Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/774 E. 2020/226 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1206 Esas
KARAR NO : 2020/233

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/11/2017
KARAR TARİHİ : 03/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı şirket arasında —— sözlü olarak —- davacının, davalının ——– yemeğini temin edeceği, davacının ediminini yerine getirdiği, verdiği yemeklerin bedeli için de 07.06.2016 tarihinden itibaren faturalandırma işlemini gerçekleştirdiği, faturaların ödenmediği, ödenmeyen 14 adet faturanın davalı şirkete tebliğ edildiği, faturalara da yasal süresi içerisinde itiraz edilmediği, davalı şirketin, tüm uyarılara rağmen herhangi bir ödemede bulunmadığından, İstanbul Anadolu ——-İcra Müdürlüğünün —- sayılı dosyasıyla aleyhine takip yapıldığı, davalı şirketin ise kötü niyetle itiraz ederek takibi durdurduğu, bu nedenle itirazın iptali için dava açmak zorunlu olduğu, sunulan durum nedeniyle, davalı şirketin itirazının iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, icraya yatırılan harcın mahsubuna, masraf ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak cevap vermediği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle faturalara dayalı olarak başlatılan İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğünün ————— sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Başlatılan icra takibinde davalı tarafa ödeme emri —– tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı tarafça 7 günlük itiraz süresi içerisinde 09.06.2017 tarihinde itiraz edildiği, davacı tarafından mahkememize 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın tacirler arasında olması nedeniyle Mahkememizce ticari defterlerin incelenmesi için taraflara gün verilmiş, belirlenen gün ve saatte davacının ticari defter ve kayıtlarını sunduğu, davalı tarafın defter ve belgelerini ibraz etmediği anlaşılmıştır. Mahkememizce re’sen seçilen mali müşavir bilirkişinin 19/11/2018 tarihli raporunda özetle; “——— yıllarına ait ticari defterlerinin takdiri mahkemeye ait olmak üzere sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğunu, dayanağı belgeler ile uyumlu olarak tutulmuş davacı tarafın ticari defterleri usulüne uygun olarak tutulmuş defterler kabul edildiğini, incelenen davacı yan ticari defterlerinde, —– kapanış fişinde davacı yanın davalı yandan 73.809,36-TL alacakl olduğunu, ancak davacı yanın taleple bağlılık ilkesi gereği davalı yandan takip tarihi itibari ile 38.309,36-TL alacaklı olabileceği, fatura içeriklerindeki hizmetin davalı yana teslimine ilişkin sevk irsaliyesi veya başkaca belge sunulmadığı, 2016 yılı haziran, temmuz, ağustos, eylül ve ekim aylarına ilişkin davalı yana gönderilen mal ve hizmet satışlarına ilişkin —————–bulunmadığının görüldüğü görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde raporunu mahkememize sunmuştur.
Mahkememizce defter incelemesi için davalı yana ihtaratlar içerir tebligat çıkarılmadığı anlaşıldığından usulüne uygun tebligat çıkarılmış ancak yine de defterler sunulmamıştır. Yine Mahkememizce vergi dairesinden davalının BA formları celp edilmiştir. Bilirkişi raporunda da tespit edildiği gibi davalı şirketin imza ve kaşesini içerir mutabakatlarda ——— tarihlerinde bir takım mal/hizmet alış verişinin olduğu sabittir. Gelen vergi dairesi yazı cevabından da eylül ve ekim aylarında mutabakat tutarlarında BA bildiriminde bulunulduğu, 2016 kasım, aralık ayında ise mükellefin BA bildiriminde bulunmadığı anlaşılmıştır. İcra takibi ile itirazın iptali davaları sıkı sıkıya bağlı olup, Mahkememizce yalnızca dava ve ——————-yönünden inceleme yapmak gerekmiştir. Takip konusu faturalar ———– aylarına aittir.
Bilindiği üzere HMK’nın 222. Maddesi gereği davacı tarafın defterlerinin sahibi lehine delil teşkil etmesi için davalı tarafın aynı şartlarla uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter ve kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmış olması gerekir. Öte yandan fatura tek başına alacağı ispata elverişli değildir. Fatura konusu hizmetin/malın karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesi gerekir. Belirtilen belgeler imzalı sevk irsaliyesi, mutabakatname, vergi kayıtları gibi her türlü ispata yarar yasal delil olabilir. Bilirkişi raporu ekinde sunulan mutabakatname ve gelen vergi dairesi cevabı ile cari hesap ekstresi dikkate alındığında davacı taraf takip konusu eylül ve ekim aylarına ait faturalara ilişkin hizmet verdiğini ispatlamıştır. Hal böyle olunca karine gereği ispat yükü davalı taraf üzerinde kalmış ve davalı taraf borçlu olmadığını, hizmet almadığını ispatlayamamıştır. Kasım ve aralık aylarına ait faturalara ilişkin ise davalı yanca vergi dairesine bildirimde bulunulmamış, herhangi bir mutabakatname düzenlenmemiş ve sevk irsaliyesi de sunulmamış ve davacı tarafça yemin deliline de dayanılmamıştır. Bu nedenle takip konusu kasım ve aralık aylarına ilişkin hizmet verildiği ispatlanamadığından bu faturalar yönünden davanın reddi gerekmiştir. İşlemiş faize ilişkin talep ise davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğü ispatlanamadığından reddedilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde: Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafça davalı tarafa bu ticari ilişki kapsamında faturalar düzenlendiği, ancak davalı tarafça ödeme yapılmadığından icra takibine geçildiği anlaşılmış, Mahkememizce alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli ve denetlenebilir bulunmuş, davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmediğinden davacı defter ve kayıtları ile davalının defter ve kayıtları karşılaştırılamamış ise de vergi kayıtlarının ve mutabakatname gereği 2016 eylül ve ekim aylarında kesilen faturaların birbiri ile uyumlu olması nedeniyle malın/hizmetin eksiksiz biçimde davalı tarafa teslim edildiği anlaşılmış, bu faturalar yönünden hizmetin teslim alınmadığına ilişkin ispat yükü kendisine ait olan davalının aksini ispata yarayan yazılı belge sunmaması nedeniyle davacı tarafa borçlu olduğu kabul edilmiş, bakiye kısım olan kasım ve aralık aylarına ait faturalar yönünden hizmet verildiği ispatlanamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen tutar üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiş, itirazın kısmen iptaline karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile, İstanbul Anadolu —–.İcra Müdürlüğü’nün —- esas sayılı icra dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin;
————– nolu satış faturası yönünden 2,572,70-TL’sinden,
—————— nolu satış faturası miktarı olan 2.774,28-TL’den
——————nolu satış faturası miktarı olan 2.570,40-TL’den
—————nolu satış faturası miktarı olan 2.774,52-TL’den
—————- nolu satış faturası miktarı olan 3.821,58-TL’den olmak üzere toplam 14.513,48-TL asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3095 Sayılı Kanun m. 2/2 uyarınca işleyecek avans faizi yürütülmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Kabul edilen asıl alacak tutarı olan 14.513,48-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 991,42-TL harçtan peşin alınan 487,27-TL harcın mahsubu ile bakiye 504,15-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 487,27-TL peşin harç, 31,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 518,67-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 901,50-TL yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranına göre (%35,97 Kabul %64,03 Ret) hesaplanan 324,27-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden ———– vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.