Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/943 E. 2020/560 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/943 Esas
KARAR NO: 2020/560
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ: 06/09/2017
KARAR TARİHİ: 15/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketi nezdinde ——- ile sigortalı ——- ait servis kutu ve boruların davalılar tarafından hasara uğradığını, bu sebeple sigortalıya — tarihinde —- tazminat ödendiğini, müvekkili sigorta şirketinin ödediği ——— davalılardan rücuen tahsilini teminen sigortalı emtianın hasara uğramasından sorumlu olan davalı aleyhine rücu mektubu gönderildiğini ancak yanıt verilmediğini ve borcun ödenmediğini, bu nedenlerle ——- fazlaya dair talep haklarının saklı kalmak kaydı ile ——— ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yan tarafından alacak iddiasına dayanak yapılan —– hasar tespit tutanağında belirtilen mahalde, müvekkili şirket tarafından ———- ruhsat görev ve sorumluluğu kapsamında, ruhsatlı olarak, yasal düzenlemelere uygun bir kazının evvelce yapıldığını, bu çalışma esnasında bir binanın ———– borusunda çalışma esnasında bir şube borusunda, borunun teknik şartlara uygun yapılmamış olması ve koruma yapılmadan montaj yapılması sebebiyle hasar oluştuğunu, bu hasarın sorumluluğunun müvekkili olan şirkete ait olmadığını, hasarın tazmini için harcanması söz konusu bedelin de dava ile talep edilen bedel olamayacağını, kazının izinsiz olduğuna dair ——-tutanağının gerçeği yansıtmadığını, söz konusu mahal yukarıda da açıklandığı üzere diğer davalı ——- sorumluluğu altında yapılan ruhsatlı bir kazı çalışması olduğunu, belirtilen —– taleplerin verilmeyen gaz bedeli olduğu görülmekle, bunun hangi sebeple davacı tarafından ——-ödendiği ve tarafımızdan talep edildiğinin anlaşılamadığı, verilmeyen gaz bedelinin zaten ——-bünyesinde kaldığı, bu nedenlerle haksız ve dayanaksız dava ile talep edilen bedellere, müvekkili tarafına dava dilekçesinde belirtilen tarih itibariyle bir temerrüt oluşmadığı nedeniyle, talep edilen faizin başlangıç tarihi ve faiz oranlarının, döviz cinsinden talep edilen tüm alacak toplamını, haksız ve dayanaksız olması ciheti ile kabul etmemekle, tüm bu dayanaksız talepleri havi açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazı çalışmasının müvekkilinin yüklenicisi tarafından ve mevzuata uygun olarak gerçekleştirildiğini, —– tesislerinin teknik mevzuata uygun olmaması ve korumasız olması sebebiyle hasar oluştuğunu, müvekkilinin ——— ile imza edilen işletme hakkı devir sözleşmesi kapsamında işletilen dağıtım unsurlarının bakım, onarımlarının sağlanması, yatırım planı doğrultusunda yeni tağıtım unsurları oluşturulması işleri ihaleler suretiyle taşere edildiğini, davaya konu işin müvekkili ile diğer davalı ————– Arasında imza edilen —————– muhtelif inşaat ,metal ve kazı işleri sözleşmesi kapsamında diğer davalı yüklenici tarafından ve usulüne uygun olarak gerçekleştirildiğini, davayı konu hasarın müvekkili şirket yüklenicisi tarafından mevzuata uygun gerçekleştirilen çalışma sebebiyle değil, hasarlanan borunun davacı şirketin sigortalısı ——— tarafından mevzuatta belirtilen teknik usullere aykırı ve korumasız olarak inşa edilmiş almasından kaynaklandığını, eldeki dava ile talep edilen bedellerin gerçek zarar kavramı dışındaki bedellere ait olduğunu, personel araç giderleri olarak talep edilen bu bedellerin genel idare giderleri olduğunu, bu bedellere konu işlemlerin yüklenici eliyle giderilmiş olmadıkça hasara sebep olduğu tespit edilen taraftan talep edilemeyeceğini, dava dilekçesinde hasarın yüklenici eliyle giderildiğine dair hiçbir bilgi ve belge sunulmadığını bu bedellerin genel idare gideri kabul edilmesi gerektiğini, bu sebeplerle açılan davanın reddini talep ettiklerini mahkeme aksi kanaatte ise gerçek zarar bedelinin hesaplanarak karşı tarafın kusuru oranında indirim yapılmasını talep ettiklerini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı sigorta şirketine sigortalı ——— ait servis kutu ve borularının davalıların kazı çalışmaları sırasında hasar gördüğünden bahisle davacının sigortalısına yapmış olduğu ödeme kapsamında rücuen tahsil amaçlı açılan maddi tazminat davasıdır.
Dosya kapsamında hasar tespit tutanağı, hasar onarım belgesi mevcut olup, davacının talep ettiği hasar kalemlerinin malzeme giderleri, personel giderleri, araç giderleri, gaz giderleri, sayaç açma kapama bedeli olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların dosya kapsamında sunulan beyanlarından dava konusu hasarın davalı kazı çalışması sırasında meydana geldiği ihtilaf dışıdır. Mahkememizce ——— müzekkere yazılarak hasarın meydana geldiği yerde kazı çalışmalarının ruhsat/izin belgeleri istenilmiş, gelen müzekkere cevabında tespit edilemediğini bildirilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın çözümüne ilişkin mahkememizce bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin ——— tarihli raporda özetle: “Dava dosyasında bulunan tüm belge ve deliller dahilinde davacının davasını ispatlayamadığını, davayı konu olayın davalıların sorumluluğunda gerçekleştiğine dair herhangi bir belge, eksper raporu, fotoğraf, mahkemece yapılan bir inceleme vb. herhangi bir olayı ve hasara ilişkin kusurun tespit edilebileceği bir belge sunulmadığını, davacının iddia ve belgeleri hasarın davalılar tarafından gerçekleştirilmiş olduğu ispatlamaya elverişli olmadığı görüşü dahilinde,——- tarihinde dava dışı sigortalıya yapıldığı iddia edilen ibranamenin ve ödeme belgesinin dava dosyasında bulunmadığını, davacının davanın dayanağı tazminat ödemesi iddiasına konu ettiği rücuen tazminat alacağını, halefiyet ilkesinden istifade ederek rücuen davalılardan talep edemeyeceğini görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporu Mahkememize sunmuşlardır. Davacının bilirkişi raporuna itirazları ve bilirkişi raporunda tespit edilen hususlar gereği davacı vekiline aktif husumetine yönelik ödeme/ibraname belgelerini sunması için süre verilmiş, davacı taraf —— yapılan toplu ödemelerin dekontunu sunmuş, sunulan ödeme dekontuna göre davacının —— tarihinde sigortalısına toplu ödeme yaptığı,aktif husumetinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Alınan bilirkişi raporu;hasarın davalıların sorumluluğunda meydana geldiğini ispatlayamadığı hususundaki görüşlerin dosya kapsamına, tarafların beyanlarına uygun olmaması, öte yandan davacının ödeme belgesi sunması sebebiyle aktif husumetini ispatlaması karşısında hükme esas alınamamış, davacının rapora karşı itirazları doğrultusunda yeni bir heyetten bilirkişi raporu alınmıştır. Mahkememizce re’sen seçilen bilirkişi heyetinin —— tarihli raporunda özetle: “Olayın oluştuğu ve davalı ———– bir çalışması esnasında gerçekleştiği, meydana gelen davaya konu boru kırılmasının iki davalı firmanında cevap dilekçesinde kabul ettiğinin tartışmasız olduğu,davalıların hasar gören borunun davacı şirket sigortalısı ——- tarafından mevzuatta belirtilen teknik usullere aykırı ve korumasız inşa edilen bir hattan kaynaklanmış bulunduğu iddialarının ispata muhtaç olduğu, dosya kapsamında herhangi bir delil sunulmadığı,bu nedenlerle davalı firmanın meydana gelen hasardan tam kusurlu olduğu ve hasardan sorumlu olduğu kanaatine varıldığı, davacının dosyaya sigortalısı —- personel giderleri ve işletmeye alma bedeli altında talep ettiği zararlarına karşı —— herhangi bir alt yüklenici bilgisi,faturası sunmamış olduğu, —— bu maliyetleri ücreti zaten ödenecek olan kendi personeli ile karşıladığının anlaşıldığı, “işleymeye alma bedeli” adı altında verdiği hizmetin nasıl bir hizmet olduğu, hangi yönetmelik/prosedür maddesi gereğince uygulamaya koyduğunu açıklamadığını, malzeme giderleri — araç gideri —– gaz gideri —– haricindeki zarar kalemlerinin gerçek zarar olmadığını, davacının zarar edebileceği gerçek zararının malzeme giderleri —– araç gideri —- gaz gideri —- toplamda —– olduğunu, nihai ve tüm takdirinde olduğunu, teknik tespitler kapsamında davalı ———— kusurlu olduğunun tespit edilmiş olması ve rizikonun sigorta poliçesi dönemi içerisinde meydana gelmiş olması da göz önüne alındığında davacının rücu hakkının varlığı konusunda nihai ve tüm takdirin mahkemeye ait olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporu Mahkememize sunmuşlardır. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflar rapora karşı beyan ve itirazlarını sunmuşlardır. Ancak alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunduğundan davacının rapora itirazları yerinde görülmemiş yeni bir rapor alınmamıştır.
Davacının talep ettiği bedeller arasında personel gideri, sayaç açma kapama bedeli mevcuttur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının sigortalısının bu bedellere ilişkin ayrıca işçi çalıştırdığına yönelik delil bulunmaması sebebiyle hesaplama yapılmamıştır. Gerçekten de zarar gören, ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını sorumlulardan talep edebilir. Zarar görenin sürekli olarak çalıştırdığı personeline ödediği ücret ve giderler genel idare giderleri vasfında olup, zararla bir ilgisi bulunmamaktadır. Nitekim ———–
sayılı ilamında açıkça: “Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davacının isteminin kazı sırasında hasarlanan yeraltı kablolarının onarımında kullanılan malzeme ve işçilik bedeli toplamına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, bir anonim şirkettir. Şirket faaliyetinin devamlılığının sağlanması için sürekli olarak istihdam ettiği işçileri bulunmaktadır. Davacının kendi işçilerine istihdam edilmelerinden dolayı ödediği mutad giderleri şirketin faaliyetinin devamlılığı için yapmak zorunda olduğu genel idare giderleri kapsamındadır. Şu durumda, davacı şirketin dava konusu hasarın giderilmesi için özel olarak işçi tutarak harcama yapıp yapmadığı araştırılmadan, bu konuda davacı tarafın delilleri sorulup toplanmadan özel olarak işçi tutulduğunun kabulü ile işçilik giderlerine ilişkin zarara da hükmedilmesi doğru olmamış, kararın gösterilen nedenle de bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile bu hususa değinilmiştir. Davacı taraf dosya kapsamında sigortalısının personel gideri ve sayaç açma kapama bedeli için özel olarak işçi tutup çalıştırdığını ispatlayamadığı gibi rapora itiraz dilekçesinde de buna ilişkin bir delil sunmadığından talebi yerinde görülmemiştir. Öte yandan davalı —- sebebiyet vereceği hasarlarda işvereni ——– TBK’nın 66. maddesi anlamında sorumluluğu mevcut olup, her iki davalının zarar gören davacı sigortalısına karşı müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna gitmek gerekmiştir. Her ne kadar davacı tarafça sigortalısına —- cinsinden ödeme yapması sebebiyle —— cinsinden alacağının hükmedilmesini talep etmiş ise de; TBK’nın 99. Maddesi gereği konusu para olan borç Ülke parasıyla ödenir. Olay haksız fiilden kaynaklı olup, davalılar ile davacının sigortalısı arasında para cinsinden ödemeye ilişkin sözleşme bulunmadığı gibi, hasar —— giderilmiş olup, davacı ile sigortalısının kendi arasındaki ——- para cinsi ödeme anlaşması davalıların bu para cinsinden ödeme sorumluluğunu doğurmaz. Bu nedenle tazminata TL cinsinden hükmetmek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, hasar dosyası birlikte değerlendirildiğinde, davalı ——- yüklenicisi olduğu diğer davalının TBK 66. Maddesi uyarınca sorumlu olduğu kazı çalışmalarında davacının sigortalısının servis kutu ve borularının hasar gördüğü anlaşılmış, taraflar arasında hasarın davalının sorumluluğunda meydana geldiğinin ihtilaf dışı olduğu, uyuşmazlığın davacının hangi alacak kalemlerini isteyebileceği hususunda toplandığı görülmüş, hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca davacının malzeme gideri, araç gideri ve gaz gideri olmak üzere toplam —– talep edebileceği, diğer bedellere ilişkin özel olarak işçi çalıştırdığının ispatlanamaması sebebiyle talebinin uygun bulunmadığı Mahkememizce tespit edilmiş, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, kabul edilen alacağa davacının sunmuş olduğu toplu ödeme belgesine istinaden ———- tarihinden itibaren avans faizi hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile, —- malzeme gideri, — araç gideri, — gaz gideri olmak üzere toplam —- hasar bedelinin ödeme tarihi olan —- tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun m. 2/2 uyarınca işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gerekli 54,40-TL harçtan peşin alınan 817,28-TL harcın mahsubu ile artan 762,88 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından dava değeri itibariyle harcanan 54,40-TL peşin harç, 31,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 85,80-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından harç dışında harcanan 3.883,90-TL yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranına göre (%0,72 Kabul %99,28 Ret) hesaplanan 27,96-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı ——— tarafından harcanan toplam 6,50-TL yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranına göre (%0,72 Kabul %99,28 Ret) hesaplanan 6,45-TL’sinin davacıdan alınarak davalı ———– verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı ——— tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden AAÜT 13 uyarınca hesaplanan 346,37-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen kısım yönünden AAÜT 13/3 uyarınca hesaplanan 346,37-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.15/09/2020