Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/539 E. 2020/734 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/539 Esas
KARAR NO: 2020/734
DAVA : Alacak (Hasılat Paylaşımlı İnşaat Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/05/2017
KARAR TARİHİ: 15/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hasılat Paylaşımlı İnşaat Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ————– olarak adlandırılan, karma sözleşme niteliği taşıyan, arsa satışı karşılığı inşaat ve hasılat paylaşımı sözleşmesinin akdedildiğı, müvekkil bankanın —– ile akdettiği sözleşme gereğince talep edilen———- tutarın kesin ve süresiz banka teminat vermek sureti ile kredi kullandırdığı, müvekkil bankanın adi ortaklığın söz konusu işten kaynaklanan alacaklarından ——tarihinde temlik aldığı, alınan temlikin davalı şirkete bildirildiği, davalının ise —– tarihinde temlike uygunluk verilerek ödeneceğinin teyit edildiği, söz konusu teyit yazısında temlikten önce verilmiş olan —— bakiyeden sonra gelmek üzere yönetim kurulu kararı ile uygun bulunduğu, adi ortaklığın temlik konusu iş ile ilgili doğan ve doğacak alacaklarından başka herhangi bir temlik, rehin ve takyidat bulunmadığı, müvekkil bankaca alınan temlik karşılığından adi ortaklardan —- kullandırıldığı, davalı tarafça yapılan yazılı bildirme göre davaya konu temlik alacağının ——-kısmının henüz ödenmediği, Sözleşmeye konu işin geçici kabullerinin yapılmış olması, bağımsız bölüm satışlarının çok büyük oranda gerçekleşmiş ve tahsilatlarının yapılmış olması, satılmayan bağımsız bölümlerin sürekli değer kazanan mülkler olması ve işin sonunda ayni paylaşıma tabi olacağına dair açık sözleşme koşulları, davalının temliklerin ödeneceği yönündeki beyanları doğrultusunda, teminat mektuplarının iade ile temlik alacaklarının ödenmesi beklenirken, tamamen haksız tazmin talebi ve ihtiyati haciz istemi ile karşı karşıya kalındığı, arz edilen sefahat içindeki hukuksuz davranışlar karşısında müvekkilinin temlik alacağının ödenmeyeceği anlaşıldığından müvekkil bankanın haklarının korunması, alacağın tahsil ve teminat altına almak için işbu davayı açma mecburiyeti doğurduğu, Projedeki onay makamı olarak belirleyici konumda olan ve yine tüm hasılatı kendi hesabında toplayan ve kontrol eden, satılmayan bölümleri malik sıfatı ile elinde bulunduran davalı —– hali de dahil olmak üzere hiçbir şekilde yüklenici adi ortaklıktan alacaklı olması ya da zarar etmesinin sözleşme şartlarına göre mümkün olmadığı, söz konusu nedenlerle müvekkil bankanın TBK’nun temellük edene verdiği yasal haklara ve finansman sağladığı söz konuş projedeki kredi alacaklarının tahsili ile hukuki haklarını korunması için; proje maliyetlerinin, proje hasılatının, proje değerinin, hasılatın yarattığı hesap hareketlerinin, gerçekleşen satış sözleşmelerindeki bedellerin sözleşme tarihi itibarıyla maliyetler ve—-yapılan değerlendirmelerin ışığında gerçek değerler üzerinden yapılıp yapılmadığı, yakın tarihli sözleşmeler varsa fiyat farklılıkları ve bunların haklı gerekçeleri, —- ve şirketler arsındaki diğer ticari ilişkilerin söz konusu proje hasılat hesabı üzerinden işleme tabi tutulup tutulmadığı, kalan bağımsız bölümlerin satış değerlerinin, nam ve hesap harcamalarının piyasa koşullarına uygun olup olmadığı, bu çerçevede ödenmeyen temlik alacağının belirlenmesine müvekkil bankaya ödenmesi dahil bilirkişiler vasıtası ile incelenerek yargısal denetimden geçirilmesini, öte yandan dava konusu temliknamenin 8.11 maddesi müvekkil bankanın temlik alacağını hasılattan tahsil etmemiş olması halini de düzenlediği, bu durumda sözleşmeye göre yapılacak ayni paylaşımda, yüklenici payına düşen ve en az ekspertiz değeri tahsil edilemeyen temlik rakamı kadar olan bağımsız bölüm üzerine müvekkil banka lehine 1. Derce ipotek tesis edileceği hükmü olduğu, davalının temliknameyi teyit etmekle bu hükmü de kabul ettiği, şayet yapılacak bilirkişi incelemesinde satılan bağımsız bölümlerden elde edilen hasılatın, müvekkil bakanının temlik alacağını kısmen ya da tamamen karşılamadığının anlaşılması halinde, kalan temlik alacağı için halen davalının mülkiyetinde bulunan gayrimenkuller üzerinde sözleşmenin 12. maddesi gereği temlik edene tekabül edecek kısma, değeri ödenmeyen temlik alacağına eşit olan miktarın üzerine müvekkil banka lehine 1. derecede ipotek konulmasına, —– gelir paylaşımı işi hasılatından, temlik verene ait hasılat payı miktarının projenin tüm asli unsurları ayrı-ayrı tetkik edilmek sureti ile belirlenmesine, belirlenen hasılat payından dava konusu temlikname ile müvekkile temlik edilen ve halen ödenmeyen —– tutarındaki bakiye temlik alacağı içinde kalan kısmın, dava tarihinden itibaren avans faizi ile ödenmesine, elde edilen hasılatla müvekkilin temlik alacağının ödenmesine kısmen veya tamamen yetmediği takdirde, ödenemeyen temlik tutan için gayrimenkul üzerinde, projeye göre inşa edilen bağımsız bölümlerden ayni paylaşımdan sonra temlik edenin payına düşecek olan kısmın, ödenmeyen temlik alacağı kadar ekspertiz değerine sahip olan bölümüne, müvekkil banka lehine 1 .dereceden ipotek tesis edilmesine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya ilişkin genel açıklamalarında, TBK 188 md de ‘Borçlu devri öğrendiği sırada devredene karşı sahip olduğu savunmaları, devralana karşı da ileri sürebilir’ hükmü gereği davalı müvekkili şirketin dava dışı yüklenici adi ortaklık ile imzaladığı arsa payı karşılığı gelir paylaşımı sözleşmesi kapsamında sahip olduğu tüm savunmaları temlik alan davacı ——sürebileceğini, Arsa payı karşılığı gelir paylaşımı işini üstlenen yüklenici adi ortaklığın işi tamamlamada temerrüde düştüğünü, işi bitiremeyeceğini müvekkili şirkete bildirdiğini, masrafları daha sonra elde edeceği planlanan kendi hasılat payından mahsup edilmek üzere nam-ı hesap komisyonu kurularak tamamlattırılmasını müvekkili şirketten talep ettiğini, müvekkili şirketin kabulü ile nama ifa sürecinin başladığını, Bu süreç içerisinde yüklenicinin ödemekle ve tamamlamakla yükümlü olduğu sözleşme konusu işle ilgili tüm giderlerin sözleşme gereği yükleniciye düşen hasılattan mahsup edilmek üzere nama ifa çerçevesinde müvekkili şirket tarafından karşılandığını, Dava tarihi itibariyle dava dışı yüklenicinin müvekkili şirkete ————borçlu iken müvekkili şirket tarafından temlik alacaklısı davacı tarafa temlik alacağı ödemesinin mümkün olmadığını, zira nama ifa dikkate alındığından yüklenici firmanın temlike konu doğmuş alacağının bulunmadığını, ayrıca projede kesin hesap ve kesin kabuller yapılmamış olup kesin kabul tarihine kadar yüklenicinin borç tutarında artış olmasının yüksek ihtimal dahilinde olduğunu, davacı banka tarafından müvekkili şirkete yüklenicinin ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerini yerine getirmek üzere vermek zorunda olduğu toplam —- kesin ve süresiz teminat mektubu ile müvekkili şirkete ödemeyi müvekkili şirkete ödemeyi garanti ettiğini, —- dava dışı yüklenicinin müvekkili ——– borçlu iken davacı bankadan teminat mektuplarının paraya çevrilmesinin talep edildiğini, bankanın talebi kabul etmediğini, Bunun üzerine davacı bankaya karşı ———–dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacı bankanın takibe itiraz ettiğini, Teminat mektuplarına konu tutarlar için ———- kayıtlı ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu ancak talebin reddedildiğini, Davacı bankanın müvekkili tarafından aleyhine açılacak olan itirazın iptali davası öncesinde banka teminat mektubu bedellerini haksız olarak ödemekten kaçınmak için sözde ihtilaf yaratmak için işbu davayı ikame ettiğini, Taraflar arasında —tarihinde akdedilen sözleşmenin ————olduğunu, işbu sözleşme ile yüklenicinin arsa sahibi tarafından sağlanan arsada proje geliştirmeyi, meydana getirdiği bağımsız bölümlerin pazarlanmasını ve arsa sahibi adına satışını sağlamayı üstlendiğini, yaptığı işin karşılığı olarak ta satıştan elde edilen gelirden sözleşmede kararlaştırılan oranda pay aldığım, arsa sahibinin ise arsasını tahsis etmek ve yükleniciye satış yetkisi vermekte ve yüklenici tarafından gerçekleştirilen projeden sözleşmede belirlenen oran ve gelirden az olmamak üzere en yüksek geliri elde etmeyi amaçladığını görüldüğü gibi arsa satışı karşılığı gelir paylaşımı sözleşmesinde, arsa sahibinin arsasını tahsis ettiğini ve bu arsa üzerinde tüm mali yükümlülükler yükleniciye ait olmak üzere inşaat yaptığını, bunun karşılığı olarak ta arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden farklı olarak yükleniciye pay devri yapılmamakta, yüklenici sözleşmede belirtilen koşullarda inşaatın yapımına ek olarak üstlenmiş olduğu bağımsız bölümlerin pazarlaması ve satışından elde edilen gelirden sözleşmede kararlaştırılan oranda payını aldığını, yüklenici tarafından —– tarihinde müvekkili şirkete dilekçe sunularak sözleşmenin bedeli ile arsa satışı karşılığı satış toplam gelirinin arttığı bildirilerek —- protokol imzalanmasının teklif edildiğini, taraflar arasında akdedilen —- tarihinde sözleşmede kararlaştırılan arsa satışı karşılığı toplam gelir olan —— ulaştığını, Bu ek protokolden sonra adi ortaklık içinde yer alan —– tarihinde—- davasını ikame ettiğini, —- verildiğini, —– ikame edildikten sonra sözleşme ile yüklendiği işi yerine getiremeyeceğini anlayarak —- yazısı ile projeyi finanse edemediğini, satışı yapılan bağımsız bölümlerin teslim edilmemesi, kira kaybı vb. gibi birçok nedenlerle projenin ——desteklenmek sureti ile bitirilmesini talep ettiğini, Müvekkili şirketin —– çıkışında sıkıntılar yaşaması, işçi ve personel alacaklarının ödeyememesi, bağımsız bölümlerin hak sahiplerine zamanında teslim edilememesi, müvekkili şirketin gecikme nedeni ile ticari itibarının zedelenmemesi gibi sebeplerle işin —- yaptırılmasına, işin geriye kalan kısmının ——marifeti ile bitirilmesine karar verildiğini, bu karar verilirken projenin onaylı satış tutarına göre ——— bitirileceğinin öngörüldüğünü, Şantiye giderlerinin beklenenden fazla olması, yüklenici adına ödenen borçların döviz kurundaki artış neticesinde yükselmesi nedeniyle onaylanan bütçenin kalan imalatların tamamlanmasına yetmeyeceğinin anlaşıldığını, müvekkili şirketin ———– tarihli yönetim kurulu kararı ile; projede bulunan stoktaki bağımsız bölümlere ekspertiz yaptırılarak el konulmasına, Stoktaki bağımsız bölümlerin ekspertiz bedelinden yüklenici payına düşen kısmı kadar yüklenici borcunun müvekkili şirket alacağından mahsup edilmesine, yüklenicinin —- tarihli yazısında onay verdiği şekilde müvekkili şirkete vermiş olduğu —– Mektuplarının nakde çevrilmesine, teminat mektuplarının nakde çevrilmesi ile oluşacak bütçenin işin bitirilmesi için gerekli olan bedeli karşılamaması durumunda yapılacak olan harcamaların müvekkili şirket tarafından karşılanarak yükleniciye borç kaydedilmesine karar verildiğini, davacının dava tarihi itibariyle doğmuş bir temlik alacağının alacağının bulunmadığını, dava tarihi itibari ile arsa payı karşılığı hasılat paylaşımı sözleşmesine göre yüklenici adi ortaklığın dava tarihi itibariyle müvekkili şirkete olan borcunun ——— olup temlik alacağı doğmadığını belirterek, açılan davanın reddini, dava tarihi itibariyle kesin kabul yapılmadığından ayni paylaşıma esas alınacak yüklenici payına düşen satılmayan bağımsız bölüm bulunmadığından davacının bu talebinin de reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, yüklenicinin——– inşaat sözleşmesinin diğer tarafına———- karşı açtığı alacak davasıdır. Davacı dava dilekçesinde talebini terditli olarak, öncelikle alacağının tahsilini, bu mümkün olmazsa, alacak tutarı kadar davalının taşınmazları üzerine banka lehine 1. dereceden ipotek konmasını istemiştir. Kısaca dava, hasılat paylaşımlı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
Bilindiği üzere uygulamada arsa üzerine inşaat, özel inşaatlar haricinde kat karşılığı —–veya hasılat paylaşımı şeklinde yapılan sözleşmelere göre yapılmakta olup, sözleşme gereği kat irtifakları tapuda arsa sahipleri adına kurulmaktadır.  Davalı ile dava dışı —- arasında yapılan sözleşme arsa payı karşılığı (gelir)hasılat paylaşımlı inşaat sözleşmesidir. — sermaye olarak arsa getirmiş; dava dışı adi ortaklık da — üstlenmiştir.
————-
Dava dışı yüklenici, bu inşaat işini yapmak için davacı bankadan nakdi ve gayri nakdi kredi kullanmıştır. Dava dışı yüklenicinin —- kredi borçlarını ödeyemediği, — tarihinde de arsa sahibi olan —- bitiremeyeceğini bildirerek, nama ifa talebinde bulunduğu, —– dosya kapsamından açıktır.
Yüklenici şirketlerin açtığı iflas erteleme davası —– esas sayılı dosyasında görülmüş, yargılama sonunda —–yönünden iflas erteleme talebinin reddi ile iflasına; —- iflas erteleme talebinin reddine, iflas verilmesine yer olmadığına” karar verilmiş, bu karar istinaf incelemesi sonucu kaldırılmış, yargılama hali hazırda ——sayılı dosyası üzerinden devam etmektedir.
Dava dışı yüklenicinin —– tarihli nama ifa komisyonu kurulması ve davalı marifetiyle işlerin tamamlanması talebi üzerine, davalı şirketin —- Yönetim Kurulu kararı ile inşaatın kalan kısmının —- marifetiyle yaptırılmasına, işin tamamlanması için —- gerektiğine, bunun da yüklenicinin payına düşen —- edişinden karşılanmasına, şayet yetmezse banka teminat mektuplarının nakde çevrilmesine karar verilmiştir.
Davalının —- tarihli yönetim kurulu kararı ile de, bloktaki bağımsız bölümlere el konulmasına, döviz kurundaki ve maliyetlerdeki artış sebebiyle işin tamamlanması için — gerektiğine, bunun yüklenicinin payına düşen —karşılanmasına, ayrıca yüklenicinin verdiği ——- mektuplarının nakde çevrilmesine karar verilmiştir.
Davacı, yüklenicinin payının hesaplanmasını ve temlik alan olarak kendisine verilmesini talep etmektedir.
Davalı ise, yüklenicinin yerine —- yüklenicinin geçmiş dönem işçi , —- dahi kendilerinin ödediğini, kendi hesaplarına göre yüklenicinin payına bir satış geliri kalmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmişlerdir.
Uyuşmazlık tam da bu noktada, dava dışı yüklenicinin payına alacak düşüp düşmediği, düşüyor ise yüklenicinin alacağını temlik alan davacının bunu isteyip isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
— tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı ———- olarak adlandırılan, karma sözleşme niteliği taşıyan, arsa satışı karşılığı inşaat ve hasılat paylaşımı sözleşmesinin — tarihinde akdedildiği; sözleşme eki ——— dava dışı—– belirlendiği, taahhüt konusu tutarın üzerinde satış olması durumunda ise artan kısım için paylaşım oranlarının Davalı —- belirlendiği; tapu kayıtlarında; ————- taşınmazlar içindeki — değerlemesinin yapıldığı —- ayrıntılı olarak yapılan araştırma, inceleme ve hesaplamalarımıza göre ——– hazırlanan raporda taşınmazlara tekdüze değerlerin takdir edildiği; hesap edilen bu bedellerin hangi bilimsel ölçütlere göre yapıldığının anlaşılamadığı; —- göre raporun hazırlandığı belirtilmiş ise de ——— kavramının açılımından da anlaşılacağı üzere; öngörünün, ileride olabileceği kestirme, niyet okuma gibi ayakları yere basmayan ve bilimsel bir karşılığı olmayan soyut bir kavram olduğu; oysa tarafımızca —— değeri tespit edilirken; aynı ana binada yer alan, ölçüleri ve yönü farklı olsa da aynı kalitede malzemelerle, aynı işçilikle, aynı vasıfta inşa edilmiş olan komşu —- satış sözleşmelerindeki değerleri somut emsal alınarak ve bilimsel bir şekilde ——– endeksleriyle, değerlendirme tarihine uyarlanarak, güncel Rayiç Değerleri belirlediği; bu nedenlerle, anılan Ekspertiz Raporundaki Değerlere itibar edilemediği; namı hesap komisyonunda dava dışı ———— bulunması ve alınan karar ve harcamalarda imzasının bulunması nedeniyle ve hayatın olağan akışında kendi aleyhine kararlara onay vermeyeceğinden dolayı yapılan harcamaların yerinde olduğu değerlendirmesinin yapılabileceği, ancak — tarihli değerleme raporuna göre kalan işlerin — olduğu ve toplam inşaat maliyetine oranlandığında geriye kalan işlerin yapım maliyetinin —- olabileceğinin değerlendirildiği, —- geriye kalan işlerin maliyet tutarı içerisinde geçmiş borçlar, vergi ve —- giderlerin dâhil olmadığı; buna karşın —- ekinde yer alan ve toplam kalan işin bitirilmesi için gereken tutar olarak belirtilen —- içindeki ——belirlendiği, öngörülen bu inşaat maliyetlerinin içeriğine dair bir belge sunulmadığından dolayı aradaki farkın hangi neden ya da iş kalemlerinden kaynaklandığının değerlendirilemediği, dava konusu işin eksik kalan —– miktarındaki işin —–olacağı hesap ve takdir edilmiş olup, hesap edilen bu maliyet piyasa rayiçlerine uygun ve kadr-i marufunda olacağı, ancak hangi şartlarda ibralaşma olacağı, geçmiş borç ve alacakların durumu, gelecekte oluşabilecek yeni masrafları içerip içermediği vb. konularda nasıl hareket edileceğinin belirsiz olmasından dolayı —- harcamalarının piyasa koşullarına uygun olup olmadığı hakkında kesin bir değerlendirme yapılamadığı, davalı —— kararında nama ifa çerçevesinde işin tamamlanması için gerekli olan tutarın —- olarak tespit edildiği; —-tarihli —-olarak revize edildiği, davalı ——— borçlu iken, —- değerleme sonucu el konulan —- ekspertiz bedelinin yüklenici payının ——– alınmak sureti ile aynı tablo yeniden oluşturulduğunda dava dışı temlik veren yüklenici şirketin davalı—— olduğu, dava dışı —- söz konusu sözleşmeden kaynaklanan hak ve alacaklarından —- alacağının Temlikname ile davacı bankaya Temlik edildiği, İnşaat İlerleme Tespit Tutanağına göre dava dışı adi ortaklık tarafından davacı bankaya —— temlik ödemesi yapıldığı ve davacının davalıdan temlik alacak bakiyesinin —- olduğu, davacı banka tarafından dava dışı ——–tutarındaki bakiye temlik alacağı da dahil ipotek ve kefalet karşılığında krediler kullandırıldığı, dava dışı firma ve kefillerine gönderilen —-tarihli ihtarname ekinde dökümü yapılan ticari taksitli kredi ve tazmin olunan 3 adet teminat mektubundan kaynaklanan —- nakit, —- ——- çek yaprağı sorumluluk bedeli olmak üzere toplam ——– alacağının banka kayıtları ile mutabık olduğu mütalaa edilmiştir.
Bilirkişinin teknik hesaplamaları usul ve yasaya uygun görülmüş, benimsenmiştir. Teknik inceleme gerektirmeyen itirazlar ise mahkememizce değerlendirilebileceğinden ek rapor alınması talepleri yerinde görülememiştir.
Davalı —- taşınmazlara biçtiği satış değeri — Davalıya göre,— yükleniciye ait olup, bu tutar ——–, dava dışı yüklenicinin kendisine —- vardır. Yine davalının kendi kayıtlarına göre inşaatın eksik kalan kısmı — bunun maliyeti de —–
Tümüyle davalının kendi rakamları esas alınsa dahi, kabaca —- —— düştüğümüzde davalının yüklenicinin payına halen —- çıkmaktadır. Bu durumda temlik alan sıfatıyla davacının bu davadaki—- milyon civarındaki talebi isabetli görülmektedir. ——-Yüklenicinin davalıya borcu — Kalan iş olan, ——- Bilirkişinin hesaplarına göre kabaca ——–eksik iş bedeli düşülünce yükleniciye —-kalmaktadır. Diğer bir ifadeyle bilirkişi heyeti yüklenicinin payını davalının kendi kayıtlarından çok daha yüksek hesaplamıştır)
Ne var ki, temlik veren için, alacak ne zaman muaccel olacaksa, temlik alan için de o zaman muaccel olacaktır. Yüklenicinin payına düşen ———– taşınmazlar, henüz satılmamıştır. O halde, satış gelirinin paylaşılmasından doğan alacağın temlikinde, bu alacağı temlik alanın, taşınmazlar satılmadan, alacağı muaccel olmayacaktır.
Davalı, dava dışı yüklenicinin satış gelirinden payı doğdukça —– zaman içinde davacı bankanın muvafakat yazılarını alarak, dava dışı yükleniciye ödeme yapmıştır. ————–
Bu durumda, elde kalan taşınmazların satışı yapılacak, satış geliri paylaşılacak, yüklenicinin payı varsa bu bankaya ödenecek veya bankadan muvafakat istenecektir. Somut olayda taşınmazlar henüz satılmamıştır. (Ayrıca, satış tutarı tahmin edilenden yüksek çıkarsa, yüklenicinin borcu düşüldükten sonra yükleniciye pay kalma ihtimali de vardır. Taşınmazlar satılmadan satış bedelini bilmek de mümkün değildir. Gayrimenkul piyasasına göre satış bedeli piyasaca belirlenecek, elde edilen satış gelirinin %62,49 u yüklenicinin olacağına göre, yüklenicinin payının ne olacağı satış yapılmadan belirlenemez. Yüklenicinin payı belirlenmeden muaccel olamayacağına göre alacağı temlik alanın da payı henüz belli değildir.
Davacı bankanın, davalının kötüniyetli olarak taşınmazları satmadığına ilişkin bir iddiası da yoktur. Taşınmazların mümkün olan en yüksek bedelle satılması da hem davacı hem davalının menfaatine olduğu da bellidir. O halde davanın erken açılan dava olduğu sonucuna varılmaktadır.
Davacının dava dilekçesi ile talep sonucu terditli olup, alacağın tahsili, bu mümkün olmadığı takdirde taşınmazlara 1. dereceden banka lehine ipotek tesisine karar verilmesi talep edilmiştir.
Terditli olan talep edilen ipotek tesisi talebi üzerinde de durmak gerekir. Mahkeme kararı ile bu taşınmazlara davacının ileride doğacak alacağı için teminat kabilinde ipotek konulması talebinin , dinlenirliliği yoktur. İpotek, ancak mülkiyeti elinde bulunduranın talebi veya bunu kararlaştıran bir akdi ilişki sonucu kurulabilir. Mahkeme kararı ile ipotek konmasını istemek mümkün değildir. (Tapu iptal tescile ilişkin taraflar anlaşır, taşınmazın bedeli ödenir ancak tapu devri yapılmazsa; veya ipotek konusunda anlaşılır, ancak malik ipoteği tapuya işletmezse, tescile zorlama davası açarak mahkemeden karar istenebilir. Ancak somut olayda böyle bir durum da mevcut değildir). Kaldı ki üstünde hak iddia edilen şey, —- kendisi değildir. Davacının yani temlik alanın temlik aldığı şey, —- taşınmazın satış gelirindeki yüklenici payıdır. Diğer bir ifadeyle paradır. Temlik verenin hakkından başka bir şeyi, temlik alana vermek, temlik alana para dışında bir ayni hak tesis etmek mümkün değildir. Davacının bu talebinde husumeti de bulunmamaktadır.
Açıklanan sebeplerle, erken açılan davada hukuki yarar olmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının alacak talepli davasının erken açılan dava olması sebebiyle usulden REDDİNE,
2-Davacının terditli olarak davalıya ait taşınmazlara ilişkin ipotek tesisli davasının REDDİNE,
2- Alınması gerekli 54,40TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 583.447,64 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 583.393,24TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 88,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 3.400,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 14/10/2020