Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/930 E. 2021/65 K. 13.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/930 Esas
KARAR NO : 2021/65
DAVA : İtirazın Kaldırılması ve İflas (İİK.nun m.156)
DAVA TARİHİ : 25/08/2017
KARAR TARİHİ : 13/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın Kaldırılması ve İflas davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili——– fazla —- bulunan, dünyanın lider — üreticilerinden biri olduğunu,—— —– dahil olmak üzere—- bir çok önemli projede faaliyet göstermekte olduğunu, müvekkili —— tarihinde imzalanan ——- taraflar arasında akdi İlişki kurulduğunu, davalı — müvekkili—- yetkili satıcısı sıfatını elde ettiğini, davalı ——- imzalandığı tarihten itibaren müteaddit defa satın almış olduğu ürünlerin vadesinde ödenmesi hususunda gecikmeler yaşandığını, nitekim taraflar arasındaki e-posta yazışmalarından da kolaylıkla tespit edileceği üzere müvekkili şirket yetkililerinin söz konusu tahsilat problemlerini çözmek niyetiyle düzenli biçimde davalı—- mevcut borçlarının teminatı karşılığında müvekkili lehine ipotek tesis edilmesini, banka nezdinde aktif bulunan—— artırılması vb. taleplerinde bulunduklarının anlaşıldığını, sözleşme süresi zarfında müvekkili şirket tarafından davalı ——– vermiş olduğu siparişlerin sevkiyat ve tesliminde hiçbir aksaklık meydana gelmemesine rağmen davalı——aldığı ürünlere karşılık gerçekleştirmesi gereken ödemelerinde—— gecikmelerin meydana geldiğini ve bu gecikmelere bağlı bir takım —– zaman zaman müvekkili şirket’i ve müvekkili şirket çalışanlarını suçlayıcı ifadeler kullanılmak suretiyle davalı — tarafından ileri sürüldüğünü, müvekkil şirket tarafından gerek fiziken gerekse dijital ortamda davalı —- dönemsel cari hesap mutabakatlarına davalı —- hitamına dek hiçbir aşamada itiraz edilmediğini, sözleşme süresi zarfından taraflar arasında gerçekleşen yazışmalarda da davalı Şirket’in borcunu reddettiğine dair hiçbir ifadenin yer almadığını, Taraflar arasında mün’akit Sözleşmenin —– başlıklı 10. madde hükmünün lafzi son derece açık olup davalı —– gönderildiği konusunda herhangi bir şüphe bulunmayan cari hesap özetlerine itiraz edilmemesi sebebiyle anılan hesap özetinin taraflarca— kabul edilmiş sayıldığını, davalı —–Sözleşme süresi boyunca kendisine gönderilen cari hesap özetlerine itiraz etmemesine ek olarak ayrıca davalı— tarafından müvekkil—- gönderilen —- başlıklı mektupta —- borcunun bulunduğunun ikrar edildiğini, müvekkil Şirket yetkilileri ile davalı — yetkilileri arasında yapılan görüşmelerde mevcut ödeme problemlerine bir çözüm üretmek için alternatiflerin değerlendirildiğini ancak davalı—- somut bir çözüm önerisi getirmek yerine ticari faaliyeti kapsamında dahil olduğu projelere ilişkin yaşadığı sorunlardan dem vurması sebebiyle anılan çabaların sonuçsuz kaldığını, ödemelerde meydana gelen sürekli aksaklıklar, davalı— mevcut borçlarına karşılık müvekkili şirket’e teminat vermekten imtina etmesi ve —- tutarındaki borcun yapılandırılmasına yönelik hiçbir somut çözüm önerisi sunulamamasından ötürü müvekkili taraflar arasında—–yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedildiğini, fesih ihbarının tebliğini takiben davalı— vekili tarafından müvekkili—- cevabı ihtarnamesinin keşide edildiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin somut verileri ışığında herhangi bir geçerliliği bulunmayan bir takım gerekçeler ileri sürülerek mevcut cari hesap borcunun kabul edilmediğinin ifade edildiğini, davalı— tümüyle kendi ticari işletmesinin mali durumu ile bağlantısı bulunan bir takım tahsilat problemlerini, bankalar ile yaşamakta oldukları sorunlarını, teklif verip kazanamadığı projeleri öne sürmek suretiyle müvekkili—– olan borcunu ödememek için bir takım mesnetsiz gerekçeleri ileri sürdüğünü, davalı — müvekkili—– tutarındaki cari hesap borcunu ödememesi, ödemek için de herhangi bir girişimde bulunmaması nedeniyle davalı —– aleyhine—- yolu ile icra takibi başlatıldığım, davalı—- anılan takibe hem yetki hem de borç bakımından itiraz ettiğim, İİK m. 154/3 uyarınca müvekkili —– tarafların üzerinde mutabık kaldıkları yetkili icra dairesinde takip başlatmış olup davalının itirazı üzerine davanın aynı maddenin kesin yetki kuralı doğrultusunda açıldığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; davalı —— iflas yoluyla takip dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın kaldırılmasına ve davalı şirketin iflasına karar verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafınca davacı şirket aleyhine ikame edilen menfi tespit ve tazminat istekli —— dava dosyasının bu dava yönünden bekletici mesele yapılmasının gerektiği, HMK’nun 165.maddesi hükmüne göre bu davada hüküm verilebilmesi açılmış olan menfi tespit ve tazminat istekli davanın neticelenmesine bağlı olacağını, dava dilekçesinde taraflar arasında—– tarihinde imzalanan yetkili satıcılık sözleşmesinin izah edildiği ve müvekkilinin borçlu olması sebebiyle sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, delil olarak da taraflar arasındaki yazışmaların gösterildiğini, müvekkilinin temerrüde düştüğünden bahsedildiğini, oysa taraflar arasındaki yazışmalarda tahsilat sorunlarına çözüm aranmış ise de müvekkilinin davacı şirket nezdinde oluşturulan borç kaydının kaynağı tamamen davacı şirketin kendi haksız rekabete dayalı satış politikasının olduğunu, şöyle ki dava ikame edilmeden önce davacı şirkete—– yevmiye no.lu ihtarnamesi keşide edilerek gönderildiği ve müvekkilinin ileri sürülen miktarda borcu bulunmadığının izah edildiği, her şeyden önce davacı tarafın taraflar arasındaki sözleşmenin 15/d bendi uyarınca bayilik ilişkisini önelsiz fesih etmesi ile ilgili koşul oluşmamış durumda olduğunu, davacı şirket sözleşmenin——- hesap özetlerini yetkili satıcıya göndererek itiraz edilmemesi halinde kesinleşmesi koşulunun bulunmasına rağmen taraflar arasındaki ilişkinin başladığı ilk günden bu yana hiçbir hesap özetinin müvekkiline ulaştırılmadığını, hal böyle olunca sözleşmeye aykırı davranan davacının kayıtlarına da itibar edilmesinin hukuken olanaklı olmadığını, yine anılan ihtarnamede bildirdiği üzere taraflar arasındaki ticari ilişkide cari hesap anlaşmasının mevcut bulunduğuna göre 6102 sayılı TTK’nun 89-101.maddeleri arasındaki kuralların uygulanmasının zorunluluğu bulunduğunu, TTK 90/d maddesi hükmüne göre müvekkiline hesap devresi belirlenerek, bu devre sonunda belirlenen bakiye bildiriminin de yapılmadığının kayıtların incelenmesi ile tespit edileceğini, davacı şirket kendisini adeta kredi sözleşmesini kat eden banka gibi görmüş ve sözleşme ile TTK’nun emredici hükümlerine uymaksızın borç tahakkuk ettirip iflas talep ettiğini, bu davanın kabulünün mümkün olmadığını, nitekim müvekkili ile alakalı borç kalemleri incelendiğinde tamamen usulsüz İşlemler neticesinde tahakkuklar yapıldığını, davacı şirketin haksız rekabet yaratacak ve bayiler arasında eşitsizliği doğuracak fiyat politikalarından dolayı düzensiz tutulan kayıtlarda borcun meydana getirildiğinin açık olduğunu, yargılama sırasında bilirkişi incelemesi yapılacağından müvekkiline gönderilen hesap ekstrelerinde———– alakalı olarak müvekkilim şirket aracı gösterilmek suretiyle satış işlemleri yapılmış ise de müvekkiline hiçbir şekilde satış yetkisi tanınmadığım, davacı—– prosedürü uygulayabilmek için müvekkilinin adını dahil etmiş bulunduğunu, yine—- sebebiyle akdedilen sözleşmeye aykırı davranışlar sergilediğini, davacı şirketin bütün borç kalemlerinin esasen kendi insiyatifinde olup, müvekkilini aracı göstermek suretiyle gerçekleştirdiği satışlara ilişkin olduğunu, bu nedenle müvekkilinin davacı şirkete hiçbir borcunun bulunmadığını, haksız rekabet ile ilgili ileri sürülen hususların—– sayılı dava dosyasında görüşülerek karara bağlanacağını, davacı yanın davasını dayandırdığı sözleşmeye sadık kalarak müvekkiline hesap özeti göndermediği ve mutabakat sağlamadığının ispat edilmiş olmasına rağmen nasıl olup da müvekkilinin borç altında bulunduğunun ileri sürüldüğünün anlaşılamadığını, ayrıca icra takibine yetkisiz icra müdürlüğünden girişildiğini,—– takip dosyasında yetki itirazının mevcut olup, iflas davasımn borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yargı çevresinde ikame edilmesi ve takibe aynı yargı çevresinden girişilmesinin yasal bir zorunluluk olduğunu belirterek, öncelikle yetkisiz icra müdürlüğünden takibe girişilmiş olması sebebiyle davanın reddini, bu talebin kabul edilmediği takdirde——- sayıl dava dosyasının bekletici mesele yapılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava,—- kaynaklanan alacaklar için başlatılan iflas yoluyla takibe karşı açılan itirazın kaldırılması ve iflas taleplidir.
Davacı —- tarihinde yetkili satıcılık, aynı tarihte ayrıca ariyet sözleşmesi ve yazılım lisans sözleşmesi aktedildiği sabittir. Davalı şirketin bu sözleşmelerle davacının bayii ve yetkili satıcısı olduğu, —- yılında taraflar arasında ödemelerin gecikmesinden kaynaklı — yılında sorunlar olduğu ve davacının alacağı için—- sayılı dosyasında iflas yoluyla takip başlattığı anlaşılmıştır.
Davaya konu —dosyası uyap üzerinden celp edilerek incelenebilmiştir. Davacının —- toplam alacak üzerinden iflas yoluyla takip başlattığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlu/davalının— tarihli dilekçe ile süresi çinide yetkiye, borca, faize ve ferilerine itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Davalı şirketin—- olup—- olduğu, takibin —– yapıldığı; davalının hem icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesinde hem de bu davaya sunduğu cevap dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği görülmüştür. İİK.nun 154. maddesine göre iflas davasında yetki kamu düzeninden ise de iflas takibinin yapıldığı icra müdürlüğü bakımından kesin yetki söz konusu değildir. Taraflar arasında aktedilen sözleşmede—- mahkemeleri ve icra daireleri yetkili kılınmıştır. Bu bakımdan iflas yoluyla takibin —-icra müdürlüklerinde yapılmış olması usulsüz değildir. Öte yandan taraflar, yetki sözleşmesi ile iflas davasına bakacak mahkemenin yetkisini belirleyemez.(İİK. 154/3) İflası istenen davalı şirketin şirket merkezinin bulunduğu yer Ticaret Mahkemesinde bu davanın görülmesi zorunlu olup, İİK’nun 154/son maddesine göre mahkememizin de yetkili olduğu açıktır.
İflas avansı yatırılmış, diğer dava şartlarının da mevcut olduğu görülmüş, davanın esasına girilmiştir.
Tarafların gösterdikleri tanıklar dinlenmiş, bilirkişi heyeti marifetiyle tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmıştır. Bilirkişiler, —- tarihli raporunda davacının, mail yazışmalarında belirttiği davalı tarafından yapılması gereken ödemelerdeki gecikmelerden dolayı — yevmiye nolu ihtarnamesiyle feshettiğini, incelenen davacı şirket kayıtlarına göre davacının davalıdan —– no.lu hesaptan —- Toplamda takip tarihi itibariyle—- alacaklı olduğunu, incelenen davalı şirket ticari defter kayıtlarına göre davalının davacıdan takip tarihi itibariyle— tutarında borçlu gözüktüğü, davacının, dava konusu— takibinde asıl alacak miktarı olarak— işlemiş faiz alacağı olarak da—- talep ettiği, konu alacak için işlemiş faiz tutarının—- olarak hesaplandığı, mahkeme tarafından — tarihinde depo kararına hükmedilmesi durumunda — tarihindeki alacak toplamının– olarak hesaplandığını, — tarihinden sonraki her gün için—- faiz işleyeceğini mütalaa etmişlerdir. Bilirkişi —– tarihli ek raporunda da kök rapordaki tespitlerini tekrarlamışlardır.
Bilirkişi raporlarının usul ve yasaya uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, olayın oluşuna uygun olduğu anlaşılarak itibar edilmiştir.
Davalının rapora itirazı, davacının bayilik sözleşmesini haksız yere hiç bir ihtar olmadan usulsüz şekilde feshettiği, ödenmemiş çekinin, protesto çekilmiş senedinin olmadığı, ödemelerin gecikmesinin dava dışı şirketlerin ödemelerini geç yapmasından kaynaklandığı iddiasına dayalıdır.
Davacı ise senet protesto metninin dilekçe ekinde sunarak rapor doğrultusunda davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı tarafından, davacı—- dava dosyasından da kısaca bahsetmek gerekir. Davalı, menfi tespit ve tazminat talepli dava açmıştır. Ancak dava takip edilmemiş —– tarihinde işlemden kaldırılmış, süresi içinde de yenilenmemiş, açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Özetle; tarafların ticari defter ve kayıtlarından da anlaşılacağı üzere davacının kendi defterlerine göre — alacaklı olduğu; borçlunun defterlerine göre davacıya —- borçlu göründüğü sabittir. Yine taraflar arasındaki yazışmalara göre ödemelerde gecikme olması nedeniyle davacı şirketin davalıyı uyardığı, davalının da ——- işi nedeniyle dava dışı şirketlerin ödemelerinde gecikmesi nedeniyle kendilerinin ödemelerinin de geciktiğine dair cevabi yazı yazdıkları görülmüştür. Davalının başka şirketlerle yaptığı sözleşmelerde alacaklarını tahsil edememiş olması, eldeki davada davacı yönünden dinlenebilir haklı bir sebep sayılamaz. Bu nedenle davacının takipte talep ettiği tutar kadar alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır. Yapılan işlemiş faiz oranı ve depo emrine esas alacağın hesabı da mahkememizce denetlenerek usule uygun görülmüştür. Davalının rapora itirazlarına da itibar etmek mümkün olmamıştır.
Bu nedenle, davalının yeni bir bilirkişiden rapor alınması talepleri yerinde görülmemiş, itirazın kesin kaldırılması, ilanların yaptırılmasına karar verilmiş, — tarihli celsede depo emri çıkarılmıştır. Depo emri, —– tarihinde tebliğ edilmiş, yedi günlük yasal sürede davalının depo emrine esas tutarı mahkememiz veznesine yatırmadığı anlaşılmış olup,aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1—– sicil no ile kayıtlı —- İİK nın 156/3,158/2 maddeleri gereği İFLASINA,
2-İflasın — günü — itibariyle açılmasına,
3-İflas kararının derhal——yazı ile bildirilmesine,
4-İflas avansının derhal —- aktarılmasına,
5- Alınması gerekli 32.521,67TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 5.565,48 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 26.956,19TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40TL başvurma harcı, 5.565,48TL peşin harcın toplamı olan 5.596,88 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 2.503,30TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
10- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 40.854,47TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 10 günlük süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 13/01/2021