Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/870 E. 2019/1352 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/870 Esas
KARAR NO : 2019/1352 Karar DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 11/08/2017
KARAR TARİHİ: 17/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—- plakalı aracın — ile Müvekkiline sigortalı olduğunu, davacının sahibi/sürücüsü olduğu — plakalı araç ile Müvekkiline sigortalı — plakalı araca — tarihinde çarparak hasarlanmasına neden olduğunu, kaza neticesinde — plakalı araçta meydana gelen hasarın sigortalısına ödendiğini, Trafik Kazası Tespit Tutanağı dikkate alınarak davalı sürücünün %75 kusurlu kabul edilerek sigortalıya — TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin rücuen tahsili için davalı/borçluya başvuru yapılmış ise de sonuç alınamadığını, bu nedenle İstanbul Anadolu -. İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, ancak, davalının borca itiraz etmesi üzerine icra takibini durdurduğunu, davalının itirazının haksız ve kötüniyetli olduğunu, bu nedenle icra takibine yapılan itirazın iptalini, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya tebligatın yapıldığı, davalının cevap dilekçesi ibraz etmediği görüldü.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibariyle; — tarihinde meydana gelen trafik kazası dolayısyla sigortalıya ödenen tazminatın davalıya rücu edilip edilemeyeceği, trafik kazasına karışan tarafların kusur durumları, sigortalı araçta meydana gelen hasar durumu ve İİK 67. madde uyarınca takibe yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; — tarih, – Esas- Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen davalı arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Benzer mahiyette Yargıtay -.HD.nin — Esas, — Karar sayılı emsal nitelikte kararında da; davacı sigortacının kasko sigortalısı tacir, kazada hasarlanan araç ticari nitelikteki kamyon ise de; davalılar gerçek şahıslar olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklandığından, davanın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekirken yazılı olduğu gibi görevsizlik kararı verilmesinin doğru bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Davacı …nin sigortalısı — davalı arasındaki hukuki ilişki haksız fiilden doğmuştur. Sigortalı aracın kullanım şekli hususi olup sigortalı tacir değildir. TTK’nun 4/1 maddesindeki nisbi ticari dava koşulları oluşmadığı gibi iş bu davanın aynı maddede düzenlenen mutlak ticari dava niteliği de bulunmamaktadır. Bu durum karşısında, haksız fiilden doğan davada genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemeleri davaya bakmakla görevli olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan delille kayıtları birlikte değerlendirildiğinde; davanın rücuen tazminat davası olduğu, kararı gereği, sigortacının rücuen tazminat davalarında sigortalısının yerine geçtiği, bu nedenle dava dışı sigortalı ile davalının arasındaki hukuki ilişki değerlendirildiğinde görevli mahkemenin belirlenebileceği anlaşılmış, dava dışı davacının sigortalısının ve davalının tacir olmadığı, araçlarının da hususi olduğu dosyada mübrez delillerden anlaşılmış, netice dava, mutlak ya da nispi ticari dava olmadığından Asliye Hukuk mahkemelerinin görevli olduğu kanaatine varılmış, Mahkememizin görevsizliğine, dosyanın talep halinde görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca mahkememizin görevsizliği nedeniyle usulden reddine,
2-HMK madde 20.uyarınca kararın kesinleşmesi ve süresinde talep halinde dosyanın görevli Nöbetçi İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne ve Davalı tarafın yokluğunda karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/12/2019