Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/658 E. 2019/451 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/658 Esas
KARAR NO : 2019/451

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/06/2017
KARAR TARİHİ : 30/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; Davacısı olduğu derneğin 24/02/2017 tarihinde derneklerine gelerek elektrik saatlerini kontrol ettiklerini söyleyerek saatin mührünü sökerek kontrol ettiklerini, saatte herhangi bir problem olmadığını bildirdiklerini, başka görevlilerin gelip mührü kaldıracaklarını söylediklerini, 25.02.2017 günü, derneğin kapalı olduğu saat 10:00 sularında davalı tarafça gelen ekibin mühürsüz olduğu gerekçesiyle derneklerine “kaçak elektrik cezası” kestiklerini, daha önceden gelen ekibin mührü sökerek gitmelerine rağmen aynı kurumdan gelen görevlilerin bir gün sonra mühür olmadığı iddiasıyla ceza kestiklerini, kurumun farklı görevliler göndererek kendilerini mağdur ederek cezalı duruma düşürdüklerini, kurum müşteri hizmetlerinin aranarak durum bildirildiğinde Kartal’da bulunan müşteri hizmetlerine gitmelerinin gerektiğini, belirtilen yere gittiklerinde itiraz beyanlarını aldıklarını, başkaca bir işlem yapmadıklarını, aradan geçen bir aylık süre içerisinde kurumdan taraflarına herhangi bir fatura kesilmediklerini fark ettiklerini, bunun üzerine müşteri hizmetleri ve abone merkezine gittiklerinde de benzer işlemler yapıldığını, kurumun oyalama yoluna gittiğini, davalı ile yapılan sözleşme gereği taraflarına kesilen 1.518 TL ceza bedelinin iptaline ve kaldırılmasına, kurumun bu zamana kadar göndermediği faturalarla ilgili kurumun sorumlu tutulmasına, tazminat haklarının saklı tutulmak kaydı ile yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ————— — faaliyet gösterdiğini, müvekkil şirket görevlilerinin bu adreste 25/02/2017 tarihinde yaptıkları tespitte ” davacının kesilen elektriği açıp elektrik kullanmaya başladığı,” görüldüğünü, müvekkil çalışanları tarafından tutulan ———- tesisat numaralı, ———– numaralı 325/02/2017 tarihli kaçak elektrik ve usulsüz elektrik tüketimi tespit tutanağından anlaşılacağı üzere davacının kaçak elektrik kullandığını, kesilen elektriği kendisi bağlayarak kullandığını, bu durumun hukuka uygun olmadığını bu nedenle davacı kaçak elektrik bedelinden sorumlu olduğunu, 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile kurulan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca (EPDK) hazırlanarak 05.08.2014 tarih ve 28994 Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine bakıldığında davacıanın bu yönetmelik düzenlemesine riayet etmeyerek elektrik kullandığı açık ve kesin olduğunu, müvekkil şirket mevcuat çerçevesinde hareket ederek tespit tutanağı tutarak fatura düzenlediğini, davacının haksız olarak kullandığı elektrikten dolayı müvekkiline borçlu olduğunu, bu durumun ayrıca TCK 163/3 maddesinde yazılı karşılıksız yararlanma socunu işlediğini, bu nedenle haksız ve kötüniyetli olarak açılan davanın reddine, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava; Hukuki niteliği itibariyle; Kaçak elektrik kullanımı nedeniyle derneğe kesilen 1.518,00-TL değerindeki cezanın iptali ve kaldırılması isteminden ibarettir.
HMK’nın 33. Maddesi gereği, hakim Türk hukukunu re’sen uygular.Davacı taraf her ne kadar cezalara itiraz ve cezaların iptali istemli dava açmış ise de, bu yöndeki talep menfi tespit davası olarak değerlendirilmiştir.
TTK’nın 5. maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmü yer almaktadır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/3. Maddesine göre de; Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Öte yandan Türk Ticaret Kanunu’nun 16.maddesinde: “Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” hükmü yer almaktadır.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır.
Dava menfi tespit davası olup mutlak ticari dava değildir. Ticaret Sicil Gazetesi kayıtları incelendiğinde davacı … herhangi bir tescil kaydı olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacının tacir olarak kabulü mümkün değildir. Davaya konu kaçak elektrik cezası kesilen yer işyeri olup tüketici mahkemelerinin de görevli olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca HMK.nun 114/c ve HMK.nun 20. maddeleri uyarınca Mahkememizin görevsizliğine, dosyanın talep halinde görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nın 114(1)/c maddesinin yollamasıyla HMK.’nın 115(2). Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.’nın 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itbaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup,usulünce anlatıldı