Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/959 E. 2019/152 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/959 Esas
KARAR NO : 2019/152

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/09/2017
KARAR TARİHİ : 14/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı firma ile davacı firma arasında 12.06.2013 tarihinde ———– akdedildiği, davalı firmanın işbu sözleşmeye istinaden araçlarına akaryakıt almakta ve bu akaryakıt bedellerinin alacaklı davacı firmanın anlaşması olan—– firmasına akıllı sistem ile yapıldığı, alacaklı davacı firma tarafından ——– firmasına yapılan ödemelerin borçlu firma cari hesabına borç olarak kaydedildiği, ancak borçlu firmanın cari hesabına borç olarak kaydedilen tutarları alacaklı davacı firmaya ödemediği, davacı firmanın, sözleşme hükümlerinden kaynaklanan haklarını kullanarak borçlu firmadan olan akaryakıt bedellerine ilişkin alacak bedelini 07.03.2017 tarihli 1.İhtar bildirimi ile davalı tarafa bildirildiği, ancak davalı firmanın herhangi bir ödeme yapmayıp, ihtar bildirimine cevap vermediği, bunun üzerine alacaklı davacı firmanın, ekte sunulan 17.03.2017 tarihli 2.İhtar bildirimini yaptığı, fakat 2 kez borçlu firmaya yapılan ihtar bildirimlerine olumlu cevap veya herhangi bir ödeme alınamadığı, söz konusu alacak miktarının tahsili amacıyla İstanbul Anadolu ———–.İcra Müdürlüğü’nün—–. sayılı icra dosyası üzerinden ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığı, davalının bu kez icra takibi ile talep olunan borcun tamamına ve fer’ilerine itiraz ederek takibi durdurduğu, bu itirazın tamamen gerçekdışı olduğu, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmese de, haricen 22.08.2017 tarihinde dosyada işlem yaparken davacı taraça söz konusu “borca itiraz” öğrenildiği, davacı itirazının süresinde olduğu, itiraz edilen icra takibinin borçlu firmanın imzalamış olduğu —– dayanmakta olup, yapılan ve yapılmayan tüm ödemelerin davacı şirket banka hesaplarında ve cari hesap ekstrelerinde kayıtlı bulunduğu, ayrıca davalının imzalamış olduğu sözleşmenin 6.5 maddesi gereğince vadesinde ödenmeyen alacaklar için aylık %2,5 vade farkı ve temerrüt halinde yine aynı oranda temerrüt faizi ödemeyi kabul ettiği, işbu madde ile faiz oranlarının açık bir biçimde belirlendiğği, bu nedenle borçlunun vade farkı ile ilgili itirazının da haksız ve mesnetsiz olduğu, açıklanan nedenlerle itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına, ihtiyati haciz kararı verilmesi ve yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilmiş süresinde cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle davacının başlatmış olduğu cari hesaba dayalı İstanbul Anadolu ———–. İcra Müdürlüğünün 2017/16649 E sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Başlatılan icra takibi ile ödeme emri davalı tarafa 11.07.2018 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı taraf 7 günlük itiraz süresi içerisinde icra takibine itiraz etmiş olup, davacı tarafından mahkememize 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf taraflar arasında imzalanan ——– Sözleşmesi’ni delil olarak sunmuş olup, sözleşme tarihi 12.06.2013’tür. Davacı tarafın cari hesaba dayalı başlatmış olduğu takip ise 2016-2017 yıllarına aittir.
Uyuşmazlığın tacirler arasında olması nedeniyle mahkememizce her iki tarafın da katıldığı celsede ticari defterlerin incelenmesi için taraflara gün verilmiş, davacı taraf ticari defterlerini belirlenen günde mahkememize ibraz etmiş ancak davalı taraf ibraz etmemiştir. Mahkememiz tarafından re’sen seçilen Mali Müşavir Bilirkişi———- tarafından, davacı tarafın defterleri incelenmiş,bilirkişinin 05/06/2018 tarihli raporunda özetle; İncelenen davacının 2016-2017 yıllarına ait ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğunu, dayanağı belgeler ile uyumlu olarak tutulmuş davacı tarafın ticari defterleri usulüne uygun olarak tutulmuş defterler kabul edilmiş,incelenen davacı yana ait cari hesap ekstresine göre davacı yanın davalı yandan takip tarihi itibariyle 5.325,26-TL alacaklı olduğu belirtmiş, mahkememize bu yönde rapor sunmuştur.
Ticari defterler HMK 222. Maddesinde düzenlenmiş olup, ilgili kanun maddesine göre;ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Ayrıca belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
HMK 222. Maddesi gereği davacı tarafın defterlerinin sahibi lehine delil teşkil etmesi için davalı tarafın defterleri ile birbirilerinin doğrulanmış olması gerekmektedir.Mahkememizce yapılan defter incelemesi sırasında davalı defterlerini ibraz etmediğinden, her zaman sahibi tarafından tek taraflı düzenlenebilen defterler, davacının lehine delil olarak kabul edilmemiştir. Davacı delil listesinde münhasıran davalının ticari defter ve kayıtlarına dayanmamıştır. Bu durumda HMK’nın 222/5. maddesi de uygulanamaz. Fatura tek başına alacağı ispata elverişli değildir.Faturanın karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesi gerekir. Davacı tarafından, cari hesabına işlemiş olduğu faturalara konu hizmet ya da malın davalı tarafa teslim edildiğine yönelik herhangi bir belge de sunulmamıştır. Davacının dava konusu mal hizmeti satıp teslim ettiği sabit olmadığından ve davacı taraf yemin deliline de dayanmadığından alacağını ispat edememiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde: Davacının cari hesaba dayalı icra takibi başlatmış olduğu, taraflara defterlerini belirlenen günde ibraz etmeleri için kesin süre verildiği ,davalının defterleri belirlenen günde ibraz etmediği anlaşılmış, davacı delil listesinde münhasır davalının ticari defterlerine de dayanmadığından, davalının defterleri ibraz etmemiş olması malın ya da hizmetin teslimini kabule yeterli olmayıp davacı tarafından cari hesaba konu olan faturalara konu mal ya da hizmetin davalı tarafa teslimine ilişkin irsaliye faturası ya da başkaca yazılı delil sunulmaması ayrıca yemin deliline de dayanmamış olması nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu kanıtlayamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan, Peşin alınan 73,14 TL harçtan mahsubu ile 28,74 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.