Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/825 E. 2021/847 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMES
ESAS NO : 2017/825 Esas
KARAR NO : 2021/847
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/07/2017
KARAR TARİHİ : 29/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ——- binden fazla mağazası ile market ——– kurduğunu, uzun zamandır marketlerinde sattığı ekmeği, piyasa fiyatının ve maliyetinin altında satışa sunarak ekmek fırınları ve mahalle bakkal ve marketlerini zarara uğrattığını, zaman zaman ekmeği —— satarak müvekkili dernek üyelerinin zararına, müşteri ve pazar kaybına sebep olmanın yanında müvekkili dernek üyelerini vatandaş ve kamuoyu nezdinde zor ve izahı müşkül duruma soktuğunu, davalı —– mağazaları pazarda ele geçirdikleri gücü gayrı ahlakı bir şekilde kullandığını, fırınların yanı başındaki mağazalarda ekmek fiyatını olabilecek en alt seviyeye düşürerek önce fırınları tehdit ettiğini, ardında da fiyatı kaldırma şartı olarak istediği şartlarda ekmek verilmesi talep edildiğini, davalı —– marketin —- ekmeği —– kuruştan sattığını, bu satışı uzun süre devam ettirdiğini, ekmek üreticileri yanı başlarında öldürücü fiyata ekmek satışının kaldırılması için davalı —— mağazanın her türlü gayri ahlakı ticari teklifine evet demek zorunda kaldığını, davalı ——— mağazanın kardeş kuruluşu —— ekmek alımı yaptığını, bu firmanın haksız rekabete zemin hazırladığını, davalının tuzak fiyat uygulaması yaparak, bunu sistematik hale getirmesi ve bunun sonucunda piyasada rekabet eden diğer rakiplerin özellikle de fırıncıların rekabet edemez hale gelmeleri, hatta piyasa dışında kalmaları ve böylelikle piyasadaki rekabetin varlığının tehlikeye girmesi durumu ile karşı karşıya kaldığını, davalı —– tedarikçi firma piyasa ve pazar güçlerini, rakiplerinin işini bozmak, üretici firmalardan ürün alabilmek için, pazar gücünü tehdit ve şantaj aracı olarak kullanarak üretici firmaları zarara uğratmakta olduğunu, fırınların pazarını ellerinden aldığını, bu durumun müvekkili dernek üyelerinin zarara uğramasına sebep olduğunu, bu nedenlerle davalı—- haksız rekabet yaptığının tespiti, davalı —- haksız rekabetinin men’i, davalı ——- bundan sonra kıran kırana ve yıkıcı fiyat indiriminin önlenmesi, müvekkili dernek üyelerini zarara uğrattığı ve bu zararın sembolikte olsa karşılanması için fazlaya dair haklarının saklı kalması kaydı ile, —- manevi tazminat ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Somut olayda davacı derneğin dava açma yetkisinin olmadığını, derneklerin dava ehliyeti, dernek tüzel kişiliğini doğrudan ilgilendiren konularla sınırlı olduğunu, tüzel kişilerin ancak kendileri ile ilgili davaları takip edebileceklerini, üyeleri ile ilgili davaları kural olarak takip edemeyeceklerini, davacı derneğin tarafı olmadığı sözleşmelerin genel işlem şartı içerdiğini ve hukuka aykırı olduğunu iddia ettiğini ancak davacı derneğin böyle bir hak ve yetkisinin olmadığını, açıklanan nedenlerle davacı derneğin taraf sıfatı olmadığından huzurda görülmekte olan davanın reddi gerektiğini, — yaptığı sözleşmelerden ve —- ileri sürülen iddialardan müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, dava dilekçesinin dayanağı, esas olarak dava dışı—- yaptığı sözleşmeler olduğundan husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde — tarihli satış faturalarının da sunulduğundan —– yıllarına ilişkin iddialar bakımından TTK 60. Maddede ön görülen bir yıllık sürenin dolmuş olmasından dolayı zaman aşımı itirazında bulunduklarını, dava dilekçesinde de belirtildiği gibi, ekmek fiyatlarının kamuoyunda tartışma konusu olduğunu, özellikle —- uygulamasını üyelerine dikte etmeye çalıştığını,—— firmalarına ait satış fişleri incelendiğinde ———- olduğunu, müşterinin satış yerine gittiğinde veya mal kendisine gönderildiğinde, kalite sınıfı ve özellikleri itibariyle hatta bazen fiyatıyla başka bir mala karşılayabilir ya da o malın belirttiği başka fiyattan mala verebileceğini,——– anlamında bir ihlal olabilmesi için sunum yapılan seçilmiş bir ürün mal veya hizmet bulunması gerektiğini, davalı şirkete isnat edilen fiil incelendiğinde, öncelikle ekmek davalı şirket tarafından özel olarak seçilmiş ve sunumu yapılmış bir ürün olmadığını, söz konusu faturaların incelenmesinden görüleceği üzere —— uygulanması için aranan maliyetin altında satış şartı davalı şirket açısından gerçekleşmediğini,—— öngörülen bu yeni haksız rekabet hali, bir diğer ifadeyle “tedarik fiyatının altında satış yapma” olgusu davalı bakımından söz konusu olmadığından, davanın reddi gerektiğini, davacı derneğinin bir diğer iddiası davalı şirketin—- düzenlenen iş şartlarına uymamak yoluyla haksız rekabet yaptığına ilişkin olduğunu, günlük satışa sunulan ürünlerde bayi kârının — geçmediği,—– haline geldiği, davalı şirketin ise bir ekmekte aldığı kâr oranının — arası olduğu iddiasının bir alt maddede TTK 55/1-(a)6. Maddesine aykırı hareket edildiği iddiası ile çeliştiğini, yukarıda açıklanan fiili ve hukuki nedenlerle, haksız ve hukuka aykırı açılan davanın reddi ile, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, davalının ucuz ekmek satarak ve dürüstlük kuralına aykırı davranarak rakipleri zor durumda bırakıp TTK’nın 54 vd. maddelerini ihlal ettiği iddiasıyla açılan haksız rekabetin tespiti, men’i ve manevi tazminat davasıdır.
Davacı taraf dernek olup, sunulan dernek tüzüğünde dernek üyelerinin menfaatlerini korumak için, adli ve idari yargı nezdinde dava açmak,açılmış ve açılacak davaları takip etmek faaliyet alanı arasında sayıldığından davacının haksız rekabet davası açabileceği, aktif husumetinin bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkememizin —tarihli duruşmasında hazır bulunan taraf tanıkları dinlenmiştir. Davacı tanığı — beyanında özetle;— anlaşmalarının olduğunu ve —- kadar zarar ettiklerini, peşin olarak sattıkları ekmeklerin ücretini —sonra aldıklarını ya da hakedişi un olarak ödediklerini, unun bedelini ise piyasa değeri üzerinden değil kendi belirledikleri fiyat üzerinden kendilerine sattıklarını, normal bir ekmek satıcısı —- daha ucuz fiyatları ile satın alıp tüketiciye sattığını, sözleşme yapar iken en iyi ekmek satan —– teklifi sunduklarını, çalışmaya başlayınca mağaza sayısı arttığını, mağazaların ekmekleri karşılanması amacıyla bir sürü toptan ekmek üretiminde kullanılan ürünleri tedarik ettiklerini ancak peşin satıp vadeli ödeme yaptıklarını, çalışmadıkların beyan ettiklerine 15 günlük ceza müeyyide uyguladıklarını, 15 günlük ekmek parasını ödemediklerini, bu nedenle hem — ekmek sattıkları için zarar ettiklerini, hem de ceza müeyyideleri ile birlikte battıklarından dükkanı kapattığını” beyan etmiştir. Davacı tanığı —beyanında özetle; — olduğunu, esnaf olduğunu ve dükkanının yakınında —-olduğunu, bu durumdan ucuza ekmek sattıkları için rahatsız olduğunu, ekmekleri ucuz satarak ekmeğin fiyatı ile oynadıklarını, ayrıca fırıncıları ve küçük bakkalları etkilediklerini, —–ekmeği çok ucuz sattığı için zarar ettiklerini, durumu iyi olmayan fırıncılardan ekmeği ucuza satın aldıklarını, ödemeyi hem geç yaptıklarını hem de zarara uğrattıklarını,— ekmek fiyatlarını düzeltse bile ertesi ay fiyatları yeniden düşürdüğünü” beyan etmiştir. Davacı tanığı — çalışmaya başladığını, ——– müdürünün teklifte bulunarak, bir arabanın —servis yapacağını ve günde — kez servis yapacağı hususunda anlaştıklarını, ödemelerin gün olarak değil ay artı —günlük ödeme süresi olarak anlaştıklarını ve ödemeleri zamanında aldıklarını, ekmeğin fiyatını — kendisinin belirlediğini, ekmeğin alış fiyatını aşağıya çekmeye çalıştıklarını, —– vadettiği ekmek miktarını hiçbir zaman almadıklarını ve başka mağaza zincirine ürün satmalarının ise yasak olduğunu, para kazanmadıklarını görünce yavaş yavaş satmayı durdurduklarını ve anlaşmayı sonlandırdıklarını” beyan etmiştir.
Davalı tanığı— beyanında özetle; — aralarında sözleşmelerinin olduğunu, —- ile başkaca firmaların kendi aralarında ucuza ekmek vermek hususunda rekabet ettiklerini, ucuza satılması konusunda herhangi bir zorlama olmadığını, istedikleri fiyatta anlaşarak karşılıklı ürünlerin fiyatlarını belirleyip—– sattıklarını herhangi bir sıkıntılarının olmadığını” beyan etmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın çözümüne ilişkin sektör bilirkişisi ve haksız rekabet konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin —- tarihli raporunda özetle: “Dava konusu özelinde mevzuatın odalara sadece ekmeğin azami satış fiyatını belirleme yetkisini verdiğini, ekmeğin asgari satış fiyatını gösteren bir tarife bulunmadığını, bulunmasının da —aykırı olacağını, davalının azami satış fiyatının altında satış yapmasının TTK M. 55/1’e aykırı olmadığını, bir bölgede ve bir sektörde genel olarak uygulanan kar oranının hiçbir koşulda iş hayatı şartı olarak kabul edilemeyeceğini, ortak mükellefiyet getiren bir norm olması gerektiği, zararına satış yapmanın tek başına TTK M.55/1-a-6’ya aykırı olmadığını ve bunun için hükümde belirtilen koşulların arandığını, davalı tarafından dosyaya sunulan alış faturaları incelendiğinde, davalının yer yer düşük bir kar marjı ile de olsa tedarik fiyatının üstünde satış yaptığının anlaşıldığını, bu sebeple davalının eyleminde TTK M. 55/1-a-6’ya aykırı bir husus bulunmadığını, yine de iş bu faturaların ve dava dilekçesinde belirtilen satışlara konu tedarik fiyatının belirlenmesi için uzman bir mali müşaviri heyete dahil etmenin mahkemenin takdirinde olduğunu, davacı derneğin sadece haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve giderilmesini dava edebileceği, TTK M. 56/3 uyarınca manevi tazminat talebinde bulunamayacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır” içeriğinde raporu mahkememize sunmuşlardır. Davacının rapora itirazları ve TTK 55/1-a-6 maddesinin değerlendirilmesi amacıyla davalının ekmekleri tedarik ettiği dava dışı —davalının defterlerinin incelenmesi için heyete mali müşavir bilirkişi eklenerek ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin ——- tarihli raporunda özetle: “Davacının sunduğu faturalar, davalının ve dava dışı şirketin kayıtları üzerinde yapılan incelemede kar marjı düşük olmakla birlikte davalının tedarik ve maliyet fiyatının altında satış yapmadığının tespit edildiğini, bu durumda davalının TTK m. 55/1a(6) hükmünde sayılan haksız rekabet eylemini işlemediğinden söz edilemeyeceğini, diğer iddiaların ise —– tarihli kök rapordaki ayrıntılı ve gerekçeli olarak cevaplandırıldığı, kök rapordaki kanaatlerini değiştirmeyi gerektirecek bir hususun saptanmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır” içeriğinde raporunu Mahkememize sunmuşlardır. Davacı taraf rapora itiraz etmiş ise de; aşağıda belirtilen sebeplerle itirazları yerinde görülmemiş, davanın reddi gerekmiştir.
Davacı davalının TTK 55/1-e ve TTK 55/1-a-6 maddelerini ihlal ettiğini iddia etmiştir. TTK’nın 55/1-e maddesi:”İş şartlarına uymamak; özellikle kanun veya sözleşmeyle, rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan olan iş şartlarına uymayanlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur” fiilini haksız rekabet hallerinden saymıştır. İlgili madde nazara alındığında; iş şartı ilgili iş sektöründe kanun, sözleşmeyle ön görülmüş veya meslek dalı kuralı/sektörde olağan uygulamalar olarak ortaya çıkmış düzenlemeler olarak tanımlanabilir. Eğer iş şartı meslek kuralı olarak belirlenmiş ise bu kurala aykırı davranmanın haksız rekabet teşkil edeceği açıktır. Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere ekmekte azami satış fiyatı belirlenmekte olup, asgari satış fiyatı bulunmamaktadır. Davalının, ekmeği azami satış fiyatından düşük olarak satması mümkündür. Ekmeğin asgari satış fiyatında iş şartı niteliğinde meslek dalı kuralı yoktur. Bunun yanında davacı tarafça sektörel uygulamada ekmeğin düşük kar marjı ile satılacağı, davalının ise —- oranında karlarla ekmeği sattığını iddia etmiştir. Bilirkişi heyeti inceledikleri kayıtlarda davalının davacının iddiasının aksine kar marjının düşük fakat tedarik fiyatının üstünde ürün satımı yaptığını tespit etmişlerdir. Davacı vekili dava dilekçesinde davalının yan kuruluşu —-baskı yaparak haksız rekabet eyleminde bulunduğunu iddia etmiş ise de; davalının ayrı bir tüzel kişilik olduğu nazara alındığında fırıncılara baskı yapılarak ucuza ekmek satın alınıyor ise bundan davalının sorumlu olmadığı, diğer şirketin şartları oluşmuş ise sorumlu olacağı, iddia edilen eylemlerin bir kısmının davalı şirketin eylemleri olmadığı, dosyaya yansıyan belgelerden, hükme esas alınan bilirkişi raporlarından davalının TTK 55/1-e maddesini ihlal eder eyleminin ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.
Yine TTK 55/1-a-6 maddesinde tanımlanan haksız rekabet eylemi:” Seçilmiş bazı malları, iş ürünlerini veya faaliyetleri birden çok kere tedarik fiyatının altında satışa sunmak, bu sunumları reklamlarında özellikle vurgulamak ve bu şekilde müşterilerini, kendisinin veya rakiplerinin yeteneği hakkında yanıltmak; şu kadar ki, satış fiyatının, aynı çeşit malların, iş ürünlerinin veya faaliyetlerinin benzer hacimde alımında uygulanan tedarik fiyatının altında olması hâlinde yanıltmanın varlığı karine olarak kabul olunur; davalı, gerçek tedarik fiyatını ispatladığı takdirde bu fiyat değerlendirmeye esas olur,” hükmünü haizdir. Dosya kapsamında mübrez tüm belgelerin ve defter kayıtların incelenmesi neticesi hazırlanan denetime elverişli raporda davalının dava dışı —- satın aldığı ekmekleri tedarik fiyatının altında satmadığı tespit edilmiştir. Madde metninden anlaşılacağı üzere haksız rekabet eyleminin varlığı için tedarik fiyatının altında satış yapmak gerekmektedir. Davacı tarafça raporun aksini ispatlar başkaca delil sunulmadığına göre rapora itibar etmek gerekmiş, davanın bu yönden de reddi gerekmiştir. Yukarıda bahsedildiği gibi davalı ile dava dışı —— kişiliklere haiz olup, ekmek üreticileri üzerinde dava dışı şirketin yaptığını iddia ettiği baskıların davalıyı bağlamayacağı kanaatine varılmıştır.
Yine bilirkişi raporunda davacının manevi tazminat talep etme husumetinin bulunmadığına değinilmiş olup, TTK’nın 56. Maddesine göre; ticaret ve sanayi odaları, esnaf odaları, borsalar ve tüzüklerine göre üyelerinin ekonomik menfaatlerini korumaya yetkili bulunan diğer meslekî ve ekonomik birlikler ile tüzüklerine göre tüketicilerin ekonomik menfaatlerini koruyan sivil toplum kuruluşlarıyla kamusal nitelikteki kurumlar da birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerinde yazılı davaları açabilirler. Manevi tazminat ise e bendinde düzenlendiğinden davacının manevi tazminat talebi yönünden husumetinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Neticeten davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden haksız rekabetin tespiti talebi yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 7/2, 10. maddeler gereğince hesaplanan 10,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davalı vekilinin ve davacı dernek başkanının yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.29/06/2021