Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/926 E. 2021/825 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/926 Esas
KARAR NO : 2021/825
DAVA : İstirdat (Bankacılık İşleminden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/08/2017
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Bankacılık İşleminden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı banka’nın ——kredi kullandığını, bu kredinin teminatı olarak malik olunan taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiğini, ayrıca bir kısmı borç için bono imzalatıldığını, —— ödendiğini, ancak senet üzerinden sanki hiç ödeme yapılmamış gibi takibe geçildiğini, ödenen taksitlerin mahsup edilmediğini, iki kamyonlarının yakalanarak bağlandığını, olmayan borcun tahsil edildiğini, toplamda —- ödeme yapıldığını, geciken sadece bir veya iki taksit olmasına rağmen———– vadesi gelmemiş taksitlerin tahsil edildiğini, kredi sözleşmelerinin delil olduğunu, tarafların delil sözleşmesi dışında hiçbir vasıta ile iddialarını ispat edemeyeceklerini, borcu olmadığı halde tüm dosya borcunun yatırılmak zorunda kalındığını, fazladan yatırılan tutarın iadesi gerektiğini iddia ederek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik ———– avans faizi ile iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —- kullanılan kredinin geri ödemesinin yapılmaması nedeniyle alacağın tazmini amacıyla tevdi edilen bono ile kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibine geçildiğini, hesap kat ihtarnamelerinin davacıya tebliğ edildiğini, borcun ödenmediğini, bunun üzerine takibe geçildiğini, takip başladıktan sonra borcun ödendiğini, kamyonların taraflarınca bağlanmadığını, yapılacak incelemede fazla tahsilat yapılıp yapılmadığının meydana çıkacağını, ödenmesi gereken tutarın kayıtlarda mevcut olduğunu, takibe geçilen bononun TTK uyarınca aranan tüm şekil şartlarına haiz olduğunu, çekilen kredinin kabul edildiğini, haksız para talep edilmediğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; hukuki niteliği itibariyle; davacının davalı bankadan kullanmış olduğu kredi nedeniyle oluşan taksit borçlarının bir kısmının ödenmemesi nedeniyle, bankanın elinde bulunan ve davacının keşidesi olduğu bononun icra takibine konulması ve davacı tarafından haciz tehdidi altında yapılan fazla ödemenin iadesine ilişkin istirdat davasıdır.
Tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış dosya bankacılık alanında uzman bilirkişiye tevdi edilerek —— tarihli bilirkişi raporu dosyaya alınmıştır. Raporda özetle; davacının kullanmış olduğu krediden dolayı — asıl alacak, takip tarihi olan —– tarihinden ödeme tarihi olan —- tarihleri arası — temerrüt faizi, toplam —– avukatlık ücreti — olmak üzere toplam — borcunun bulunduğu, davacının ——ödeme yaptığı, bu tespitlere göre davacının fazla ödeme yapmadığının tespit edildiği rapor edilmiştir.
İtirazlar üzerine alınan ——– tarihli ek raporda da, kök rapordaki tespitlerin doğru olduğu ve aynı görüşün korunduğu rapor edilmiştir.
Davacı tarafın itirazları üzerine dosya yeni bir bankacı bilirkişiye tevdi edilerek —— bilirkişi raporu alınmıştır. Raporda özetle; davacının davalı bankadan kullandığı kredilerin ödenmesi hususunda sorunlar yaşadığı, bankanın iki adet ihtarname keşide ettiği, kredi kartı için keşide ettiği ihtarnamede hesabı kat ettiğini belirtmediği, dolayısıyla muacceliyetin takip tarihinde oluştuğu, temerrüdün ise sadece son ödeme tarihinde ödenmeyen asgari tutarlar için oluştuğu, ——– keşide ettiği ihtarnamenin ise adresin yanlış oluşu nedeniyle tebliğ edilemediğinin anlaşıldığı, muacceliyetin hesabın kat edilmesi nedeniyle kat tarihinde oluştuğu, temerrüdün ise vadesi gelip ödenmeyen taksitlerin anaparaları için oluştuğu, bakiye tutarlar için oluşmadığı, yapılan hesaplamalar sonucunda bono vadesine kadar davacı müşteri borcunun —- faiz olmak üzere toplam —- olduğu, takip tarihini— olduğu, bu tarihi kadar bono vadesinden sonra ——– hesaplandığı, davalı bankanın haricen davacıdan tahsilat yaptığı ve banka alacağının kalmadığını belirterek haricen tahsil harcını yatırdığının belirlendiği, ancak takip tarihi itibariyle kapak hesabına esas alınması gereken tutarın —– —- tahsil edilmesi gereken — asıl alacak ve—işlemiş faiz olmak toplam —olduğu, davacının takip tarihinden sonra —— ödeme yaptığı, bu tutarında icra kapak hesabında dikkate alınması gerektiği, alacağın haricen tahsil edilmesi nedeniyle davalı tarafından —–haricen tahsil harcı ödendiği rapor edilmiştir.
Her iki rapor arasında oluşan çelişkinin giderilmesi için dosya başka bir bilirkişiye tevdi edilerek — tarihli — bilirkişi raporu alınmıştır. Raporda özetle; davacının davalı bankadan iki farklı bankacılık ürünü kullandığı, taksitleri ödemede gecikmeler olduğu, davalı tarafından — adet ihtarname gönderildiği, davalı bankanın ———–dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takip başlattığı, davacının kullanmış olduğu krediler dikkate alınarak ve takip talebi ile bağlı olarak banka alacağının,—– asıl alacak, asıl alacak üzerinden takip tarihinden ödeme tarihine kadar — reeskont faiz miktarı olan — faizin —- alacağının olduğunun tespit edildiği, davacının — tarihinde ——- ödeme yaptığı, yapılan hesaplamalara göre ödeme tarihinde banka alacağının — olduğu, hesaplanan bu tutara avukatlık ücreti, harç bedeli, tahsil harcı tutarının eklenmediği, bu tutarlarında eklenmesi gerektiği rapor edilmiştir.
——- bilirkişi raporu doğrultusunda, avukatlık ücreti, tahsil harcı, başvurma harcı vs. Konularında hesaplama yapılması için dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilerek ——– tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Raporda özetle; dosya kapak hesabının 2 seçenekli olarak hazırlandığı, “a” seçeneğinde tahsil harcı ve vekalet ücreti hesaplamasında takipte kesinleşen tutarın dikkate alındığı, “b” seçeneğinde ise; tahsil harcı ve vekalet ücreti hesaplamasında bilirkişi tarafından belirlenen değerlerin dikkate alındığını, “a” seçeneğine göre yapılan hesaplamada davacının istirdat talebin —–olacağı, “b” seçeneğine göre yapılan hesaplamada ise; davacının istirdat talebinin —- olacağı rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının tarafından davalı bankaya ticari kredi ve kredi kartı kullanımından dolayı borcunun bulunduğu, borcun taksitler halinde ödendiği, ancak davacı tarafından bir kısım taksitlerin ödenmediği, bunun üzerine davalı banka tarafından alınan bononun icra takibine konu edildiği, haciz tehdidi altında davacının ödeme yaptığı konusunda uyuşmazlık olmadığı tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının haciz tehdidi altında bankaya olan borcundan fazla borç ödeyip ödemediği noktasındadır. Davacının bu iddiasının değerlendirilmesi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, birinci ve ikinci bilirkişi raporları arasında çelişki olması nedeniyle çelişkinin giderilmesi için üçüncü bilirkişi raporu alınmıştır. Hükme esas alınan —– bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere; davacının davalı bankaya asıl alacak borcunun — olduğu, bu tutar üzerinden takip başlatılmış olması halinde ödeme tarihine kadar bu tutara —- faiz işleyecek olduğu, bu faizinde—olacağı toplam borcun — olacağı belirlenmiştir. Buna rağmen davalı banka tarafından — işlemiş faiz,—komisyon olmak üzere ——üzerinden takip başlatılmıştır. Davalı bankanın alacağından fazla miktar göstererek takip başlattığı ve bu fazla miktar üzerinden yapılan kapak hesabına göre davalıdan haricen ödeme aldığı anlaşılmıştır. Davalı bankanın gerçekte olan alacağı üzerinden takip başlatmış olması halinde, takibin ferileri niteliğinde olan avukatlık ücreti, harçlar vs. oluşan kapak hesabının ne kadar olacağı mali müşavir bilirkişi tarafından hesaplanmıştır. Davacının ödemesi gereken borç; asıl borç ve buna ilişin borcun ferileridir. ———– tarihli bilirkişi raporu “b” seçeneğinde belirlenen; tahsil harcı ve vekalet ücreti hesaplamasında bankacı bilirkişi tarafından belirlenen değerlerin dikkate alındığı hesaplama dikkate alınmıştır. Çünkü davacının sorumluluğu; davalı banka gerçek alacağı üzerinden takip başlatmış olsaydı ne kadar ödeme yapmak zorunda kalacak ise o kadardır. Buna ilişkin yapılan bilirkişi tespiti dikkate alınarak, davacı tarafından fazladan ödeme yapıldığı tespit edilen——- itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesinin 5.fıkrasına göre; “Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.’’ Kötüniyet tazminatı, takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Anılan Yasa hükmüne göre, alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi açıkça, takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. —— uygulamasına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı, kötüniyetli kabul edilir. Açıklanan bu yasal durum ve ilke çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde davalı banka kendi kayıtlarına göre davacının ne kadar borçlu olduğunu bilebilecek durumdadır. Buna rağmen alacağından fazlasına ilişkin takip başlatmakta kötüniyelidir. Bu nedenle davalının alacağından fazlasına ilişkin miktar yönünden %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, ———- tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin tüm taleplerinin reddine,
2-Kabul edilen 36.476,35 TL üzerinden hesaplanacak %20 kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 2.491,70-TL harçtan davacı tarafından yatırılan 1.707,75-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 783,95-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 1.707,75-TL peşin harcın toplamı olan 1.739,15-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 2.576,50-TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan 939,90 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından harcanan 500-TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan 317,62-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 5.471,45-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 9.058,07-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde——– Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/06/2021