Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/887 E. 2020/94 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/887 Esas
KARAR NO: 2020/94
DAVA : İtirazın İptali (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/08/2017
KARAR TARİHİ: 29/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında——— tarihinden bu yana gümrük müşavirliği hizmeti şeklinde bir ticari ilişkinin bulunduğunu, anılan ilişki çerçevesinde davalı şirketin davacının ithalat ve ihracat işlemlerinde tam gümrük müşavirliği hizmeti verdiğini, taraflar arasındaki ilişkinin ——– tarihinde aksamaya başladığını, ——- tarihinde —— TL,—- tarihinde —–TL, ——- tarihinde —— TL olmak üzere toplam ———– TL’nin davalı tarafından gümrük müdürlüğünde bulunan henüz işlemleri tamamlanmamış eşyaların ithalat işlemlerinde kullanılmak üzere talep edildiğini ve bu tutarın davalıya gönderildiğini, akabinde işe konu malların zarar görmemesi amacıyla davalının tüm taleplerinin yerine getirilmeye devam edildiğini,—- tarihinde ——– TL, —— tarihinde —— TL, ——– tarihinde ——- TL olmak üzere toplam——– TL daha davalı tarafından tahsil edildiğini, taraflar arasındaki cari hesaba göre —– tarihinde ——- TL tutarında davalının davacıya borçlu olduğunu ve bu tarihte taraflar arasında anılan borca ilişkin yazılı mutabakat yapıldığını, —– tarihinde ise ———- TL davalının borçlu olduğu yönünde yazılı mutabakat yapıldığını, davalının borcunu yazılı olarak ikrar ettiğini ancak açıkça ödemeyeceğini beyan ettiğini, tüm bu olayların akabinde davacının başka bir gümrük müşavirliği şirketiyle anlaşmak zorunda kaldığını, davacının alacağının tahsili talebiyle ————- İcra Müdürlüğünün ————— E sayılı dosyasıyla ilamsız takip başlattığını, davalmm haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu, davacının alacağını yazılı belgelerle ispatladığını ancak davalının takibe itiraz ederken hiçbir gerekçe sunmadığını davalının mal kaçırma şüphesi bulunduğundan davacının muhtemel zararının önlenebilmesi amacıyla davalının menkul ve/veya gayrimenkul mallarının üçüncü kişilere devrini önlemek maksadıyla ihtiyati tedbir karar verilmesini, davalı borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar taraflar arasındaki cari hesap ilişkisini gösterir mutabakat mektuplarının hukuki sonuç doğuracağı tartışmasız olsa da, davacı tarafından delil olarak gösterilen mutabakat mektuplarındaki imzanın davalı şirketin %100 hisse sahibi olan yetkilisi ———— ait olmadığını, dolayısıyla mutabakatlıdaki borç ikrarının davalıyı bağlamadığını, anılan belgeleri düzenleyen ve imzalayan kişilerin bu yetkiye sahip olup olmadığını değerlendirme yükünün basiretli bir tacir gibi davranma zorunluluğu bulunan davacının omuzlarında olduğunu, davalının sayısız talebine rağmen davacının senelerce mutabakat düzenlemeyi kabul etmediğini, davalının sunduğum tüm hizmetlere ilişkin belgelendirilebilir harcamalarını davacıyla paylaştığını, ancak hesap mutabakatı talep ettiğinde hiçbir karşılık alamadığını, davacının şimdiye kadar davalı tarafından sunulan hizmetten hiçbir şikayeti olmadığını, ayrıca davalının sözleşmeye aykırı hareket ettiği varsayımında dahi davacının bu davranışlara uzun süre ses çıkarmayarak ve hesap mutabakatını imzalamayı da reddederek davranışları örtülü bir şekilde kabul ettiğini, davalının malvarlığı dahilinde hiçbir gayrimenkul bulunmadığını, hacizli bir araç bulunduğunu, dolayısıyla davalının mal kaçırma gibi bir olasılığının bulunmadığını, ayrıca davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını beyan ederek davanın reddi ile ihtiyati tedbir talebinin de reddi ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, tacirler arasında hizmet ilişkisine dayalı cari hesap bakiyesinden kalan alacak için başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davacı, davalıya cari hesap şeklinde muhtelif tarihlerde ödemede bulunduğunu, davalının gümrük işleri hizmeti sunduğunu, ancak süreçi içinde hizmet almadan ödemelerde bulunduğunu, buna ilişkin cari hesap dökümünü çıkararak hesap mutabakatı yolladığını, davalının mutabkataı imzalayarak gönderdiğini ancak ödeme yapılmaması üzerine icra takibi başlattıklarını, takibe itirazın kötüniyetli olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf ise, icra takibine itiraz ederken, borcu olmadığını beyanla itiraz etmiştir. Keza cevap dilekçesinde de mutabakatı kabul etmedklerini, imzanın tek yetkilileri olan —————- ait olmadığını, verilen hizmetin bedeli olarak davacının ödeme yaptığını, bu zamana kadar hizmete ilişkin bir itiraz veya şikayette bulunmadığını, icra takibinni haksız olduğunu beyanla davanın reddi ile %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa duruşmada mutabakattaki imzanın kime ait olduğu hususu sorulduğunda, imzanın muhasebe elemanına ait olduğunu, şirket yetkilisinin olmadığını beyan etmiş, davacının yaptığı ödemelerin hizmet bedeli gereği olduğunu tekrarlamıştır.
Dosyamız arasına alınan————-İcra Müdürlüğü’nün —————- esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin ——– tarihinde takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı/borçluya ——– tarihinde tebliğ edildiği, davalının süresinde ——- tarihinde takibe, borca, faize, ferilerine itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır. Eldeki itirazın iptali davası da süresi içinde ———– tarihinde açılmıştır.
Tarafların her ikisinin de tacir olması ve TTK.nun 64 vd maddeleri kapsamında defter tutma yükümlülüklerinin bulunması karşısında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti ——— tarihli raporunda davalının mutabakat metnindeki imzanın yetkilisine ait olmadığını ileri sürmesi karşısında davacının mutabakat metni ile davasını ispat edemeyeceği, ancak davalının hizmeti verdiğin için ücreti aldığını ileri sürdüğüne göre, davacıya verdiği hizmeti gösteren delil ve belgeleri de sunmayarak, verdiğini ileri sürdüğü hizmeti verdiğini ispatlayamadığını, defterlerini ibraz etmediğini, bu durumda davacının ticari defterleri ile ortaya konan miktarda davacının alacaklı olduğunu mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, olayın oluşuna uygun olduğu anlaşılarak itibar edilmiştir.
Somut olayda tartışılması gereken husus iki tacir arasında cari hesap ilişkisinden kaynaklanan borçta mutabakat metninin geçerliliği, ispat yükünün kimde olduğudur.
Taraflar bir cari hesap sonucunda mutabık olmuşlarsa, kural olarak alacaklının takipte haklı olduğu karineten kabul edilir. Eldeki davada davalı şirket, tek ortağı ve tek yetkilisinin ——— olduğunu ileri sürmüş, buna ilişkin ——– kaydı da davalının bu iddasının doğruluğunu ortaya koymuştur. Nitekim davacı tarafın da imzanın davalı şirket yetkilisine ait olduğuna dair bir beyanı yoktur. Öte yandan davalı vekilinin, mutakabat metnindeki imzayı muhasebe elamanlarının attığını beyan etmesine rağmen, davacıya bu durumu bildirerek itiraz ettiğini veya muhasebe elemanın iş aktini feshettiğini veya başka bir çözüm yoluna gittiğini, bu mutabakatı zımnen de olsa kabul etmediğini ortaya koyan bir beyanı ne eldeki dosyada ne de icra dosyasında yoktur.
Davacının alacaklı olduğunu idida ettiği husus kendisi tarafından ifa edilen bir mal veya hizmetin tesliminden doğmamıştır. Bu nedenle davacıdan irsaliye, teslim tutanağı gibi belgelerle alacağını ispatlaması beklenemez. Cari hesap ilişkisinde en önemli husus, iki tarafın defterlerini mukayese edebilmektir. Ne var ki davalı ticari defter ve kayıtlarını da ibraz etmeyerek bu mukayesenin yapılmasına da imkan vermemiştir.
Eldeki belge, bilgi ve olayın oluşuna göre, usulüne uygun tutulan davacı tarafın ticari defterlerinin davacı lehine delil teşkil ettiği de nazara alınarak, davacının davasında haklı olduğu anlaşılmış, itirazın iptaline karar verilmiştir.
İcra takibinde asıl alacak ve işlemiş faiz talep edilmiş ise de eldeki davada davacı asıl alacak üzerinden davasını harçlandırmış, bir diğer deyişle işlemiş faize yapılan itiraz yönünden itirazın iptali talebinde bulunmamıştır. Bu nedenle asıl alacak yönünden inceleme yapılmakla yetinilmiş, temerrüt hususu mahkememizce tartışılmamıştır.
Alacak likit olup, ödemeler dekontlarla likit olarak ortaya konulmuş olduğundan alacağın %20 si oranında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE;
1————- İcra Müdürlüğünün ——–esas sayılı takip dosyasında davalı tarafça yapılan İTİRAZIN İPTALİ ile takibin ———- TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA;
2-Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine;
3-Alınması gerekli 61.646,47TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 10.818,60 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 50.827,87 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40 TL. başvurma harcı, 10.818,60 TL peşin harcın toplamı olan 10.850,00TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 3.112,00TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılmasına,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 62.172,58TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 29/01/2020