Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/881 E. 2021/1168 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/881 Esas
KARAR NO: 2021/1168
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 14/08/2017
KARAR TARİHİ: 02/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin —- tarihinde —- —– girişinde kendisine dur ikaz levhasının anlamına uygun olarak durması, kavşağa diğer kollardan yaklaşan ve giren diğer araçlar olup olmadığını kontrol ettikten ve ana yoldan gelen ve kavşağa yaklaşan araçlara ilk geçiş hakkını vermesi gerekirken bu kurallara uymadan seyir hızı ile kavşağa girmesi ile, sağından —— plakalı aracın ön kısmı ile çarpıştıktan sonra ileriye doğru savrularak —- çarparak kaldırım üzerinde durduğunu, —- Kanunu’nda belirtilen trafik işaret levhalarına uyma, kavşaklara yaklaşırken hız düşürme ve ana yoldan gelen araçlara geçiş hakkı tanıma kurallarını ihlal ettiğini, kaza sonucu, —– vefat ettiğini, kazanın ardından —- tarafından trafik kazası sonucu desteğinin ölümü sebebiyle müvekkil şirketin de davalı olduğu — maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, yargılama sonunda —- numaralı ilamla davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, yapılan yargılamalar üzerine dava dışı mağdur — tarafından müvekkil şirket aleyhine — dosya ile ilama dayalı icra takibi başlatıldığını, bunun üzerine mağdur tarafa— tutarında ödeme yapıldığını, –plakalı aracın —- ödendiğini, bakiye tutarın ödenmediğini, bakiye tutarın tahsili için davalı-borçlu aleyhine —- takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun takibe itiraz ettiğini ve icra takibini durdurduğunu, davalı-borçlunun icra takibine yaptığı itirazın haksız olduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına ve takibe konu alacak miktarı likit bir alacak olduğundan haksız itiraz eden davalı-borçlunun alacak miktarının %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ——– tarihinde ödendiğini, bakiye bir sorumlulukları kalmadığını, açılan iş bu davanın reddini talep ettiklerini, davanın reddine karar verilmesini, müvekkil şirketin temerrüde düşmediğini, ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili şirket aleyhine vekalet ücreti, yargılama giderleri ve faize karar verilmemesini talep ettiklerini, aleyhe hüküm kurulması halinde ise poliçe limiti ve sigortalının kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulması gerekliliğine, reddedilen kısım için ise yargılama ücreti ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle —- tarihinde dava dışı sürücü — sevk ve idaresindeki — plakalı araç ile dava dışı sürücülerin sevk ve idaresindeki—- plakalı araçta yolcu konumunda bulunan — vefatı üzerine, destekleri tarafından davacı aleyhine açılan — dosyasında verilen kararın —- dosyasında takibe konulması üzerine davacının yaptığı—- tutarında ödemenin kusuru oranında davalıdan rücuen tahsili istemli başlatılan—— icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş, incelenen icra dosyasında ödeme emrinin —- tarihinde davalı sigorta şirketine tebliğ edildiği, davalı şirket tarafından — tarihinde süresinde borca itiraz edildiği anlaşılmıştır. Mahkememizce —- dosyası celp edilmiş, mahkemece verilen kararın — onandığı anlaşılmıştır. —– plakalı aracın kaza tarihini kapsar sigortacısı olduğu anlaşılmıştır. — tamamlandıktan sonra aktüerya uzmanından rapor alınmıştır. Bilirkişinin — tarihli raporunda özetle: “Davalı tarafından davaya konu —- dosyasına yapılan itirazın yerinde olduğu, davacının davalıdan bakiye alacak tutarı olan —- bedeli talep edebileceği, bu tutara —– tarihinden itibaren yasal faiz işletilebileceği” içeriğinde raporunu Mahkememize sunmuştur. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, alınan raporda bir takım hesaplama hataları olduğu ve kapak hesabının yansıtılmadığı, faiz hesabının yanlış olduğu anlaşıldığından dosya re’sen ek rapor alınmak üzere tekrar bilirkişiye tevdii edilmiştir. Bilirkişi— raporunda: “Davalı tarafından davaya konu —- sayılı dosyasına yapıları itirazın yerinde olduğu, — tarihinde ödenen —-karşılandığı, davacının takibe konu hesaplamasında davalı —- tarafından sigortalı aracın kusur oranının — olarak kabul edilmiş olması nedeni ile —— ortaya çıktığı, ancak dosyada mevcut karar ve —– kararlarında da davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı araç sürücüsü —– oranında kazanın oluşumunda kusurlu olduğu” içeriğinde raporunu Mahkememize sunmuştur. Mahkememizce rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili rapora itirazında kök rapor ve ek rapor arasında çelişki bulunduğu ve çelişkinin giderilmesi için yeni bir rapor alınmasını talep etmiştir. Dosyada alınan raporların hüküm kurmaya elverişli olmadığı görülmüş, dosyanın —— iflas nitelikli hesap uzmanı bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiştir. İcra hesap uzmanı uzmanlık alanı olmadığından çekilme talep etmiş, her ne kadar icra takibinden sonra yapılan ödemeler icra iflas uzmanı bilirkişinin uzmanlık alanında ise de; Mahkememizce dosyanın gelinen aşaması itibariyle hesaplama yapılabileceği anlaşıldığından yeniden rapor alınması gerekmediğine karar vermek gerekmiştir. Davacı her iki rapor arasında çelişki olduğunu iddia etmiş ise de bu çelişkinin davalının temerrüt tarihinin her iki raporda farklı değerlendirilmesinden kaynaklandığı, esasen çelişkinin hukuki mahiyette olduğu ve giderilebileceği anlaşılmıştır.
Dava konusu takip, davalı sigorta şirketinin davacıya yapmış olduğu — ödemenin düşülmesi neticesinde halen bakiye — asıl alacak sorumluluğunun olduğundan bahisle başlatılmıştır. Yani davacı davalının toplam sorumluluğunun — olduğunu iddia etmekte, davalı ise kendi sorumluluğunu tamamen ödediğini iddia etmektedir. Celp edilen davacı hasar dosyasında davalının —- kusur oranı ile bu tutarın bulunduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği gibi, trafik kazalarında sigorta şirketleri kaza anıyla değil başvuru ile temerrüde düşmektedir. Davacının dosyaya sunduğu belgelerden davalıya —- tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmış, davalının bu tarih itibariyle temerrüde düştüğü kanaatine varılmıştır. Zira gelen hasar dosyalarında davalının başka tarihte temerrüde düştüğüne ilişkin bir delil yoktur. Davacının icra dosyasına toplam——yapılan yargılamada Mahkemece davalı sigorta şirketine sigortalı—-sevk ve idaresindeki —- plakalı aracın %25 yolcunun da %15 oranında kusurunun bulunduğu kabul edilerek, %30 oranında da hakkaniyet indirimi yapılarak hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Dosyada mübrez belgelerden — yargılama gideri, —–takip sonrası faizden oluştuğu anlaşılmıştır. Davacının yaptığı —ödemenin kusur oranında aynen kabulü halinde davalının %60 kusurla —ödemesi gerekir. Ne var ki davalı tarafın temerrüt tarihi yani faizle sorumlu olduğu gün davacının sorumluluğunun aksine —– değil, ihbar tarihi olarak kabul edilmelidir. Bu durumda davalı yönünden takip öncesi işlemiş faiz—- tarihinden takip tarihi olan — tarihine kadar kadar hesaplanmalıdır. —- Mahkememizce re’sen yapılan hesaplamada — asıl alacağın belirtilen tarihler arası işlemiş — olarak hesaplanmıştır. Bu durumda davalı — işlemiş yasal faiz yerine —- yasal faizin kusuru oranında sorumluluğuna sahiptir. Hal böyle olunca yukarıda bahsedildiği gibi —-takip sonrası faiz aynen benimsendiğinde —- davalının sorumlu olabileceği tutarın en fazla — olabileceği %60 oranında kusuru nazara alındığında ise toplam —– ödeme yaparak davacı alacağını fazlasıyla karşıladığı anlaşılmış, bu nedenle davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL harçtan peşin alınan 193,23-TL harcın mahsubu ile artan 133,93-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 02/11/2021