Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/934 E. 2019/1342 K. 11.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/934 Esas
KARAR NO : 2019/1342

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 28/08/2017
KARAR TARİHİ : 11/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kendisinin davalı kooperatifin ortağı olduğunu, yönetim kurulunun 05/04/2016 tarihli,—- sayılı kararı ile ortaklıktan ihracına karar verildiğini, verilen kararın kooperatifin 10/06/2017 tarihinde yapılan genel kurulda oyçokluğu ile kabul edildiğini ve aidat borçlarının ödenmemesi sebebi ile genel kurulca ihraç edildiğini, kooperatifin 1997 yılında ————– dönüştürüldüğünü, 24 senedir kooperatifin ortağı olduğunu, son seneye kadar kooperatif yükümlülüklerini yerine getirdiğini, birçok ortağın kooperatif yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kooperatifin 20 yıldan beri amacını gerçekleştiremediğini, kooperatif aleyhine İstanbul —-.Asliye Ticaret Mahkemesinde genel kurulların iptali davasının açıldığını, ortaklıktan çıkarılma için öncelikle genel kurula teklif edilmesi gerektiğini, çıkarılma kararının genel kurulca verilmesi gerektiğini, ayrıca genel kurul tarafından alınan kararın 10 gün içinde noter vasıtası ile tebliğ edilmesi gerektiğini, böyle bir tebligatın yapılmadığını, kendisinin hangi senenin hangi ayında ne miktar borcunun olduğunun söylenmediğini, genel kurulda bu konuda afaki görüşmeler yapıldığını, mevcut borcunun kalem kalem gösterilmediğini, afaki ve şüpheli bir takım rakamlar gösterildiğini, ihraç kararının bu sebeple hukuka aykırı olduğunu, genel kurul kararlarının iptali konusunda İstanbul—-.Asliye Ticaret Mahkemesinin ——–sayılı davalarının açılmış olduğunu, kooperatifin taşınmazı üzerindeki takyidatların üyelerden gizlendiğini, kooperatifin borca batık olduğunu, kooperatifin 22 ortağının parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebi ile birçok risk ile karşı karşıya olduğunu, birçok üyenin aidat borcunun olduğunu, bilançolarda kendisinin borcunun 5.840,64 TL olarak gözüktüğünü, bu hususu kabul etmediğini, yönetim kurulunun kendisine muhalif olduğunu gördüğü üyelerden kurtulmak amacı ile hiçbir ölçüye dayanmadan kötüniyetli ihraç kararı verdiğini, aciz halindeki kooperatifin aidat toplamasında hukuki bir yararın bulunmadığını, kooperatifin aczi halinde yönetim kurulunun bazı görevleri olduğunu, bir tasfiye bilançosunun hazırlanması gerektiğini, bu hususun ilgili bakanlığa duyurulması gerektiğini, aciz halinde kooperatifin amacına ulaşmasının imkanı kalmadığı takdirde dağılma kararı verilmesi gerektiğini, bütün bunlara karşılık kendisine gönderilen ihraç ihtarnamesinin doğru olmadığını, kooperatif tarafından hesap ekstresi verilmediğini, borcun hangi seneye ve hangi aya ait olduğunun belirtilmediğini, kendisinden istenen faizin hak ve yükümlülüklerde eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin ve yakınlarının aidat borçlarını ödemediklerini, kooperatifin öncelikle bu kişilerden paralarını tahsil etmesi gerektiğini, ihraç kararının üyeler arasında eşitlik sağlanmadan verildiğini, borçlu olan yönetim kurulu üyesi yakınlarının aleyhine hiçbir işlem yapılmadığını, ihraç kararının iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, genel kurulun hafta arası iş saatlerinde ve kooperatif başkanının işyerinde yapılmış olmasının toplantılara katılmayı önlemek amacını güttüğünü, kooperatifin taraf olduğu uyuşmazlıkların ve risklerin bilançoda gösterilmediğini, denetim kurulu üyelerinden ve ortaklardan gizlendiğini, kendisine ait borç dökümlerinin ve banka kayıtlarının sunulmadığını, ihraç kararının hak ve vecibelerde eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, yıllarca aidat ödemeyen üyelere herhangi bir işlem yapılmadığını, buna karşılık kendisi gibi olan üyelerin çıkarılmakla karşı karşıya bırakıldığını, bu hususun kooperatifin 23.maddesine aykırı bulunduğunu, sonuç olarak kooperatif yönetim kurulunca —— sayılı kararın ve genel kurulca verilen 10/06/2017 tarihli ihraç kararının onaylanması ile ilgili genel kurul kararının iptaline karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yönetim kurulu çıkartma kararına itiraz etmiş olduğunu, itiraz üzerine 10/06/2017 tarihli genel kurulda durumun görüşüldüğünü, oyçokluğu ile itirazın red edildiğini, davacının bu kararın iptalini talep ettiğini, genel kurul kararlarına karşı dava açma süresinin 30 gün olduğunu, davanın 28/08/2017 tarihinde açıldığını ve davanın bu sebeple dinlenemeyeceğini, davacının genel kurula katıldığını ve kararı öğrendiği tarihin 10/06/2017 olduğunu, kendisinin aidat ödemediğini ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini, borcunun miktarı ve niteliği konusunda kooperatife hiçbir başvurusu ve itirazının bulunmadığını, kooperatifin yapı kooperatifi olmadığını ve konut yapma gibi bir taahhüdünün bulunmadığını, bu sebeple davacının davada hukuki yararının bulunmadığını, genel kurulca kabul edilen zorunlu giderler için belirlenen 100 TL aidatı bile yıllarca ödemediğini, Kooperatifler Kanunu ve anasözleşmeye aykırı açılmış bulunan davanın reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, kooperatif üyesi davacının, ihracına ilişkin kooperatif YK.nun aldığı ve genel kurulun uygun bulduğu ihraç kararının iptali taleplidir.
Davacı, daha önce de ihracına karar verildiğini ancak ihraç kararının iptal edildiğini, ihtarnamelerde ana para ve faizin ayrı ayrı gösterilmesi gerektiğini, faiz oranlarının belirtilmesi gerektiğini, ancak ihtarnamelerin usulüne uygun olmadığını, istenilen borcun muğlak olduğunu, borca batık durumda olan kooperatifte yönetim kurulu üyelerinin borcunun kendisinin borcundan kat kat fazla olduğunu ileri sürerek YK’nun —– sayılı davacının ihracına ilişkin kararın iptalini talep etmiştir.
Davalı kooperatif ise, davacının —– tarihli genel kurul kararından 30 günlük süreden sonra açıldığını, davacının borcun miktarı ve niteliği konusunda hiç bir başvurusu veya itirazı olmadığını, davacının borçlarını ödememekte ısrarlı olduğunu ve kötüniyetli olarak bu davayı açtığını, ihraç kararında bir usulsüzlük olmadığını ileri sürmüştür.
HMK.nun 14/2 maddesine uygun şekilde kesin yetki kuralı çerçevesinde davalı kooperatif merkezinin — olduğu, mahkememizin yetkili olduğu anlaşılarak yargılamaya devam edilmiştir.
Dava, Kooperatifler Kanunu 16 ve 27 maddesi ile kooperatif ana sözleşmesinin 14/2 maddesi uyarınca açılmış kooperatiften ihraç kararının iptali davası olup dava yasada öngörülen 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Mahkememizce taraf vekillerinin bildirdikleri deliller toplanmış, davalı kooperatifin kuruluşundan itibaren tüm genel kurul tutanakları, hazirun listeleri, yöneticilerinin isim ve imza sirküleri celbedilmiş, noter ihtarnameleri ve tebliğine ilişkin belgeler getirtilmiş, davalı kooperatifin defterlerinin bulunduğu yerde kayıtlar üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilerek bir kooperatif bilirkişisinden bilirkişisinden kök ve ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi 22/01/2019 tarihli kök ve —– tarihli ek raporunda özetle ihtarnamelerin yasanın ve Yargıtayın aradığı koşulları taşımaması nedeniyle ihraç kararının iptal edilmesi gerektiğin mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporunun, tespitlerinin kooperatif kayıtları ile uyumlu olduğu, usul ve yasaya uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılarak itibar edilmiştir.
Davacının davalı kooperatifin üyesi olduğu konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf davalı kooperatifin davacının üyelikten ihracına yönelik aldığı 05/04/2016 tarihli ihraç kararının, genel kurulun 8. maddesi ile oyçokluğu ile ortaklıktan çıkarılmalarına ilişkin kararın yasaya, eşitlik ilkelerine, iyiniyet ve dürüstlük kurallarına uygun olup olmadığı, noktalarında toplanmaktadır.
Geçerli bir ihraç kararından söz edilebilmesi için kanunda iki ihtarname olması gerektiği, borcun hangi aylara ait olduğunun açıkça belirtilmesi gerektiği, muaccel ayların borçlarının istenmesi gerektiği, ayrıntı içermeyen ihtarnamelerin usülsüz olduğu ve sonuç doğurmayacağı açıktır. (—— Yine birinci ve ikinci ihtarnamelerde istenen tutar aynı olmalı, ihtarnameler arasında 30 günlük süre bulunması gerektiği ve istenen tutarların genel kurul kararları ile uyumlu olması, genel kurulda karara bağlanmayan bir tutarın istenmemiş olması gerekir ——.
İhtanameler incelendiğinde, iki ihtarnamede aynı tutarın istenmediği anlaşılmıştır. Yine, borçlarının hangi tarihten hangi tarihe kadar olduğu hususunun belirtilmediği gibi aidat ve gecikme faizi ay ve yıl olarak detaylı gösterilmediği, iki ihtarname arasında 30 gün değil 13 gün olduğu, istenin tutarların da toplam borç miktarını göstermekle yetinildiği, bu durumda usulüne uygun olmayan ihtarnamelere dayanarak davacı hakkında alınan ihraç kararının yasa ve ana sözleşmeye aykırı olduğu anlaşılmış, davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın Kabulü ile,
1-Davalı kooperatif yönetim kurulunun—–sayılı ihraç kararına ilişkin kooperatifin — tarihli genel kurul kararının İPTALİNE;
2- Alınması gerekli —–harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan—- harcın mahsubu ile bakiye —- davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan—– başvurma harcı—– peşin harcın toplamı olan —-davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam—- yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılmasına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- ——— göre davacı vekili için takdir olunan —-maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı