Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/400 E. 2021/752 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/400 Esas
KARAR NO : 2021/752
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/04/2017
KARAR TARİHİ : 10/06/2021
BİRLEŞEN DAVA ——
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/04/2017
KARAR TARİHİ : 10/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı (temlik veren) —– imzalandığı, davalı borçlu —- sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzaladığı, —- kaynaklı çek yükümlülük bedelleri süresinde ödenmediği, iş bu nedenle davacı banka tarafından söz konusu borcun ödenmesi ile ilgili borçlunun sözleşmede beyan edilen adresine gönderilmek üzere —— yevmiye nolu ihtarname keşide edildiği, ilgili borcun ödenmemesi halinde alacağın tahsili için yasal yollara başvurulacağı hususu ihtar edildiği, anılan ihtarnameye rağmen söz konusu borç ödenmediği ve bunun üzerine —— sayılı dosyalar ile dava dışı —ve davalı borçlu — aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu—– itirazları haksız ve dayanaksız olmakla birlikte süre kazanmaya yönelik ve kötü niyetli olduğu, iş bu nedenle davacı bankaya davalı borçlunun yapmış olduğu haksız itirazlarının iptali ile takiplerin devamını talep ettiği görüldü.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı bankanın iddiası doğru olmadığı, davalı ———- imzası olmadığı ve imzalamadığı —– incelendiğinde sadece borçlunun imzası bulunduğu, davalı şahısın imzası kefalet sözleşmesi olarak düzenlenen ayrı bir sözleşmede bulunduğu bu sözleşmede her ne kadar genel kredi sözleşmesine atıf yapılmış ise de esas sözleşme imzalanmadığı, bu sözleşmeden kaynaklanan borçtan sorumlu olmadığı, borçlu şahısın hesabı cari hesap şeklinde açıldığı ve davalıdan habersiz daha sonra kredi anlaşmaları yapıldığı, bunlardan davalının sorumlu olması beklenmediği, hangi krediye ne şekilde kefil olunduğu açık bir şekilde belirtilmesi gerektiği, ayrıca davalı şahısın bu kredi için bankanın borçlu şahısa bu kredi için bankanın davalıdan aldığı ancak davalıya keşide ettirdikleri bonoyu da ödediği, bu sözleşmenin geçerli bir sözleşme olmadığı, müteselsil kefilliğin geçerliği için kefalet miktarının ve müteselsil kefil olduğunu belirten ibarenin kefilin kendi el yazısı ile yazımı şartı olduğu, görüldüğü üzere davacı bankanın davası haksız ve kötü niyetle açılan bir dava olduğu reddini gerektirdiği, davalı hakkında bir çok takip başlattığı ve bunlara bunlara davalının itirazlarının olmasına rağmen sadece —- dosyaya dava konusu yapıldığı, davacı banka bunlarla bir deneme yoluna gittiği, başarılı olması durumunda diğer davalarla ilgili dava açmayı düşündüğü, davanın reddi ile kötü niyetle yapılmış olan takip nedeniyle alacağın %20 oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine ve yargılama giderlerininde davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,—– kaynaklanan borcun ödenmemesi nedeniyle dava dışı asıl borçlu ile davalı kefil aleyhine başlatılan icra takibine itiraz üzerine, her bir icra takibi için ayrı ayrı açılan itirazın iptali davasıdır.
Dava açılırken —- sayılı takip dosyaları için dava açıldığı, mahkememizin —– tarihli 2. celsesinin – nolu ara kararı ile—– esas sayılı dosyalarına ilişin davaların tefrikine davaların ayrı mahkeme esasında yürütülmesine karar verilmiştir.—- dosyası yönünden mahkememizin —- sayılı sırasına kaydedilmiş, ancak davacı tarafından bu dosyanın takip edilmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.—sayılı dosyası yönünden mahkememizin — sırasına kaydedilmiş ve yargılamaya bu esas üzerinden devam edilmiş, mahkememizin — yeniden ana dosya olan —- birleştirilmesine karar verilmiştir. Sonuç olarak eldeki asıl davada —–takip dosyası ve birleşen mahkememizin — dosyasında ise————- Esas sayılı takip dosyası yönünden yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı —– —- imzalandığı, davalının bu sözleşmede müteselsil kefil olarak yer aldığı tarafların kabulündedir. Uyuşmazlık ise; genel kredi sözleşmesinde davalının imzasının olmaması nedeniyle kefalet sözleşmesinin geçerli olup olmadığı, takibe konu kredilerden davalının sorumlu olup olmadığı hususundadır.
Kefalet sözleşmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 581 ila 603 üncü maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kefalet sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu’nun 581 inci maddesinde “kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme” şeklinde tanımlanmıştır. Kanunda yer alan bu tanıma göre kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir.
Kefalet sözleşmesi kişisel bir teminat sözleşmesidir. Diğer sözleşmeler gibi kefil ile alacaklının karşılıklı ve birbirine uygun iradelerinin birleşmesi ile meydana gelir. Bu sözleşme ile kefil, asıl borçlunun borcunu alacaklıya karşı ifa edememesi tehlikesini kişisel olarak üstlenmektedir.
Türk Borçlar Kanunu’nda kefalet sözleşmesinin geçerliliği 818 sayılı Borçlar Kanunu’ndan daha ağır şartlara bağlamıştır. Kefalet sözleşmesinin geçerli olması, genel hükümlerin yanında, Türk Borçlar Kanunu’nun 583. ve 584. maddelerde kefalet sözleşmesi için öngörülen koşulların varlığına bağlıdır. Bu koşullar mevcut ve geçerli borcun bulunması, kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ve kefil evli ise eşin rızasının alınmasıdır.
Davalı her ne kadar dava konusu kredi borçlarına konu sözleşmelerden dolayı sorumluluğunun olmadığını savunmuş ise de; kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmış olduğu, —— atıf yapıldığı, kefalet sözleşmesinde kefalet üst sınırının belirlendiği, davalının kefalet sözleşmesindeki kefil olarak imzasının varlığını kabul ettiği tespit edilmiştir. Bu haliyle kefalet sözleşmesi geçerlidir. Bilirkişi raporunda da; çek yaprağı garanti ödemesi kapsamında davacı —– tarafından ödemelerin yapıldığı belirlenmiş olup, yapılan bu ödemelerden davalının bu kredi borçlarından dolayı kefil olarak sorumluluğu bulunmaktadır. Bilirkişi raporunda belirlenen hesaplamaların usulüne uygun olması dikkate alınarak bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, alacak likit olduğu için %20 icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Asıl dava olan mahkememizin —– Esas sayılı dosyası yönünden;
1-Davanın KABULÜ ile, —– takip dosyasına davalının yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE, takibin aynen devamına,
2-Kabul edilen 1.216,54 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 83,10-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 64,16-TL harcın mahsubu ile bakiye 18,94-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 64,16-TL peşin harç toplamı olan 95,56-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen toplam 785,70-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 1.216,54-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Birleşen mahkememizin —— sayılı dosyası yönünden;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,—— Esas sayılı takip dosyasına davalının yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, takibin — asıl alacak, — işlemiş akdi faiz, —- temerrüt faizinin —olmak üzere toplam — üzerinden ve takipten itibaren takip talebinden talep edilen temerrüt faizi ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen 1.216,56 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 83,10-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından harç dışında harcanan 25,20-TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan 25,16TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 1.216,54-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan1.84-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Tarafların artan gider avansı bulunması halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/06/2021