Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/760 E. 2019/297 K. 26.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/760 Esas
KARAR NO : 2019/297

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2017
KARAR TARİHİ : 26/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili arasında 05/10/2015 tarihli 100.000,00 TL limitli akdedilen genel kredi ve teminat sözleşmesine dayalı olarak kredi kullandırıldığını, ancak davalının kullandığı kredilerin geri ödenmemesi üzerine müvekkilinin davalının hesabını kat ettiğini, tüm borç muaccel hale geldiğini, Beyoğlu ———————–Noterliğinin 04/04/2017 tarih ————— yevmiye numaralı hesap kat ihtarı gerek davalı asıl borçlu gerekse müteselsil kefillere keşide edilmiş ve borçluların kredi sözleşmesinin maddesi uyarınca yeni adresini noter kanalı ile bildirmediği sürece yasal ikametgahı olarak kabul ettiği adresine kat ihtarı gönderildiğini, ihtar üzerine borcun ödenmemesi üzerine davalı hakkında menkul rehninin paraya çevrilmesi yolu ile İstanbul Anadolu —————- İcra Müdürlüğünün 2017/13959 Esas sayılı dosyasıyla yasal takibe geçildiğini, davalı tarafından borç ödenmediği gibi herhangi bir gerekçe belirtilmeden borca itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalının müvekkili bankadan kredi kullandığı ve kredi borcunu geri ödemediği hesap hareketleri ve itiraz edilmeyen hesap kat ihtarı ile sabit olduğunu, davalı faiz oranına da itiraz ettiğini, ancak kredi sözleşmesinin temerrüde ilişkin maddesinde faiz hususu açıkça düzenlendiğinden temerrüd faizini ödemeyi peşinen kabul ettiğini, müvekkilinin alacağı likit alacağı olduğunu, müvekkilinin alacağı likit olduğundan yapılan icra takibine itirazın haksız olduğundan davalının inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğinden davalı aleyhine asıl alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini gerektiğini, sonuç olarak fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile davalının İstanbul Anadolu ———— İcra Müdürlüğünün 2017/13959 E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın 66.987,85 TL asıl alacak, 2.713,06 TL işlemiş faiz, 135,64 TL faizin %5 BSMV’si ve 137,65 TL masraf olmak üzere toplam 69.974,20 TL üzerinden iptaline, takibin 66.987,85 TL olan asıl alacağa 24/05/2017 tarihinden itibaren işeyecek yıllık %27 temerrüt faizi ve bunun %5 BSMV’si, icra vekalet ücreti ve icra masrafları ile birlikte tahsili yönünden devamına, 1.410,00 TL tutarındaki 1 adet çek yaprağının iadesi yahut depo bedelinin ödenmesine, gayrinakit alacağımızın nakit alacağa dönüşmesi halinde bu tarihten itibaren alacağa İşleyecek %27 temerrüt faizi ve %5 BSMV’si ile birlikte ödenmesine ve itirazın iptaline, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesîne, söz konusu davanın ikame edilmesi sebebiyle sarf edilen tüm yargılama giderleri ve hak edilen vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı dilekçesinde özetle; Öncelikle ikametgahının ve çekilen kredi yerinin ————- adresi olduğundan yetki yönünden ——– Asliye Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, davacının davasının yerinde olmadığını, kendisinin borcu olmadığını, davalı ile uzlaştıklarını, buna göre ödeme yaptığını, banka kayıtları geldiğinde takibin fahiş olduğu, alacağın likit olmadığının görüleceğini, alacaklarının da bu kadar olmadığını, fazla talepte bulunulduğunu, arabasının periyodik ödemelerini yaptığını, bireysel kredi olarak hiç bir borcu olmadığını ve alacaklı olduğunu, insafsızca ve kasıtlı olarak temerrüd faizi olmayan ahlak ve şahsiyet dışı intikam alacak davranışlarla hiç bir gün netice alınamadığını, kendisinin dosdoğru olduğunu, bu nedenlerle öncelikle mahkemenin yetkisizliğine, görevsizliğine, karar verilmesini, fazla takip yapıldığından borcunun olmadığından davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle; davacının başlatmış olduğu kredi sözleşmesine dayalı İstanbul Anadolu ——-. İcra Müdürlüğünün 2017/13959 E sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Takip borçlusu olan davalıya ödeme emri 26.05.2017 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı süresinde yapmış olduğu itiraz dilekçesi ile icra takibini durdurmuştur. Takip borçlusu tarafından verilen itiraz dilekçesinde: “Adres ————-işyeri olarak maliye olarak banka olarak İstanbul Mahkemelerini kabul etmiyorum” demiş ise de, HMK’nın 19. Maddesi gereği yetkili mahkemeyi açıkça göstermediğinden, yetki itirazı olarak değerlendirilmemiş ve takibe ilişkin yetki itirazının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafa dava dilekçesi 25.07.2017 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı 27.07.2017 tarihinde süresinde cevap dilekçesi sunarak yetki itirazında bulunmuş, ———- Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu belirtmiştir.
Mahkememizce, taraflar arasında genel kredi sözleşmesi bulunduğu anlaşılmakla, genel kredi sözleşmesi incelenmiş olup, kredi sözleşmesinin 13.4. Maddesinin e bendinde: “Bu sözleşmenin (tacir olmayan gerçek kişi olanlar hariç olmak üzere) tüm tarafları,bu sözleşmeden doğan her türlü uyuşmazlıkların çözümlenmesinde, Türk hukukunun uygulanacağını ve Adana Mahkeme ve İcra Daireleri ile Banka’nın Genel Müdürlüğü’nün bulunduğu yerdeki mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olacağını, Kanunen yetkili mahkeme ve icra dairelerinin yetkilerinin SAKLI olduğunu kabul ederler” şeklinde düzenleme mevcuttur. Taraflar arasındaki yetki sözleşmesinin münhasır olmayan yetki sözleşmesi olarak yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda Adana Mahkemeleri, Banka Genel Müdürlüğü’nün bulunduğu yerdeki mahkeme ve icra dairelerinin yetkisi ve kanunen belirlenen genel yetkili mahkemelerin yetkili olduğu açıktır.
Birden fazla yetkili mahkemede dava açılabileceği durumlarda davacıya seçimlik hak tanınmıştır. Davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasının bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiç birisinde açmaz ve yetkisiz bir mahkeme de açar ise, o zaman seçme hakkı davalıya geçer.
HMK’nın 6,10 ve 14. Maddesi ile TBK’nın 89. Maddesi uyuşmazlık hakkındaki davanın görülebileceği genel yetkili mahkemelerin uygulanacağı kanun hükümleridir.
Davacı şirket merkezi ————— Kredi sözleşmesinin yapıldığı şube ——– Münhasır olmayan yetki sözleşmesinde ise ———– Mahkemeleri yetkili kılınmıştır. Tespit edilen yetkili yerlerin hiçbirisinin Mahkememiz yargı sınırları çevresinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı, seçimlik haklarından hiç birisinde dava açmadığından, seçme hakkı davalıya geçmiştir. Bu durumda davalının yetki itirazını değerlendirmek gerekmiştir. Davalının yerleşim yerleri ————— Davalı HMK’nın 6.maddesi gereği kendi yerleşim yerleri olan ————— Mahkemeleri’ni yetkili göstermesi nedeniyle, yetki itirazı yerinde bulunmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlere, mahkememizin yetkisizliği sebebiyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİ sebebiyle davanın usulden REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde başvuru halinde dosyanın yetkili ———– Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.nun 331/2 maddesi gereği yargılama giderleri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Dair , gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.