Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/520 E. 2019/1366 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/520 Esas
KARAR NO: 2019/1366
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/05/2017
KARAR TARİHİ: 17/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Taraflarınca daha önce davalı şirket aleyhine aynı dayanak sözleşmeden kaynaklı İstanbul Anadolu —. İcra Dairesi —-E Sayılı dosya ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı yanın haksız itirazları neticesinde İstanbul Anadolu -. Asliye Ticaret Mahkemesi — E Sayılı itirazın iptali davası ile itirazın iptaline takibin devamına karar verildiğini, bahsi geçen davanın — tarihli bilirkişi raporunda ve bununla birlikte takip konusu sözleşmenin 9.4.maddesi uyarınca ‘’Davalı, sözleşmenin 9.4 maddesinde 9.2. ve 9.3.’e uygun olarak hareket etmesi halinde, işveren kendisine 6 aylık brüt maaşına eşdeğer bir tutarı ödemeyi taahhüt ettiğini beyan ettiğini, dava dosyası incelendiğinde, davacının davalı şirketten —- tarihinde iş sözleşmesine son verildiği, iş akdinin sona ermesinden 1 yıl 5 ay 13 gün sonra —- tarihinde başka bir işyerinde çalışmaya başladığının tespit edildiğini, bu tespitler neticesinde ise sözleşmenin 9.2.ve 9.3. maddelerine aykırı hareket etmediği kanaatine varılmış olduğunu yukarıda ücret bölümünde belirtilen ücret miktarı üzerinden hesaplama yapıldığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 9.4.maddesi uyarınca davalı, davacıya ait 6 aylık brüt maaşına eşdeğer bir tutarı ödemeyi taahhüt ettiğini, davalının — TL’yi işleyecek yasal faizi ile birlikte ödemekle yükümlü olduğuna kanaat getirerek rapor tanzim edildiğini, bahsi geçen bilirkişi raporundaki brüt tutar esas alınarak, hüküm altına alınan kendilerince daha önce fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla net (ücret) olarak talep edilen tazminat tutarı miktarı düşüldükten sonra kalan kısım için ek icra takibi başlatıldığını, karşı yanın haksız itirazı neticesinde işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, taraflar arasında —- tarihinde düzenlenen iş sözleşmesinin 9.4. maddesine dayalı olarak, davalı borçlu aleyhine bakiye alacak tutarı için, İstanbul Anadolu -. İcra Dairesinin — Esas sayılı ilamsız icra takibi dosyası ile —TL fazlaya ilişkin haklar saklı tutulup icra edildiğini,müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan — tarihli iş sözleşmesinin ilgili maddeleri gereği ve özellikle 9.4 maddesi gereği müvekkil işinin sona ermesinin ardından 1 yıl süre ile işbu sözleşmede yer alan bölüm 9.2 ve 9.3’e uygun olarak hareket ettiği için davalı şirket, müvekkile 6 aylık brut maaşına eşdeğer icra takip tutarındaki meblağı ödemekle yükümlü olduğunu, ödenmesi gereken tazminat tutarının sözleşmede açıkça yazılı olması ve müvekkilinin tazminat hesaplanmasına esas alınması gereken ücretinin karşı yanca bilinmesi nedeniyle takip dayanağı alacak aslının likit olduğunun aşikar olduğunu, tüm bunların yanı sıra; aynı sözleşmeye dayanarak ve fazlaya ilişkin haklarımızı saklı tutarak, kendilerince İstanbul Anadolu -. İcra Dairesinin— E sayılı ilamsız icra takibii dosyası ile — TL fazlaya ilişkin haklar saklı tutulup icra edildiğini, davalı tarafından yapılan itiraz sonucunda İstanbul Anadolu -.Asliye Ticaret Mahkemesi — E —- K Sayılı davada, davaya konu icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verildiğini, bu sebeplerle ve fazlaya ilişkin tazminat ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla, icra takibine karşı yapılan haksız itirazın iptaline, takip ile talep edilen —- TL üzerinden icra takibinin faizi ile devamına %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İtirazın iptali davası itirazın tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılması gerektiğini, davacının açmış olduğu iş bu davanın kanunda belirtilen sürede açılıp açılmadığı hususunun araştırılması taleplerinin olduğunu, davacının dava dilekçesindeki taleplerine karşı zamanaşımı itirazlarının olduğunu, davacı tarafın iddiaları ve talep etmiş olduğu tazminat alacağının sözleşme hükmü göz önüne alındığında hukuki zemini bulunmadığı gibi anılan alacak taleplerine karşı zamanaşımı defilerinin olduğunu, davacı tarafından, aynı sözleşmeye ve aynı sözleşme maddesine dayalı olarak, İstanbul Anadolu – Asliye Ticaret Mahkmesi’nde — E. sayı ile açılmış bulunan itirazın iptali davası bulunduğunu, davacının bu dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuna dayanarak iş bu davayı açtığını, işbu dosyanın karara çıktığını ve karara karşı istinaf yoluna başvurduklarını, bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, ayrıca davacı müvekkili olan şirkete karşı işe iade davası açtığını ve işe iade davası kesinleştiğini, bunun üzerine, davacıya yargıda geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatı ödendiğini, hem rekabet yasağından hem de işe iadeden gelen tazminatlar davacı lehine sebepsiz zenginleşme teşkil edeceğini, davacının rekabet etmemeden doğan tazminat alacağının şartları oluşmadığını, davacının iş akdi davalı işverenlikçe geçerli nedenle fesih edildiğini, tazminat alacağının şartlarının oluştuğu kanaatine varılması halinde ise , davacının kusuru oranında takdiri indirim hakkının kullanılması taleplerinin olduğunu, davacının kendi tutum ve davranışı nedeniyle kusurlu olmasından ötürü, kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir tazminata hükmedilecekse yerleşik Yargıtay kararları doğrultusunda davalı işverenlik lehine takdiri indirim hakkının kullanılması taleplerinin olduğunu, icra inkar tazminatının reddi gerektiğini, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için alacağın gerçek miktarının bedeli ve sabit olması veya borçlu tarafından alacağın tüm unsurlarıyla tespitinin mümkün olması gerektiğini, bu kabul şekline bağlı olarak, itirazın iptali halinde alacaklının icra inkar tazminatı isteyebilmesi için gerek uygulamada, gerekse öğretide öngörülen alacaktaki “likit” yani muayyenlik ve belirlenebilirlik niteliği ve koşulunun bulunmadığı da iş bu davada aşikar olduğunu, davacının iş sözleşmesinden doğan rekabet etmeme tazminatının şartları oluşmadığını, davacının kötüniyetle hareket ederek şartları oluşmayan alacak hakkında icra takibi başlatmış olduğunu, bu nedenle usule ilişkin itirazlarının kabulü ile davanın esastan incelemesine girilmezden evvel reddine , esasa ilişkin itirazlarının kabulü ile haksız ve mesnetsiz davanın külliyen reddine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı tarafça taraflar arasında akdedilen iş sözleşmesinin 9. Maddesine uygun hareket edildiği gerekçesiyle 1 yıllık çalışmama tazminat alacağından bakiye miktar için başlatılan İstanbul Anadolu –. İcra Müdürlüğü’nün —E. Sayılı icra dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar isteminden ibarettir.
Mahkememizce İstanbul Anadolu- ATM’nin – E. -K. Sayılı dosyası ve İstanbul Anadolu -. İcra Müdürlüğü’nün — E. Sayılı icra dosyası celp edilmiştir. Başlatılan icra takibinde davalı tarafa ödeme emri – tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı tarafça – günlük itiraz süresi içerisinde — tarihinde itiraz edildiği, davacı tarafından Mahkememize 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunmuş olup, davacının —- tarihinde işten ayrılması sonrası 1 yıl boyunca sözleşmeye uygun hareket etmesi neticesinde—- tarihinde ücrete hak kazanacağı anlaşılmış, dava konusu alacak 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan ve dava tarihi itibariyle henüz dolmadığından zamanaşımı itirazı yerinde bulunmamıştır.
Eldeki dava ek dava niteliğinde olup, asıl dava İstanbul Anadolu -. ATM’nin — E. Sayılı dosyasında görülmeye başlanmıştır. İlgili dava dosyası incelendiğinde; Mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre davacının sözleşme gereği brüt ücretinin 6 katı olan toplam —TL talep edebileceği hesaplanmış, Mahkemece davacının iş sözleşmesinin haksız nedenle feshedildiği, İstanbul Anadolu -.İş Mahkemesinin — tarih,— Esas ve Karar sayılı kararı ile davacının iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğine ve işe iadesine karar verildiği ve iş bu kararın Yargıtay -.H.D.’nin – tarih —- Esas ve Karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiği, davacının iş akdinin feshinden sonra bir yıl süreyle başka bir şirket nezdinde çalışmadığı, somut olay bakımından sözleşmenin 9.4.maddesine uygun hareket eden başka bir ifadeyle sözleşmenin sona ermesinden sonraki bir yıllık sürede rekabet etmeme edimini yerine getiren davacının sözleşmede öngörülen ve talep ettiği ödemeye hak kazandığı, talep edilen alacağın cezai şart niteliğinde olmaması sebebiyle indirim yapılmaması gerektiği gerekçesiyle takip ve dava miktarı olan —TL üzerinden hüküm kurulmuştur. Davalının kararı istinaf etmesi üzerine incelenen ilk derece mahkemesi kararına yönelik İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi-. HD’nin – E. -K. Sayılı ilamı ile; “Davacının kesinleşen yargı kararı ile sabit olduğu üzere davalı işveren tarafından haksız olarak hizmet sözleşmesi feshedilerek işten çıkartıldığı , taraflar arasındaki sözleşmenin 9.2 ,9.3 ve 9.4 maddeleri uyarınca davacının işten ayrılması halinde 1 yıllık süre ile aynı işi yapan başkaca bir işyerinde çalışmama karşılığı bir yıllık ücret ödeneceğinin taahhüt edildiği , taahhüt edilen ücret sözleşme hükümleri ve bilirkişi hesaplamasına göre —,- TL olduğu,davacının taahhüdüne davalının haksız feshine rağmen uyduğu ,işe iade kararından sonra işe başlatmama halinde ödenecek tazminat ile doğrudan bağlantı kurulamayacağı mükerrerlik bulunmadığı, istemin bedele yönelik olup ceza niteliğinde olmadığı bu sebeble tenkise tabi olmadığı ,davalı vekilinin tanığı dinlenmeden karar verildiğine yönelik sebebinin ise HMK 189/3 kapsamında yerinde görülmediği ,alacak hesaplanabilir olduğundan likit bulunduğu anlaşılmakla İlk Derece Mahkeme kararına karşı ileri sürülen istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmış ,davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.” gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Davalı vekili kararı temyiz etmiş, Yargıtay -. HD— E.- K. Sayılı ilamı ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararı uygun bularak kararın kesin olarak onanmasına karar vermiştir.
İstanbul Anadolu -. ATM’nin- E. Sayılı dosyasında hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının davalıdan toplam —-TL alacaklı olduğu tespit edilmiş, Mahkemece hüküm kurulan –TL alacağın bilirkişi tarafından tespit edilen miktardan düşülmesi sonucu bakiye -TL üzerinden eldeki davaya konu takibin başlatıldığı anlaşılmıştır. Asıl dava kesinleştiğinden ve dava konusu, tarafları, sebebi aynı olduğundan Mahkememizce İstanbul Anadolu -. ATM’nin -E. sayılı dava dosyası ve alınan bilirkişi raporu hükme esas alınmış, davacının iş sözleşmesine uygun davranması ve bir yıl boyunca ihlalde bulunmaması nedeniyle sözleşmenin 9.4 maddesi uyarınca lehine doğan altı aylık brüt maaşına eş değer hesaplanan alacağından asıl davada hükmedilen alacağın mahsubu neticesinde bakiye—-TL alacaklı olduğu anlaşılmış ve davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Öte yandan davalı taraf cevap dilekçesinde feshin haklı olduğunu, bu nedenle alacak hakkının bulunmadığını, cezai şarta hükmedilecekse bile indirim yapılması gerektiğini, alacağın likit ve belirlenebilir olmaması sebebiyle icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerektiğini beyan etmişse de esasen tüm itirazları Yargıtay denetiminden geçmiş asıl davada değerlendirilmiş olunup; kesinleşen İş Mahkemesi kararına göre feshin haksız olduğu tespit edildiğinden, alacak cezai şart niteliğinde bulunmadığından ve bu nedenle indirim yapma koşulları oluşmadığından, son olarak alacak likit ve belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, hükme esas alınan ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılan İstanbul Anadolu-. ATM’nin -E. Sayılı dosyası birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalı işyerinde— tarihleri arasında çalıştığı, taraflar arasında iş sözleşmesinin akdedildiği ve davalı yanın iş sözleşmesini haksız nedenle feshettiği anlaşılmış, İş sözleşmesinin 9.2 , 9.3 hükümlerine uygun hareket eden davacının 9.4 maddesi gereği 6 aylık brüt maaşına eşdeğer tutarda tazminat hakettiği kanaatine varılmış, davacının ek dava olan eldeki davada hükme esas alınan İstanbul Anadolu -. ATM’nin —E. Sayılı dosyasında bilirkişice hesaplanan —-TL alacak miktarından asıl davada Mahkemece hüküm kurulan –TL alacağın düşülmesi sonucu bakiye –TL alacaklı olduğu anlaşılmış, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kabulü ile, davacının İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğü’nün—- E. Sayılı dosyası ile başlattığı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
2-Kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 2.091,63-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 333,81-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.757,82-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 333,81-TL peşin harç toplamı olan 365,21-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen toplam 80,00-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 3.674,36-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.17/12/2019