Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/559 E. 2020/799 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/559 Esas
KARAR NO: 2020/799
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 04/08/2016
KARAR TARİHİ: 27/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, davalıya sigortalı —- plakalı araç sürücüsü ——— kullanımında iken —- tarihinde tek taraflı kaza sonucunda hasarlandığını, müvekkiline ait —- plakalı araç —- vade —- numarası ile davalı sigorta şirketine sigortalandığını, ———- gereği davalının hasar tutarının tamamından sorumlu olduğunu, hasar bedelinin müvekkiline ödenmesi için ——— tarihinde sigorta şirketine başvuru yapılmasına rağmen, davanın açıldığı güne kadar müvekkile herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik ——– ödenmeyen hasar bedelinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan ——- tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili ——- tarihli ıslah dilekçesinde özetle, toplam —–hasar bedelinin davalının temerrüt tarihi olan —— tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirket aleyhine ikame edilen davanın haksız ve dayanaksız olup reddi gerektiğini, davacı tarafın aktif husumet ehliyeti bulunmadığını,——- no’lu—————– kaydı bulunmakta olup bu durumda sigortadan tazminat talep etme hakkı öncelikli olarak ——– ne ait olduğunu, ——— tarafından huzurdaki davaya muvafakat edilmediğinden, müvekkili şirket aleyhine açılan davanın aktif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, —- plaka sayılı araç için düzenlenen ———- vadeli ve——— üzerinde, —— rehin alacaklısı olduğunun açıkça belirtildiğini, —————– maliki olduğu ——plaka sayılı araç için tanzim edilen kasko poliçesinde dava dışı ————-adına——— kaydı bulunduğu sabit olmakla, sigorta tazminatının öncelikle rehin hakkı sahibine verilmesi ya da açık muvafakatinin bulunması şartıyla sigortalıya ödenebileceği hükümleri gereğince, rehin alacaklısı —————— huzurdaki davaya muvafakatinin bulunmaması sebebiyle, davanın esasına girilmeksizin aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği, huzurdaki davanın kısmi dava olarak ikame edilmesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na aykırılık teşkil edeceğinden işbu davanın öncelikle usulde reddi gerektiği, davacı vekili dilekçesinde, müvekkiline ait araçta meydana gelen hasar tutarının, açılan hasar dosyası kapsamında yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde ————–olarak tespit edildiğini ifade ettiğini, davacı vekilinin dilekçesinde yer alan bu cümlesinden, huzurdaki davanın açıldığı tarihte sigortalı araç üzerinde meydana gelen hasar tutarının belirlenebilir durumda olduğu anlaşıldığı, dava konusu hasar poliçe teminatı haricinde olduğundan, müvekkili şirketin davacı tarafa karşı herhangi bir tazmin sorumluluğu bulunmadığını, ——— plaka sayılı sigortalı aracın hasarlanmasına sebebiyet veren olayın, davacı sigortalı tarafından beyan edildiği şekilde meydana gelmediği yönünde ciddi şüpheler ortaya çıktığını, müvekkili şirketin işbu talebi üzerine tanzim edilen ——— tarihli —————- ait——— plakalı aracın ————————önünde park halinde iken hasar gördüğüne dair kesin bir kanaat oluşmadığını, sigortalı aracın arkasından çarpılması durumunda daha geniş çaplı bir hasar meydana gelmesi gerektiğinin mütalaa edildiğini, hotelin resepsiyon görevlisi—————-silah sesi duyup korkudan dışarı çıkıp bakmadığını ifade ettiğini,————- plakalı aracın hasarının park halinde meydana geldiğine dair kesin bir kanaat oluşmadığını, hasarın nerede ve nasıl olduğunun tespit edilemediğini, konu hasarla ilgili kanaatin olumsuzdur olduğunu, davacı tarafça talep edilen tazminat tutarına açıkça itiraz ettiğini, davacı tarafça talep edilen faize ve faiz başlangıç tarihine itiraz ettiğini beyan ile, müvekkili sigorta şirketi aleyhine açılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak işbu davanın reddini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :Dava, trafik kazası sonucu aracının hasar gördüğünü iddia eden davacı tarafından, araçta oluşan hasarın onarım bedelinin, aracı —– sigortalayan davalıdan tahsiline karar verilmesi talebi ile açılan tazminat davasıdır.
Dosya ————Sayılı dosyasından verilen görevsizlik kararıyla mahkememize tevzi edilmiştir.
Dava konusu araç üzerinde—————-adına——–kaydı bulunduğu anlaşıldığından, ————— müzekkere yazılarak davacı tarafından dava açılmasına muvafakat edilip edilmediği sorulmuş, müzekkereye verilen cevapta, muvafakat edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Tarafların iddiaları, savunmaları ve toplanan deliller kapsamında inceleme yapılarak rapor tanzim edilmek üzere dosya makine mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda özetle, dava konusu aracın bahsedilen konumda olup olmadığının tespit edilememiş olması nedeniyle, hasarın ne şekilde oluştuğu hakkında net bir bulguya rastlanılmadığını, dolayısıyla davalının davacıya tazminat ödemekle yükümlü olmadığı yönüne görüş beyan etmiştir. Raporun yeterli ve denetime elverişli olmadığı görüldüğünden dosya ek rapor tanzim edilmek üzere daha önce rapor tanzim eden bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafından tanzim edilen —— tarihli ek raporda, aracın onarım bedelinin toplam———–olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından verilen ——-tarihli ıslah dilekçesiyle,——hasar bedelinin davalının temerrüt tarihi olan ———- tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
Alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmak için yeterli olmadığı ve denetime elverişli olmadığı anlaşıldığından, dosya rapor tanzim edilmek üzere başka bir makine mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilen——– tarihli raporda, dava konusu aracın, ——- üzerindeki hasar, yırtılma ve kopmanın şekli, boyutu ve niteliği, araç çevresindeki zeminde çarpışma sonrası oluşabilecek kırık far parçaları vs. gibi fiziksel deliller bulunmadığı hususu dikkate alındığında, araçtaki hasarın başka bir aracın çarpması sonucu meydana geldiği belirtilen maddi hasarla uyumlu olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, savunmaları, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, dava konusu uyuşmazlık, davacıya ait olan ve davalı sigorta şirketi tarafından kasko sigortası ile sigortalanan ——-plaka numaralı araçta ———–tarihinde meydana geldiği iddia edilen hasarın, kasko sigortası kapsamına girip girmediği ve davacının davalıdan hasar bedeli talep etme şartlarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır. Davacı taraf, dava konusu aracın park halindeyken çarpılıp kaçılması sonucu hasarlandığını iddia etmektedir. Alınan bilirkişi raporlarında, araç park halindeyken meydana gelen kaza sonucu oluşması muhtemel hasarla, dava konusu araçta oluşan hasarın uyumlu olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
6102 Sayılı TTK.’nın 1409. Maddesinde; “(1) Sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur. (2) Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir.” hükmü düzenlenmiştir.
Konu ile ilgili ——————— Sayılı kararında; “TTK.nun 1409/1 maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1409/2 maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin———- sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.—————–
Somut olayda riskin gerçekleştiği sabit olup, bu riskin farklı şekillerde gerçekleştiği iddiasını davalı sigortacı ispat etmek zorundadır. Sigorta şirketinin hasarın teminat kapsamında olmadığı, olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil, iddia ettikleri şekilde gerçekleştiğini ve bu oluş şeklinin teminat dışında kalan hallerden olduğunu somut delillerle kanıtlaması gerekmektedir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre davalı sigorta şirketince kazanın davacının ihbar ettiği şekilde gerçekleşmediğinin ispatlandığı, bu durumda ispat yükünün davacı tarafa geçtiği, davacı tarafından ise bu kazanın ihbar edildiği şekilde gerçekleştiğine ilişkin delil sunulup ispatlanamadığı, ve mahkemece uzman bilirkişi raporu dikkate alınarak karar verildiği bu durumda kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde gerekçeyle ilk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
Konu ile ilgili yasal düzenleme, üst mahkeme kararları ve dava konusu somut olay bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, davacı tarafından, dava konusu hasarın araç park halindeyken meydana geldiğinin iddia edildiği, ancak davacının hasar bedelinin ödenmesi talebinin, hasarın nerede ve nasıl meydana geldiğinin anlaşılmaması nedeniyle reddedilmiş olduğu, alınan bilirkişi raporlarında, dava konusu ——– plaka numaralı araçta meydana gelen hasarın park halindeyken meydana gelebilecek hasarla uyumlu olmadığı yönünde görüş beyan edildiği, bu surette davalı sigortanın olayın davacının anlattığı gibi meydana gelmemiş olduğu hususunda ispat yükünü yerine getirmiş olduğu sonucuna varılmış, aksi durum davacı tarafından ispat edilemediğinden, davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40-TL harcın 68,31-TL peşin harç, 138,00 TL tamamlama harcı toplamından oluşan 206,31 TL harçtan mahsubu ile bakiye151,91 -TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından harcanan 268,38-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——— Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/10/2020