Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/67 E. 2021/540 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/67 Esas
KARAR NO : 2021/540
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/01/2017
KARAR TARİHİ : 06/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıların işleteni ve maliki oldukları—- plakalı—- tarihinde müvekkiline ait —- kusurlu çarparak aracın hasarlanmasına sebebiyet vermiş olduğunu, kaza sebebi ile müvekkile ait araçta—– hasar oluştuğunu, hu masrafın müvekkilince karşılanmış olduğunu, ancak araçta meydana gelen değer kaybının davalı tarafça karşılanmamış olduğunu, taraflar arasındaki değer kaybı hasarına ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edebilecekleri miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra 6100 sayılı HMK 107 Md. uyarınca iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmadan alacak miktarını belirlenecek miktar kadar arttıracaklarını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik — değer kaybı hasar bedelinin—- tarihi itibarı ile avans faizi ile birlikte tahsiline ve hasara sebep olan—- plakalı aracın devrinin önlenmesi amacı ile tescil kaydına teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı — cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafa ait aracın sürücüsünün yoğun nüfusun olduğu meskun mahal içinde aşırı hızla giderken, sokak içerisinde kullanmış olduğu araca sert ve hızla çarparak kazanın ve olayın yaşanmasına neden olduğunu, davaca tarafa ait araç sürücüsünün aniden ve aşırı hızla üstüne geldiğinden, kaza olmaması için kaçmaya çalıştığı halde olaydan kurtulamadığını, davacının sürücüsü nedeniyle hayati tehlike geçirdiğini, ölümden kurtulduğunu ve aracında ciddi hasar oluştuğunu, tüm bu yaşananların meydana gelmesine sebep davacı tarafın sürücüsü olduğunu, davacı tarafın sürücüsünün yoğun meskun mahal içinde aşırı hızla araç kullanmasının kendisine denk geldiğini, kendisinin o esnada kendi aracı olmasaydı ve olay yerinde yayalar olmuş olsaydı bu olayın o yayaların ölümü ile biteceğini, davacı tarafın kullanmış olduğu aracın, sağlam ve korunaklı olduğu halde, aşırı hızla gittiğinden dolayı bu aracın tüm hava yastıkları açıldığını, bu durumun bile tek başına aracın aşırı hızını net olarak açıkça gösterdiğini, kendisinin olayda mağdur olduğunu, olayın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, davacı tarafın hakkında dava açma haklarının olmadığını, keşif, bilirkişi incelemesi, olay anını gösteren kamera kayıtları sair tüm yasal belgeler ile olayda bir kusurunun olmadığını, davacı sürücünün kusurlu olduğunu, olayın mağduru olduğunun ispatlanacağını, bu nedenlerle hukuki mesnetten yoksun olarak açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı—- vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava açılış tarihi itibariyle sigorta şirketine başvuru zorunluluğu yürürlüğe girmiş olduğundan dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, davacı tarafça dosyaya sunulan,—– tarafından hazırlanmış değer kaybı ekspertiz raporunda da görüleceği üzere, davacı tarafın dava açmadan evvel değer kaybının —– olduğu yönünde bir ekspertiz raporu almış ve bu rapor doğrultusunda huzurdaki davayı açtığını, bu nedenle davacı tarafın dava açtığını, bu nedenle davacı tarafın dava açmadan evvel araçta meydana geldiğini iddia ettiği değer kaybını bilecek durumda olduğunu, söz konusu raporun alınmasının başkaca bir anlamının olmayacağını, davacının iddia ettiği değer kaybının miktarını bilen davacının eldeki davayı belirsiz alacak davası olarak açmasının mümkün olmadığın, bu nedenle de davanın usulden reddi gerektiğini, davacı alacaklarını—– temlik ettiğini, bu sebeple de huzurdaki davanın sujesi olmayacağını, davanın sigorta şirketine ihbarını talep ettiklerini, huzurda görülen dava sonucunda davacının değer kaybı talebinin mahkemece kabul edilmesi halinde bu bedelin de müvekkiline ait aracın—-düzenleyen—- Tarafından karşılanmasının gündeme geleceğini, bu nedenle davanın—- talep ettiğini, kazanın tam dört yol ağzında meydana geldiğini, kazanın davacının aşırı hız yapması sebebiyle meydana geldiğini, yasa gereği söz konusu kazanın meydana geldiği kavşaktaki geçiş üstünlüğünün müvekkiline ait araçta olduğunu, davacıya ait aracın sürücüsünün bu kurala riayet etmediği için kaza gerçekleştiğini, davacının aracında meydana geldiği iddia edilen değer kaybının son derece fahiş olduğunu, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, değer kaybı hesaplaması yapılırken—– düzenlenen teminat dışı kalan haller göz önünde bulundurulması gerektiğini, davacı tarafından değiştiğini ya da tamir gördüğünü iddia ettiği parçaların dava konusu kaza sonucunda hasar görüp görmediğinin de tespiti gerektiğini, bu nedenlerle esasa girilmeksizin davanın usulden reddine, talebin kabul edilmemesi halinde davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davalıların işleteni ve sürücüsü oldukları— plakalı araç ile davacıya ait — plakalı aracın —– tarihinde karışmış olduğu kazada davacıya ait aracın hasarlanarak değer kaybına uğradığı iddiasıyla açılan değer kaybına ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Eldeki davada davacı taraf tacir olup, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu araç ticari olduğundan Mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır. Davalı taraf, davacının alacaklarını —— temlik ettiğini dolayısıyla dava açma hakkının bulunmadığını iddia etmiş ise de; dosyada mübrez temlik belgesinden yalnızca hasarın temlik edildiği, davacının aktif husumetinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce hasar dosyası celp edilmiş, makine mühendisi ve sigorta konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişiler —- tarihli raporunda özetle; dava konusu aracın hasarsız durumdaki——-olduğunu, genel şartlara göre yapılan hesaplamada araç değer kaybı oranının– olduğunu, toplam değer kaybının —– plakalı aracın — kusurlu olduğunu tespit etmişlerdir. Davalının rapora itirazları kapsamında —- davacıya ait aracın dava konusu kazadan önce başkaca kazaya karışıp karışmadığının tespiti için tüm hasar dosyaları celp edilmiş, bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; ek raporda aracın — olması sebebiyle hasarsız 2. El piyasa değerinin yeniden değerlendirilmesi neticesinde; — olarak tespit edildiği, değer kaybının — olarak belirlendiği belirtilmiştir.
Alınan ek raporun davalının kusur oranına itirazlarını karşılamaması sebebiyle kusur oranlarının tespiti için keşif yapılmış, keşif mahallinde davacıya ait araç sürücüsü dinlenerek dosya—- bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi raporunda; kazada önce tali yoldan gelen— plakalı aracın sürücüsünün ana yoldan gelen —- plakalı aracın geçişine öncelik tanımış olması gerekirken, gerekli dikkati vermemesi sebebiyle %75 kusurlu olduğu, davacıya ait aracın aldığı darbe neticesinde kavşak köşesinde bulunan ağaca çarptıktan sonra, orada dahi duramayıp karşı kaldırıma sekmesinin aracın seyir hızının, kaza anında meskun mahal hızlarının çok üzerinde bariz göstergesi olarak anlaşıldığından %25 oranında kusurlu olduğunu tespit etmiştir. Alınan kusur raporları arasında çelişki olması sebebiyle çelişkinin giderilmesi amacıyla —– rapor alınmıştır. —- dosyada mübrez tüm raporları, keşif raporunda bulunan olay mahallini gösterir fotoğrafları incelemek suretiyle tanzim ettiği raporunda: “Davalı sürücü —- sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde iken, olay mahalli kavşağa uygun şekilde yaklaşıp kavşak başında kendisine hitaben olan DUR levhasına uyarak durması, kavşak kollarındaki araç trafiğini kontrol etmesi, ilk geçiş hakkını sol tarafından gelen sürücüye vermesi gerekirken bu hususlara riayet etmemiş ve kavşaktan geçiş yapmakta olan vasıtaya karşı zamanında etkili fren tedbirinde bulunmayıp vasıtanın sağ arka kapı kısımlarına çarpmış olduğu anlaşmakla olayda; asli kusurludur. Sürücü—– sevk ve idaresindeki araç ile olay mahalli kavşaktan geçişi sırasında oluşan olayda; atfı kabil bir kusuru bulunmamaktadır.” görüş ve kanaatleri ile raporunu sunmuşlardır. Çelişkinin giderilmesine yönelik alınan bu raporda davalının %100 kusurlu olduğu tespit edilmiş olup, dosyada mübrez kaza tespit tutanağı ve keşif mahalli fotoğrafları göz önüne alındığında geçiş hakkının davacıya ait araçta olduğunun sabit olması, dosyada davacıya ait aracın hızlı olduğuna ilişkin hiçbir delil bulunmaması bir arada değerlendirildiğinde Mahkememizce de 3 kişilik heyetten oluşan uzmanlarca hazırlanmış rapor uygun bulunmuş ve hükme esas almak gerekmiş, davalının—– genişletilmiş uzmanlarından oluşan heyetinden yeniden rapor tanzim edilmesi talebi son raporun zaten çelişkiyi gidermek amacıyla alınmış olması ve hüküm kurmaya elverişli olması sebebiyle uygun görülmemiştir. Keşif sonrası düzenlenen raporda her ne kadar davacıya ait aracın aldığı darbe neticesinde kavşak köşesinde bulunan ağaca çarptıktan sonra, orada dahi duramayıp karşı kaldırıma sekmesinin aracın seyir hızının, kaza anında meskun mahal hızlarının çok üzerinde bariz göstergesi olduğu belirtilmiş ise de; davalıya ait aracın hızlı olması halinde de davacının aracının benzer biçimde savrulacağı açık olup, davacının kaza anında hızlı olduğuna ilişkin somut bir kamera kaydı, beyan, tanık vb. bulunmadığından —- tarihli rapora bu yönüyle de itibar edilememiştir.
Dava konusu kaza— tarihinde meydana gelmiş olup, bilindiği gibi—- tarihinden sonra düzenlenmiş poliçelerde ve yine bu tarihten sonra meydana gelen kazalarda, değer kaybı taleplerinde genel şartlarda belirlenen yöntemle hesaplama yapılması gerekmekteydi. Davalıya ait aracın poliçe başlangıç tarihinin—- olması yanında, yargılama devam ederken——– birinci cümlesinde yeralan “ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yeralan “ve genel şartlarda’’ ibaresinin iptal edilmiş olması sebebiyle; genel şartlar davacı açısından tazminat belirlenmesinde uygulanamayacaktır.—— tarihli kararında vurgulandığı gibi değer kaybının hesabında aracın modeli, markası, özellikleri, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, tarafların iddia ve savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeriyle kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı zararının hesaplanması ilke olarak kabul edilmiştir. Mahkememizce alınan kök ve ek rapor; davalıya ait aracın poliçe başlangıç tarihi itibariyle uygulanmaması gereken genel şartlar ekine göre hazırlanmış olup,—– uygun piyasa şartlarına göre meydana gelen değer kaybı tespit edilmediğinden hükme esas alınamamıştır. Hal böyle olunca bilirkişiden tekrar ek rapor almak gerekmiş ancak bilirkişi ilk ek raporunda aracın kaza öncesi değerini — olarak belirtmiş iken bu kez tekrardan kök rapordaki gibi —- olarak belirlemiş, rapor bu haliyle diğer raporlarla çelişmiş, yine her trafik kazasında genel şartlarda belirlenen formül ile —- uygun belirlenen değer kayıplarında oransal açıdan yalnızca — fark varmış gibi kök raporunda tespit edilen — değer kaybı oranına— ekleyerek yeni oranı —-oran bulmuş, rapor tamamıyla hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmamış ve hükme esas alınamamıştır.
Hal böyle olunca yeni bir makine mühendisi bilirkişiden değer kaybına ilişkin rapor almak gerekmiştir. Mahkememizce seçilen makine mühendisi bilirkişinin —- tarihli raporunda özetle: “Aracın güncel rayiç değerinin —– olduğu,— dikkate alındığında aracın rayiç değerinin pazarlık payı da dikkate alındığında — olduğu, genel şartlara göre yapılan hesaplamada değer kaybının —- eklenen yöntem ile yapılan hesaplamada araçların yüksek km. değerlerinde piyasa şartlarına göre çok düşük değer kayıpları çıktığı, ancak düşük km değerinde de piyasa şartlarına göre yüksek çıktığını, aracın km’sinin — olduğu ve— tutarındaki hasar sonucunda—– değer kaybının çok yüksek olduğu, aracın rayiç değerinin %16’sına denk gelen değer kaybının piyasa şartlarında kabul edilemeyeceği, —- hava yastıklarının açılmadığı, beyninde, elektronik aksamında,motor kısmında önemli bir hasar olmadığını, kaza tarihi itibariyle değer kaybının toplam —- olabileceği, aracın rayiç değerinin —– kısmına denk gelen bu tutarın piyasa şartlarına uygun olduğu” görüş ve kanaati ile raporunu mahkememize sunmuştur. Alınan bilirkişi raporunda tek tek hangi parçaların değer kaybına sebebiyet vereceği belirtilerek ve —– uygun piyasa şartlarına göre değer kaybı belirlenmiş olup, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmuş, dosyada mübrez hasar faturasındaki kalemler incelendiğinde de bir kısım hasarların değer kaybına sebebiyet vermeyeceği dikkate alındığında raporda değer kaybına sebebiyet veren parçaların kaza ile uyumlu olduğu anlaşıldığından Mahkememizce hükme esas almak gerekmiş, hesapta davacının aracında —– değer kaybı meydana geldiği göz önüne alınarak, ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, ıslah dilekçesinde dava tarihinden itibaren avans faizi talep edildiğinden taleple bağlı kalınarak ve davalıya ait aracın kullanım cinsinin ticari olması sebebiyle dava tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmiştir. Davacı taraf rapora itirazında—- tarihinde yürürlüğe giren —– göre hüküm kurulmasını talep etmiş ise de; yukarıda bahsedildiği gibi hem davalıya ait aracın sigorta poliçe başlangıç tarihi itibariyle hem de—– iptal kararı gereği genel şartlara göre değer kaybı hesabı yapılmasının mümkün olmaması sebebiyle bu yöndeki itirazlar yerinde görülmemiş, davalının ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı itirazı Mahkememizin son celsesinde belirtildiği gibi davanın belirsiz alacak davası olarak açılması ve ıslah tarihi itibariyle henüz zamanaşımının dolmaması sebebiyle yerinde görülmemiş, neticeten davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile toplam —– değer kaybı bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gerekli — harçtan peşin alınan— harç ile— ıslah hacı toplamından oluşan — mahsubu ile bakiye— harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan– peşin harç, — başvuru harcı, — ıslah harcı olmak üzere toplam— harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından harç dışında harcanan —- yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranına göre hesaplanan —– davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı—- tarafından harcanan keşif harcı dahil — yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranına göre —- davacıdan alınarak davalı —- verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı—- tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 6.000,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı —- kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/3. maddeye göre hesaplanan 6.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ——-verilmesine,
9-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere tarafların yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.06/04/2021