Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/778 E. 2020/787 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/778 Esas
KARAR NO : 2020/787

DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/07/2017
KARAR TARİHİ : 21/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- mahal içerisinde) ——– tarihinde ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, dilekçe ekinde yer alan bilgi ve belgelerden de anlaşılacağı üzere——— tescilli otomobilin ——–plakalı kamyona arkadan çarpması sonucu,——– plakalı —– içinde yolcu olarak bulunan ————— vefat ettiğini, davalı —– plakalı aracın sahibi olduğunu, davalı———- Plaka sayılı aracın kaza anındaki zorunlu mali mesuliyet ——- kocası, —————-babası olduğunu, bu sebeple müvekkillerinin geçimini sağlayan tek kişi olduğunu, müvekkillerin —- vefatı ile sonuçlanan haksız fiil nedeniyle oluşan destekten yoksun kalma – maddi ve manevi tazminatların giderimi için iş bu davayı açmak zarureti hasıl olduğunu beyan ile, fazlaya dair talep ve dava açma hakları saklı kalmak kaydıyla; Trafik kazasında eş ve babalarını yitiren davacıların (—— toplanacak delillere göre, destekten yoksun kalma tazminat tutarları belirlenerek, (fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla ve şimdilik 30.000 TL olmak üzere) olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi, yargılama giderleri ve —– davalıların tamamından müşterek ve mütesels ilen tahsilini, tüm davacılar için toplam 530.000,00 TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi, yargılama giderleri ve ——— müşterek ve müteselsilen— işletenin ve sürücünün malvarlıkları üzerine ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini, arz ve talep etmiştir.
Davalı Sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen — plakalı aracın müvekkili şirket tarafından —- tarihleri arasında geçerli olmak üzere—— Poliçesi ile sigortalandığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili ———–limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, müteveffanın müterafik kusurunun değerlendirilmesini talep ettiklerini, dava konusu olayla ilgili olarak ceza soruşturma dosyasındaki tüm delillerin, ifade tutanaklarının, tanık beyanlarının ve nihayet bilirkişi raporunun temini gerektiğini beyan ile, öncelikle dosyaya sunulan tüm delillerin tebliğini, tarafların kusur oranı ile müteveffanın müterafik kusurunun tespitini, müterafık kusur nedeniyle tazminattan uygun oranda indirim yapılmasını, aktüerya hesabının—- uzmanına yaptırılmasını, kaza tarihinden ticari faiz talebinin reddini, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, trafik kazası nedeniyle ölenin eşi, çocukları ve kız kardeşi tarafından, işleten, sürücü ve zorunlu trafik sigortacısından talep edilen maddi ve manevi tazminat davasıdır.
28/03/2017 tarihinde sürücüsü ——- plakalı aracın, önce dava dışı——-başka bir araca çarptığı, sonrasında, sürücüsü ——olan, müteveffanın içinde yolcu olarak bulunduğu ——— plakalı araca arkadan çarptığı, bunun neticesinde——- plakalı araç yoldan çıkıp takla attığı ve bu araçta yolcu olarak bulunan ————-vefat ettiği anlaşılmıştır.
Davacılardan ——– ölenin çocukları ve —- plakalı aracın sürücü,——–yönetilmiştir.
Davacı eş ve çocukların,—— vefatı ile desteğinden yoksun kaldığı, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, davacı kız kardeşin ise sadece manevi tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalılardan——– plakalı aracın zorunlu trafik sigortacısı olup bu sıfatı ile doğan zarardan, sürücünün kusur oranında ve poliçe limiti içinde kalmak şartı ile sorumludur. Kaza—– arasında gerçekleşmiştir.
İlgili poliçe ve hasar dosyası, davalı Sigorta şirketinden celp edilmiş, dosyamız arasına alınmıştır.
Davacıların davadan önce 27/04/2017 tarihinde sigorta şirketine başvurduğu ve dava şartının mevcut oludğu görülmüştür.
Kazayla ilgili ——soruşturma sayılı dosyasında yapılan soruşturma dosyasında mevcut kaza tespit tutanağına göre sürücü—–asli kusurlu, diğer sürücüler kusursuz kabul edilmiştir. Ceza yargılaması— Ağır Ceza Mahkemesinin —- sayılı dosyasında yapılmış, ceza yargılaması sırasında —- tarihli raporda da sürücü ———- asli, diğer iki sürücü kusursuz olarak tespit edilmiş; mahkemece bu kusur raporu hükme asas alınmış; ——-sayılı kararla sürücü —- hakkında (5 yıl 10 ay) hapis cezasına mahkumiyetine karar verilmiştir. Ceza kararının henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır. Ancak kusur yönünden bir çelişki olmayan somut olayda ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasını gerektirir bir durum da mevcut değildir.
Manevi tazimnat talebi yönünden davacıların ve davalı ————- sosyal mali durumları kolluğa müzekkere yazılarak araştırılmıştır.Yine adı geçenlerin ekonomik durumu ———– üzerinden resen incelenmiştir.
Mahkememizce,dosya bir kusur ve bir aktüer uzmandan bilirkişi raporu alınmıştır.
Bilirkişiler—- tarihli raporlarında kazanın —– asli ve tam kusurlu davranışı sonucunda meydana geldiğini, ölen yolcunun olayda kusurunun olmadığını, kaza tarihi itibariyle sigorta yönünden —– tablosunun esas alınacağını, ———- yoksun kalma tazminatı talep edebileceği, davalı sigortanın hem zorunlu hem de ihtiyari sigortacı olarak sorumlu olduğunu, sigortaya 27/04/2017 tarihinde yapılan başvuruya göre, 11.05.2017 tarihinde sigorta yönünden temerrüdün oluştuğunu belirtmişlerdir.
Bilirkişi raporu usul ve yasaya, bilimsel verilere göre hazırlanmıştır.
Poliçe tarihi —- tarihinde olmakla, yerleşik Yargıtay kararlarına göre ——– tablosunun esas alınacağı anlaşılmaktadır. —sigorta yönünden —–tablosunun davacılar lehine olduğu, sürücü ve işletenin genel şartlarla getirilen düzenlemeden faydalanamayacağı, bu hükümlerin sigorta şirketi için bağlayıcı olacağı gözetilerek ikili bir hesaplama yapmıştır. Ne var ki sigorta şirketi için ayrı, sürücü ve işleten için ayrı tabloların esas alınması mümkün değildir. Uygulamaya ve ilgili daire içtihatlarına göre poliçe tarihinin genel şartlarda değişiklik yapıldığı——- esas alınacağı kabul edilmektedir. Bu doğrultuda bilirkişi işleten ve sürücü yönünden ikili bir hesaplama yapmışsa da mahkememizce, (kazanın—— tablosuna göre hazırlanan ve mahkememizce denetlenen hesaplama hükme esas alınmıştır. Aktüer hesabında da desteğin sağ olan ana babası da hesaba katılmıştır. Yine, müteveffanın içinde yolcu olduğu araç — olup— yazılan müzekkere sonucunda kazanın iş kazası mahiyetinde olduğu, davacılara ölüm aylığı bağlandığı, bağlanan gelirin peşin sermaye değeri düşülmüştür.
08/07/2019 tarihli raporun — sayfasında sehven %25 kusur oranından bahsedilmiş,— Sayfasında %75 kusur oranından bahsedilmiş, esasa etkisi olmayan bu basit hataların giderilmesinde fayda görülmüş, ivedi olarak ek rapor alınmıştır. — tarihli ek rapor kök rapordaki hesaplamalarla aynıdır.
Bilirkişinin ikili helaplama yapması sonucu davacılar vekili 20/02/2020 tarihli bedel artırım dilekçesi ile — göre daha yüksek olan maddi tazminat tutarlarını talep etmiş, eksik nisbi harcı tamamlamıştır. Ancak yukarıda da açıklandığı üzere ——–yaşam tablosuna göre hesaplanan miktarlar esas alındığından kısmen kabul kararı verilmiştir.
Temerrüt yönünden de inceleme yapmak gerekmiştir. Maddi tazminat talebi bakımından, davacı vekilinin 27/04/2017 tarihinde sigorta şirketine başvurduğu, dosyada mübrez evraklardan anlaşılmaktadır. Bu nedenle sigorta şirketi yönünden temerrüdün ——- tarihinde, işleten ve sürücü yönünden kaza tarihinde başladığı kabul edilmiştir.
Bu noktada, mahkememizce ——– tablosuna göre yapılan hesabın hükme esas alınmasında, Anayasa Mahkemesinin——– karar sayılı kararından da bahsetmek gerekir. Anayasa Mahkemesi, 6704 sayılı kanunun 3.maddesiyle değiştirilen 90. maddesinin birinci cümlesinde yeralan “ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yeralan “ve genel şartlarda ’’ ibaresini iptal etmiştir. Bilindiği üzere genel şartların ekinde—- tablosu vardır. Bu tabloya yapılan atfın iptal edilmiş olması durumunda davacıların zararının neye göre belirleneceği tartışmalı hale gelmiş sayılabilir.
Anayasa Mahkemesi, sigortanın sorumluluğunun idare tarafından belirlenecek kıstaslara göre yapılmasının anayasaya aykırı olduğunu, yasa koyucunun kanun ile belirlediği ölçütlere göre gerçek zararın tespit edilmesi gerektiğine işaret etmiştir. Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürüyüp yürümeyeceği tartışması bir yana, TBK’nda, KTK’nda veya başkaca bir kanunda destekten yoksun kalma zararının nasıl hesaplanacağına dair bir düzenleme mevcut değildir. ————— yaşam tablosunun kullanılmasının dayanağı da Yargıtayın yerleşik içtihatları idi. Bir diğer ifadeyle ————- tablosu da dayanağını kanundan almamıştır. Bu noktada, Anayasa Mahkemesinin kararında verilen mesaj da nazara alınarak — hesaplanması şarttır. Gerçek zararın, daha güncel veri ve bilgilere, ülkemizin sosyal ve ekonomik durumuna göre hazırlanmış —ulaşılabileceğini söylemek hatalı olmaz. Her ne kadar Konya BAM———– Sayılı kararında bunun aksi ileri sürülmüşse de, Anayasa Mahkemesinin iptal kararına göre Yargıtay içtihatlarının değişip değişmeyeceği belli değildir. Yargıtay’ın mevcut içtihatlarını sürdürme ihtimali de kuvvetle muhtemeldir. Nitekim hukuk güvenliği ve belirliliği de bunu gerektirir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, destekten yoksun kalma davaları sadece ticaret mahkemesinde görülen davalar değildir. ————(sigorta şirketlerinin) taraf olmadığı, asliye hukuk mahkemesinde görülen trafik kazasından kaynaklı tazminat davaları olduğu gibi iş mahkemesinde görülen tazminat davaları da vardır. İşçinin iş kazası sonucunda hayatını kaybetmesi halinde, iş mahkemelerinde görülen destekten yoksun kalma davalarında da, davanın tarafları arasında sigorta şirketi olmamasına rağmen, işçi işveren arasında görülen davalarda tazminat hesabı —– sayılı kararı buna örnek gösterilebilir. Keza Yargıtay —- de benzer mahiyette kararları mevcuttur. Özetle, Anayasa Mahkemesi kararının geriye yürümemesi gerektiği, aksi kabul edilse dahi —— tablosunun uygulanmasını gerektirecek yasal bir mevzuatın olmaması, Yargıtay uygulamaları ile benimsenmiş mevcut uygulamaya göre gerçek zararın —– tablosuna göre belirlendiği hususları nazara alınarak, mahkememizce de —– tablosuna göre yapılan hesaplama nazara alınarak kısmen kabul kararı verilmiştir. En sağlıklı çözüm yasa koyucu tarafından poliçe tarihine göre, poliçe yok ise kaza tarihine göre sürücü, işleten ve sigortacının aynı kıstaslara göre sorumlu olacağını öngören yasal düzenlemenin yapılması, taraflar için hukuki belirliliğin sağlanmasıdır. Yasal düzenleme yapılıncaya kadar yüksek yargının yerleşik içtihatları yol gösterici olacaktır.
Manevi tazminat talebi yönünden, davacı tarafın sosyal mali durumları gerek uyap kayıtlarından (– malvarlığı vs), ceza dosyasından gerekse kolluğa müzekkere yazılarak araştırılmıştır. 6098 sayılı TBK. md. 56. maddesine göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. —-günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Eldeki davada, davacıların murisi olayda yolcu olarak bulunmakta olup kazanın meydana gelmesinde kusursuzdur. Davacıların ve davalının mahkememizce yaptırılan araştırma ile tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları da göz önüne alınarak takdiren aşağıdaki tutarlarda manevi tazminata hükmedilmiştir.
Açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların maddi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜNE
Davacı —–, davacı ——- destekten yoksun kalma zararı olduğunun tespiti ile, toplamda 342.990,68 TL zararın;
a)Davalılardan—– —-yönünden, kaza tarihi olan 28.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek, talep gibi yasal faizi ile birlikte,
b) Davalı sigorta şirketi yönünden ise,
-Davacı —– destekten yoksun kalma zararının (155.432 TL’si zmms poliçesi kapsamında, bakiye 107.661,95 TL sinin —– kapsamında),
-Davacı—— destekten yoksun kalma zararının (—- poliçesi kapsamında, bakiye —– poliçesi kapsamında),
-Davacı —— destekten yoksun kalma zararının (——–kapsamında, bakiye ———- kapsamında) poliçe limiti ile sınırlı kalmak kaydıyla, sigorta yönünden temerrüt tarihi olan 11.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek, talep gibi yasal faizi ile birlikte, tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline;
2-Fazlaya ilişkin kısmın reddine;
B- Manevi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜNE;
1-Davacı ————- için takdiren 50.000 TL,
2-Davacı ———-için takdiren 35.00TL,
3-Davacı —— için takdiren 35.000 TL,
4-Davacı —– için takdiren —- manevi tazminatın kaza tarihi olan—- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı—– müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine;
5-Fazlaya ilişkin kısmın reddine;
6- Alınması gerekli 32.309,99 TL harçtan davacı tarafından peşin ve ıslah harcı olarak yatırılan 3.160,58TL harcın mahsubu ile bakiye 29.149,41TL’nin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
7- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40TL. başvurma harcı, 3.160,58TL peşin ve ıslah harcın toplamı olan 3.191,98TL’nin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8- Davacı tarafından sarf edilen 2.283,05TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre hesaplanan (%51,56 kabul %48,4 ret oranında) 1.177,14TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile alınarak davacılara verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına
9-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
11- —— tarifesine göre kabul edilen maddi tazminat yönünden davacılar vekili için takdir olunan 32.459,35TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
12——— göre reddedilen maddi tazminat yönünden davalılar vekili için takdir olunan 6.568,29TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
13——— tarifesine göre kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı—- vekili için takdir olunan —müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
14—— tarifesine göre kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı——– müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
15—–tarifesine göre kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı——- müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
16—göre kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı———- müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
17- ——— ücret tarifesine göre reddedilen manevi tazminat yönünden davalıla——– verilmesine,
18- —- tarifesine göre reddedilen manevi tazminat yönünden davalılar———- verilmesine,
19- ———– göre reddedilen manevi tazminat yönünden davalılar———- verilmesine,
20————–tarifesine göre reddedilen manevi tazminat yönünden davalılar——-vekili için takdir olunan —— verilmesine,
21- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı