Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/969 E. 2022/83 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/969 Esas
KARAR NO: 2022/83
DAVA: Tespit
DAVA TARİHİ: 17/11/2016
KARAR TARİHİ: 01/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıya ait olan—- konusunda tarafların anlaştığını, davalının — —-devir aldığını, tarafların — borç kaldığı konusunda anlaştıklarını ancak davalının — alacağından düşmediği gibi davacıya da ödemediğini, davalının kalan — alacağı için vade farkı da ilave ederek —-rehin sözleşmesi ile davacıya sattığı — — çekici cinsi araç üzerine rehin koydurduğunu, davalının davacıya aynı borca ilişkin her ay —— ödemeli —- imzalattırdığını senetlerin davacı tarafından ödenmesiyle rehinin araç üzerinden kaldırılacağı konusunda taahhütte bulunduğunu, senetlerin ödenmeye devam edilmesine rağmen davalının kötü niyetli olarak rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattığını, bu durumun hukuka aykırı olduğunu, davalının elinde bulundurduğu — adet senet için de icra takibi başlattığını ancak bu borçların icra takibi öncesi ödenmesi nedeniyle ——–senetlerin ödendiği halde icra takibine konu olduğundan şikayette bulunulduğunu açıklanan nedenlerle davacının davalıya karşı muaccel bir borcunun olmadığı öne sürülerek davacının davalıdan araç alımından dolayı muaccel borcunun bulunmadığının tespiti ve davalının yaptığı rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi ile senet alacaklarına ilişkin yaptığı icra takiplerinin ayrı ayrı iptaline, bunun mümkün olmaması halinde ödenmiş olan — davalıdan tahsiline, davalıya takas yoluyla verilen araç bedeli olan —- davalıdan tahsiline, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun icra takibi olduğundan %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında —- plakalı aracın satımı hususunda anlaşıldığı hususunun doğru olduğunu, davacının davalıya hem rehinden dolayı ——- için vermiş olduğu senetlerden dolayı borçlu olduğunu, davacının iddia ettiği—– borçtan düşülmek üzere devralındığı iddiasının hukuka aykırı olduğunu, davalının bedelini ödemek kaydıyla noterden satın aldığını, borçtan mahsubun söz konusu olmadığını, ödemesinin çek yolu ile yapıldığını, davacının kendi almış olduğu aracı — rehin borçlanması ile aldığını, davalıya düzenleyerek vermiş—– senedin ise abisi — davalıya olan borcuna karşılık verildiğini, — davalıyı dolandırdığını, rehinli olarak davalıdan aldığı araçları kaçırdığı ve sakladığını, davacının gerek rehinden doğan borcunu, gerekse abisine kefaleten vermiş olduğu senetleri ödeyemediğini, davacının senetleri ödeyememesi üzerine davalının senet ve rehin alacakları ile ilgili işlemlerde bulunduğunu, — alacağı için davalı tarafından başlatılan takibe ilişkin olarak davacının—-senetleri ödediği gerekçesiyle dava açmış ise de mahkemenin davayı reddettiğini, rehinin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takipte, aracın davalı tarafından alacağına mahsuben —- bedelle ihale olunduğu ve davalının aracı aldığını, rehnin alacağı karşılamaması nedeniyle davalının davacıdan halen alacaklı olduğu öne sürülerek açıklanan nedenlerle davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle menfi tespit ve alacak davasıdır.
Davacının dava dilekçesinde netice-i talebinin davalıya araç alımından dolayı müeccel borcunun bulunmadığının tespiti, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte araç satışının iptali ile aracın geri davacıya verilmesi, mümkün olmaması halinde davalıya verilen— ödenen senetlerin bedellerinin iadesi, halden davalıda olan— tarihine kadar düzenlenmiş— senetlerin iptali ve davalının müvekkilinden —- yoluyla aldığı —davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili — tarihli dilekçesinde ise; davalı uhdesinde kalan— iptalini talep etmiştir. Yine — tarihli dilekçesinde davalının yaptığı takiplerin ayrı ayrı iptaline, —ödenmemiş senetlerin iptaline, ödenmiş — araç satım sonucu iade edildiği kesin olan—- çek bedelinin iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacının netice-i taleplerinin sürekli farklılık göstermesi ve dava önce tüketici mahkemesinde açıldığından davacının hiç harç yatırmaması sebebiyle Mahkememizce— tarihli duruşmada dava değerinin tüm talepler yönünden —- olduğu kanaati ile eksik harcın yatırılması için süre verilmiş davacı tarafça eksik harç yatırılmış, ancak dava dilekçesindeki taleplerin terditli olduğu anlaşıldığından davacı vekiline — numaralı celse de son kez dava değerini açıklaması için süre verilmiş, davacı vekili —tarihli dilekçesinde dava değerinin — olduğunu, —iptali taleplerinin olduğunu, rehinli takibe ilişkin borçlu olmadığına ilişkin terditli bir taleplerinin olmadığını bildirmiştir. Hal böyle olunca dava dilekçesindeki tüm talepler yönünden terditli bir talebin olmadığı kanaati ile ve davanın değerinin davacının— tarihli dilekçesindeki son talebi doğrultusunda— olduğunun kabulü gerekmiştir. Bu talebin içinde mahkememizce yapılan ilk hesaplamada; rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip miktarı olan —-araç bedeli, ve ilk dava dilekçesinde sehven davacı tarafça senet bedelleri —olarak belirtildiğinden —- olduğu ve senet adetinin —olduğu anlaşılmış bu durumda davacının son dilekçesinden anlaşıldığı üzere terditli talep de olmadığına göre davanın değerinin —- olduğu kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce icra takibi yapılan takip dosyaları celp edilmiştir. Davacı tanıkları mahkememizce ve talimat yoluyla dinlenmişse de senede karşı tanıkla ispat yasağı kapsamında tanık beyanlarına itibar edilememiştir. Tarafların defter ve kayıtlarının incelenmesi amacıyla mali müşavir bilirkişiden rapor alınmış olup, mali müşavir bilirkişinin —- tarihinde ibraz ettiği raporunda özetle:—- tasdik mükellefiyetlerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirildiği, davalı ticari defterlerinde davacıdan —- alacaklı göründüğü, — defterlerinde ise hesap bakiyesinin mahsup işlemi yapılarak sıfırlandığı,—– tutarındaki senet ödemelerinin davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, aradaki ticari ilişkiye istinaden ödemelerin yapıldığı, bu nedenle senetlerin —- davalıya borcuna karşılık verildiği iddiasının yerinde olmadığı, davalı defterlerinde kayıtlı olmayan —- ödemenin açıklama bulunmaksızın,—- tarihli senet ödemesi açıklamasıyla, —- tarihli senet ödemesi açıklamasıyla yapıldığı,— tarihli ödemenin ise davalı defterlerinde — olarak kaydedildiği, böylece davacı tarafından belgeleri dosyaya sunulan ödemeler toplamının—- olduğu, davalı tarafından yapılan açıklamaya göre ticari defterlerde bulunmayan — ödemenin trafik sigortası poliçesinin kısmi ödemesi olarak —- ödemesi olarak,—- kaydedildiği, — borcuna mahsuben yapıldığının beyan edildiği, davalı tarafın davacı tarafından toplam —- ödemenin — poliçelerine karşılık yapıldığı, geri kalan —-davacının kardeşi— borcuna karşılık yapıldığı iddiasının öne sürüldüğü, —–tutarın davalı tarafça ödendiği anlaşıldığından davacı alacağından düşülmesi gerektiği, ——olduğu, ancak tutarın davalı tarafından ödendiğine ilişkin belge sunulmadığı, —- tarafından yapıldığının ispat edilmemesi nedeniyle —- yapıldığının kabul edilmesi gerektiği, davalı tarafından davacı adına düzenlenen—ödendiğinin anlaşıldığı, bu çek yanı sıra bir çok çekin —- adına yapıldığı dikkate alındığında davacı tarafından ciro edilen çekin borca mahsuben davalıya verildiğinin değerlendirildiği, banka hesap özetinin iki sayfasında yer alan—- ödenen çek bedelleri incelendiğinde çekleri başkaca isimlere verildiği ancak —- tarafından tahsil edildiği, aralarında borç alacak ilişkisi olmamasına rağmen davalı tarafından verilen çeklerin bir çoğunun dava dışı —- tarafından tahsil edildiğinin anlaşıldığı, tüm bu bulgulardan hareketle — isimli şahsın davalı adına hareket ettiğinin değerlendirildiği, tek tek izah edildiği üzere davacı tarafından borca mahsuben — ödeme yaptığı ve sattığı araç karşılığında —- tutarında çek ciro ederek geri verdiği” sonuç ve kanaati ile raporunu ibraz etmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı taraf rapora beyan dilekçesinde; —kapsamında davalı tarafça — ödeme yapılmış ise de; bu ödemeye karşılık davacı müvekkilinden — senet alarak elden tahsil edildiği, davalının bu ödemesini kabul etmediklerini beyan etmiştir. Davanın konusu araç alım satımına ilişkin icra takipleri ve senet bedellerine ilişkin olup,— ve — ilişkin varsa fazla ödemeye yönelik dava dilekçesinde herhangi bir iddiada ve talepte bulunulmamıştır. Bu nedenle her ne kadar bilirkişice —- tutarında ödemenin bir kısmının davalı alacağından düşülmesine yönelik hesaplama yapılmış ise de; mahkememizce bu görüşe itibar edilememiştir. Hal böyle olunca davacının rapora itirazından da anlaşıldığı üzere —- ödeme—- poliçesine istinaden yapıldığından ve hatta bu bedel için de senet düzenlendiği ödeme sonrası senedin tekrar davacıya iade edildiği anlaşıldığından davanın konusu olmayan bu ödemenin davalı alacağından düşülmesi söz konusu olmamıştır. Bir diğer uyuşmazlık — ödemenin ne için yapıldığıdır. Bilirkişice bu husus davalıya sorulmuş ve davalı — poliçesine istinaden yapıldığını bildirmiştir. Yine davacı asil —- ödemesi olduğunu beyan etmiştir. Ne var ki davacı vekili — tarihli dilekçesi ile eylül ayı senet ödemesinin iki parça halinde yapıldığını, —ödemenin —– ödeme ile yapıldığını beyan etmiş ise de; asil ve vekilin çelişkili beyanları, ödeme dekontunda yalnızca borç ödemesi açıklaması bulunması sebebiyle bu ödemenin poliçe borcuna istinaden yapıldığı kanaatine varılmış, ancak zaten aşağıda belirtilen gerekçelerle —- senedinin davacı elinde bulunduğu gözetilerek tamamının ödendiği Mahkememizce kabul edilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde —- ödemeli senet imzalattığını iddia etmiş ise de; yargılama aşamasında senet bedellerinin — olduğu anlaşılmıştır. Davalı cevap dilekçesinde davacı ile hem rehin sözleşmesi imzalandığı hem de abisinin borcu için senetler verildiğini, ayrıca —- plakalı araç için davacıya çek verildiğini iddia etmiştir.
Uyuşmazlıklardan biri davalının satışını yaptığı—- plakalı araç için davacıyla hem rehin sözleşmesi yapıp hem senet alıp almadığı yoksa senetlerin davacının abisinin borcuna karşılık mı verildiği dolayısıyla rehinli satıştan kaynaklı tahsilatların senetleri etkileyip etkilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Dosyada mübrez —– senet incelendiğinde davacının abisi — senette kefil olarak yer aldığı görülmüştür. Yine davacının davalıya gönderdiği —- tarihli ödeme dekontlarının açıklaması incelendiğinde —-ödemesi yazıldığı tespit edilmiştir. Alınan bilirkişi raporunda davalının —tarihli senede ilişkin yapılan ödemeyi ve — tarihli senede ilişkin yapılan ödemeleri defterlerine kaydetmiş olması, ödeme dekontlarında açıkça —- plakalı aracın senet ödemesi yazılmış olması, davalının ödeme dekontlarına ilişkin bir ihtirazı kayıt koymaksızın ödemeleri defterlerine kaydederek araç borcuna ilişkin senet aldığını kabul ettiği kanaatine varılmış, davacının kardeşinin borcu için senet verilmiş olsaydı —– kefil değil asıl borçlu konumunda olması gerekliliği de gözetilerek davalının bu yöndeki iddialarına itibar edilmemiş, dava konusu araç satışı için davalı tarafça davacıdan hem rehin alındığı hem de senetler düzenlendiği, senet bedeli ödenmesi halinde rehinden kaynaklı bir alacağın kalmayacağı kanaatine varılmış dolayısıyla rehinli takip yönünden yapılan tahsilatların davacının senet borçlarından düşülmesi gerektiği anlaşılmıştır. Yine celp edilen savcılık dosyasında da —-dilekçesinden davalı ile araç alım satımına ilişkin— adet senet tanzim edildiği iddia edildiğinden dava konusu senet bedeli — tarafından tanzim edilen senet bedelleri ile uyuşmadığı, —- olan alacağın farklı senetlere dayalı olduğu kanaatine varılmıştır.
Uyuşmazlıklardan diğeri davalının davacı aracını — bedelle satın alması sonrası bedelini davacıya ödeyip ödemediğidir. İncelenen — tarihli araç satış sözleşmesinde aracın bedelinin alındığı yazılmıştır. Bu bir resmi belge olup, aksinin davacı tarafça yazılı delillerle ispatı gerekmektedir. Her ne kadar davalıdan satın alınan araç için —– tarihli noter belgesinde de bedelinin alındığı yazılmış ise de; aynı tarihli rehin sözleşmesinden araç borcuna karşılık rehin alacaklısı davalıya aracın rehin verildiği yazılmış, yine dava dilekçesinde de borca karşılık hem rehin sözleşmesi hem de senet tanzim edildiği iddia edildiğinden davalının yaptığı satışa ilişkin noter belgesinin davacı lehine olmayacağı fakat davacının yaptığı satış için noter belgesindeki yazısının davacı aleyhine olacağı açıktır. Davalı da bu araç için davacıya çek verdiğini iddia etmiştir. Davacı iddiası ise bu çekin tekrardan davalıya ciro edildiği senet borçlarından düşülmesi gerektiği yönündedir. Mahkememizce —-müzekkere yazılarak çekin ibraz bilgileri istenilmiş, gelen yazı cevabından çekin davalı tarafça davacı lehine cirolandığı fakat davacının cirosu neticesinde çek bedelinin — tarafından tahsil edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı tarafından —- ödeme davalının kabulünde ve bilirkişice de davalının düzenlediği bir çok çekin —– tarafından —- cirolanarak tahsil edildiği tespit edilmiş ise de; davalı bu çek ödemesinden kendisinin yararlanmadığını çekin davacıya cirolanarak borcundan kurtulduğunu iddia etmektedir. Dosya kapsamında —- bir delil yoktur. Davacının davalıdan aldığı çeki tekrar kendi borcuna mahsup etmesi için bu çekin cirosunu davalı adına yapması gerektiği de açıktır. Dolayısıyla dava dışı —- davacı arasında ayrı bir ticari ilişki bulunabileceği, her tacirin ticari hayatında basiretli davranması gerektiği, davacının yemin deliline de dayanmadığı anlaşıldığından davacının davalıya sattığı —- plakalı aracın bedelinin davalı tarafça ödendiği, ancak tekrar davalıya cirolandığı iddiasının ispat edilemediği ve davacı borcundan mahsup edilmemesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Davacının—— bedelin davalıdan tahsili talebi uygun bulunmamıştır.
Davacının davalıya senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine gelince; davacının satın aldığı — plakalı araç için davalı tarafça rehne dayalı olarak — takibini başlatmış, araç ihale yoluyla davalıya satılmış ve davacı borcundan bu satım nedeniyle — düşüldüğü anlaşılmıştır. Dosya kapsamında mübrez ödeme dekontlarından; — bedelinde davacı tarafça davalı hesabına para gönderildiği ve davalının defterlerine yapılan bu ödemenin kaydedildiği, —davacı tarafça davalı adına fakat —- tarihli senet için — bedelinde davacı tarafça davalı hesabına para gönderildiği, davalının defterlerine yapılan bu ödemenin kaydedildiği, — bedelinde davacı tarafça davalı hesabına para gönderildiği,—-bedelinde davacı tarafça davalı hesabına para gönderildiği davalının defterlerine yapılan bu ödemenin kaydedildiği, yine bir kısım belgelerden anlaşıldığı üzere; Dava dışı —- davacıdan davalı adına — alındığının yazıldığı davalının defterlerine yapılan bu ödemenin sehven — olarak kaydedildiği, Dava dışı — tarihinde — alındığının yazıldığı, kartsız para yatırma işlemi ile — borç ödemesi yapıldığı üzerine — ödemesi yazıldığı davalının defterlerine yapılan bu ödemenin kaydedildiği, — borç ödemesi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davalı tarafça bilirkişiye — borcuna mahsuben yapıldığı beyan edilmiş ise de; banka dekontlarından — tarihli ödemenin açıkça davacı tarafından davalıya — tarihli senede istinaden yapıldığı anlaşıldığından davalının bu yöndeki beyanı yerinde görülmemiştir. —- fakat davalı adına yapıldığı gözetildiğinde; aşağıda da ayrıca belirtildiği gibi bilirkişi raporunda davalı ile bilirkişi arasında yazışmaların yapıldığı ve bu ödemenin de davalının kendisine yapıldığının kabul edildiği fakat yapılan tüm ödemelerin — borcuna mahsuben düşülmesi gerektiğinin bildirildiği görülmekle — hesabına yapılan bu ödemenin de davalı adına yapıldığının davalı ikrarı doğrultusunda kabul edilmesi gerektiği fakat — borcuna karşılık değil ödeme açıklamasına göre —– tarihli senede istinaden davacı borcuna karşılık yapıldığının kabulünün gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu hususlar gözetilerek dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davacının sunmuş olduğu —- tarihli dilekçesinden de anlaşılacağı üzere her ne kadar dava dilekçesinde araç satım bedeli için — üzerinden anlaşıldığını beyan edilmiş ise de; karşılığında vade farkı ile birlikte — adet senet düzenlenmiştir. Bu durumda araç bedeli için esasen — üzerinden anlaşıldığı açıktır. Davacı vekili —–tarihli senetlerin ödemesi yapılarak senet asıllarının elden teslim alındığını beyan etmiştir. Bu durumda senet asılları davacı elinde olduğuna göre kural olarak bu senetler yönünden de borcun ödendiği kabul edilmelidir. Bilirkişice de bir kısım ödemelerin yapıldığı tespit edilmiş olup, her ne kadar ödeme dekontu mevcut olmasa da — tarihli senet davacı elinde olduğundan ödendiği kabul edilmiş,— tarihli senet yönünden yapılan ödeme– olmasına rağmen senet aslı davacı elinde olduğuna göre — ödendiği kabul edilmiş, yine—- tarihli ödemelerin raporda da tespit edildiği gibi yapıldığı kabul edilmiş, zaten davacı da senet aslının kendisinde olduğunu bildirmiş bu durumda dava konusu araç alım satımı kapsamında ödenen ve elinde olan senetlerin düşülmesi neticesinde halen — borcunun bulunduğu görülmektedir. Davalı tarafından takibe konulan — tarihli, —- tutarında –adet senetin de ödendiği iddia edilmiştir. Gerçekten de dosyada mübrez ödeme dekontlarından — tarihli senet ödemelerinin de yapıldığı anlaşılmıştır. Her ne kadar —- hesabına gönderildiği anlaşılmakta ise de; bilirkişi raporunda davalı ile bilirkişi arasında yazışmaların yapıldığı ve bu ödemenin de davalının kendisine yapıldığının kabul edildiği fakat yapılan tüm ödemelerin —-borcuna mahsuben düşülmesi gerektiğinin bildirildiği görülmekle —hesabına yapılan ödemenin de davalı adına yapıldığının kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Ancak ödemede açıkça — tarihli senet ödemesi yazıldığı ve davacı tarafça gönderildiği anlaşıldığından —borcundan mahsubu uygun bulunmamış, neticeten — davalı alacağından düşülmesi neticesinde — halen davacının davalıya borcunun bulunduğu kanaatine varılmıştır Davacı— tarihli senedin de ödendiğini iddia etmiş ise de; buna ilişkin bir delil sunmamıştır. Davacı asil —celsede bu ödemeyi elden yaptığını iddia etmiş yemin deliline dayanmadığı ve senet aslının davalı yedinde bulunduğu ve elden ödemenin tanıkla ispat edilemeyeceği anlaşıldığından —- tarihli senede ilişkin ödeme iddiasının ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.
Davalı rehinli aracın satışını yaptığından ve senetlerin de araç borcun karşılık düzenlendiği anlaşıldığından, rehinli araç için başlatılan takipte yapılan tahsilatların aynı anda senet borcundan düşülmesi gerektiği anlaşılmıştır. Davacının borcundan satış miktarı olan — mahsubu gerekmektedir. —– uyarınca kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılmakta ve birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilmektedir. Davalının icra yoluyla tekrar satın aldığı araca yapılan — davacı borcundan düşülmesi gerektiği, —– takip yapılan senetlerin hem vadesinin önce gelmesi hem de takip bulunması sebebiyle aynı anda düşülmesi gerekeceği anlaşılmaktadır. Davacı — tarihli senet bedelinin ise tamamını ödediğini ispatlayamadığı gibi —- bedelini ödemediğini kabul etmiştir. Bu durumda bu senetleri takibe koymakta haklı olan davalının rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte yapılan ödeme tarihine kadar faiz, masrafları ve vekalet ücreti yönünden de alacaklı olduğu açıktır. Ne var ki ihale ile birlikte davacının borcu bu takiplerde de asıl alacağı karşıladığından sona ermiştir.—
— Sayılı takibe konu senetlerde borçlu olmadığının tespiti istemine gelince; davacının şikayeti üzerine davadan önce—-bono yönünden dava tarihinden evvel takibin iptaline karar verildiği ancak davadan sonra kararın kesinleştiği görülmekle konusuz kaldığı anlaşıldığından ancak dava açıldığı tarihte henüz kesinleşmediğinden hukuki yararının bulunduğu kanaatine varılmıştır. Yukarıda bahsedildiği gibi— ödenmemiş olup, takip öncesi uygulanması gereken avans faizi ile hesaplanan işlemiş faizi — tarihli senedin takip öncesi uygulanması gereken avans faizi ile hesaplanan işlemiş faizi — alacağına eklenmelidir. Yine— tarihli senedin vade tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faizi —davalı alacağına eklenmelidir. Davacının bakiye borcuna davalının bu alacakları da eklendiğinde —– halen borcu olup vadesi ilk gelenlerden ödeme düşeceğinden sondan — senetlerinin toplam bedeli olan —tamamında halen borçlu olduğu, —- kaldığı anlaşılmış, bunun dışında kalan tüm senetlerde borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Davacının dava dilekçesindeki talepleri yukarıda bildirildiği gibi terditli olmadığından ve davalının başlatmış olduğu rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibin iptali talebinin menfi tespit olarak değerlendirilmesinde; araç nedeniyle davalıya senet bedelleri kadar ödeme yapmadığı o tarihte davalının —vade tarihli senet nedeniyle muaccel borcunun bulunduğu, davalının rehinli alacaklarda kambiyo senetleri ile de takip yapabileceği, bu durumun İİK 45’in istisnası olduğu, ne var ki davacının rehinli takip tarihi itibariyle davalıya takip tarihinden önce yapılan ödemeler düşüldüğünde yukarıda bahsedildiği gibi toplam —– borcu bulunduğu anlaşıldığından kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, neticeten açılan davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının — plakalı araç için tahsil edemediğini iddia ettiği —araç bedeli yönünden açtığı alacak davasının reddine,
2-Davacının davalı tarafça başlatılan— icra dosyasına borçlu olmadığının tespiti isteminin kısmen kabulü ile, —- kadar borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3—– tutarlı senet yönünden; icra mahkemesince takibin iptaline karar verdiği anlaşıldığından karar verilmesine yer olmadığına,
—bedelli senetin; — kadar takipten önce davalı adına ödeme yapıldığı anlaşıldığından davacının davalıya bu — borçlu olmadığının tespitine, —vade tarihli senedin; bakiye —yönünden; aynı borca istinaden —-Sayılı dosyasında yapılan rehinli satış sonrası tahsilatın düşülmesi neticesinde davacının davalıya bakiye borcu kalmadığından davacının—- icra dosyasına konu bu iki senetten kaynaklı davalı yana borçlu olmadığının tespitine,——–
4—– tarihli senet yönünden; aynı borca istinaden —- dosyasında yapılan rehinli satış sonrası yapılan tahsilatın düşülmesi neticesinde davacının davalıya takipte bakiye borcu kalmadığından takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine,—
5-Davacının davadan önce bedeli ödenen ve senet asılları elinde bulunan —- vade tarihli senetlerin davalıdan tahsili talebinin reddine,
6-Davacının
davalıya;
—–Sayılı dosyasında yapılan rehinli satış sonrası yapılan tahsilatın düşülmesi neticesinde bakiye borcu kalmadığından borçlu olmadığının tespitine,
7—- yılına ilişkin tüm senetler yönünden açılan menfi tespit davasının esastan reddine,
8-Alınması gerekli 6.157,89-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.220,07-TL harç ile 3.091,10-TL harcın mahsubu neticesinde eksik 846,72-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Davacı tarafça yatırılan 2.220,07-TL harç, 3.091,10-TL tamamlama harcı, 44,40-TL başvurma harcı toplamından oluşan 5.355,57-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafından harç dışında harcanan 1.253,90-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre hesaplanan(%30,13 Kabul %69,87 Ret, konusuz kalan 25/04/2016 tarihli 3.560,00-TL tutarlı senet de gözetilerek) 377,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı tarafından harcanan 89,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre hesaplanan(%30,13 Kabul %69,87 Ret) 62,18-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
12-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen alacak üzerinden AAÜT uyarınca hesaplanan 12.852,09-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
13-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen alacak üzerinden AAÜT uyarınca hesaplanan 23.660,57-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
14-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı asil ve vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 01/02/2022