Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/656 E. 2020/434 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/656 Esas
KARAR NO: 2020/434
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/06/2017
KARAR TARİHİ: 07/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı müvekkilinin toptan ve parekende alü ilgili faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, davacının davalıya yapılan ürün satışı nedeniyle davalıdan alacağının bulunduğunu, davalının işbu cari borcundan dolayı, davalı hakkında ——— İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli borca itirazı nedeniyle icra takibinin ——– üzerinden durduğunu açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile davalının ödeme emrinin tebliğ ettiği tarihden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte —— üzerinden takibin devamına, icra takibine konu ———- üzerinden %20 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı usulüne uygun dava dilekçesi ve çağrı kağıdı tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE : İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın, davacı tarafından davalı aleyhine——– İcra Müdürlüğü’nün ——–sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu, dava konusu icra dosyasının incelemesinde, takip alacaklısının mahkememiz dosyasının davacısı, takip borçlusunun mahkememiz dosyasının davalısı olduğu, cari hesaba dayalı olarak başlatılan ———-ilamsız icra takibine davalı borçlunun süresinde itirazı doğrultusunda takibin durduğu, davanın itirazın iptali ve takibin devamı istemi ile açıldığı görülmüştür.
Tarafların tacir olması nedeniyle, davalı tarafın defter ve kayıtları incelenerek rapor tanzim edilmek üzere davalı tarafın adresinin bulunduğu ———– Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılmış, talimat mahkemesi tarafından belirlenen günde defter ve kayıtlarını hazır etmesi için davalıya çıkarılan muhtıranın tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı tarafın defter ve kayıtlarını hazır etmemesi nedeniyle yazılan talimat bila ikmal mahkememize iade edilmiştir.
Duruşmada oluşturulan ara kararla davacı tarafın defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılmasına karar verilmiş, bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilen ——– tarihli raporda, davacı tarafın defterlerine göre, davacı tarafın davalıdan ——– alacaklı olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
—————– kararında; “Somut olayda davacı, icra takibine konu faturalarda yazılı işlerin yapıldığını ve davalıya teslim edildiğini ileri sürmüş, davalı ise akdi ilişkiyi ve borcu inkâr etmiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ispat yükü davacı tarafta olup, dosya içeriğinde davacı tarafından davalıya taşıma hizmeti verildiğine ilişkin bir delil bulunmamaktadır. Öte yandan ticari defterlerle ispat ise 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun özellikle ——— ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan yasanın 83. maddesi uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlıdır. Davacı, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmış değildir; defterler dışında da deliller bildirmiş ve bunları mahkeme huzuruna getirmiştir. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir.” şeklinde gerekçeyle, davacının münhasıran davalı tarafın ticari defterlerine delil olarak dayanması halinde davalı tarafın defterlerini sunmamış olmasının davacının davasını ispat ettiği anlamına geleceği, aksi durumda ispat yükü kendisinde olan davacının davasını ispat etmiş sayılmayacağını belirtmiştir.
Davacı tarafın dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış olduğu görülmüş, ——— tarihli duruşmada davacı vekiline yemin teklif etme hakkı hatırlatılmıştır. Davacı vekilinin beyanda bulunmak üzere süre talep etmesi üzerine, davacı tarafa yemin teklif edip etmediği hususunda beyanda bulunmak üzere iki hafta kesin süre verilmiş ve verilen kesin süre içinde beyanda bulunmaması halinde yemin delilinden vazgeçmiş sayılacağı ihtar edilmiştir. Davacı taraf vermiş olduğu dilekçede yemin deliline dayanmadıklarını beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu bir bütünlük içerisinde değerlendirildiğinde, yerleşik ———- da işaret edildiği üzere, davacı tarafından fatura düzenlenmiş olması, davacının defterlerine göre davacının davalıdan alacaklı görünmesi, ticari ilişkinin varlığının ve davacının davalıdan alacaklı olduğunun ispatı için yeterli değildir. Alacağın varlığının ispatı için faturaya konu mal ya da hizmetin karşı tarafa teslim edildiğinin ispat edilmesi gerekmekte veya davacı tarafından münhasıran davalı tarafın ticari defterlerine delil olarak dayanılmış olması ve davalı tarafın defterlerini ibrazdan kaçınmış olması gerekmektedir. Dava konusu somut olayda, fatura konusu malların davalı tarafa teslim edildiğine dair delil sunulmamış olmakla birlikte, delil olarak münhasıran davalı tarafın defterlerine dayanılmamıştır. Davacı taraf yemin deliline dayanmış ancak kendisine yemin teklif etme hakkı hatırlatıldığında yemin teklif etmediklerini beyan etmiştir. Davalı taraf ise davaya cevap vermeyerek HMK. m. 128 gereği davacı tarafın ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafından tanzim edilen fatura konusu malların davalıya teslim edildiği ve bu kapsamda dava konusu cari hesap nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olduğu hususu ispatlanamadığından, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
K A R A R : Yukarıda açıklandığı üzere:
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40-TL harcın peşin alınan 67,77 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13,37-TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —————- Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/07/2020