Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/691 E. 2019/591 K. 22.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/691 Esas
KARAR NO: 2019/591
DAVA : Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ: 21/06/2017
KARAR TARİHİ: 22/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Kayıt Kabul davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, müflis şirketin üstlenmiş olduğu inşaat işinde inşaat malzemesi sattığını, söz konusu satılan inşaat mallarının faturalı olduğunu tarafların cari hesaplarında gözüktüğünü, müvekkili şirketin bir kısım alacağına karşılık ————keşide tarihli ve———— TL bedelli çek verdiğini, fakat bu çekin karşılıksız çıktığını, bu kapsamda İstanbul Anadolu 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin——– esas sayılı dosyasına müdahil olduklarını, mahkeme borçlu şirketin iflasına karar verince iflas masasına alacaklarını yazdırdıklarını, ——– tarihli dilekçe 550.557,00 TL olan alacaklarının iflas masasına bildirildiğini, iflas idaresi alacaklarının tamamının kesinleşmiş bir icra takibi veya kesinleşmiş bir mahkeme karan olmadığı gerekçesi ile ret edildiğini, oysa müvekkili şirketin elinde çek ve fatura bulunduğunu, borçlu şirketin iflas ertelemesi devam ettiği için icra takibi yapma imkanlarının bulunmadığını, müflis şirketten müvekkili firmanın alacağı bulunduğunu, müvekkili şirketin davalı şirkete inşaat malzemesi sattığını, demir sattığını, satılan demirlerin davalı müflis şirketin yürütmekle olduğu şantiyelerde kullanıldığını, davalı müflis şirkete satılan demirlerin bakiye alacak bedeli 557.593 TL olduğunu, söz konusu demirlerin faturalarının davalı müflis şirkete kesildiğini, davalı şirketin iflas erteleme kararından önce müvekkili şirkete olan borcunun 1.007.932,00 TL olduğunu, söz konusu borcun ödenmesi için davalı müflis şirket ve kayyum onayı ile 18.09.2013 tarihli borç tavsiye sözleşmesi yapıldığım, müvekkili şirketin söz konusu protokolün beşinci maddesi gereği alacağı 1.007.932,00 TL karşılık gelen çeklerin davalı şirkete iade edildiğini, davalı şirket iflas erteleme kapsamında söz konusu borçtan 130.344 TL kısmının ödemediğini, aynı zamanda müvekkili şirket şantiyelerin yürümesi için ve yine kayyum onayı ve güvencesi ile şirkete 18.09.2013 tarihli protokol gereği mal vermeye devam ettiğini, bu kapsamda verilen mallardan müvekkilinin 427.249,06 TL alacağı bulunduğunu, oysa 18.09.2013 tarihli kayyum onaylı protokol gereği satılan yeni mal bedelinin 60 günlük vade ile ödenmesi gerektiğini, fakat bu bedelin de ödenmediğini, iflas idaresi bu derece kesin alacağı haksız ve hiçbir hukuku dayanak olmadan ret ettiğini, iflas idaresi burada görevini kötüye kullandığım, alınan demirler davalının gelir elde etmeyi düşündüğü şantiyelerde kullanıldığını, söz konusu demirlerin şantiyelerin yürümesi için kullanıldığını belirterek müvekkili şirketin 550.557,00 TL alacağının iflas masasına kaydına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap, beyan veya delil sunmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, davacı tarafından faturaya dayalı alacağı nedeniyle müflis şirket aleyhine açılan kayıt kabul davasıdır.
Davacı, müflis şirketi ile aralarında ticari alım satım ilişkisinin olduğu, müflisin iflas erteleme dönemi içinde inşaat malzemesi (demir) satın aldığını, karşılığında çek verdiğini ancak çekin de karşılıksız çıktığını, müflis ile borç yapılandırma sözleşmesi yaptıklarını, bu protokolün kayyım tarafından da onaylandığını, ancak müflisin ödeme planına uyamadığını iddia ederek, alacağının masaya kaydedilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Müflis şirketin Kayatılan anadolu 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——— E ———- (ek) karar sayılı, 11/11/2014 tarihli kararıyla, şirketin 11/11/2014 tarihi itibariyle iflasına karar verildiği, bu kararın Yargıtay 23. HD.nin 2015/1506 E, 2016/1238 K sayılı kararıyla onandığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık konusu olan ilk husus iş bu dava için dava şartı olan davanın süresinde açılıp açılmadığı hususudur.
2004 sayılı İİK.nun 235. maddesine göre sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223 üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur. Aynı kanunun 223/3 maddesine göre de “İflâs idaresi toplantıları, idare memurlarının veya herhangi bir alacaklının gündem belirlemek suretiyle yapacağı talep üzerine iflâs dairesi müdürünün toplantı gününden en az yedi gün önce göndereceği çağrı üzerine yapılır. İflâs idaresi, kararlarını çoğunlukla alır; ancak toplantıya her üç iflâs idare memurunun da katılmaması hâlinde iflâs dairesi müdürü iflâs idaresinin görevini yüklenir ve iflâs idaresi adına tek başına karar alır. Toplantıya iflâs idaresi memurlarından birinin veya ikisinin iştiraki hâlinde iflâs dairesi müdürü de bu toplantıya katılır. Karar alınamaması hâlinde iflâs dairesi müdürünün oyu doğrultusunda işlem yapılır. İflâs masasına alacaklı olarak müracaat eden alacaklılar, tebligata elverişli adres göstermek ve———– çıkarılacak tarifede gösterilecek yazı ve tebliğ masrafları için avans vermek suretiyle iflâs idaresince alınacak kararların kendilerine tebliğini isteyebilirler. Bu muameleyi yaptırmış alacaklılar hakkında iflâs idare memurunun kararlarına karşı kanun yolları kendilerine tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlar”.
Somut olayda, iflas müdürlüğüne yazılan müzekkereye göre gelen cevaptan, davacının, iflas masasına 16 kayıt sıra numarası ile 550.557,00 TL üzerinden alacak üzerinden masaya kayıt talebinde bulunduğu, bu sırada tebliğ için de masraf yatırdığı anlaşılmıştır. Masa red kararı, davacı vekiline 21/06/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, sıra cetveli ayrıca 14/06/2017 ve 16/06/2017 tarihlerinde ilan edilmiştir.
Bu bakımdan iş bu kayıt kabul davasının 21/06/2017 tarihinde süresi içinde açıldığı sabittir.
Davacının süresinde dava açtığı anlaşıldıktan sonra açıklığa kavuşturulması gereken bir diğer husus davacının gerçekten alacağının olup olmadığına ilişkindir. Bu bakımdan inceleme yapılması için dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi davacı şirket ile müflis arasında akdi bir ilişki olduğunu, davacının ibraz ettiği ve ileri sürdüğü faturalara göre teslim şartını ispatladığı, taraflar arasında 18/08/2013 tarihinde borç tasfiye sözlaşmasi yapldığını, bu protokolden sonra yapılan satışlar, ödemeler ile bakiye alcağın 551.064,45 TL ye düştüğünü, ancak taleple bağlı kalınarak davacının iflas tarihi itibariyle 550.557,00 TL tutarında alacaklı olduğunu mütalaa etmişlerdir. Alınan rapor incelendiğinde, bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, olayın oluşuna uygun olduğu, dozyadka i masaya başvuru evrakı ve dayankaları, dozyaya sunulu protokol ve satışları gösteren belgelerle ödeme belgelerine uygun olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE;
2-Davacı şirketin 550.557,00 TL tutarlı alacağının müflis————-Anadolu 3. İcra İflas müdürlüğünün ———– iflas sayılı dosyasına kayıt ve kabulüne,
2- Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40 TL. başvurma harcı, 31,40 TL peşin harcın toplamı olan 62,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 719,00 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılmasına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 10 gün içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 22/05/2019