —- iadesinin talep edildiğini ancak davalı sigorta şirketi tarafından bu başvurunun kabul edilmediğini bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla —- tazminatın —- tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi birlikte davalı şirketten tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dosyada mübrez kaza tespit tutanağından anlaşılacağı üzere müvekkili şirkette sigortalı araç sürücüsünün kavşaktaki ışık düzenine uyarak aracı kullandığı sırada kazanın meydana geldiğini, bu bağlamda sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, kaza sebebiyle müvekkili şirket tarafından —–ödeme yaptığını, trafik sigortası limiti ile sınırlı olarak bu ödemenin —- davacı taraftan rücu tazminatı olarak tahsil edildiğini, —— Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından alınan bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, alınan bilirkişi raporunun delil vasfına haiz olmadığını, müvekkili olan sigorta şirketine bilgilendirme yapılmaksızın düzenlendiğini, Hukuk Mahkemeleri kanunu uyarınca müvekkili olan şirket yönünden bağlayıcı olmadığını, müvekkili şirket tarafından —– Asliye Hukuk Mahkemesi’nin — Sayılı dosyası üzerinden ———–aleyhine dava ikame edildiğini, her iki dosya arasında bağlantı bulunduğundan —— Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ——- Sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı sigorta şirketine sigortalı ———- plakalı araç ile davalı sigorta şirketine sigortalı —- plakalı aracın —-karıştığı kazada davacıya sigortalı aracın %100 kusurlu olduğu kanaati ile davacı tarafça davalı yana yapılan———- ödemenin davacı yanın sigortalısı aracın hiç kusuru olmaması sebebiyle iadesi talepli açılan sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasıdır.
Mahkememizce —- hasar dosyası getirtilmiş, — Asliye Hukuk Mahkemesinin — Sayılı dava dosyası—– üzerinden celp edilmiş olup, incelenen dosyada davacının ——– olduğu, davalıların ise ———- aracı kullanan —– olduğu, davanın aynı kazaya ilişkin eldeki davada davacı tarafça yapılan —–ödeme neticesinde davalının sigortalısının aracında meydana gelen bakiye zarar miktarı olan —- üzerinden açılan tazminat davası olduğu, Mahkemece yargılama sürecinde ——– rapor alındığı, alınan raporda: “Sürücü ———- ise yönetimindeki ——–plaka sayılı kamyonet ile —-yönünden —- yönüne, bir görevin ifası için konvoy halinde seyir halindeyken ve geçiş üstünlüğünü kullandığını belirtir şekilde yeterli derecede önlem almış halde olay yeri kavşağa geldiğinde, ——–yönünden ——– yönüne seyri sırasında aynı kavşağa gelip, kendisine geçiş önceliğini vermeyen sürücü —- yönetimindeki, — plaka sayılı yarı römorkun bağlı olduğu — sayılı çekici ile çarpışmaları sonucu meydana gelen olayda, oluş şartlarında hatalı herhangi tutum ve davranışı görülmediğinden, sonuçta atfı kabil kusuru yoktur.” şeklinde kanaate varıldığı, Mahkemece —- Esas —– Sayılı ilamıyla —– plakalı aracın kusurunun bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Yine aynı kazaya ilişkin —– Asliye Hukuk Mahkemesinde —- sayılı davanın görüldüğü, davacının ———- davalının ise ——– plakalı aracın sürücüsü, işleteni ve sigortacısı olduğu, Mahkemece davalıların %100 kusurlu olduğundan bahisle eldeki dava davacının sigortalısının aracında meydana gelen zarara yönelik talebin tamamının kabulüne karar verildiği sigorta şirketine yönelik açılan davanın ise kasko sigortacısı olması sebebiyle reddine karar verildiği, kararın taraflarca temyiz edildiği, davalı işleten ve sürücünün temyiz sebeplerinden bir kısmının ; aracın kaza esnasında iddia edildiği gibi herhangi bir siren, çakar veya uyarı işareti olmadığı, davacı aracının sivil bir araç olduğunu, bu aracın ve sürücüsünün görevli olduğuna dair dosyada herhangi bir kayıt olmadığını, davalıların hiçbir kusurunun olmadığına yönelik olduğu anlaşılmış, ————— Sayılı ilamı ile tarafların temyiz itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın çözümüne ilişkin ——— Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan davada alınan kusur raporları yargılama sürecinde henüz kesinleşmediğinden dosya bilirkişiye tevdii edilmiştir. Bilirkişinin—– tarihli raporunda özetle: “Dava dışı sürücü — yönetimindeki —- plakalı çekici ile kendi yönüne yeşil ışık yanarken kavşağa girmiş olsa da sireni, çakarları, – flaşörleri açık ————-plakalı resmi kamyonete yol vermeyerek kazaya karıştığı için kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğunu, dava dışı sürücü polis memuru ——– yönetimindeki ———- plakalı resmi aracı ile görev anında olması nedeniyle ve sireni, çakarları, 4’lü flaşörleri açık şekilde kırmızı ışıkta geçerek kavşağa girdiği dikkate alındığında kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığını, —-Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ———-sayılı dosyası ile hazırlanan bilirkişi raporu ve ——– bilirkişi raporu ile iş bu rapordaki kusur değerlendirmelerinin uyumlu olduğunu, tazminata konu — plakalı aracın onarım bedelinin — olduğunu, davacı —- Tarafından —- plakalı çekicinin hasar tutarının—– kısmının ——-tarihinde rücuen davalı —- ödendiğini, somut olayda —- plakalı aracın sürücüsü —— kazanın meydana gelmesinde kusuru olmadığı için davacı —- hukuki sorumluluğunun olmadığını, bu nedene davacı——- Tarafından sehven ödenen —- davalı —- dava tarihi —– itibariyle avans faizi ile talep edebileceği görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu mahkememize sunmuştur. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı taraf aracın görevlendirme yazısının olmaması sebebiyle kusur tespitine itiraz etmiştir. Kaza tespit tutanakları aksi sabit oluncaya dek geçerlidir. Her ne kadar dosya içerisinde görevlendirme yazısı olmasa da, davacıya sigortalı emniyet müdürlüğüne ait aracın çakarları,sirenleri açık ve dörtlüleri yanar vaziyette seyir halindeyken kazanın meydana geldiği, —- Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ——-Sayılı dosyasında davalıya sigortalı aracın %100 kusuru nedeniyle davanın kabulüne dair verilen kararın — —- Adliye Mahkemesi ——– Sayılı ilamı ile başvurunun esastan reddine karar verilmekle kesinleştiği, üstelik eldeki davada davalının görevlendirme yazısının dosya kapsamında olmaması sebebiyle kusur raporuna itirazlarının kesinleşen —– Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —– Sayılı dosyasında istinaf sebebi olduğu, bu haliyle davalının sigortalısının %100 kusurlu olduğunun hukuki anlamda kesinleştiği, hal böyle olunca davacı tarafça davalı yana kusuru olduğu sanılarak yapılan ödemenin tamamının aynen iadesi gerektiği anlaşılmış, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, taraflar tacir olduğundan avans faizine hükmedilmiştir.TBK’nın 117. Maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşmede, zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır. Davalı taraf iyi niyetli olarak davacı tarafın kusurlu olduğu kanaati ile —–ödemeyi tahsil ettiğinden, davalının temerrüdü için bildirimin şart olduğu anlaşılmış, dosya kapsamında davacı tarafın davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin delil bulunmadığından dava tarihinden itibaren faiz işletmek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, kesinleşen—– Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —- Sayılı dosyasında alınan kusur raporu birlikte değerlendirildiğinde; davanın, davacı sigorta şirketine sigortalı —- plakalı araç ile davalı sigorta şirketine sigortalı ——- tarihinde karıştığı kazada davacıya sigortalı aracın %100 kusurlu olduğu kanaati ile davacı tarafça davalı yana yapılan —— ödemenin davacı yanın sigortalısı aracın hiç kusuru olmaması sebebiyle iadesi talepli açılan sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası olduğu, Mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca davalının sigortalısının kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğu, bu sebeple davacının ödediği bedelin tamamının aynen iadesi gerektiği anlaşılmış, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile, ——- tazminat bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 2.117,61-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 529,41-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.588,20-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 529,41-TL peşin harç toplamı olan 560,81-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen toplam 800,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan davacı vekili için takdir olunan 4.650,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.30/06/2020