Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/958 E. 2021/608 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/958 Esas
KARAR NO : 2021/608
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/09/2017
KARAR TARİHİ : 27/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin işyerindeki — kaplamasının yapılması hususunda davalı tarafın—- uygun görülmesi üzerinde taraflar arasında sözleşme yapıldığını, davacı tarafından sözleşme bedelinin ödendiğini, ilerleyen süreçte davalı tarafından usulüne uygun şekilde ifa edilmeyen zemin kaplaması işi nedeniyle davacının zarara uğradığını, uygulama yapılan zeminde bozulmalar ve bozulma kaynaklı zararların meydana geldiğini, işyerindeki —– zemin kaplaması yapılırken kaldırıldığıni, işlem bittikten sonra makinayı tekrar yerine getirdiklerinde davalı tarafça yapılan zemin kaplamasının yerinden kalktığını, sözleşmeye uygun şekilde ifanın gerçekleştirilmediğini, zemin kaplamasından kaynaklanan en temel yararın sağlanmadığını, davacı tarafından bu durumun davalıya izah edildiği ve onarım talep edildiğini, söz konusu işin standartlara uygun ve davacıya taahhüt edildiği şekilde telafi edilmediğini, zararın giderilmesi yahut azaltılması bir yana tam aksine mevcut durumun daha da kötü hale geldiğini, zeminin bozulması nedeniyle—- ekseninin bozulduğunu, bu bozulma nedeniyle servis çağrılarak— masraf yapmak durumunda kalındığını, davacının uğradığı zararın tespiti için—– sayılı dosyası üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, bilirkişi raporunda —- yapılmış olan zeminlerde olması gereken pürüzsüz, düzgün ve parlak yüzey yerine, zeminin çoğunun çiziklerle kaplı olduğu, yer yer kabarma ve çatlamalar olduğu, hatta yer yer epoksi boyanın kalkmış olduğu, beton yüzeyin göründüğü, genel olarak zeminin zarar görmüş olduğu, mevcut durumun epoksi zemin kaplama işinin teknik şartlara uygun yapamamasından,doğru malzemenin/kalınlığın seçilmemiş olmasından, fen ve sanat kurallarına aykırı yapılmasından kaynaklandığı, uygulamadan sonra kısa bir süre zarfında meydana çıkan bu ayıpların zamanla ortaya çıkması sebebiyle gizli ayıp niteliğinde kabul edilmesi gerektiği, karşı tarafın kusurundan kaynaklanan imalat hatasının giderilmesinin ancak tüm alana yeniden uygulama yapılmasıyla mümkün olacağı, gizli ayıplı imalat bedelinin giderilmesi, bedelinin davacının ödemiş olduğu —- kadar olacağı” yönünde değerlendirme yapıldığını, davacının davalıya ödemiş olduğu —- ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan tahsiline, davacının işyerinde bulunan ve hatalı zemin kaplamasından ötürü hasara uğrayan—- arızalanması nedeniyle uğranılan zarar kapsamında şimdilik —- tamirat bedelinin ödenmesi tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıya ait işyerinin zemininde zarar gerçekleşmiş ise bunun davalıdan kaynaklı değil davacıdan kaynaklı olduğunu, bizzat davacının uygulama öncesi gerekli zemin ve koşulları sağlamaması ve uygulamadan sonra da gerekli koşulları temin etmemesinden kaynaklı olduğunu, ayrıca davaya konu uygulama yapılan zeminin altında davalı şirket tarafından işlem yapılmadan önce başka bir firma tarafından yapılan epoksi zeminin bulunduğunu, önceki firmanın hatalı işlemleri nedeniyle davalı tarafından davacının talebi üzerine tekrar uygulama yapıldığını, dolayısıyla davaya konu zeminde meydana gelen gerçekten bir zarar var ise bunun önceki işlem yapan şirketin yanlış işleminden de kaynaklanmış olma ihtimalinin bir hayli yüksek olduğunu, —— altyapı ve şartlara uygun olması gerektiğini, ayrıca epoksi işleminden sonra da yapılan epoksi işleminin korunması için uygun ortam ve hava şartlarının sağlanması gerektiğini, uygulamanın başarılı bir sonuç verebilmesi için gereken şartlardan birinin beton dökülerek zeminin çok iyi sıkılaştırılması olduğunu, dökülen beton sağlam değilse en iyi marka— bile hasar oluşabileceğini, davacının, davalı tarafından yapılan tüm bilgilendirmelere rağmen masraftan kaçınmak için beton dökülmesini istemeyerek kusurun oluşmasına bile isteye kendisinin sebebiyet verdiğini, davacının iddialarının aksine davalı şirketin hiçbir kusuru bulunmamasına rağmen müşterisinin zarar görmemesi için hiçbir ek ücret talep etmeden epoksi zemini tekrar onardığını,—- dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporunun baştan aşağı hatalı ve eksik incelemeye dayalı olduğunu, davalı şirketin eser sözleşmesine istinaden yüklendiği işi en iyi şekilde ifa ettiğini, bahsi geçen eserde daha sonra ortaya çıkan durumdan bizzat davacı şirketin kendi kusurundan kaynaklandığını, yeni bir bilirkişi rapor alınarak,—- zeminin hangi durumlarda deforme olacağı, beton dökülmeden yapılan—- ne derece başarılı olacağı, davacı firmanın alt zemininin bu bozulmaya neden olup olmadığı, davacı firmanın zemini, kaplama için gerekli şekilde teslim edip etmediği, davalı firmanın teklif formundaki edimlerini yerine getirip getirmedi veyahut ne derece yerine getirdiği, —–yerine oturtulması sırasında epoksi zeminin hasar görüp görmediği” hususlarının değerlendirilmesi gerektiği öne sürülerek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı ifa nedeniyle ödenen bedelin iadesi ve uğranılan zararın tahsili istemli alacak davasıdır.
Mahkememizce davacının delil tespiti talebinde bulunduğu—– dosyası celp edilmiş, mali müşavir, sektör bilirkişisi ve nitelikli hesap uzmanı bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti raporunda; davalının %75 kusurlu olduğu, davacının %25 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Tarafların rapora itirazları doğrultusunda bilirkişilerden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti —– tarihli ek raporunda özetle; davalı tarafından yapılan— uygulamasında, prosesi tam olarak uygulamadığı değerlendirilerek %75 oranında asli kusurlu olduğu tespit edilmiş, yine davacının ağırlığından dolayı vinç desteği ile tamamen kaldırılarak taşınması gereken— farklı ekipmanları sürüklemesi sebebiyle zemine zarar vermesi sebebiyle %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Alınan bilirkişi raporlarına davacı taraf itiraz etmiş olup, bilirkişi heyetince tespit edilen kusur durumları mahkememizce hüküm kurmaya elverişli bulunmamış ve yeni bir heyetten rapor almak gerekmiştir. Zira, zeminde oluşan çizilmelerin davacı tarafça meydana getirildiği ispatlansa dahi, davalı tarafça ayıplı olarak uygulama yapılmış olması sebebiyle uygulamanın tamamında en başından ayıp meydana geldiği ve sözleşmeden dönme şartları zaten oluştuğu takdirde -davacı zararın artmasına ayrıca sebebiyet vermemiş ise- ayıptan sonraki kusurların davacıya yansıtılıp yansıtılmayacağı hususu bilirkişi heyetince değerlendirilmemiş ve davacının talep edebileceği miktarda kusur indirimi uygulanması sebebinin yeterince tartışılmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce seçilen yeni bilirkişi heyetinin —- tarihli raporunda; davalı tarafından yapılan—- uygulamasının gerek uygulama gerek malzeme hatasından dolayı kısa süre içerisinde hasar görerek tamamen yenilenmesi gerektiği kanaatine varıldığı, zemin uygulamanın iş sahibinin kullanamayacağı ve nısfet kaidesine göre kabule icbar edilemeyeceği derecede kusurlu olduğu, davalının müdebbir bir tacir gibi davranarak bu hatalı imalatı veya hatalı gördüğü zemine epoksi kaplama yapmaması gerektiği, bu zararın —-olduğu ve haddi layikinde olduğu, makine sebebiyle verilen hizmetlerden yalnızca sonuncusunun epoksideki çökme nedeniyle makine ayarlarının bozulduğu ve yeniden yapılması için hizmet verildiğinin anlaşıldığı, davacının talep edebileceği maddi tazminatın tarafların kusuru oranında olmak üzere toplamda — olduğu, sözleşmeden dönme hakkının kullanmasının mümkün olduğu belirtilmiştir. Hükme esas alınan son rapora davacı taraf itiraz etmiş ise de; bilirkişi heyetince—- ayıp nedeniyle doğrudan meydana gelen ve davalıya yansıtılabilecek zarar detaylı olarak tespit edilmiş olup, epoksi uygulaması yapılacak olması sebebiyle zaten davacı tarafça ödenecek olan makinenin taşınma masraflarının davalıya yansıtılamayacağı zira ayıplı uygulama yapılmasaydı da davacının bu bedeli servise ödeyeceği anlaşılmıştır. Bunun dışında makinenin arızalanması sebebiyle ticari zarar talep edilmiş olup, Mahkememizin — nolu celsesinde davacı tarafa bu zararını somutlaştırarak delillerini sunması için süre verilmiş, davacı taraf —- tarihli ıslah dilekçesi ile davasını ıslah etmiş, bilirkişi raporu doğrultusunda yalnızca makinenin tamir masrafını talep etmiştir. Hal böyle olunca ıslah dilekçesi doğrultusunda karar vermek gerekmiştir.
Davalı taraf hasar gerçekleşmiş ise buna sebep olanın uygulama öncesi gerekli zemin ve koşulları sağlaması gereken davacı olduğunu, yine kendisinden önce zemine işlem yapan başka bir firmanın hatalı uygulamalarının zarara sebebiyet verdiğini, davacının tüm uyarılara rağmen zemin kaplama işinden önce zemine beton dökülmesini istemediğini iddia etmiştir. —– yüklenicinin borçları düzenlenmiş olup, yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır. Sözleşmede teklifin betonun sağlam ve düzgün olacağı esasına göre hazırlandığı, yüzey ıslah amaçlı ekstra uygulamaların fiyata dahil edilmeyeceği açıkça yazılmış olup, davalı taraf kendisinden önce başka bir firmanın yapmış olduğu hatalı işlem var ise, tekrar aynı zemine —- yapılmadan önce zemini uygun hale getirmeli ve fiyatını buna göre belirlemeli veya uygun hale getirilmesi için davacı taraf uyarılmalı, davacı tarafça yine bu haliyle sözleşmenin yapılması talep edilir ise sözleşmeye bu hususta şerh düşülmelidir. Zira yüklenici özen borcu altındadır. Davacının işin ayıpsız teslimi için zeminin hangi şartlar altında olması gerektiğini, hangi kalınlıkta uygulama yapılması gerektiğini bilmesi beklenemez. Bilirkişi heyetince de bu hususa değinilmiş olup, ayıbın tamamından davalının sorumlu olması gerektiği belirtilmiş, mahkememizce aynen benimsenmiştir. Her ne kadar ilk bilirkişi raporunda çizilmeler sebebiyle davacıya kusur yansıtılmış ise de; yukarıda bahsedildiği gibi zemine davalı tarafça hatalı malzeme kaplaması yapılması sebebiyle ayıp zaten meydana gelmiş olup, davacı tarafın zemini çizdiği ispatlansa dahi zararın artmasına sebebiyet vermediği sürece sonraki kusurunun yansıtılamayacağı, kaldı ki dosyada buna ilişkin bir delil olmadığı kanaatine varılmıştır. Ayıp halinde iş sahibinin sözleşmeden dönme, eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme hakkı mevcuttur. Bunun yanında genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı da mevcuttur. Bilirkişi heyetince zeminin baştan yenilenmesi gerektiği ve ayıbın giderilmesi için — zarar talep edilebileceği yine makinede meydana gelen hasar nedeniyle —- talep edilebileceği belirtilmiş olup, Mahkememizce de rapor uygun bulunarak aynen benimsenmekle ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Yine dosya kapsamında ihtarnamenin tebliğ şerhi bulunmamakla, talep edilen bedelin —- dava tarihinden bakiye kısmına ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmiş ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, toplam — dava tarihinden bakiye — ıslah tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 823,11-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 198,45-TL ve 7,50-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 617,16-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 198,45-TL peşin harç ve 7,50-TL ıslah harcı toplamı olan 237,35-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen toplam 5.859,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan davacı vekili için takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı şirket yetkilisinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.27/04/2021