Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/617 E. 2019/452 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/617 Esas
KARAR NO : 2019/452

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2017
KARAR TARİHİ : 30/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket, davalının sürücüsü olduğu ————– plakalı araç ile 25.04.2016 tarihinde sebep olduğu trafik kazası sonucu oluşan maddi hasar nedeniyle sigortalısına 10.06.2016 tarihinde 1.566,01 TL tazminat ödediğini, ödenen tazminata ilişkin olarak rücuen tahsili için İstanbul Anadolu ————-.İcra Müdürlüğü’nün 2017/8570 E. sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, ancak takibe, borca ve faize haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçlunun borcunu bildiği halde itirazda bulunması kötü niyetli yapıldığından icra inkar tazminatı koşullarının da oluştuğunu, bu nedenle davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalının itirazının haksız olması ve alacağımızın likit olması nedeniyle % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça kazaya ilişkin olarak sigorta sözleşmesi gereğince ödeme yaptığını, kendisi ile ilgisinin olmadığını, davaya konu aracın kazasına ilişkin tarafına gelen delil, rapor ya da tutanak bulunmadığını, davacının karşı sigorta şirketine açması gereken davayı kendisine açtığını, bu yönü ile davacının davası usüle aykırı olduğunu, hasarlı araç sahibinin de bu konuda tarafına yazılı bir malumat sunmadığını, davacı taraf her ne kadar bir ticaret kişisi olsa da tarafına gerçek kişi olduğundan ve davaya konu sigorta poliçesi de bir ticari ilişkiyi işaret etmediğinden davanın görev yönünden reddi gerektiğini, davacının davasının haksız ve usulsüz olduğunu, bu nedenle haksız ve usule aykırı davanın reddine, icra takibinin iptaline, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava; Hukuki niteliği itibariyle; dava dışı ——— plakalı araç sürücüsü ile davalının karışmış olduğu kazada dava dışı sigortalıya ödenen tazminatın rücuen tahsili istemli başlatılan takibe yapılan itirazın İİK 67. Maddesi kapsamında iptali davasıdır.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22/03/1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Davacı …Ş’nin sigortalısı —– ile davalı arasındaki hukuki ilişki haksız fiilden doğmuştur. Sigortalı aracın kullanım şekli hususi olup sigortalı tacir değildir. Davalı da tacir olmayıp aracı kaza tespit tutanağından anlaşıldığı üzere hususi niteliktedir. TTK’nun 4/1 maddesindeki nisbi ticari dava koşulları oluşmadığı gibi iş bu davanın aynı maddede düzenlenen mutlak ticari dava niteliği de bulunmamaktadır. Bu durum karşısında, haksız fiilden doğan davada genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemeleri davaya bakmakla görevli olduğu anlaşılmıştır.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, araç kayıtları birlikte değerlendirildiğinde; davanın rücuen tazminat davası olduğu, Yargıtay İBK kararı gereği, sigortacının rücuen tazminat davalarında sigortalısının yerine geçtiği, bu nedenle dava dışı sigortalı ile davalının arasındaki ilişki değerlendirildiğinde görevli mahkemenin belirlenebileceği anlaşılmış, neticeten dava mutlak ya da nispi ticari dava olmadığından asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu kanaatine varılmış, Mahkememizin HMK.nun 114/c ve HMK.nun 20. maddeleri uyarınca görevsizliğine, dosyanın talep halinde görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nın 114(1)/c maddesinin yollamasıyla HMK.’nın 115(2). Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.’nın 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.