Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/772 E. 2020/439 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/772 Esas
KARAR NO: 2020/439
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/07/2017
KARAR TARİHİ: 07/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin fatura karşılığında davalı yana malzeme satışı yaptığını, bahse konu malzemelerin imza mukabilinde teslim edildiğini ancak davalının borcunu ödemediğini bunun üzerine davalı aleyhine —– İcra Müdürlüğü’nün ————-sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını fakat davalının haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz ettiğini beyan ederek itirazın iptali ile takibin devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücrctinin davalı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Usulüne uygun çağrı kağıdı tebliğine rağmen davalı davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın, davacı tarafından davalı aleyhine —— İcra Müdürlüğü’nün ———-sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu, dava konusu icra dosyasının incelemesinde, takip alacaklısının mahkememiz dosyasının davacısı, takip borçlusunun mahkememiz dosyasının davalısı olduğu, cari hesaba dayalı olarak ——— asıl alacak —–işlemiş faiz olmak üzere toplam——– üzerinden yapılan ilamsız icra takibine davalı borçlunun süresinde itirazı doğrultusunda takibin durduğu, davanın ———-kısım için itirazın iptali ve takibin devamı istemi ile açıldığı görülmüştür.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, tarafların defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılması için inceleme günü tayin edilmiş ve mahkememizce oluşturulan ara karar doğrultusunda görevlendirilen mali müşavir bilirkişi tarafından tarafların defterlerinin incelenmesine karar verilmiştir. Belirlenen inceleme gününde davacı taraf defter ve belgelerini hazır etmiş, bilirkişi tarafından davacı tarafın defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu tanzim edilen ———- tarihli rapor dosyaya sunulmuştur. Bilirkişi, davacı tarafın defterlerinin gerekli açılış ve kapanış onaylarına sahip olduğu, davacı tarafın defterlerine göre davacı tarafın kaydi olarak ———- alacaklı olduğu yönünde görüş bildirmiştir.
Dava konusu faturalar altında ———- isimli şahsın adı ve soyadının yazılı olduğu, imzasının bulunduğu görülmüş ancak davalının bağlı bulunduğu ——- yazılan müzekkereye verilen cevaptan fatura tarihlerinde davalının böyle bir çalışanının olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafın bağlı bulunduğu vergi dairesine müzekkere yazılarak davacıdan yapmış olduğu alımlara ilişkin BA formlarının gönderilmesi istenmiş, vergi dairesinden gönderilen BA formlarının incelenmesinde davalı tarafından ——-olarak davacıdan alım yapıldığına dair kaydın formda yer aldığı görülmüştür. BA formunda yer alan toplam tutar—-hariç tutar olduğundan davalı tarafından ——–dahil toplam ——— BA formlarında vergi dairesine bildirilmiş olduğu görülmüştür.
Konu ile ilgili————– tarihli kararında; “Somut olayda davacı, icra takibine konu faturalarda yazılı işlerin yapıldığını ve davalıya teslim edildiğini ileri sürmüş, davalı ise akdi ilişkiyi ve borcu inkâr etmiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ispat yükü davacı tarafta olup, dosya içeriğinde davacı tarafından davalıya taşıma hizmeti verildiğine ilişkin bir delil bulunmamaktadır. Öte yandan ticari defterlerle ispat ise 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun özellikle ———- ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan yasanın 83. maddesi uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlıdır. Davacı, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmış değildir; defterler dışında da deliller bildirmiş ve bunları mahkeme huzuruna getirmiştir. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir.” şeklinde gerekçeyle, davacının münhasıran davalı tarafın ticari defterlerine delil olarak dayanması halinde davalı tarafın defterlerini sunmamış olmasının davacının davasını ispat ettiği anlamına geleceği, aksi durumda ispat yükü kendisinde olan davacının davasını ispat etmiş sayılmayacağını belirtmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu bir bütünlük içerisinde değerlendirildiğinde, yerleşik ———-da işaret edildiği üzere, davacı tarafından fatura düzenlenmiş olması, davacının defterlerine göre davacının davalıdan alacaklı görünmesi, ticari ilişkinin varlığının ve davacının davalıdan alacaklı olduğunun ispatı için yeterli değildir. Alacağın varlığının ispatı için faturaya konu mal ya da hizmetin karşı tarafa teslim edildiğinin ispat edilmesi gerekmekte veya davacı tarafından münhasıran davalı tarafın ticari defterlerine delil olarak dayanılmış olması ve davalı tarafın defterlerini ibrazdan kaçınmış olması gerekmektedir. Dava konusu somut olayda, fatura konusu malların davalı tarafa teslim edildiğine dair delil sunulmamış olmakla birlikte, delil olarak münhasıran davalı tarafın defterlerine dayanılmamıştır.
Davacı taraf yemin deliline dayanmış ancak kendisine yemin teklif etme hakkı hatırlatıldığında yemin teklif etmediklerini beyan etmiştir. Davalı taraf ise davaya cevap vermeyerek HMK. m. 128 gereği davacı tarafın ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır. Davalı tarafın bağlı bulunduğu vergi dairesine —– dahil toplam ——– alım yaptığını BA formunda bildirmiş olduğu anlaşılmış, davacı taraftan alım yapıldığının BA formunda bildirilmesi yerleşik hale gelmiş Yargıtay İçtihatlarında da belirtildiği üzere———————– fatura konusu mal veya hizmetin davalı tarafa teslimine karine teşkil edeceği, bu karinenin aksi yönünde davalı tarafından herhangi bir delil sunulmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının takip tarihi itibari ile davalıdan —–alacaklı olduğu sonucuna varılmış, davanın kısmen kabulüne, — İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin ——- asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya dair talebin ispatlanamamış olması nedeniyle reddine karar verilmiş, davalının takibe yapmış olduğu itiraz haksız olduğundan ve alacak likit olduğundan kabul edilen kısım üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,——— İcra Müdürlüğü’nün ——Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin ——- asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya dair talebin reddine,
2-Kabul edilen ———-üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 941,88-TL harçtan peşin alınan 614,19-TL harcın mahsubu ile bakiye 327,69-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 614,19-TL peşin harç, 31,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 645,59-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 762,50-TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 204,27-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ————— Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/07/2020