Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/634 E. 2022/295 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/634 Esas
KARAR NO : 2022/295

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2017
KARAR TARİHİ : 29/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin —- faaliyet göstermekte olduğu müşterileri olan —yaptığını, davalı şirket ile uzun yıllardan bu yana—- çeşitli bölgelerinde ve son olarak da —davalı şirketin üreticisi olduğu ürünleri müvekkili şirketin dağıtımını konu alan ticari bir ilişkinin olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin — yılında başladığını ve— yılında sona erdiğini ve müvekkilinin çok ciddi zarara uğradığını, davalının talepleri doğrultusunda ürünlerin—- üzere açılan şubelerin olduğunu, davalı şirket ile ticari ilişkinin devam ettiği süre boyunca—katılması işinin müvekkili tarafından yürütüldüğünü, davalıdan temin edilen ürünleri sahada satmak üzere satış personeli istihdam edildiğini, —- müvekkili tarafından yapılan ciroların ciddi miktar yüksek olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam ettiği süreçte davalı şirketin — yevmiye numaralı ihtarnamesi ile —— feshettiğini, bilahare müvekkili şirket tarafından ——- numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini ve müvekkilinin zarar görmeyeceği şekilde çözüm bulunması hususunu davalı yana bildirdiklerini, yaklaşık 15 gün sonra müvekkili şirketin davalı şirket nezdinde— ihtarnamesinin keşide edilerek,27.10.2016 tarihinde süresi dolacak — tutarlı kesin teminat mektubunun süresinin en az 3 ay daha uzatılmasının talep edildiğini—numaralı ihtarnamesi ile cevap verdiğini, müvekkilinin davalı şirketin markasını, —– ürün———- cirosunu artırarak imzalanan anlaşma gereklerini yerine getirdiğini, diğer yandan davalının feshe sebep olacak herhangi bir davranışının olmamasına rağmen ani bir şekilde sözleşmeyi feshettiğini ve müvekkilinin kendisini ibra için elindeki — kadar kullandığını, dolayısı ile işbu haksız fesihten dolayı zararın bulunduğunu ve davalı yanca tazmin edilmesi gerektiğini, nitekim 6102 sayılı TTK’nin “Denkleştirme İstemi” başlıklı 122. Maddesine göre, tazminat talep edilebileceğini beyan ederek, davanın kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, tarafların ibraname ile 01.01.2014 tarihine kadar olan ilişkileri sebebi ile birbirlerini ibra ettiğini, taraflar arasında imzalanan işbu ibraname sonrası ilişkileri düzenleyen 01.01.2014 tarihli sözleşmenin belirsiz süreli olmadığını, ilk etapta bir yıl için imzalandığını ve aynı zamanda azami süre olarak 5 yıl için akdedildiğini, yanlara 3 ay evvel bildirimde bulunarak sona erdirme hakkının verildiğini, tarafların tacir olarak karşılıklı imzaladığı sözleşmeden kaynaklı bir hakkın (akdi sona erdirme hakki) usulünce kullanılmasının haksız bir işlem olarak tavsif edilemeyeceğini, davacı yanın faaliyet— olmadığını, müvekkili şirketin de aynı bölgede doğrudan satış yapabileceğini, dolayısı ile davacının tazminat taleplerinin yasal, — olmadığını, zira sözleşmenin haksız olarak feshedilmediğini, sözleşme feshinin her iki yana verilen hakkın usulünce kullanılarak yapıldığını beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı şirketin talebi doğrultusunda — davalı şirkete ait ürünlerin satış ve dağıtımının müvekkili şirket tarafından yapıldığını, müvekkili şirketin — faaliyetleri devam ederken 2012 yılında — — muhasebe personellerinden bir kişi, bir depo sorumlusu, —- temsilcisi ile bu personeli yönetmekle görevli davalı şirket yöneticisinin de içerisinde olduğu bir grubun ürün satışı yapılan müşteriler ile olan cari hesap mutabakatlarında usulsüzlük yapmak, oluşturulan bütçelerin dışına çıkarak bu bütçelerin üzerinde harcama yapıp harcamaları faturalandırmamak sureti ile usulsüz işlemler yapıldığının davalı şirket yöneticileri ile yapılan incelemeler neticesinde ortaya çıktığını, yapılan incelemeler sonucunda müvekkili şirketin kasasında açık olduğu, —- cari hesabı problemli olan müşterilerin bulunduğunun tespit edildiği, müşteriler ile yapılan cari hesap mutabakatı çalışmaları neticesinde satış bütçe harcamalarına ilişkin fiyat farkı faturalarının müvekkili şirket yasal kayıtlarına intikal ettirilmemesi sonucu bazı müşteriler ile cari hesap mutabakatı yapılamadığını ve yaklaşık olarak — tutarında cari hesap açığının olduğunu, bahsi geçen personel hakkında suç duyurusunda bulunulduanu ve —- dava açıldığını ve yargılamanın devam ettiğini, müvekkili şirketin davalı şirket yöneticisinin yönetim yetkisini kötüye kullanarak diğer personelleri yönlendirmeleri doğrultusunda zarara uğramış olduklarını, gerek olayın gerçekleştiği dönemde gerekse bu davanın ikame edildiği zamana kadar taraflar arasında yapılan çeşitli—- —davalı şirket tarafından da kabul edildiğini ve bu zararın tazmin edileceğinin davalı tarafça taahhüt edildiğini ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile, müvekkili şirketin zararının şimdilik —zararın doğduğu tarih olan — işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraftan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, taraflar arasında ibraname tanzim edilmiş olduğunu, davacının da bildiği ve kabul ettiği gibi, hukuka uygun olmadığı bildirilen işlemlerin, bizzat davacının kayıtlarında yer alan ve sayın davacının istihdam ettiği yardımcı şahıs olan kişilerin işlemleri olduğunu, davacı yanın kendi istihdam ettiği çalışanlarının işlem ve eylemlerinden bizzat sorumlu olduğu, her türlü işlemin bizzat davacı personeli ile yapıldığı, TTK 20. Hükmü gereği davalıya bir sorumluluk yüklenemeyeceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle haksız fesihten ve sözleşmeden kaynaklı uğranılan zararların tahsili istemli tazminat davasıdır.
Davacı vekili 07/01/2022 tarihli dilekçesi ile asıl ve birleşen davadan feragat ettiklerini, karşı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bildirmekle feragat beyanları doğrultusunda hüküm kurulmasını talep etmişlerdir. Davalı vekili 01/03/2022 tarihli dilekçesi ile ; davanın feragat nedeniyle reddini talep ettiklerini, davacıdan vekalet ücreti ve yargılama giderine ilişkin talepte bulunmadıklarını, bu nedenle vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
6100 sayılı HMK madde 307 ve devamında düzenlenen feragat, davacının netice-i talebinden kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Hiç kimse kendi lehine olan bir davayı açmaya zorlanamayacağı gibi (HMK.24), davacı da açmış olduğu bir davayı sonuna kadar takip etmeye zorlanamaz. Feragat, davayı sona erdiren, yapıldığı anda sonuç doğuran, kesin bir usul işlemi olup, HMK 311. maddesi uyarınca, karşı tarafın muvafakatine gerek olmaksızın kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğundan, somut olayda davacı vekili yazılı beyanı ile usulüne uygun şekilde davadan feragat ettiğini beyan ettiğinden, incelenen vekaletnamesinde feragat etmeye yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş, tarafların karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin—- Sayılı dosyalarında davanın FERAGAT nedeniyle REDDİNE,
2-Asıl davada alınması gereken 80,70-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.024,65-TL harcın mahsubu ile artan 943,95-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Birleşen davada alınması gereken 80,70-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 853,88-TL harcın mahsubu ile artan 773,18-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Asıl dava ve birleşen davada taraflarca yapılan yargılama giderlerinin talepleri gibi kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Asıl davada ve birleşen davada tarafların karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Artan gider avansı bulunması halinde karar kesinleştiğinde gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.