Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/921 E. 2021/18 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/921 Esas
KARAR NO : 2021/18 Karar
DAVA : Maddi tazminat (Haksız Fiilden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/08/2017
KARAR TARİHİ : 12/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Borçtan Kurtulma Davası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- tarihinde, davacının sigortalısı dava dışı —sürücüsü ve sahibi olduğu — plakalı araç ile davalıların sürücüsü, sahibi ve— oldukları —– aracın kazaya karıştığı , sürücü—- kazanın meydana gelmesinde % 100 kusurlu olduğu, —-plakalı aracın hasar tutarının —- olduğu, ancak —– tarihinde sigortalıya —– ödenerek ibraname alındığı; davalı—- şirketinden hasar tutarının talep edildiği ancak ödenmediği açıklanarak; fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla—- plakalı araç için—- tarihinden ödenen —- tutarının —- ödeme tarihi olan —- temerrüt tarihi ——mevduatına uygulanan en yüksek faiz ile müştereken ve müteselsilen tahsili,——- plakalı aracın kaydına ihtiyati haciz konulmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep edilmiştir.
Davalı—- cevap dilekçesinde özetle;—- plakalı aracın davalı—- kiralandığını, aracın —– davalı sigorta tarafından yapıldığını, müvekkilinin araçla seyir halinde iken kaza —- işaretlerinin çalışmaması sebebiyle kontrollü bir şekilde ışıklardan geçerken hızlı ve kontrolsüz bir şekilde bulunan diğer yabancı plakalı araçla çarpıştığını, davacı hasarının karşılanmasında —- sorumlu olduğunu, iş bu davanın araç sahibi ile sigorta şirketine yönlendirilmesi gerektiği, husumet itirazlarının bulunduğu açıklanarak davanın reddi, masraf ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı — dilekçesinde özetle; kazaya karışan — plakalı aracın kaza anında dava dışı —- kiralanmış olduğu için işleten olmadıkları ve tazminatın sorumluluklarının olmadığını, dava dışı şirketle yapılan sözleşme uyarınca da araç işleteninin aracı kiralayan bu dava dışı şirket olduğunu, davanın bu şirkete ihbarını, davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı— dilekçesinde özetle ; Kazaya karışan—- teminatları altında ve limitinin —- olduğu; kusur ve zararı bilirkişinin belirlemesi gerektiği, aracın kaza sonrasında yurt dışına döndüğünün dikkate alınarak dava konusu kaza ile ilgili olmayan hasarlar varsa ayıklanması gerektiği, kaza ile illiyet bağı bulunan zararların belirlenmesi gerektiğini, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, —- tarihinde meydana — dolayısıyla —– meydana gelen hasar dolayısıyla sigortalıya ödenen paranın rücu, kazaya karışan tarafların kusur ve sorumluluk durumları, hasar tutarı, davalılardan bu tutarın tahsilinin mümkün olup olmadığına ilişkin olduğu belirlendi.
Mahkemenin —- tarihli ara kararı ile davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosya konusunda uzman Makine Mühendisi bilirkişiye verilerek, kazaya karışan tarafların kusur durumları ve zararı hesaplanması yönünden rapor alınmıştır. —- plakalı —– kavşaklara yaklaşırken yavaşlamadığı,—- geçiş önceliği kuralına uymadığı; tali yoldan ana yola katılan ve dönüş yapan aracın sürücüsü olduğu halde doğru geçen —- yol vermediği ve çarpıştığı için Karayolları Trafik Kanunun 52/a, 57/b, 84/h ve KTK 101/a, 109/b/5-8, 157/a/8 maddelerinde açıklanan kusurları işlediği; kazanın meydana gelmesinde asli ve % 100 kusurlu olduğu; sürücü —— ile kavşakta normal ileri yönde seyrederken kavşaklarda geçiş önceliği kuralına uymayan — plakalı —– ile kazaya karıştığı için kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı; davalı —– sahibi olduğu ancak Karayolları Trafik Kanunun 3 maddesine göre işleten olmadığı için 85 maddesine göre de işletenin yüklendiği sorumluluğunun olmadığı; tazminata konu—- adına tescilli hususi otomobilin hasar tutarının—- olduğu ve sahibi —- tarihinde servise ödendiği; Ancak davacı — tarafından—- ödendiği ve talep edildiği; Davalı —- plakalı aracın — tarihleri arasında kazanın meydana geldiği —- tarihini de kapsayacak şekilde sigorta teminatı altında ve kaza tarihinde maddi teminat limitinin —- olduğu,— —- gereğince mağdur aracın hasar tutarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sigorta teminatı altında olduğu; Davacı tarafından —— mevduat faizin talep edilebileceği;—- mevduatlar için en yüksek yıllık— ödenme tarihi —- temerrüt tarihi olan—– itibariyle talep edilebileceği; şeklinde raporunu sunmuştur.
Mahkememiz —- tarihli ara kararıyla; dosyanın Mali Müşavir bilirkişiye tevdii edilerek, davalı——- kayıtları incelenmek suretiyle dava konusu aracın dava dışı şirkete kiralanıp kiralanmadığı hususunda rapor düzenlenmesine karar verilmiştir. Mali Müşavir bilirkişi Raporunda; Davalı—– senesi ticari defterleri e-defter yöntemi ile tutulmuş olup, envanter defterin de noter açılış tasdiki süresinde yerine getirilmiştir. Mali yönden taraf lehine delil niteliğine haiz olduğu, Davaya konu — plakalı vasıtanın, — tarafından —- firmasına kiralanmış olduğu, kazanın olduğu — tarihinde de kiranın devam ettiği ve sunulan verilerden —– tarihine kadar muavin dökümünde faturaların yer aldığı tespit edilmektedir, şeklinde raporunu sunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki uyuşmazlık,—- tarihinde meydana gelen trafik kazası dolayısıyla davacı tarafça sigortalanan —–plakalı araçta meydana gelen hasar dolayısıyla sigortalıya ödenen paranın rücuen tahsili, kazaya karışan tarafların kusur ve sorumluluk durumları, hasar tutarı, davalılardan bu tutarın tahsilinin mümkün olup olmadığına noktalarında bulunmaktadır.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmakla Mahkememizce de hükme esas alınmıştır. Bilirkişi tespitine göre —- tarihinde meydana gelen trafik kazasında; davalı sürücü— yönetimindeki —- plakalı otomobili ile kavşaklara yaklaşırken yavaşlamadığı, —- geçiş önceliği kuralına uymadığı; tali yoldan ana yola katılan ve dönüş yapan aracın sürücüsü olduğu halde doğru geçen—- yol vermediği ve çarpıştığı için Karayolları Trafik Kanunun 52/a, 57/b, 84/h ve KTK 101/a, 109/b/5-8, 157/a/8 maddelerinde açıklanan kusurları işlediği; kazanın meydana gelmesinde asli ve % 100 kusurlu olduğu; sürücü—– ile kavşakta normal ileri yönde seyrederken kavşaklarda geçiş önceliği kuralına uymayan —– plakalı otomobil ile kazaya karıştığı için kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı, tespit edilmiş Mahkememizce de bu tespit yerinde bulunmuştur.
Yine bilirkişi tespiti ile davacı tarafça sigortalanan araçta kaza dolayısıyla— hasar oluştuğu, belirtilmiştir. Söz konusu hasara ilişkin olarak davacı tarafça—– tarihinde ödenmekle ve araç sahibinden ibraname alınmakla davacı sigorta zarar gören sigortalının haklarına halef olmuş olup bu zararı zarara sebebiyet verenlerden talep etme hakkına sahip bulunmaktadır.
Söz konusu zarardan davalı araç sürücüsü, —- plakalı aracın işleteni ve aracı kaza dönemini kapsar şekilde sigortalayan sigorta davalı şirketi sorumlu bulunmaktadır.
Davalı — Dava konusu aracın kaza anında —- kiralandığını kendisinin kaza tarihinde araç işleteni olmadığını savunmuştur.
Konuya ilişkin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun “Tanımlar” başlıklı 3.maddesinde, “İşleten; Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görünen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufta bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklindedir.
2918 sayılı KTK’nın hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı Yasa’nın Aynı Kanun’un 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde, artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da ——- gerekecektir. Kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması, ayrıca bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması gerekmektedir.
Davalı —- cevap dilekçesi ekinde sunulan —- ve davalının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede kaza tarihini de kapsar şekilde aracın uzun süreli olarak——kiralandığı buna ilişkin eski tarihli faturaların bulunduğu tespit edilmiştir. Belirtilen sebeple davalı— kaza anında işleten sıfatının bulunmadığı, oluşan zarardan 2918 sayılı Kanun kapsamında sorumluluğunun bulunmadığı, bu davalı hakkında açılan davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Bununla birlikte davacı tarafın taraflar arasındaki iç ilişkiyi bilebilecek durumda bulunmadığı davayı kayıt malikine açtığı, bu hususta bir kusurunun bulunmadığı değerlendirilerek bu davalı hakkında açılan davanın husumet yönünden reddi dolayısıyla davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekti sonucuna varılmıştır.——-
Ayrıca olay tarihini kapsayan geçerli bir —– mevcut olup işletenin işletenlik sıfatının kalkması—– geçerliliğini ortadan kaldırmayacağından ve—- poliçe nedeni ile davalı sigortanın sorumluluğu devam edeceğinden davalı sigortanın oluşan zarardan sorumluluğunun bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Belirtilen sebeplerle dava dava konusu — hasar bedelinin davalı — ödeme tarihi olan — tarihinden, diğer davalı— düşürülme tarihi olan —tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca—— açılmış bir yıl vadeli mevduata uyguladığı en yüksek faizi oranında işleyecek faizi ile tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı — hakkında açılan davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
2-Diğer davalılar hakkında açılan DAVANUN KABULÜNE;– hasar tazminatının davalı— tarihinden, diğer davalı sigortadan —- tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca—– için açılmış bir yıl vadeli mevduata uyguladığı en yüksek faizi oranında işleyecek faizi ile tahsili ile davacıya verilmesine,
3- Alınması gerekli 562,12- TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 140,54- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 421,58- TL’nin davalılar—- tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40- TL. başvurma harcı, 140,54- TL peşin harcın toplamı olan 171,94- TL’nin davalılar — davalı—- alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.062,00 TL yargılama giderlerinin davalılar —– alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı —– tarafından sarf edilen yargılama giderinin bu davalı üzerinde bırakılmasına,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 4.080,00- TL vekalet ücretinin davalılar—- alınarak davacıya verilmesine,
8-Karar gerekçesinde belirtilen sebeple Davalı —– yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/01/2021