Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/521 E. 2020/848 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/521 Esas
KARAR NO : 2020/848
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/05/2017
KARAR TARİHİ: 03/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ——- adlı firmanın sahibi olup davalı ile iş yerindeki personelin yemek ihtiyacının karşılanması konulu ticari ilişkiye girdiği, davalının bu doğrultuda verilen hizmetin karşılığı olan meblağları ödemekten kaçındığı, bu sebeple davalı aleyhine ———sayılı dosyası ile icra takibine girişildiği, icra takibine konu alacağın, —– tarihi itibariyle taraflar arası vuku bulan cari hesap olduğu, takibin sebebi olan cari hesabın dayanağını faturaların, davalıya tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalının haksız ve hukuka aykırı itirazı sebebiyle takibin durmuş olup, davacının alacağına kavuşamadığı, bu sebeple alacağın tahsili amacıyla alacak davası açılmış olup tarafların ticari defterleri üzerinde yapılacak inceleme ile davacının alacaklı olduğu tutarın tespit edileceği, bu sebeplerle davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun tebliğ edildiği ancak cevap vermediği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı ile davalı arasında sözlü olarak akdedilen personelin yemek ihtiyacının giderilmesi sözleşmesi kapsamında, davacının davalıdan cari hesap alacağının tahsili amacıyla açılan alacak davasıdır.
Mahkememizce, davacının davadan önce davalı tarafa yönelik başlatmış olduğu ———- icra dosyası celp edilmiştir. İncelenen icra dosyasında davalı şirketin ödeme emrine itiraz dilekçesinde davacıya borcu olmadığı aksine davacıdan alacaklı olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır. Bu durumda taraflar arasında takipten önce ticari ilişki bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Uyuşmazlığın tacirler arasında olması nedeniyle Mahkememizce ticari defterlerin incelenmesi için taraflara gün verilmiş, belirlenen gün ve saatte davacının ticari defter ve kayıtlarını sunduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce re’sen seçilen mali müşavir bilirkişinin —– tarihli bilirkişi raporunda özetle:”Davacı tarafa ait —- yılına ait ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfına haiz olmadığını, davacı yana ait — yılı ticari defterlerinin ibraz edilmediğini,—- yılı ticari defter kayıtlarına göre —yılı devir alacak bakiyesinin — olduğu, davacı tarafından davalı yana — sıra numaralı —- bedelli fatura ile —- sıra numaralı —-bedelli —- adet fatura düzenlendiği, davalı tarafından yapılan herhangi bir ödemenin olmadığı takip tarihi itibariyle incelenen davacı yan ticari defter kayıtlarına göre davacı yanın davalı yandan takip tarihi itibariyle—- alacaklı olabileceği, taleple bağlılık ilkesi gereği —— alacaklı olabileceği görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde raporunu Mahkememize sunmuştur. Mahkememizce davalı yana defter incelemesi için HMK 222 maddesi ihtaratlarını içerir tebligat çıkarılmadığından yeniden inceleme günü verilmiş, ancak belirlenen gün ve saatte davalı yanın defterlerini ibraz etmediği anlaşılmıştır.
Davacı vekili —- tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde talep edilen alacakların bilirkişi raporu doğrultusunda müddeabihin ıslahı yolu ile — arttırarak toplam —— davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep etmiştir. Islah dilekçesi davalı şirkete tebliğ edilmiş ancak beyanda bulunulmamıştır.
Bilindiği gibi fatura düzenlenmiş olması tek başına alacağı ispata elverişli değildir. Fatura konusu hizmetin/malın karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesi gerekir.Ancak davacı tarafından düzenlenen faturanın davalı ticari defterlerine kaydedilmesi faturada belirtilen malın/hizmetin davalı tarafça teslim alındığına karine teşkil eder.Mal/Hizmet alınmadığının ispat yükü bu durumda davalıya aittir. Mahkememizde görülmekte olan davada davalı taraf cevap dilekçesi sunmayarak her şeyi inkar etmiş sayılmış, ayrıca Mahkemece belirlenen gün ve saatte defterlerini sunmadığından, davacı tarafça davalıya kesilen faturaların davalının defterlerinde kaydedilip edilmediğine ilişkin inceleme yapılamamıştır. Hal böyle olunca davacının, cari hesaba konu mal veya hizmetleri davalıya teslim ettiğini ispatlayamadığı anlaşılmıştır.Nitekim dosya incelendiğinde davacının delil olarak; davacı ile davalı arasında akdedilmiş bir sözleşme, hizmetin verildiğine ilişkin davalı şirket imzası bulunan belge veya alacağın varlığına ilişkin taraflarca imzalanmış mutabakat metni gibi herhangi bir delil sunulmadığı, yalnızca cari hesaba konu bir kısım faturaların dava konusu olmayan icra takibine sunulduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafın dava dilekçesi incelendiğinde —- deliline dayandığı görülmüş, davacı vekiline —- tarihli celsede yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış, davacı taraf yemin deliline dayanmak istediğini beyan ederek; 2 haftalık kesin süre içerisinde —– tarihinde yemin metnini Mahkememiz dosyasına ibraz etmiştir. Mahkememizce celse arasında davalı şirket yetkilisine ihtaratlı ve yemin davetiyesi içerir tebligat çıkarılmış ve tebliğ edilmiş, —— tarihli celsede davalı şirket yetkilisinin yemini eda etmek için hazır olmadığı görülmüştür. Yemin HMK’nın 225 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılmaktadır. Davalı şirket yetkilisi yemin teklifine rağmen duruşmada hazır bulunmadığından ayrıca herhangi bir mazeret de bildirmediğinden HMK’nın 229. Maddesi gereği yemin konusu vakıayı ikrar etmiş sayılmış, davacının yemin metninin içeriği ve davalının yemini eda etmemesi doğrultusunda davalıdan—— alacaklı olduğu yönünden davasını ispat ettiği anlaşılmıştır. Yine Mahkememizce son duruşmadan önce vergi kayıtları celp edilmiş, incelenen vergi kayıtlarına göre davalının —- yılında —— adet faturayı vergi dairesine bildirdiği de anlaşılmıştır. Davalı tarafça cari hesaba konu faturalar için ödeme iddiasında bulunulmadığı gibi buna ilişkin bir delil de dosyaya sunulmamıştır. Hal böyle olunca davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde: Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafça davalı tarafa bu ticari ilişki kapsamında faturalar düzenlendiği, ancak davalı tarafça ödeme yapılmadığından eldeki davanın açıldığı anlaşılmış, Mahkememizce alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli ve denetlenebilir bulunmuş, davalı defterlerini belirlenen gün ve saatte ibraz etmediğinden ve davacı taraf malları/hizmeti davalıya teslim ettiği yönünde başkaca bir delil sunmadığından ispat yükü davacı üzerinde kalmış, davacının davalıya yemin teklifine rağmen davalının yemin eda etmek için hazır bulunmadığı anlaşılmış, bu nedenle davacının davasının yemin metni doğrultusunda kabulüne karar vermek gerekmiş, davacı vekili ıslah dilekçesi ile dava tarihinden itibaren yasal faiz talep etmiş olup, mahkememizce talep uygun bulunduğundan bu yönde karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,—— cari hesaptan kaynaklı alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 635,64-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 31,40-TL harç ile, 142,00-TL ıslah harcı toplamından oluşan 173,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 462,24-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL peşin harç, 31,40-TL başvuru harcı, 142,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 204,80-TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen toplam 932,75-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan davacı vekili için takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 03/11/2020