Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/621 E. 2020/365 K. 23.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/621 Esas
KARAR NO: 2020/365
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 01/06/2017
KARAR TARİHİ: 23/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında araç ilişkisi kurulduğunu, davacının davalıdan —–alacaklı olduğunu, şöyle ki—– tarihinde ——-tarihinde——– olmak üzere iki defa davalı şirkete para çıkışı olduğunu, davacı tarafından iade edilmesi, gereken tutarın sehven iki defa davalı şirkete gönderildiğini, davalı şirket ile yapılan şifahi görüşmelerde önce iki defa para girişi olduğunun beyan edildiğini, ancak daha sonra yapılan görüşmelerde söz konusu iadenin cari hesapta gözükmediğinden bahisle davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalıdan cari hesap hareketleri istenilmesine rağmen davacıya cari hesabın gönderilmediğini, davalının borçlu olduğunu bilmesine rağmen fazladan gönderilen ——- tutarındaki bedeli kötü niyetli bir şekilde ödemediği ve borcun geçiştirilmeye çalışıldığını, bunun üzerine —- İcra Müdürlügü’nün ——– Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğu öne sürülerek itirazın iptaline, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup davaya cevap vermediği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle; taraflar arasındaki araç alım satım sözleşmesinden kaynaklı sehven davalı yana iki kez para iadesi gerçekleştiği sebebine dayalı olarak sebepsiz zenginleşmeye istinaden davacı tarafça başlatılan —- İcra Müdürlüğü’nün ——– Sayılı icra dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Başlatılan icra takibinde davalı yana ödeme emrinin ——- tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 7 günlük itiraz süresi içerisinde ——– tarihinde itiraz edildiği, itirazın iptali davası açılma şartlarının mevcut olduğu anlaşılmıştır. Davalı yanın ödeme emrine itiraz dilekçesi incelendiğinde: “Firmamız tarafından daha önce de yazılmış maile istinaden kendilerinin yanlışlıkla yatırdıklarını ifade ettikleri tutarı biz bilemiyoruz. Çünkü alınmış olan araçlar —– ait olup, biz sadece kiralarını ödemekle sorumluyuz. Araçlar bizim değil, ——– malıdır. Biz sadece araçları kiralık olarak kullanıyoruz. Daha önceden de söylemiş olduğumuz gibi ————cari hesap mutabakatı istedik. Henüz döküm sonucu gelmemiştir. Gelecek döküm sonucuna göre gerçekten fazla yatırılan ödeme var ise sayın — ödeme gerçekleştirilecektir. Ayrıca yanlış yatırıldığı iddia edilen bu paranın ——— tarafından ileride tarafımızdan talep edilmek üzere davacıya yatırılıp yatırılmadığını tespit edildikten sonra bu ödeme gerekli kurum veya kurumlara yapılacaktır.” içeriğini haizdir. Dosya kapsamında, davalının itiraz dilekçesinde belirtmiş olduğu, taraflar arasında geçen mail yazışmaları mevcut olup, davalı şirketin davacı tarafa gönderdiği mail içeriği: “Fazla yatırdığınızı talep ettiğiniz ödeme ile ilgili bizim sizin tarafınıza bir para yatırılması konusunda talebimiz olmamıştır. Eğer ki talep ettiğiniz ödeme gerçekleşmiş ise, denizleasinge ödenmesi gereken bir tutar olabilir mi diye denizleasingten cari hesap mutabakatı talep ettik.” içeriğine haizdir. Yine mail yazışmalarından davacı yanın fazla ödenen bedelin iadesini talep ettiği, davalının ise ——— cari hesap mutabakatı istediği, ödemenin bu şirketler tarafından davacı yana yapılıp yapılmadığının davalı yanca araştırıldığını bildirdiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın tacirler arasında olması nedeniyle Mahkememizce tarafların ticari defterlerinin incelenmesi için gün verilmiş, belirlenen gün ve saatte davacının ticari defter ve kayıtlarını sunduğu, davalının ihtaratlı tebligata rağmen incelemeye katılmadığı görülmüştür. Mahkememizce re’sen seçilen mali müşavir bilirkişinin —- tarihli bilirkişi raporunda özetle: “Davacı tarafın usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinin sahibi lehine delil kudretine haiz olduğunu, dava konusu icra takibinin dayanağı cari hesap ilişkisinin ——- yıllarındaki ödemelerden oluştuğunu, davalı tarafın —- yılında ödediği kapora bedelinden kaynaklı olarak — yılın başında —– alacaklı olduğunu, — yılı içinde davacı şirket tarafından toplam —— davalı şirket hesabına gönderildiğini, davacı şirketin tek taraflı düzenlediği —- tarihli yazıda -araç alışınıza istinaden trafik yardım bedeli — hesabınıza borç kaydedilmiştir ifadesinin yer aldığı, yine incelemeye sunulan tahsilat fişinde ———- adına yapılan ödemeler toplamı —- ödeme yapıldığının görüldüğü, bu tutarların davalı şirket cari hesabına kaydedilmiş olsa da davalı ile ilişkilendirilmesinin dosyaya sunulan belgeler çerçevesinde mümkün olmadığı,——– takip tarihi itibari ile davacının davalıdan —–alacaklı olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu Mahkememize sunmuştur. Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı beyanda bulunulmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekili celse arasında davalı yanın davacı tarafa kısmi ödeme yaptığına ilişkin dekont örneğini sunmuştur. İncelenen dekontta açıklama olarak——— Ödemesi kaydının olduğu, alıcının davacı vekili olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, taraflar arasında olduğu davalı şirket tarafından kabul edilen mail yazışmaları, davalının icra takibine yapmış olduğu itiraz dilekçesinin içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde; taraflar arasında araç alım satım sözleşmesinden kaynaklı davalının —yılınca davacıya kapora bedeli ödediği ve —- alacaklı göründüğü, davacı yanın araç alım satım ilişkisi gerçekleşmediğinden davalı tarafa —tarihinde — tutarında kapora iadesi gerçekleştirdiği, ardından —- tarihinde—-bakiye iadesi adı altında ödeme yaptığı, davalının takibe itiraz dilekçesi ve mail yazışmalarında, taraflar arasında başkaca cari hesap ilişkisinin olmasından dolayı borçlu olmadığına yönelik bir savunmasının olmadığı, paranın iki kez gönderildiğini inkar etmediği, sadece paranın iadesinin gerekip gerekmediğinin yapılacak araştırmalar neticesinde değerlendirileceğini bildirdiği, bu durumda taraflar arasında dava konusu uyuşmazlık dışında başkaca bir ticari ilişkinin olmadığının anlaşıldığı, davalı yanın parayı davacı yana iade etmesi halinde ———-davalıdan yeniden bir talepte bulunup bulunmayacağını araştırdığı, bu kapsamda davacının davalı yana sehven aynı alacağa ilişkin ikinci kez para gönderdiği hususunda bir uyuşmazlık olmadığı anlaşılmıştır. Sehven davalı yana gönderilen ——- sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalıdan tahsili talebi Mahkememizce uygun bulunmuş, davalı taraf yargılama süreci boyunca sehven ödenen paranın davacı yana iadesinin gerçekleşmemesi için hiçbir somut beyan/delil de sunmamıştır. Üstelik icra takibine yönelik haricen davacı vekiline ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Yapılan ödeme borcun kabulü niteliğindedir. Hal böyle olunca taraflar arasında başkaca hukuki ilişkinin olmaması, davacının davalı yana iki kez para iadesi gerçekleştirdiği hususunda uyuşmazlık olmaması, sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca zenginleşen davalı tarafın aldığını geri vermekle yükümlü olması nazara alınarak davacının iddiasını ispat ettiği kanaatine varılmış, davanın kısmen kabulü gerekmiştir. Davacı tarafın takip talebinde tahsilini talep ettiği miktar —- olup, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda fazla yapılan ödemenin —- olduğu sabittir. İtirazın iptali davaları takiple sıkı sıkıya bağlı olup, takip talebi incelendiğinde borcun sebebi sehven davalı yana gönderilen kapora bedelinin iadesi olarak belirtilmiştir. Davacının defter ve kayıtlarında bulunan ve davalı aleyhine borç olarak kaydedilen — yardım bedeli ile, ————- yapılan ödemenin takip ve dava konusu alacakla ilgisinin olmadığı anlaşılmıştır. Takiple sıkı sıkıya bağlılık ilkesi gereği davacının mükerrer ödediği ——— yönünden davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, bakiye kısım yönünden ise hem cari hesapta davalı şirket ile hem de takip sebebi ile ilişkilendirmenin mümkün olmadığı anlaşıldığından talebin reddi gerekmiştir. Öte yandan yerleşik ———– uyarınca davadan sonra borcun kısmen ödenmesi halinde, bu tutar hükme bağlanan miktardan düşülmeksizin “infaz aşamasında nazara alınmasına” şeklinde ibare düşülür. Hal böyle olunca yargılama sırasında yapılan kısmi ödeme olan —— hükme bağlanan miktardan düşülmeksizin infaz aşamasında nazara alınmasına karar vermek gerekmiş, kabul edilen tutar yönünden alacak likit ve belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile
1-Davacının, —– İcra Müdürlüğü’nün —- ile başlattığı icra takibine davalı tarafça yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, takibin ——- alacak yönünden, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3095 Sayılı Kanun m. 2/2 uyarınca işleyecek avans faizi yürütülmek sureti ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalı tarafın dava sırasında, davacıya yapmış olduğu —— ödemenin İcra Müdürlüğü’nce infaz aşamasında nazara ALINMASINA,
3-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli 313,54-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 85,39-TL harcın mahsubu ile bakiye 228,15-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 85,39-TL peşin harç toplamı olan 116,79-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından harç dışında harcanan 894,90-TL yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranına göre (%91,80 Kabul %8,20 Ret) hesaplanan 821,52-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
9-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okundu, usulen anlatıldı. 23/06/2020