Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/852 E. 2020/109 K. 04.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/852 Esas
KARAR NO: 2020/109
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ: 07/08/2017
KARAR TARİHİ: 04/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——— tarihinde sel felaketi gerçekleştiğini, müvekkili olan şirketin ticari defterlerinin saklanmasında gerekli dikkat, özen ve ihtimamı göstermesine rağmen, öngörülemeyen ve önlenemeyen su baskını sonucu ticari defterlerinin kullanılamaz hale geldiğini, buna ilişkin tespiti içeren yangın raporu ve su baskını bilgi formunun dilekçe ekinde sunulduğunu, müvekkili olan şirketin basiretli bir tacirden beklenilen özen yükümlülüğünü yerine getirdiğini, müvekkili olan şirketin belge, fatura ve klasörlerinin zayii olduğunu ekte bildirilen yangın raporunun onay tarihi olan ———- tarihinde öğrenebildiğini, çünkü oluşan ziyanın mahiyetinin ancak bu tarihte tespit edilebildiğini, öğrenme ile kastedilen ise ziyanın kapsamının tam olarak bilinebilmesi olduğunu, zayi olduğu belirlenen muhasebe evrakları, klasör, fatura, servis formları, vergiye esas belgeler ve dosyaların kullanılamaz hale geldiğini, kullanılamaz hale gelen bu belgelerin zayi olduğunu kanıtlayan zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı şirkete ait muhasebe evrakları, fatura, servis formları, vergiye esas belgelerin zayi olması sebebiyle açılan TTK 82/7. Maddesi uyarınca zayi belgesi verilmesi isteminden ibarettir.
Zayi belgesi verilmesi, TTK’nın 82/7. Maddesinde düzenlenmiştir. İlgili kanun maddesi: “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.” hükmünü haizdir.
Davacı tarafça dosyaya sunulan ——- tarihli yangın raporu ve ————- tarihli su baskını bilgi formuna göre davacı şirketin de içinde bulunduğu toplam— adreste su baskını meydana geldiği ve su baskını sonrası bir takım zararlar meydana geldiği açıktır. Kanun hükmü uyarınca öncelikle davanın —– günlük hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığını tartışmak gerekmektedir. Görüldüğü gibi hasar ——— tarihinde meydana gelmiş olup, davacının hasarı bu tarihte öğrendiği kabul edilirse en geç ——— günü eldeki davayı açması gerekmekte iken dava açılma tarihi itibariyle bu süre geçmiştir. Davacı vekilinin öğrendiğini beyan ettiği tarih ise raporun onaylanma tarihi olan ——– olup, hasarı bu tarihte öğrendiğinin kabulü halinde dava ——- günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmış sayılmaktadır. Hak düşürücü sürenin başlangıç tarihini; ziyaın kesin olarak öğrenildiği tarihten itibaren başlatmak gerektiğinden dava konusu hasarın meydana geldiği tarih ile öğrenildiği tarih arasında zıyaın kesin olarak öğrenilmesi yönünden makul süre olmakla davanın süresinde açıldığı kanaatine varılmıştır. Nitekim benzer mahiyette Yargıtay—- HD’nin ——- —— K. Sayılı ilamı mevcuttur.
Öte yandan zayii belgesi verilmesi davaları sonuçları itibariyle sadece davacı taraf yönünden değil, davada taraf olmayan kimseler bakımından da sonuç doğuran dava türlerindendir. Bu tür davalarda zayi olgusunun inandırıcı delillerle ispatı gerekmektedir. —————–incelendiğinde; davacı tarafın adresine gidildiğinde olayda meydana gelen zararlar başlığında: ” Ofis dahilinde televizyon, klima, ses sistemleri, ve koltuklar ıslanmak suretiyle zarar görmüştür. ” şeklinde tutanak mevcut olup, davacının saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin zayi olduğuna ilişkin tutanakta hiçbir kayıt yoktur. Davacı tarafça da Mahkememizce verilen kesin süreye rağmen, dava konusu belgelerin olay tarihinde zayi olduğuna ilişkin hiçbir tutanak, fotoğraf , başkaca delil sunulamamıştır. İş yerinde su baskının olması davacının saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin zayi olduğu olgusunu tek başına ispata elverişli değildir. Açıklanan sebeplerle tüm dosya kapsamına göre davacının zayi iddiasını ispatlayamadığı kanaatiyle davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın esastan REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40-TL harçtan peşin alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00-TL harcın davacıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılmış olan gider avansı bakiyesinden artan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 04/02/2020