Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/83 E. 2020/285 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/83 Esas
KARAR NO : 2020/285
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 20/01/2017
KARAR TARİHİ: 12/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait olan ve————- hizmetlerinde kullanılan ——— plaka sayılı aracın ve ——- tarihinde ————-askeri araç arasında trafik kazası gerçekleştiğini, yaşanan kaza neticesinde oluşan kurum zararının ———–olmak üzere toplam ———– olduğunu, buna ilişkin fatura, araçlara ait poliçeler, ruhsat fotokopileri, ekspertiz tutanağı, onarım bedeli raporu, fotoğraflar, trafik kazası tespit tutanağının dava dilekçesinin ekinde sunulduğunu, söz konusu kazada karşı araç sürücüsü olan ——— kusuru oranında, karşı araç sigorta şirketinin ve ——– sorumlu olduğu miktar ise bu meblağın — isabet eden ——— işlemiş faizi olduğunu, söz konusu meblağın tahsili için hem sigorta şirketine hem de ———- avukat mektupları yazıldığını ve tebliğ edildiğini, yapılan başvurular neticesinde davalı sigorta şirketi tarafından ——— ödeme yapıldığını, bakiye miktarın ise tüm başvurulara rağmen ödenmediğinden dolayı araç maliki ——-araç sürücüsü — ve aracın sigorta şirketi olan ——- karşı —— üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı sigorta şirketi ve davalı araç sürücüsü ——- itiraz etmiş olması sebebiyle takibin durdurulduğunu, durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —– cevap dilekçesinde özetle; Kazanın oluşumunda davacı şirket sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, ——- plakalı aracın kendisinin kullanmakta olduğu askeri araca arkadan çarptığını, söz konusu yolun bozuk bir yol olduğunu, nitekim böyle bir yolda hızlı bir şekilde araç kullanılmaması gerektiğini, söz konusu kazanın olduğu tarihte yol çalışması olduğunu, yol çalışması sebebiyle gerekli yavaşlama sinyalini vererek hızını yavaşlattığını, fakat arkadan gelen aracın gerekli takip mesafesini ve hızını korumaması sebebiyle arkadan araca çarptığını, söz konusu kazanın oluşumunda ——- plakalı araç sürücüsü tam kusurlu olduğunu, olay mahalline gelen polis tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak tutanak tutulduğunu, kusurunun olmamasına rağmen kusur atfında bulunulduğunu, davacı firmanın aracındaki hasar miktarının şişirilmiş olduğunu, söz konusu kaza sebebiyle bu kadar yüksek oranda tamir masrafı çıkmasının mümkün olmadığını, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı ———vekili cevap dilekçesinde özetle; Talep edilen tazminatın zaman aşımına uğradığını, KTK 109 uyarınca motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak — ve her halde, kaza gününden başlayarak —– içinde zaman aşımına uğradığını, zaman aşımı nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, davacıya — tarihinde ———TL hasar bedelinin ödenerek maddi hasara ilişkin zararının karşılandığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigorta poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, eğer mevcutsa sigortalının kusuruna düşen paydan daha fazlası ile sorumlu tutulamayacağını, dava konusu kusur dağılımı tespit edildikten sonra , maddi hasar taleplerinin netleştirilebilmesi için makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmasını talep ettiklerini, davayı kabul etmemekle birlikte temerrüt süresi, kaza tarihinden itibaren değil, delillerin tümünün müvekkili şirkete tebliği tarihinden itibaren——- günü geçmesi ile başladığını, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı şirkete ait araç ile davalının sürücüsü ve sigortacısı olduğu aracın karışmış olduğu kaza nedeniyle davacıya ait ——— plakalı araçta meydana gelen bakiye hasar miktarına ilişkin olarak davacı tarafça başlatılan —–İcra Müdürlüğü’nün——– Sayılı icra dosyasına davalılarca yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Başlatılan icra takibinde davalı taraflarca — günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edildiği, davacı tarafından — yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketi hem icra takibine itiraz dilekçesinde, hem cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunmuş olup, kaza tarihinin —- tarihi olduğu, takip talebinin — zamanaşımı süresi içerisinde ——- tarihinde başlatıldığı, zamanaşımının TBK 154. Madde uyarınca kesildiği ve davanın da kesilen zamanaşımı ile yenilenen —-sürede——– tarihinde açıldığı, talebin zamanaşımına uğramadığı anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın çözümüne ilişkin makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişinin— tarihli raporunda özetle:———-plakalı araç sürücüsü ——–yakın takip ve polisin tutanağa eklenmediği 84/1-d arkadan çarpma maddelerini ihlal etmekten %100 oranında ve asli kusurlu olduğunu, ———- ait araç sürücüsü ——-neden yavaşladığı veya durduğu, tutanak düzenleyen polislerin kaza mahalline çok sonra gelmeleri nedeniyle ve aksi belge veya kamera kayıtları ile davacı tarafından belirleninceye kadar fiziksel olarak tespit edilemeyeceğinden maddi hasarlı trafik kazasında %0 oranında ve tam kusursuz olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu Mahkememize sunmuştur.
Davacı vekilinin rapora itirazları ve yeni bir bilirkişi raporu alınması talebi Mahkememizce kabul görerek kusur konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişinin —-tarihli raporunda özetle: “Kaza tespit tutanağındaki kusur değerlendirmesine katılmadığını, kaza yerleşim yeri içinde öğle vakti meydana geldiğini, yerleşim yeri içinde seyreden araçların bir çok nedenle aniden durabileceğini, yolda kaya veya çukur olabileceğini, öndeki araç herhangi bir nedenle aniden yavaşlamak veya durmak zorunda kaldığında, arkadaki aracın da emniyetle yavaşlaması, durabilmesi, şerit değiştirmesi, kazaya karışmamasının beklendiği, buna rağmen kaza meydana gelirse arkadan gelen aracın takip mesafesini iyi korumadığı için tam kusurlu olacağı, kaza tespit tutanağında yolun stabilize yol olduğunun belirtilmiş olduğu, çekilen fotoğraflarda da bu durumun belirli olduğunu, arkadan gelen ——– plakalı aracın yol çalışmasına girerken yavaşlamadığı, hızının — yol şartları için yüksek olması nedeniyle önünde yavaşlayan araca arkadan çarpması neticesi tam kusurlu olduğu, Dava dışı sürücüsü ——yönetimindeki —– plakalı aracın maddi hasarlı kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğunu, davalı sürücü —– maddi hasarlı kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığını, davalı sigorta şirketinin tazminat sorumluluğu olmadığı halde — tarihinde — TL ödenmiş olduğunu, davacıya ait —- plakalı aracın bakiye ödenmemiş hasar tutarının—– kaldığı ancak davalı sürücünün kusuru olmadığı için talep edebileceği tazminat olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu Mahkememize sunmuştur.
Davacı taraf alınan bilirkişi raporuna itiraz etmiş olup, Mahkememizce alınan her iki bilirkişi raporunun birbiriyle ve kazayla uyumlu olması, polis memurlarının tanzim ettiği kaza tespit tutanağında da açıkça yolun stabilize yol olduğu yine davalının cevap dilekçesinde de yol bozuk olduğu için hızını yavaşlattığını beyan etmesi göz önüne alındığında raporların hüküm kurmaya ve denetime elverişli olması, davalının KTK 56/1-d bendi uyarınca: “Sürücülerin; araçlarını zorunlu bir neden olmadıkça, diğer araçların ilerleyişine engel olacak şekilde veya işaretle belirtilen hız sınırının çok altında sürmeleri, güvenlik nedeni veya verilen herhangi bir talimata uyulması dışında, başkalarını rahatsız edecek veya tehlikeye sokacak şekilde gereksiz ani yavaşlamaları yasaktır.” hükmünü zorunlu neden——sebebiyle ihlal etmediği anlaşılmış, davacının %100 kusurlu olduğu tespiti doğrultusunda davanın reddine karar vermek gerekmiş, davacının takip başlatmakta kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davalı sigorta şirketinin kötü niyet tazminatı istemi uygun bulunmamış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Davalının kötü niyet tazminati talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 54,40-TL harçtan peşin alınan 31,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,00-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı ———- kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 822,58-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ————– verilmesine,
7-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda verilen karar miktar itibariyle KESİN olmak üzere açıkça okundu, usulen anlatıldı.12/03/2020